Sosyal Medya

Tercüme Haber

Tercüme Haber: Müslüman demokrat liderlerin makus kaderi: Darbe, idam ve ölüm

Askeri darbelerle devrilen demokratik yollarla seçilmiş eski devlet başkanlarının idamı, yargısız infazı ve öldürülmesi Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde yaygın olarak görülen bir realite haline getirildi.



Müslüman demokratlar, manevi ve laik hukuku kaynaÅŸtırmanın yanı sıra fiziksel ve entelektüel emperyalizmin kalıntılarından gerçek bir bağımsızlık elde etme isteklerini uygularken ürkütücü ÅŸekilde benzer kaderlerle karşı karşıya kaldılar. Muhammed Musaddık, Adnan Menderes ve Muhammed Mursi, Müslüman çoÄŸunluklu bir dünyada halkları için demokratik fakat temelde Müslüman bir kimliÄŸi savunanların kaderine dair eÅŸi bulunmaz birer örneklik teÅŸkil ediyorlar.
 
Ä°ran: Musaddık’ın Yalnızlığı
 
Muhammed Musaddık 1951’de Ä°ran’ın baÅŸbakanı seçildi. Parlamentonun neredeyse tamamının desteÄŸiyle Musaddık hükümeti, daha önce Ä°ngiliz petrol ÅŸirketlerine ait olan Ä°ran’ın petrol sahalarını kamulaÅŸtırmak için oy kullandı. Bu hamle, Ä°ngiltere ve Ä°ran Åžahı arasında diplomatik bir krize yol açtı.
 
Ä°ngiliz Petrolleri olan Anglo-Iranian isimli bir ÅŸirket tarafından, 1909’da elde edilmiÅŸ bir kira kontratına dayandırılarak inÅŸa edilen Ä°ran’ın Abadan bölgesindeki Abadan Petrol Rafinerisi, o sırada dünyadaki en büyük petrol rafinelerinden biriydi. Musaddık’ın petrol sahalarını kamulaÅŸtırma giriÅŸimine tepki olarak Britanya, önce askeri güçlerini Abadan petrol rafinesinin kontrolünü ele geçirmek için seferber etti; fakat daha sonra bu kararı tersine çevirdi ve Musaddık hükümetini baltalamak için BirleÅŸik Krallık adına çalışan Ä°ranlı ajanlarını kullandı.
 
Bunu, Amerikan istihbarat teÅŸkilatı CIA ve Åžah güçlerinin iÅŸbirliÄŸine dayalı gizli bir operasyon takip etti ve 1953’te Musaddık hükümetini devrildi. CIA ancak 63 yıl sonra darbedeki rolünü kabul edecekti. Musaddık, askeri bir hapishanede üç yıl hücre hapsine mahkûm edilecek ve on yıldan fazla ev hapsinde tutulacaktı. Kendisinden önceki ve sonraki siyasi suçlular gibi, Musaddık’ın ölümü de belirli bir oranda fiziksel ve zihinsel ıstıraba baÄŸlanabilir.
 
Modern Ä°ran’ın vicdanı, Musaddık’ın ölümünü unutmuyor. Hatta, demokratik iradeyi bastırmayı amaç edinmiÅŸ Batı müdahalesiyle boÄŸuÅŸan bir tarihin verdiÄŸi bilinçle hareket ediyor. Bu demokratik irade geleneksel deÄŸerleri demokratik hedefler ile birleÅŸtirirken madenleri hedef alan sömürge hareketini durdurmaya çalışmıştı. 1950’lerdeki bu batı müdahalesi, 1979 Ä°slam Devrimi ile sonuçlanacak bir hareketin fitilini ateÅŸleyecekti. Nihayetinde, Musaddık’ın devrilmesi de tıpkı diÄŸer demokratik yollarla seçilen liderlerin devrilmesi gibi, halkın iradesini susturma hedefinin tam tersi bir tabloyla sonuçlandı.
 
Türkiye: Menderes’in Ä°damı
 
Cumhuriyet Halk Partisi’nin, cumhuriyetin ilanıyla baÅŸlayan uzun iktidarından sonra, Adnan Menderes 27 yıllık bir aranın ardından Türkiye’nin demokratik yollarla seçilen ilk baÅŸbakanı oldu. Menderes bir demokrattı ve pek çok açıdan laikti de, yalnızca geleneksel Müslümanların yaÅŸam tarzına yeni bir hoÅŸgörüyle yaklaÅŸmıştı. Partisi 1950’deki seçimlerde 1932’den beri yasaklanmış olan Arapça ezanı yasal hale getirdi. Menderes, az bilinen bir konuÅŸmasında, meclis üyelerinin, çoÄŸunluk halifeliÄŸi temel alarak kurulmuÅŸ bir yönetimi istediÄŸini belirtse dahi, hangi hükümet biçimini tercih ettiklerine karar verirken demokratik haklara sahip olduklarını söyledi. 
 
