Sosyal Medya

Tercüme Haber

Türk-Yunan anlaşmazlığında muhtemel savaş senaryoları ve sonuçları

Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler son 40 yıldır ciddi bir şekilde kötüye gidiyor ve son zamanlarda giderek tırmanan gerilim Kıbrıs, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz üzerinde yoğunlaştı. Peki iki ülke arasında artan bu gerilimin bir çatışmaya dönüşmesi durumunda ortaya çıkabilecek olası savaş senaryoları ve sonuçları nasıl olacaktır? İşte cevabı...



MüÅŸterek NATO üyeliÄŸine raÄŸmen, Türkiye ile Yunanistan arasındaki iliÅŸkiler son 40 yıldır ciddi bir ÅŸekilde kötüye gidiyor ve son zamanlarda giderek tırmanan gerilim Kıbrıs, Ege Denizi ve DoÄŸu Akdeniz üzerinde yoÄŸunlaÅŸtı. NATO ortaklığı ve siyasi komÅŸuluk, bu iki devletin rekabet halindeki ulusal çıkarlarının ağırlığı karşısında giderek ağırlığını kaybediyor.

Peki, Türkiye ve Yunanistan arasında olası bir savaÅŸ durumunda ortaya çıkacak senaryolar neler olacaktır?

Türkiye’nin, Akdeniz ve Ege’de kendisine dayatılan ÅŸartları kabul etmemesi iki ülke arasında güçlü bir anlaÅŸmazlık olarak ortaya çıkıyor. Mevcut denklemde Yunanistan Silahlı Kuvvetleri (HAF), elbette ki askeri kabiliyet ve teknoloji açısından azımsanmayacak boyutta. Fakat böyle bir senaryoda Ankara, HAF’ın bazı operasyonel eksikliklerini ve güvenlik zafiyetlerini inceleyerek ve bu eksiklikleri hesaba katarak kendi adımlarını atıyor. Son dönemde kara, hava ve deniz gücünde gerçekleÅŸtirdiÄŸi muazzam atılımın yanı sıra nüfus bakımından avantajlı konumuyla birlikte Türkiye, herhangi bir çatışma durumunda Yunanistan karşısında kesin favori olarak ön plana çıkıyor.

1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında Türk-Yunan iliÅŸkileri tartışmasız en kötü dönemini yaşıyor. Hatta Batı ve Yunan basını sık sık Türkiye'nin hem piyade birlikleriyle karadan Meriç Nehri boyunca Yunan topraklarını, hem de havadan savaÅŸ uçaklarıyla Yunan hava sahasını sürekli ihlal ettiÄŸini öne sürüyorlar.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Türkiye'nin ulusal çıkarlarını gözeten stratejik hedeflerine ulaÅŸmak için gerekirse askeri gücü kullanma konusunda geri durulmayacağının sinyallerini vermekten kaçınmıyor. Ankara, Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG terör örgütü yapılanmasına karşı gerçekleÅŸtirdiÄŸi operasyonlar ve DoÄŸu Akdeniz’de ilan ettiÄŸi MEB kapsamındaki alanda petrol sondajı gerçekleÅŸtirmek için Türk askeri firkateynlerini konuÅŸlandırmasıyla bu konudaki ciddiyetini gösteriyor. ErdoÄŸan'ın kararlı eylem ve söylemleri, Türkiye'ye karşı ittifak halindeki Akdeniz'e sınırdaÅŸ Mısır, Ä°srail ve Yunanistan gibi ülkeler tarafından düÅŸmanlıkla karşılanıyor.

Tüm bu geliÅŸmelerin ardından Yunan ordusu, Akdeniz'deki stratejik hedeflerine ulaÅŸmak için daha pro-aktif bir aktöre dönüÅŸen Türk ordusunu dengeleme zorunluluÄŸu hissetmesine sebep oldu. Üstelik Türkiye'nin Libya’da Trablus Hükümeti (UMH) ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaÅŸması, DoÄŸu Akdeniz'deki deniz sınırlarını geniÅŸleterek adaların herhangi bir karasuları hakkı oluÅŸturmasını da geçersiz kıldı. Bu yeni sınırlar, Trablus Hükümetinin BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından tanınmasına raÄŸmen uluslararası toplum tarafından kabul edilmedi. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan liderliÄŸindeki Türkiye, Libya’daki meÅŸru hükümet ile darbeci Halife Hafter arasında süren çatışmada TSK'yı denkleme dâhil ederek dengeleri deÄŸiÅŸtiren bir güç olmayı baÅŸardı.

