Kürsü
Hüseyin Akın'ın kaleminden: Orta yaş üstü bunalım kuşağı
“Büyük bir yalnızlık yaşıyoruz” dedi dostum. Elinin altında imzalanmayı bekleyen onlarca evraka nahifçe dokunarak. Bu hareketi beden dili lügatinde “kimseyi üzmek istemiyorum” anlamına geliyordu. Haklıydı dostum, en çok üzülenler bu dünyada kimseyi üzmek istemeyenlerdir. KaybettiÄŸi bir ÅŸeyi hatırlamaya çalışan bir acelecilikle bakışları odanın dört köÅŸesini yalayıp geçti. Sohbetlerin tadı kalmamış, muhabbetler kıvamını yitirmiÅŸ, dostluklar basit bir alışveriÅŸ haline gelmiÅŸ. Evet, sık sık toplanıyor bir araya geliyoruz. Fakat gözlerimiz, beklenti ve özlemlerimiz birbirini hiç tutmuyor. Aynı çizgiden ortak bir noktaya doÄŸru bakıyor herkes, ama herkesin gördüÄŸü baÅŸka bir ÅŸey. Dostum sözü yarıda kesip cümlesini çayla baÄŸlayıverdi: “Çayları tazeleyelim mi?” Oysa ben önümdeki çayı bile bitirememiÅŸtim ki daha. SoÄŸumuÅŸ çayı bir dikiÅŸte içtim. Yalnızlık biraz da sanırım bu soÄŸuyan çayda kendini saklıyor. Her birimiz devrik bir cümle gibiyiz. DüÅŸtüÄŸümüz yerden bizi yeniden ayaÄŸa kaldıracak güçlü, sahih bir kelimeye ihtiyacımız var.
“Karar veremiyorum” dedi bir zamanların kanaat önderi olan meyus adam. Eskiden ne kadar rahat ve saÄŸlıklı kararlar verebildiÄŸinden dem vurdu. Kime sorsam, kime danışsam? Diye bir sorunsal var artık. Adam tam da bunu söylemek istiyordu, lakin kimseyi üzecek bir sonucu taşımaktan korkuyordu cümlesini. Kiminle istiÅŸare yaptıysa daha bir dipsiz kuyuya itiliyor gibiydi. Ä°stiÅŸare yapacak doÄŸru insanı bulmak da kolay deÄŸil artık. “GeçiÅŸtirme” diye bir vaziyeti idare etme tekniÄŸi günlük hayata egemen durumda. “BaÅŸkasının sorunu baÅŸkasınındır” anlayışıyla insanlar kendilerinin dışında baÅŸkalarına ait problemlerle paylaşım düzeyinde dahi ilgilenmiyorlar. Ya vakit yokluÄŸunu bahane ediyorlar ya da “olur böyle ÅŸeyler” mantığı içerisinde karşılarındaki kiÅŸiyi sözüm ona teselli etme yolunu seçiyorlar. “On kiÅŸi ile görüÅŸtüm, istiÅŸare ettim, hiçbirisi sadra ÅŸifa olmadı” diye ekledi yılların mücadele adamı. Ona yaÅŸadıklarının ÅŸu an hangi aÅŸamada olduÄŸunu sordum. VerdiÄŸi cevap enteresandı: “Åžimdi boÅŸ odalarda Godot’yu bekliyorum!”
“Kesilecek bıyığım ve sakalım var, fakat açılacak bir başım yok” diye hayıflandı sivil itaatsiz dava delisi Rahmi amca. “Benim neler yaÅŸadığımı kim nereden bilecek?” derken gözleri birden buÄŸulanıyor, sesi düÄŸüm düÄŸüm oluyordu. BaÅŸörtüsünü çıkaran kadın bir ÅŸeyler söylemek istiyordur etrafındakilere. Öyle olmasa bile hikâyesine yeni bir ÅŸeyler katmak istiyordur. Bir er kiÅŸi olarak Rahmi amca kendi deÄŸiÅŸim, dönüÅŸüm ve çöküÅŸünü nasıl ifade edecek ve insanlara nasıl duyuracaktı? Ä°ÅŸte bu çok kolay bir ÅŸey deÄŸil. Saç, sakal ve bıyıklarını kesse kimse kalkıp da ona “hayrola Rahmi amca?!” demeyecektir. “Sıhhatler olsun” deyip geçecektir. Hiç kimse göründüÄŸü gibi deÄŸil. Hayat ÅŸu günlerde buna müsaade etmiyor zaten. Uzağı gören yakını göremeyen bir bakışla malulüz. Yanı başımızdaki orta yaÅŸ aÄŸabeyleri içten içe yaÅŸadıkları büyük anaforlarla aramızdan çekilip gidiyorlar. Aramızdan dedim de sahi bu orta yaÅŸ aÄŸabeyleri ile bizim bir aramız var mıydı?
O kadar çok örnek var ki yaÅŸanan orta yaÅŸ üstü bunalıma dair. Dün bu insanlar kitaplarını sahaflar çarşısında, yer sergilerinde yok fiyatına satarak geçmiÅŸe ait hikâyelerini deÄŸiÅŸtirmeye çalışıyorlardı, bugün ise kütüphaneleri tarumar olmuÅŸ bu kuÅŸak fikir ve hassasiyetlerini kelepir fiyatına devrediyorlar. Zaman bizimle baÅŸa çıkamadığı için peÅŸimize adamlarını salıyor. YürüdüÄŸümüz yolların üstüne hendekler kazıyor. Orta yaÅŸ üstü kuÅŸak bunalımlarını dışarıya kolay kolay sızdırmayan bir kuÅŸaktır. Uzaktan bakınca siz onları sorunsuz ve de dingin bir huzur halesi içerisinde görürsünüz. Hâlbuki buhranlarını ifade edecek dili henüz geliÅŸtirememiÅŸlerdir. Üstelik bir meselenin kendilerini bunalımlara itme gerekçesi henüz yazılmamıştır.
Orta yaÅŸ üstü kuÅŸak fikir ve ideal dünyamızın orta direÄŸidir. OturmuÅŸ fikir, ayaklanan muhayyile, kanatlanan gelecek demektir. Gelin bir kez daha yakın cepheden sorunsuzluÄŸuna hükmettiÄŸimiz bu kuÅŸağı anlamaya çalışalım.
Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.