Güncel
BAE petrolü, İsrail'in ihracat ihtiyacını karşılayacak
Normalleşme anlaşmasının, OPEC'in dördüncü büyük üreticisi Birleşik Arap Emirlikleri'ni petrol ithalatına bağımlı olan İsrail pazarına açacağı öngörülüyor.
Tel Aviv ile Abu Dabi arasındaki normalleÅŸme anlaÅŸması iki ülke arasında yeni enerji iÅŸ birliklerini gündeme getirirken, ithal petrole bağımlı Ä°srail pazarının, OPEC'in dördüncü büyük ham petrol üreticisi BirleÅŸik Arap Emirlikleri'ne (BAE) açılacağı öngörülüyor.
BAE petrolünün Akdeniz'deki alıcılarına ulaÅŸmadan önce Ä°srail'in güneyindeki Eilat AÅŸkelon Boru Hattı ÅŸirketi üzerinden ülke içinde kullanıma sunulması ve Ä°srail'in günlük 300 bin varil kapasiteli iki petrol rafinerisinde iÅŸlenmesi deÄŸerlendiriliyor.
Öte yandan, günlük 236 bin 249 varil petrol tüketimi olan Ä°srail'in üretimi 5 bin 977 varil seviyesinde bulunuyor. TükettiÄŸi petrolün yüzde 92'sini ithal eden ülke, bu ithalatın büyük kısmını Rusya ve Azerbaycan'dan saÄŸlıyor.
Ä°srail'in, mal satışı ve gemi hareketlerine yönelik ambargo nedeniyle Basra Körfezi'ndeki Arap ülkelerinden ham petrol satın alamadığı dikkate alındığında, 2 milyon varilini ihraç etmek üzere günlük 3 milyon varil petrol üreten BAE'nin Ä°srail için stratejik bir alternatif olacağı öngörülüyor.
Ä°srail ile iliÅŸkilerini normalleÅŸtiren ilk Körfez ülkesi olan BAE'nin ise petrol tesislerine yapılacak olası bir Ä°ran saldırısına karşı Ä°srail'in füzesavar teknolojisinden yararlanmak istediÄŸi ve yenilenebilir enerjide Tel Aviv ile iÅŸ birliÄŸi yapmayı hedeflediÄŸi belirtiliyor.
"Ä°srail’in petrol ithalat giderleri azalacak"
Washington merkezli danışmanlık ÅŸirketi Gulf State Analytics Üst Yöneticisi Giorgio Cafiero, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BAE'nin, resmi olarak Ä°srail'e petrol ihraç edecek ilk Körfez ülkesi olacağını söyledi.
Ä°ki ülke arasında imzalanması muhtemel enerji anlaÅŸmalarının, Ä°srail'in enerji güvenliÄŸiyle doÄŸru orantılı olduÄŸunu belirten Cafiero, "Ä°srail, birçok ülkeden petrol ihraç ediyor ancak BAE, bu ülkeler arasında mesafe bakımından Ä°srail'e en yakın ülke olacak. Böylece, Ä°srail'in petrol ithalat giderleri azalacak." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Cafiero, Ä°srail'in petrol kaynağı olarak gördüÄŸü ve kendisi için en ekonomik rota olan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nden yaptığı ithalatın birçok zorlukla karşılaÅŸtığını vurgulayarak, buradan Ä°srail'e gidecek petrolün siyasi anlaÅŸmazlıklar yaÅŸadığı Türkiye üzerinden geçmek zorunda olması ve Irak'taki Ä°ran nüfusu sebebiyle, Tel Aviv yönetiminin sıkıntı yaÅŸadığını anlattı.
Petrol zengini birçok Arap ülkesinde yaÅŸanan çatışmaların Ä°srail'in enerji politikalarını güvensizleÅŸtirdiÄŸini kaydeden Cafiero, "BAE'den gelecek petrol, Ä°srail'in enerji güvenliÄŸini saÄŸlama amacı taşıyor. Bunun karşılığında, Abu Dabi Ulusal Petrol Åžirketi (ADNOC), Ä°srail pazarından büyük gelirler elde edecek." ifadelerini kullandı.
"BAE, DoÄŸu Akdeniz'de söz sahibi olmaya çalışıyor"
OrtadoÄŸu AraÅŸtırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Uzmanı Haydar Oruç ise BAE'nin, Ä°srail'in DoÄŸu Akdeniz'de keÅŸfettiÄŸi doÄŸal gazı Avrupa'ya ulaÅŸtırması amaçlanan EastMed Boru Hattı Projesi'ne ilgi duymasının, normalleÅŸme anlaÅŸmasının bir ayağı olduÄŸunu ifade etti.
Söz konusu projenin fizibilite çalışmaları kapsamında, Avrupa BirliÄŸinden saÄŸlanan bazı fonların yanı sıra BAE'nin de yaklaşık 100 milyon dolar yatırım yaptığını anımsatan Oruç, "BAE'nin bölgedeki gerginliklerde kedisini hak sahibi bir aktör gibi ortaya sürmesinin arka planında, Türkiye-Libya arasındaki deniz yetki alanı anlaÅŸmasının EastMed'in hayata geçirilme ihtimalini ortadan kaldırmasının yaratmış olduÄŸu irrasyonalite olabilir." diye konuÅŸtu.
Oruç, anlaÅŸma kapsamında EastMed Boru Hattı'nın inÅŸasında Türkiye'nin izni ve onayına ihtiyaç duyulduÄŸunu vurgulayarak, baÅŸta Ä°srail ve BAE olmak üzere bu eksende yer alan diÄŸer ülkelerin, Türkiye'nin bölgedeki etkinliÄŸini azaltma, hatta tamamen sonlandırma giriÅŸimleri olduÄŸunu aktardı.
Türkiye'nin uluslararası hukuka dayanan hakları ve bölgedeki askeri gücü sebebiyle diÄŸer ülkelerin farklı yollara baÅŸvurduÄŸunu belirten Oruç, "BAE'nin, Türkiye'nin dikkatini baÅŸka yöne çekmek amacıyla Güney Kıbrıs Rum yönetimi ve Yunanistan'ın uluslararası hukuka aykırı taleplerine destek vermesi, Abu Dabi'nin kapasitesini aÅŸan bölgesel güç olma iddiasının bir sonucudur." dedi.
Oruç, Türkiye'nin, bölgede yeni bir eksen oluÅŸturma potansiyeline sahip olduÄŸuna iÅŸaret ederek, ÅŸunları kaydetti:
"Mevcut durumda, Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaÅŸma gereÄŸince çizilen münhasır ekonomik bölge hattının EastMed projesine imkan tanımadığı ve anlaÅŸmanın geçersiz hale getirilmesi için Türkiye'nin tüm cephelerde geri adım attırılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Fakat, Türkiye karşısında kim olursa olsun kendi ulusal çıkarlarını ve Mavi Vatan'ını korumakta muktedirdir."
Henüz yorum yapılmamış.