Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Asıl salgın ilaç terörüdür

Amerika’da piyasaya çıkan her beş ilaçtan bir tanesi yan tesirlerinden dolayı insanları daha çok hasta yaptığı ve ölümlere sebep olduğu için geri çekilmektedir. Ne kadar çok kişi hasta kategorisine konulursa o kadar çok kâr yapıldığı ve bu sektör genelde hep korunduğu için bu sektörde perde arkasında dönen oyunların çok azı ortaya çıkar.



Bu kadar acımasız oyunların oynandığı bir dünyada maalesef biz millî bir saÄŸlık politikası geliÅŸtiremedik. Türkiye, savunma baÅŸta olmak üzere birçok sektörde yerli atılımı yaparken ilaç gibi stratejik sektördeki millî üretimi ihmal ettik. Yerli firmalar yabancı firmalara bir limit konulmadan satıldı, ilaç pazarı ABD'li ve Avrupalı firmaların eline geçti.

1978 yılında ABD ve Ä°ngiltere’de John Ehrenreich’un editörlüÄŸünde birkaç uzmanın bir araya gelerek yazdığı “Modern Ä°lacın Kültürel Krizi” adlı eserde, modern-kimyasal ilaç sektörünün kolonileÅŸtirme döneminden itibaren nasıl bir sömürü yaptığı, kitleleri nasıl kontrol silahı olarak kullandığı, emperyalist düzen ile ilaç sektörünün iliÅŸkisi, Rockefeller ailesi ve Rockefeller Vakfı’nın bu alanda oynadığı rol, bu sistemde para ve kârın önce geldiÄŸi, insan saÄŸlığının arka plana itildiÄŸi, yozlaÅŸtırılan bu sistemde doktorlara ne gibi bir rol biçildiÄŸi çok açık ve net olarak ortaya konulmaktadır.

“Modern Ä°lacın Kültürel Krizi” adlı kitap çok öncelerden ilaç firmalarının bütün kirli yüzünü ortaya koyuyordu, fakat bir yerde ucu insan saÄŸlığına dokunuyordu. Bu sektör hem para, hem de politik olarak bilim insanları, toplumlar ve hükümetler üzerinde o kadar etkiliydi ki, onların kirli çamaşırları hakkında yazılanlar fazla etkili olmuyordu. ABD’nin acımasız emperyalist saldırganlığı, büyük finans kuruluÅŸlarının soygun ve oyunları hakkında yazılanlar gibi fazla etkili olmadığı gibi caydırıcı da olamıyordu. Bu sürdürülemez durumun bedelini de en sonunda insanoÄŸlu ödüyordu.

‘Doktorlar Ä°laç Firmalarının Memuru’

ABD Georgetown Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Adriane Fugh-Berman, ilaç firmalarının, doktorların çoÄŸunun bağımsızlıklarını ellerinden alıp onları kendi maaÅŸlı memurları gibi yönlendirdiklerini ve kontrol ettiklerini belirttikten sonra ÅŸöyle demiÅŸti:

    "Doktorlar artık ilaç firmalarının kucağında oturan fino köpekleri olmamalı."

Tabii bu yorum her doktor için geçerli deÄŸildir. Dünyada saÄŸlık sektöründe, yüz milyarlarca doları bulan inanılmaz boyutta yolsuzluklar vardır. Dünya saÄŸlık sektöründeki yolsuzlukların boyutu devletlerin ekonomilerini sarsacak, bütün dünyada halkın saÄŸlığını olumsuz ÅŸekilde etkileyecek boyutlara ulaÅŸmıştır.

