Sosyal Medya

Yasin Aktay: Türkiye'nin yalnızlığı söyleminin psikolojik altyapısı

Türkiye’nin, büyüdüğü oranda bölgesel ve küresel düzeyde daha büyük tehditlerle, gerilim ve çatışmalarla yüz yüze kalması kaçınılmaz bir şey midir, bir dış politika başarısızlığı mıdır?



Bu sorunun doÄŸal olarak, son zamanlarda Türkiye’ye atfedilen “yalnızlık”, “kuÅŸatılmışlık” gibi bakış açılarına tersinden bakmayı teklif eden bir yanı var elbet. Ä°ÅŸin aslı, olaya nasıl baktığınızın geliÅŸmeleri nasıl gördüÄŸünüzü kesinkes belirliyor olduÄŸudur.
 
Türkiye, yüzyıllık tarihinde hiç olmadığı kadar aktif bir dış politika uyguluyor ve bu aktivite ister istemez bir çok cephede bir çok aktörle karşı karşıya getiriyor. Olayın belki en nesnel ÅŸekilde görüleceÄŸi yer Türkiye’nin ihracat rakamlarıdır. 35 milyar dolardan alınan ihracatın bugün 180 milyarı geçmiÅŸ olması karşınıza kaçınılmaz olarak bir çok rakip çıkarır. Hele bu rekabet konusunun bir kısmının savunma sanayii alanında olması…
 
Türk ürünlerine olan ilginin bütün dünyada artmış olması ve ürün kalitesine olan bakışın olumlu yönde deÄŸiÅŸmiÅŸ olması ise Türkiye’nin tam da bu dönemde kaydetmiÅŸ olduÄŸu geliÅŸmenin bir ürünü.
 
Peki bu alanlarda geliÅŸmiÅŸliÄŸin Türkiye’yi her cephede savaÅŸan ve giderek yalnızlaÅŸan bir ülke haline getirmesi kaçınılmaz mıdır?
 
Öncelikle kim ve hangi deÄŸerlendirmeyle ve hangi alanda Türkiye’nin yalnızlaÅŸmış olduÄŸunu iddia ediyor. Türkiye’nin Suriye konusunda Rusya, Ä°ran, ABD, Fransa ve Suriye rejimiyle ihtilafa hatta yer yer çatışmaya girdiÄŸi doÄŸru ama aynı ülkelerle bütün iliÅŸkileri çatışma üzerine mi oturuyor? Ä°htilaf ettiÄŸi hususlarda tezleri var, iddiaları var ve bunda ısrar ediyor, ancak baÅŸka bir çok alanda (Suriye rejimi hariç) onlarla eskisinden bile çok daha ileri düzeyde iliÅŸkilerini sürdürüyor.
 
Türkiye’nin iddialı olduÄŸu bir çok konuda karşısında bir eksenle karşılaşıyor, ama bu ekseni baÅŸka eksenlerle de dengelemenin bir yolunu buluyor ve neticede Türkiye ÅŸu anda Suriye’den Irak’a, Libya’dan Somali’ye her alanda sahada tarihinde görülmemiÅŸ bir etkinlikle varlığını ortaya koyuyor.
 
Yalnızlık tezi her olayı kendi başına deÄŸerlendirmektense, bütün ihtilaflı konularda Türkiye’nin karşısında yer alan tarafları toplayarak ve bu muhalifliklerini mutlaklaÅŸtırarak Türkiye’ye bir baÅŸarısızlık atfetmeyi pek seviyor. Bu arada bütün ihtilaflarda haklılığı peÅŸin peÅŸin karşı tarafa vererek çok “yabancı” bir tutum sergiliyor. Bu “yabancı”, hatta biraz da “Fransız” tutumla Türkiye’ye güce teslimiyet ve ilkesizlikten baÅŸka nasıl bir dış politika önerisi yapılabilir?
 
Oysa Türkiye’ye atfedilen yalnızlık konusunda varsa nesnel kriterleri, diÄŸer ülkelere de uygulasalar bakalım ne görecekler?
 
Mesela bu esnada iliÅŸkilerin bozuk olduÄŸu Mısır, dünyada çok mu sosyal? Dünya ülkeleri ile ideal ve baÅŸarılı bir dış politika iliÅŸkisi mi var? Varsa bu iliÅŸkileri kendisine nasıl bir fayda saÄŸlıyor? Ülke ÅŸu anda bütün ekonomik göstergeleriyle adeta bir “yok ülke” hükmüne girmiÅŸ, ekonomisi batık, hiçbir yatırım ortamı yok ve dünyada hiçbir itibarı yok. Ä°sterseniz daha yakından bakın, çok daha büyük fecaatler göreceksiniz. Ülkeyi kendi vatandaşı için siyasi özgürlükler açısından bir cehenneme çevirmiÅŸ olmasından bahsetmiyoruz bile.
 