Yunanistan, IRINI Operasyonu'nun yanı sıra AB ve ABD'ye yönelik sürekli olarak destek çaÄŸrıları yaparak Türkiye'nin DoÄŸu Akdeniz'deki ilerleyiÅŸini durdurmaya çalıştı, ancak bu konuda çoÄŸunlukla baÅŸarısız oldu. Yunanistan BaÅŸbakanı Kriyakos Miçotakis, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ile yaptığı doÄŸrudan ikili görüÅŸmelerde de ilerleme kaydedemedi. BaÅŸbakan Miçotakis, Temmuz 2020’de Türkiye'nin Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yaptığı deniz yetki anlaÅŸmasını da uluslararası hukuka aykırı ve "tamamen yasadışı bir mutabakat zaptı" ilan etmiÅŸti. Buna karşılık Yunanistan da Mısır'la bir sözde deniz yetki alanları anlaÅŸması imzaladı. Türkiye ise bu anlaÅŸmanın 'yok hükmünde' olduÄŸunu duyurdu.

Meis Adası neden önemli?

Ä°ki tarafında hak iddiasında bulunduÄŸu Akdeniz’deki Meis adasında 500 kiÅŸilik bir nüfus yaşıyor. Bugün ada Yunanistan’a ait kabul edilse de,Türkiye’e uzaklığı 2 km iken, Yunanistan’a ise 3500 km uzaklıkta. Osmanlılar kısa aralıklar dışında 1915'e deÄŸin Meis Adası'nı ellerinde tuttu. 1. Dünya Savaşı sırasında Fransızların eline geçen ada Lozan AntlaÅŸması (1923) ile Ä°talya'ya verildi. Ä°kinci Dünya Savaşı sonrasında ise On Ä°ki Ada'yla birlikte Yunanistan'a baÄŸlandı. Ada'da bugün, Yunanistan'ın küçük bir askeri üssü ve bir uçak pisti bulunuyor.

Meis (Kastelorizo) ve Onun uyduları konumundaki Kara Ada (Ro) ve Fener Adası (Strongyli)

Türkiye, özellikle son 10 yıldır denizlerdeki savaÅŸ ve teknoloji yeteneÄŸini geliÅŸtiriyor. ÖrneÄŸin çok maksatlı hücum amfibi gemisi TCG-Anadolu, denizaltılar, korvet tipi firkateynler ve ada tipi yeni gemilerle donanmasını devamlı çeÅŸitlendirip geliÅŸtiriyor. Bütün bu çok yönlü teknik ve askeri ilerleyiÅŸini doktrin olarak ‘’Mavi Vatan’’ felsefesiyle ulusal bir bilinç oluÅŸturarak destekliyor.

Yunanistan, kendisine yüzlerce kilometre uzaklıktaki yüzölçümü 1,7 kilometre kare olan Meis Adası için metrekaresinin dört katı MEB (Münhasır Ekonomik Bölgesi) ilan ediyorken, Türkiye ise esas kıta parçası söz konusu olduÄŸunda ada parçasının MEB oluÅŸturamayacağını söylüyor. Uluslararası deniz hukuku da, Türkiye'nin tezini destekliyor. Nitekim Türk DışiÅŸleri de yaptığı açıklamada; "Adalar, DoÄŸu Akdeniz'de en uzun kıyı ÅŸeridine sahip ülke olan Türkiye'nin kıyı projeksiyonunu etkileyemez ve iki anakara bölgesi arasındaki orta hattın karşı tarafındaki adalar, karasularının ötesinde deniz sınırı yetkisi oluÅŸturamaz" demiÅŸti.

Türkiye-Yunanistan anlaÅŸmazlığında olası savaÅŸ senaryosu

Birinci AÅŸama: Türkiye Operasyona Hazırlanıyor

Türkiye'nin kendi kıyılarından isterse kolaylıkla kuÅŸatabileceÄŸi Meis Adası bölgesi

Bu senaryoda DoÄŸu Akdeniz'de Yunanistan'ın haksız talepleri nedeniyle bir anlaÅŸma zemini bulamayan Türkiye, Yunanistan’ın Meis Adası'nı ve diÄŸer adaları koruyamayacağını düÅŸünerek ele geçirme ihtimali masada. Bu durumda NATO’nun 5. Maddesi (bir müttefike yönelik yapılan saldırı, diÄŸer bütün müttefiklere karşı yapılmış kabul edilir) devreye girer. (Ancak Türkiye'nin'de bir NATO ülkesi olduÄŸu unutulmamalı). Ayrıca bir Ortodoks ülkesi olan Sırbistan ve Türkiye’yle bölgesel gerilimin tarafı olan Ä°srail ve Mısır buna tepki gösterebilir. Dolayısıyla Türkiye konuyu uluslararası hukukun gündeme geldiÄŸi diplomatik bir zemine taşıyarak;

(1) Meis adasının haksızca Yunanistan’ın elinde bulundurulduÄŸunu,

(2) Türkiye’nin Libya'da BM'nin meÅŸru olarak tandığı UMH ile bir deniz yetki alanı anlaÅŸması gündeme getirebilir.