Gelirin Yüzde 10-25 Arası RüÅŸvete

Berlin merkezli, uluslararası ÅŸeffaflık konusunda araÅŸtırma yapan bir kuruluÅŸun (Transparency International) araÅŸtırmasını kaynak alan WHO’nun raporuna göre; dünyada saÄŸlık sektörünün tedavi için yaptığı harcamaların yüzde 10-25 arası manipülasyon, rüÅŸvet gibi çeÅŸitli yollarla boÅŸa harcanıyor. Saygın medikal dergilerde yeni ilaçlar konusunda yazı yazan ve ilaç firmaları tarafından satın alınmış uzmanlar da ilaç sektöründe dönen rezalette büyük rol oynuyorlar.

RüÅŸvete 30 Milyar Dolar

Yalnız ABD’de ilaç firmaları kendi ilaçlarının promosyon ve reklamı için senede 30 milyar dolar harcıyorlar. Bu paranın yüzde 68’i yani 20 milyar doları, doktorları kendi ilaçlarını kullanılması için ikna etmeye gidiyor. Bu uzun yılları alan araÅŸtırma, ABD’nin en saygın medikal dergisi olan JAMA’da 2019 yılında yayınlandı.

Bu acı gerçek ilaç firmalarının ve onların etkisi altındaki doktorların güvenirliÄŸi ve insan saÄŸlığı açısından skandal deÄŸil büyük bir trajedidir. Buna benzer araÅŸtırmalar daha önce de yapılmıştı. Kendisini ilaç firmalarının eline teslim etmemiÅŸ Dr. Adriane Fugh-Berman’ın “Doktorlar artık ilaç firmalarının kucağında oturan fino köpekleri olmamalı” cümlesi bu gerçekler ışığında daha anlamlı hâle geliyor.

Davranış Ve DüÅŸünce DeÄŸiÅŸtiren Ä°laçlar

CIA’in Bilim Ä°stihbaratı Bölümü (Scientific Intelligence Division) ve ABD ordusunun Özel Operasyon Bölümü’nün Kimyasal BirliÄŸi (Special Operation Division of the U.S. Army’s Chemical Corps) iÅŸbirliÄŸiyle laboratuvarlarda yapılan çalışmalar sonucunda geliÅŸtirilen ve MKULTURA adını verdikleri programla kiÅŸilerin davranışlarını ve düÅŸüncelerini kontrol için ilaç geliÅŸtirme programı II. Dünya Savaşı’ndan sonra devreye sokulmuÅŸtu.

Yeni ilaçlar yoluyla kiÅŸilerin düÅŸüncelerini ve davranışlarını kontrol eden MKULTRA programı, CIA’in 1955 yılına ait belgelerinin 21 Eylül 1977 senesinde ABD Senatosu’nda soruÅŸturulmasında (Senate Hearings) ortaya çıktı. 1950’lerin başında baÅŸlayan bu çalışmaların 1962 yılında sonlandırıldığı ifade edilmiÅŸti fakat bu araÅŸtırmaların CIA’in AraÅŸtırma ve GeliÅŸtirme (Research and Development) Bölümü’nde devam ettiÄŸi ortaya çıktı.

CIA’den Hafızayı Silecek, Åžuuru Yok Edecek Ä°laç

CIA, MKULTRA programında uyguladığı ilaçlarla, bu ilaçların insanları bir kukla haline döndürdüÄŸünü gözlemliyordu. CIA, hafızayı silecek, ÅŸuur kaybına neden olacak ilaçlar üzerinde çalışıyor, bu ilaçları karşı grupları saf dışı etmek amacıyla kredibilitesini yok etmek istedikleri kiÅŸiler üzerinde kullanmayı hedefliyordu.

Aynı zamanda CIA ÅŸahısların kiÅŸiliÄŸini deÄŸiÅŸtirerek onları baÅŸka kiÅŸilere bağımlı hâle getirecek ilaçlar üzerinde de çalışırken, kiÅŸileri tembelleÅŸtirecek, çalışma ÅŸevkini kıracak kimyasalları da araÅŸtırıyordu.

