Libya'nın sahibi Libyalılardır
Selçuk Türkyılmaz / Yenişafak
Millî Savunma Bakanımız Hulusi Akar’ın söylediÄŸi “Libya Libyalılarındır” cümlesi kendi içinde bir iddiayı barındırırken geleceÄŸe dair yeni bir siyaset tarzına da vurgu yapmaktadır. Cümlenin anlamını ortaya çıkarabilmek için tarihe baÅŸvurmakta bir sakınca yok. 1880’lerde Mısır’da Fransa ve Ä°ngiltere hegemonyasına karşı yeni bir mücadelenin sloganı olan cümle, 20. yüzyılın baÅŸlarında alevlenen sömürgecilik karşıtı hareketler için de yol göstericiydi. Ä°ngiliz hâkimiyetine karşı Mısır’ın bağımsızlığı ÅŸiar edinilmiÅŸti. 1880’lerdeki hareketi Osmanlı karşıtlığı ile izah edenler olmuÅŸtur fakat 1870’lerde dayanılmaz bir boyuta ulaÅŸan borç krizinde Mısırlıların başı Avrupalı bankerlerle dertteydi. Dolayısıyla “Mısır Mısırlılarındır” sloganını ciddiye alanlar da Ä°ngilizlerdi ve hareketi bastırmak için Mısır’ı iÅŸgal ettiler.
“Mısır Mısırlılarındır” sloganının ortaya çıktığı tarihlerde Avrupalılar, Afrika’nın tamamını kendi aralarında paylaÅŸmışlardı. Afrika paylaşılıyordu ve 1798’de Fransa iÅŸgal etmiÅŸ olsa da 19. yüzyılın sonunda Mısır’da hâkimiyet kuran Ä°ngiltere’ydi. Mısır Mısırlılarındır fikri 1920’lerde de Mısırlılara yol gösterdi fakat zirveye ulaÅŸması için Nasır döneminin gelmesi gerekiyordu. Fikir, Kanal’ın millîleÅŸtirilme sürecinde daha ileri bir aÅŸamaya ulaÅŸtı. Olayların Ä°ngiltere ve Fransa’nın aleyhine sonuçlanması OrtadoÄŸu’da yeni bir dönemin baÅŸlaması anlamına geliyordu. ABD küresel bir güç olarak varlık göstermiÅŸti. Bu dönemde Mısır Mısırlılarındır fikrinin baÅŸarısından söz edilse de bu, Mısır halkının iktidarı anlamına gelmedi. Yönetici sınıf ile halk arasındaki uçurum gittikçe açıldı. Amerika’nın etkisi ile oluÅŸan yeni siyasî yapı da elitlerin hegemonyası üzerine kurulmuÅŸtu. Mısır’ın Mısırlılara ait olduÄŸu Arap Baharı ile tekrar güçlü bir ÅŸekilde vurgulansa da askerî darbe ile tabandan gelen hareketlere izin verilmeyeceÄŸini göstermiÅŸ oldular. Bir dönem Arap milliyetçiliÄŸinin bayraktarlığını yapsa da Mısır, 1970’lerin sonunda kendi kabuÄŸuna çekildi. Bu, bütün Arap coÄŸrafyasını kuÅŸatan fikirden uzaklaÅŸmak anlamına geliyordu.
Arap coÄŸrafyasının tamamını kuÅŸatabilecek bir fikre öncülük etme potansiyeline sahip olan ülke sadece Mısır’dı. BaÅŸta Körfez ülkeleri olmak üzere Arap coÄŸrafyası fikrine sahip baÅŸka bir ülke yoktu. Fakat Türkiye’nin desteÄŸi ile Libya’da tabandan gelen fikirlerin baÅŸarı ÅŸansı ortaya çıkınca Körfez ülkelerinin ve Mısır’ın ortaya atılması oldukça anlamlıdır. Arap milliyetçiliÄŸi adına hareket ettiklerini ima etmeye baÅŸlayan bu ülkelerin, Libya’nın baÅŸarısından endiÅŸelendiklerini söyleyebiliriz. Kendi maddî varlıkları üzerinde bile sınırlı düzeyde söz sahibi olan ülkelerin Libya’nın zenginliklerini ele geçirmek için hareket etmeyecekleri açıktır. Manda yönetimlerinin propagandası ile tahkim edilen Türkiye karşıtı fikirlerin temelsiz olduÄŸu anlaşılınca yeni bir cephe oluÅŸturmaya çalıştılar. Körfez ülkelerinin Türkiye karşıtlığını öne çıkarmasının baÅŸka bir anlamı yoktur. Avrupa ve Amerika ile bağımlılık iliÅŸkisi kurmayan bir yönetim biçiminin baÅŸarısı ile varlıklarının sorgulanacağını düÅŸünmüÅŸ olmalılar.
Hulusi Akar’ın dillendirdiÄŸi “Libya Libyalılarındır” cümlesi yakın coÄŸrafyamızda yeni bir fikre iÅŸaret ediyor. Libyalıların egemenliÄŸine iÅŸaret eden bu cümlenin modern manada yeni bir devlet anlayışına karşılık geldiÄŸini de belirtmek gerekir. Libya Libyalılarındır cümlesi ile Arap milliyetçiliÄŸi gibi genel fikirler dışarıda tutulurken geleneksel yapılanmalar da geride kalmaktadır. Fransız Ä°htilali’nden sonra ortaya çıkan fikirler baÄŸlamında ele aldığımızda Libya için yeni bir fikirden bahsettiÄŸimiz açıktır. Cümlenin esas vurgusu Libyalıların egemenliÄŸinedir. Avrupalıların 1880’lerde Afrika kıtasının tamamını kendi aralarında paylaÅŸtıklarını belirtmiÅŸtik. O tarihten sonra Libya üzerinde Fransa, Ä°ngiltere ve Ä°talya egemenlik kurmaya çalıştı. Ä°talya, Ä°ngiltere’nin desteÄŸi ile Libya’yı iÅŸgal etti ve bizim için de KurtuluÅŸ Savaşı ile nihayete eren süreç baÅŸladı. Bugün yeniden, baÅŸta Fransa olmak üzere emperyalist güçler Libya’nın varlıklarına el koymak istemektedirler. Bu anlayışın Libyalıları yok saydığı açıktır. Hulusi Akar’ın cümlesi bu baÄŸlam içinde çok daha güçlü bir anlamı duyurmaktadır. Libya için sömürgecilik dönemlerinin geride kaldığının ilan edildiÄŸini de söylemeliyiz.
Yakın coÄŸrafyamızın geneline yayılmakta olan yeni fikirlerden bahsedebiliriz. Bu, yeni bir duruma iÅŸaret eder. Bu dönemi yirminci yüzyılın kalıplarıyla anlayamayacağımız açıktır.
Henüz yorum yapılmamış.