Ya BirleÅŸik Arap Emirlikleri? Kiminle arası iyi? Türkiye ile iliÅŸkileri en iyi durumdayken bile Türkiye’deki darbe giriÅŸimlerini ve terör örgütlerini destekleyen BAE’nin Arap halkları arasındaki ismi Ä°marat yerine “entrika” anlamına gelen “muamerat” devletine çıkmış bu ülkenin dış politikasına mı özenmeli Türkiye?
 
Bu süreçte yine Türkiye’nin bir ÅŸekilde arası bozulmuÅŸ olan Suudi Arabistan’a mı özenmeli? Kendi vatandaşını kendi konsolosluk alanında testereyle kesmiÅŸ olduÄŸu için bütün dünyaya rezil olmuÅŸ bir yönetim ile Türkiye’nin mevcut iliÅŸkileri Türkiye’ye bir ÅŸey kaybettirmek bir yana çok büyük itibar kazandırmıştır. Bunu görmüyorsanız yalnızlığı giderecek nasıl bir sosyallikten bahsedeceksiniz?
 
Darbecilerle, entrikacılarla, testerecilerle, halkına katliam yapanlarla hiçbir ihtilaf yaÅŸamadan gül gibi yaÅŸayıp gidebileceÄŸimiz bir dünya özlemi nasıl bir sosyallik arzusunun, nasıl bir dış politika özleminin ifadesidir?
 
Gelelim Batı tarafına? Türkiye’nin ABD ile iliÅŸkilerindeki ukde nasıl giderilebilir mesela? Ä°ki yolu var:
 
1. Türkiye kendi sınırlarında PKK’ya açıkça kurdurulmaya çalışılan devlete ses çıkarmaz ve bu konuda tam bir teslimiyetle nasıl bir iÅŸbirliÄŸi yapacağını da ortaya koyar, ABD’nin kahramanı olur, ama Türkiye’nin ve ümmetin rezili olur.
 
2. Yine Türkiye Ä°srail’in Siyonist politikalarına hiç itiraz etmez, onun iÅŸgalci, yayılmacı politikalarını destekler yine ABD’nin ve içindeki Yahudi lobilerinin kahramanı ve Türkiye ve ümmetin rezili olur. Yanında Ä°srail, ABD ve belki bir çok Avrupa ülkesi olur, ama yanında kim olmaz, onu da yalnızlıktan pek sıkılmış olanlar söylesin.
 
Dış politikadaki bu yalnızlık söylemi, kimse kusura bakmasın, altını kazıdığınızda ciddi psikolojik hastalıklar barındırıyor. Türkiye yalnız kalmasın diye kendi haklarından feragat etmesini tavsiye edebiliyorlar.
 
Neden? Ne zorumuz var? Kurtların yapmayacağı bir paylaşımla Türkiye’yi ihtilaf öncesi bir aÅŸamada Akdeniz’den silmeye çalışanların alayına itiraz edecek yürek mi yok bizde? Hepsine birden itiraz etsek çok yalnız kalırız deyip sineye mi çekelim bu zulmü?
 
Psikolojik rahatsızlık, yalnız kalma korkusu, yanındakileri görmemekten, belki onları aÅŸağılıyor olmaktan kaynaklanıyor biraz da.
 
Oysa Türkiye her iki deÄŸerlendirmede de yalnız deÄŸildir. Yani hem beÄŸenmedikleri ülkelerden, halklardan müthiÅŸ bir destek var hem de Türkiye ile ihtilaf halindeki ülkelerle tek iliÅŸkisi o ihtilaf ettiÄŸi konular deÄŸil. DiÄŸer konularda iliÅŸkiler ve ittifaklar devam ediyor.
 
Üçüncüsü, aynı kriterlerle hiçbir ülke Türkiye’den farklı deÄŸil, hatta çok daha kötü.
 
Neticede, dünyada müthiÅŸ bir hareketlilik ve yeni bir paylaşım ve dolayısıyla bir sürü kavga var ve bu süreçte herkes yeni ittifaklarla bu kavgalarda türlü ÅŸekillerde yer alıyor.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.