CIA’in, MKULTRA programı yalnız CIA ve ABD ordusunun belli bölümlerinde deÄŸil üniversitelere, hastanelere, hapishanelere, ilaç firmalarına kadar 80 deÄŸiÅŸik kuruma yayılmış deÄŸiÅŸik kaynaklardan destek alan bir çalışmaydı. Kısacası CIA uzun zamandan beri çeÅŸitli beyin yıkama terkipleri üzerinde çalışmakta, bu pis iÅŸlerini bilimsel kurumlara kadar yaymakta, hapishanelerdeki mahkûmları da denek olarak kullanmaktaydı.

Milli Ä°lacımız Yok Firmalar Yabancılara Geçti

Yerli firmalar yabancı firmalara bir limit konulmadan satıldı, ilaç pazarı ABD'li ve Avrupalı firmaların eline geçti. Türkiye’de senede yalnız kansere ilaçlarına harcanan para 30 milyar lira. Kemoterapi, radyoterapi ve diÄŸer kanser tedavileriyle birlikte yılda kansere harcanan para 100 milyar liranın üzerinde. Sadece bir kanser ilacı Türkiye’de üretiliyor. Türkiye’de en çok ciro yapan ilk 100 ilacın 95’i ithal.

Åžu an biyoteknoloji ve ilaç baÅŸta olmak üzere birçok saÄŸlık alanında yüzde 86’lara varan dışa bağımlıyız. Türkiye’de orijinal ilaç geliÅŸtirilemiyor. Orijinal ilaç, bir molekülden baÅŸlayarak ilaç üretmek mânâsına geliyor. Türkiye’de sermaye birikimi buna uygun deÄŸil. ABD’ de yeni bir ilacın piyasaya çıkmasına kadar geçen dönemde yapılan harcamaların birkaç yüz milyon dolardan 2.7 milyar dolara kadar maliyeti olduÄŸu belirtiliyor. Bu parayla Türkiye’de birçok ilaç fabrikası kurulur.

Bu konuya devletin el atması ÅŸart! Türkiye’de halihazırda piyasada bulunan ve patent süresi dolmuÅŸ olan yabancı ilaçların muadilini yahut diÄŸer ifadesiyle jeneriÄŸini tekrar ruhsat alıp yapabiliyoruz.

Bayer: Biz Bu Kanser Ä°lacını Fakirler DeÄŸil Zenginler Ä°çin Yaptık

Bu tip çalışmalar için küresel güçler toplumda saygınlığı olan bilim insanlarını kullanır. Kısaca bilim insanlarının bir kısmı, böyle tehlikeli projelere baskı, sindirme, vatan aÅŸkı veya para karşılığında, bazen de bilmeyerek iÅŸtirak ederek bilgilerini yozlaÅŸtırmakta ve kötü amaçlarda kullanmaktadırlar. Özellikle aşılar baÅŸta olmak üzere ilaçlar aslında biyolojik silah olarak kullanılır.

Bu kadar acımasız oyunların oynandığı bir dünyada maalesef biz millî bir saÄŸlık politikası geliÅŸtiremedik

Bugün dünya ilaç pazarı 1,3 trilyon dolar civarı ve 2023’de bu rakam 1,5 triyonu bulacak. Bu pazarın üçte biri ABD’de. 2020 itibariyle ABD reçeteli ilaç harcamaları 500 milyar dolar. Birkaç ilaç firmasının tekeline de böyle büyük bir sektörün müÅŸterileri hastalardır. Ä°laç firmaları ilaçların ilk üretimi pahalıya mal olduÄŸundan fahiÅŸ fiyatlar uyguluyor. ABD’de 2010-2018 arası reçeteli ilaç fiyatları yüzde 50 üzerinde arttı. Ä°laç firmaları önce Amerikan halkını sömürüyor sonra diÄŸer ülkelerin halklarını. Aslında Batı’daki bütün ilaç firmaları aynı taktiÄŸi uyguluyor.

