Sosyal Medya

Suudi Mahkemesinin Kaşıkçı kararı neyi gösterir?

Yasin Aktay / YeniÅŸafak



Suudi Arabistan’da (SA) Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olarak görülmekte olan bir dava varmış. Öyle diyoruz, çünkü davanın seyrini, içeriÄŸini, sanıkların durumunu, delilleri, mahkeme reisini falan kimsenin bildiÄŸi, takip edebildiÄŸi yok. Dünyaya kapalı, ilgili taraflara kapalı, kendi kendilerine yürüttükleri bir dava.

Daha savcının ilk mütalaası bir iddianame olmaktan ziyade, peÅŸin peÅŸin asıl olaÄŸan ÅŸüphelileri aklama telaşında bir avukatın savunma mütalaası gibi. Bilgileri ve emirleri olmaksızın hiçbir ÅŸekilde böylesi bir hadisenin olması ne akıl ne saÄŸduyu ne de mantık ölçüsünde mümkün olmayan kiÅŸileri daha ilk mütalaada olaydan beri ilan eden iddianameyle baÅŸlayan davanın adalet tesis etmekten ziyade birilerini aklamak için yürütülecek bir tiyatro olarak gerçekleÅŸeceÄŸi besbelliydi. Ama bu haliyle bile yeterince ilginç bir tiyatro. Ä°zleyicisi olmayan, sadece sonuçları hakkında bilgilendirmenin yapıldığı bir tiyatro.

GeçtiÄŸimiz Aralık ayında aslında 5 kiÅŸiye idam cezası verildiÄŸi ilan edildiÄŸinde bile bu mahkemenin bu kararıyla Cemal Kaşıkçı’yı adeta yeniden bir kez daha öldürmüÅŸ olduÄŸunu söylemiÅŸtik. Çünkü davada 31 kiÅŸi hakkında açılmış, soruÅŸturma 11 kiÅŸinin üzerine yoÄŸunlaÅŸarak devam etmiÅŸ, 5 kiÅŸiye idam 3 kiÅŸiye 24 yıl hapis ve 3 kiÅŸiye de beraat kararı verilmiÅŸti. Cinayetin taammüden ve planlanarak iÅŸlenmediÄŸi, aniden geliÅŸen bir müsademe sonucunda gerçekleÅŸmiÅŸ olup, olaya da sadece sözkonusu 5 kiÅŸinin doÄŸrudan karışmış olduÄŸu geri kalan hiç kimsenin bu olayda hiçbir suçunun olmadığı hükmüne varılmıştı.

Grubu görevlendirmiÅŸ olan Suud el-Kahtani’ye ise, kendisini suçlayacak hiçbir delil bulunamamış olduÄŸundan dolayı dava bile açılmamıştı. Tabi onu suçlayamayınca, daha önceki bir ifadesinde, “kendisinden habersiz tuvalete bile gitmediÄŸini” söylediÄŸi veliahtı da suçlayacak hiçbir ÅŸey bulunamamış. Tabii olayla ilgili baÅŸka bir skandal gerçek ise hakkında idam cezası verilen bu 5 kiÅŸinin hangileri olduÄŸu, hapis cezası verilenlerin kimler olduÄŸuna dair hiç bir malumatın olmaması.

Yine de davada idam cezasının çıkmış olması, olaya bir nebze de olsa bir ihtimam gösteriliyor olduÄŸu izlenimi vermiyor deÄŸildi, ama daha sonra bir de ne görelim ne duyalım? Cemal Kaşıkçı’nın oÄŸlu Salah bir twitter mesajında Kur’an’daki bir ayete atıfla affetmenin daha hayırlı olduÄŸu gerekçesiyle “babasının katillerini affettiklerini” duyurdu.

Åžeriat öyle diyormuÅŸ. Son zamanlarda ÅŸeriat adına ne varsa silip atma yarışına girmiÅŸ olan MBS bir anda ÅŸeriatı hatırlamış ve onda kendisine bir çıkar yol bulmuÅŸ. Bunun ÅŸeriata tam bir bühtan olduÄŸu da geçerken belirtilmesi gereken bir gerçek. Åžeriatta kısas hallerinde ailenin affı mümkün, ama Allah aÅŸkına bu cinayet yanlışlıkla mı, karşılıklı bir kavga esnasında istenmeden mi iÅŸlendi ki sözkonusu ÅŸeriat hükmü buna uygulansın.