27 Mayıs 1960’ta yapılan bir askeri darbe, seçilmiÅŸ hükümetin devrilmesine ve Menderes’in tutuklanmasına sebep oldu. Menderes ve Demokrat Parti’nin önde gelen isimleri askeri mahkemece yargılandı. Menderes idam cezasına çarptırıldı ve bir sene sonra idam edildi. Ancak Menderes’in idamı, bu cinayeti Cumhuriyet’in ‘ilk günahının’ bir lekesi olarak gören bir Türk nesli üretti; geri alınamayacak ve bir daha tekrarlanamayacak bir günah. O zamanlar bir çocuk olan Türkiye’nin ÅŸimdiki cumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Menderes idama mahkûm edildiÄŸinde kendi halinde bir denizci olan babasının aÄŸladığına ÅŸahit olanlardan biriydi. O anki üzüntünün siyasi kariyeri için önemli bir nokta olduÄŸunu belirtiyor.
 
Mısır: Mursi’nin Adım Adım Öldürülmesi
 
Mısır’ın ilk ve tek demokratik yollarla seçilen cumhurbaÅŸkanı Dr. Muhammed Mursi’nin neredeyse bir yıl önceki ölüm haberi epey sarsıcı fakat “bütünüyle tahmin edilen” bir olaylar zincirinden ibaretti.  Büyük insan hakları örgütlerinin çoÄŸu Mursi’nin devlet hapishanelerinde geçirdiÄŸi altı yıl boyunca acil tıbbi bakıma ihtiyacı olduÄŸunu savundu.
 
Mısır’ın Kahire ÅŸehrindeki kötü namıyla bilinen Akrep hapishane kanadındaki eski bir gardiyan, bunun önceden tasarlandığını söyledi: Ä°çeri girenler, ölmeden tekrar dışarı çıkamazdı. Åžeker hastası olan Mursi’nin aynı zamanda tansiyon rahatsızlığı da vardı ve altı yıl boyunca her gün 23 saat tek başına hücre hapsinde tutuldu. Ailesine bu altı yıl boyunca toplamda üç kez ziyaret izni verilirken, gerekli tıbbi yardım talepleri reddedildi. Mursi mahkemede bayıldığında ve söylenenlere göre kalp krizi geçirdiÄŸi sırada ölüme itilirken bile, eÄŸitimli doktorlar olan diÄŸer mahkumların yardımına koÅŸması engellendi.
 
ErdoÄŸan, BirleÅŸmiÅŸ Milletler ve çeÅŸitli insan hakları örgütleri, çok sayısı kasten adam öldürme iddiasıyla bu ölümün araÅŸtırılması için bağımsız bir soruÅŸturma yapılması çaÄŸrısında bulundu. Ölümünün ardından, ortaya çıkan yeni bilgiler, Mısırlı yetkililerin, halka açık bir ÅŸekilde siyasi partisinin dağılmasını kabul etmemesi halinde Mursi’yi “sonuçlarına katlanmakla” tehdit ettiÄŸini gösterdi. Ailesinin talebine raÄŸmen, Mursi’nin cenazesi, ölümünden sonra yalnızca birkaç saat içinde alelacele hükümetin seçtiÄŸi bir mezarlığa gömüldü. Ölümünün ayrıntılarına dair katı bir sansürün ardından halka açık bir cenaze töreninin resmi olarak reddedilmesi kafalarda pek çok soru iÅŸaretine sebep oldu.
 
David Hearst, Mursi’nin ölümünden kısa bir süre sonra yazdığı bir yazısında, Mısır cumhurbaÅŸkanı Abdül Fettah el-Sisi’nin Mursi’yi daha özel bir ÅŸekilde ortadan kaldırmak için bolca fırsatı olduÄŸunu ancak konunun yerel ve uluslararası takipçilerini, Mursi’nin doÄŸal yollarla öldüÄŸüne ikna etmek istiyorsa infazın halka açık ÅŸekilde yapılması gerektiÄŸini anlatıyor. Bu, Mursi’nin bir hücre yerine halka açık bir mahkemede çöküÅŸünü açıklıyor.
 
Bu üç nüfuzlu figürün makus talihleri ve aynı zamanda kendi halklarının gerçek, meÅŸru ve tabandan gelen taleplerini temsil etme vizyonları ilginç bir ÅŸekilde birbirine benziyor. Demokratik yollarla seçilmiÅŸ liderleri zorla görevden alan gayri meÅŸru ve yasadışı cuntalar, bu talepleri yok saydı. Sonuçta, doÄŸrudan veya dolaylı olarak bu liderler hapsedilirken öldürüldü. Ulusal ve kültürel bağımsızlığa ulaÅŸma arayışlarında hayatlarını kaybettiler.
 
Ä°nsan, 1960’ta Menderes’in içinde bulunduÄŸu kötü durum ile 21. yüzyılda Mursi’nin içinde bulunduÄŸu acı durum arasında paralellikler kurmaktan kendini alamıyor. ErdoÄŸan’ın Menderes’in idamı açıklanırken aÄŸlayan babasını anımsaması gibi, bugün Mursi’nin ölümüne ÅŸahitlik eden Mısırlı birçok genç, fiziksel ve entelektüel emperyalizme karşı sürdürülen mücadeleye sadık ve demokratik iradeye uygulanan baskıya karşı mücadele eden, geleceÄŸin liderleri olacak.
 
*Abderrahmane Armor tarafından kaleme alınıp, The Middle East Monitor Haber Ajansı'nda yayımlanan bu makale, aslına sadık kalınarak Sümeyye Tırpan tarafından, DüÅŸünce Mektebi adına tercüme edilmiÅŸtir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.