Bayer ilaç ÅŸirketinin CEO’su, Dr. Marijn Dekkers, Ocak 2014’de ÅŸöyle diyordu: “Biz bu kanser ilacını (fakir) Hintliler için yapmadık. Biz bu ilacı almaya gücü yeten Batılılar için yaptık!”

Trump, Reklamını Yaptığı Sözde Korona Ä°lacının Ortağı

Trump 2016 yılında Time dergisine verdiÄŸi röportajda, ‘BaÅŸkan seçilirsem ilaç fiyatlarını düÅŸüreceÄŸim’ demiÅŸti. Fakat onun gücü de ilaç firmalarına yetmedi. Ä°laç fiyatları azalmadı daha çok arttı. Zenginlerin çoÄŸunun ilaç firmalarında hisseleri var çünkü bu sektör hiç zarar etmiyor. Mesela Trump’ın “Covid-19 virüsüne iyi geliyor” diye defalarca tekrarladığı Plaquenil ilacını üreten Sanofi ÅŸirketinde hissesi olduÄŸu iddia edildi. Sonra bu hissenin çok az olduÄŸu ileri sürüldü.

Ä°laç lobilerinin baskısıyla doktorlukla bir alakası olmayan ama hukuk firması ile ilaç firmalarının en büyük lobiciliÄŸini yapan Alex Azar (1967-) 2007 yılından itibaren uzun yıllar dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden olan Eli Lilly’nÄ°n CEO’luÄŸunu yaptı.

Ä°llegal Ruhsatla Bile Ä°laç

Alex Azar bu firmanın CEO’su iken ÅŸirket 2009 yılında ürettikleri anti deprasyon ilacı Zprexa’yı çocuk ve yaÅŸlılara illegal olarak ruhsat dışı pazarladığından dolayı 1,4 milyar doların üzerinde para cezası yemiÅŸti.

Eli Lilly 2012 yılında Meksika’da Ä°nsülin ilacının fiyatını ÅŸiÅŸirerek pahalı sattığından dolayı ceza yedi. Alex Azar 2017 yılında bu firmadan ayrılıp politikaya atıldığında geliri 2 milyon dolardı. 2018 yılında ilaç firmalarının adamı olarak ABD SaÄŸlık Bakanlığı koltuÄŸuna oturdu. Böyle bir düzende halk hiçbir zaman güvende deÄŸildir. Çünkü saÄŸlık metalaÅŸtırıldığı, hastalar müÅŸteri olduÄŸu sürece bu sektörde sömürü hiç bitmeyecektir.

5 Ä°laçtan Biri Öldürüyor

Amerika’da piyasaya çıkan her beÅŸ ilaçtan bir tanesi yan tesirlerinden dolayı insanları daha çok hasta yaptığı ve ölümlere sebep olduÄŸu için geri çekilmektedir. Ne kadar çok kiÅŸi hasta kategorisine konulursa o kadar çok kâr yapıldığı ve bu sektör genelde hep korunduÄŸu için bu sektörde perde arkasında dönen oyunların çok azı ortaya çıkar. Bu ilaç devlerinin yaptığı sahtekârlıkları ABD dışında ülkeler büyük paralarla cezalandırmaya cesaret edemezler.

Onları Cezalar Bile Caydırmaz

Büyük ilaç firmaları ve büyük finans tekelleri en büyük yolsuzlukları yapıp en büyük cezaları da ABD’de yerler. ÇoÄŸu yüz milyonlar hatta milyar dolarlık cezalar yemektedirler. En yüksek cezayı 2012 yılında GlaxoSmithKline 3 milyar dolar ile yemiÅŸti. Sonra 2009 yılında 2,3 milyar dolarla Pfizer aldı. Fakat bu büyük meblaÄŸlı cezalar bile onlar için caydırıcı deÄŸildir. Ä°nsanları piyasayı kandırarak yaptıkları kazancın yanında hiç bir ÅŸey deÄŸildir.

Müellif: Ä°smail Tokalak / Kaynak: Gerçek Hayat dergisi, 1020. sayısı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.