Tamamen planlanarak, çok sayıda kiÅŸinin katılımıyla masum bir kiÅŸiye karşı uygulanan hunharca bir cinayeti ailenin bile affetme yetkisi var mı ÅŸeriatta? Yok. Bu cinayet bir insanlığa karşı suç davasıdır ve Cemal Kaşıkçı’nın yakınlarının deÄŸerlendirmesini aÅŸmıştır.

Ne var ki, gördüÄŸümüz kadarıyla Salah Kaşıkçı’nın bu mesajı mahkemeyi ikna etmiÅŸ ve olayla ilgili 31 kiÅŸi arasından nasıl seçilmiÅŸlerse 5’iyle sınırlandırılan idam cezaları 20 yıla indirilmiÅŸ.

Mahkemeyle ilgili hiçbir ÅŸeffaflığın olmadığı bir süreçte yürütülen bu dava Türkiye’nin zaten doÄŸal olarak ve tarafsızca yürüttüÄŸü davadan sanıkları kaçırma telaşını da yansıtıyor.

SA mahkemesi Kaşıkçı katillerini yargılamamış, onları korumaya, kollamaya almıştır. Onları adaletten kaçırmak için onlarla bir dayanışma içine girerek onlara yardım ve yataklık suçu iÅŸlemiÅŸtir.

Tabii Salah Kaşıkçı’nın bu twitter mesajını hangi ÅŸartlar altında atmış olduÄŸu meselesi de var ortada. Gerçekten özgür iradesiyle mi attı bu mesajı? Kaşıkçı’yı SA’a getirmek için, getiremiyorsa susturmak için oÄŸullarıyla tehdit eden bir ÅŸebeke var ortada. Bu ÅŸebekenin Kaşıkçı cinayetinden sonra susmuÅŸ veya faaliyetini durdurmuÅŸ olduÄŸunu düÅŸündürecek ne var elimizde? Halihazırda SA’da keyfi olarak ve sadece fikirlerinden dolayı tutuklanmış çok sayıda insanın kendi yakınlarının da takibata ve tehditlere maruz olduÄŸunu bilmeyen yok. Daha birkaç hafta önce basına yansıyan, eski Suud istihbaratçı Saad al-Jabri’yi, üstelik Kaşıkçı cinayetinden sadece 12 gün sonra bulunduÄŸu Kanada’da aynı yöntemlerle öldürmek üzere bir suikast timi gönderildiÄŸi bilgisi hala taze. Al-Jabri’nin de tıpkı Kaşıkçı gibi SA’a dönmek için ikna edilmeye çalışıldığı bunun için de çocuklarının tutuklanmış ve ne durumda olduklarına dair hiçbir bilginin bulunmadığı anlaşılmıştı.

Bu tür uygulamaları son derece mutat olan bir yönetim aygıtının, kendi elinde bulunan Salah veya Kaşıkçı yakınlarından böyle bir ifadeyi hangi ÅŸartlar altında almış olduÄŸuna dair eminim kimsenin bir merakı yoktur.

Açıkçası, ülkenin bütün kurumlarına agresif bir tutum içinde hükmeden olaÄŸan ÅŸüphelinin kontrolündeki bir mahkemeden adil bir kararın çıkmayacağı kesindir. Adalet isteniyorsa herkesin bu konuda hiçbir tarafgirliÄŸi olmayan, sanıklara her türlü savunma hakkını tanıyan, muhakeme sürecini en ÅŸeffaf ÅŸekilde yürüten ve olayın da cereyan etmiÅŸ olduÄŸu yer olması dolayısıyla Türkiye adaletine güvenmesi gerekiyor.

Nitekim Türkiye’de dava zaten devam ediyor ve ilk celsesi geçtiÄŸimiz Haziran ayında yapılan mahkemenin bir sonraki celsesi 24 Kasım’da. SA yargısı verdiÄŸi kararla adaletin tesisine en ufak bir katkıda bulunmamış olsa bile bu kararıyla davanın boyutlarına dair yeni bir veri saÄŸlamış bulunuyor.

Eminim bu veri de Türkiye mahkemelerince en münasip ÅŸekilde deÄŸerlendirilecektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.