Ä°kinci AÅŸama: "Åžah Mat"

Ankara’nın 'ÅŸah mat' taktiÄŸine göre, bu defa Meis Adası'nın Yunanistan’a uzaklığından yararlanmak gündeme gelebilir. Balıkesir'deki Hava Kuvvetleri üssünden kalkacak uçaklarla Türkiye, Yunanistan’ı henüz Akdeniz’deki Meis Adası'na ulaÅŸmadan Ege’de tutup, çatışma alanını Akdeniz’den Ege’ye kaydırmayı baÅŸarabilir. Ayrıca Marmaris yakınlarındaki askeri limanlardan, Yunanistan daha ateÅŸ dahi açamadan müdahale etme potansiyeline sahip.

Meis Adası için istediÄŸi anda askeri güç kullanmaya yetkin olmasına raÄŸmen Türkiye bu yola hiç tevessül etmedi. Belki yine bu senaryo içinde; silaha baÅŸvurmaktan ziyade, adanın etrafını komple kuÅŸatıp, tüm bağını kesmeyi de deneyebilir.

DiÄŸer yandan Atina, Meis Adası için savaşı göze alabilecek gibi görünmüyor. Çünkü Ege ve Akdeniz’de bir Türk-Yunan savaşı söz konusu olursa, bu savaÅŸ kesinlikle Meis ile kalmayıp, Rodos, Midilli, Sakız ve diÄŸer bütün Ege adalarına kadar uzanır. Yunan ordusunun finansal yetersizliÄŸi ve askeri güçlerin kıyaslanmasında TSK'nın kara ve donanma gücüne karşı zayıflığı Yunanistan’ı bütün Ege’yi tehlikeye atabilecek bir adımı atmaktan alıkoyar. Ayrıca son dönemde Suriye, Irak gibi bölgelerde peÅŸ peÅŸe gerçekleÅŸtirdiÄŸi terör operasyonlarıyla savaÅŸ deneyimini zinde tutmuÅŸ bir Türk ordusundan bahsediyoruz. Dolayısıyla Türkiye için 'ÅŸah mat' taktiÄŸi (adayı kuÅŸatmak ve Yunanistan’ı Ege’de çatışır halde tutmak) tek bir karasal çatışmaya girmeden gerçekleÅŸtirilmesi muhtemel bir senaryo olarak duruyor.

Üçüncü AÅŸama: Diplomatik Huzursuzluk

Buna göre Atina, NATO'nun 5. maddesini uygulamaya çalışıyor ancak anlaÅŸmazlık iki "müttefik" arasında olduÄŸu için üye ülkeler bölünmüÅŸ durumda. Suriye'den ve diÄŸer OrtadoÄŸu ülkelerinden gelerek Avrupa'ya geçmek isteyen mültecilerin varlığı da Türkiye'nin, Avrupa’ya karşı kullanabileceÄŸi güçlü bir koz olarak duruyor. Türkiye'nin kitlesel göçü serbest bırakma ihtimali Almanya’nın da araya girmesiyle Ankara'yı yatıştırmak gerektiÄŸi fikrini ön plana çıkaracaktır.

ABD’nin tavrı da muhtemelen Kardak krizinde yaÅŸanan durum gibi bu yatıştırma tarafları çatışmadan alıkoyma çabasına katkı sunma ÅŸeklinde olacaktır. NATO ittifakının dışında Atina'nın yeni müttefikleri Mısır ve Ä°srail, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin muazzam hızı nedeniyle yanıt verecek durumda olamıyor. Türkiye'ye karşı düÅŸmanca bir tutum takınıp, tatbikatlar yapsalar bile her iki devlet de kuvvetle yardım etmek için sert giriÅŸimlerde bulunmaz. Türk ordusunun muazzam refleksi ve hızlı tepki verme kabiliyeti de Mısır, Ä°srail gibi diÄŸer Yunan müttefiklerini sıcak çatışmadan geri durmaya itecektir.

Türkiye'nin kara sularını da vatan toprağı olarak gördüÄŸünü simgeleyen Mavi Vatan haritası önünde ErdoÄŸan

Dördüncü AÅŸama: Lozan'ın Yeniden Müzakere Edilmesi

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Meis Adası üzerindeki ablukayı sürdürürken Atina'yı masaya çağırıyor. 1923 sınırları yeniden masada. Azerbaycan, Pakistan ve Katar gibi Türkiye ile dost devletler, artık Meis Adası'nı Türk egemen toprakları olarak tanıyor. Fransa ve Polonya gibi AB ve NATO üyelernin yanı sıra Sırbistan ve Mısır gibi ülkeler duruma itiraz ediyor. Ancak Yunanistan müzakerelerde yalnız kalacaktır. Müzakerelerde Türkiye;

(1) Yunanistan'ın Sakız, Sisam, Midilli ve Meis gibi açık deniz adalarında MEB kullanımına sona ermesi ve

(2) Kıbrıs Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bağımsız devlet olarak tanınması çaÄŸrısında bulunacaktır.

Yunanistan, Türkiye'ye karşı ne yapabilir?

Yunan ordusu iki açıdan acil bir ÅŸekilde kendisini takviye edebilir:

(1) Adalara olası bir müdahaleye cevap verebilecek donanım (amfibi hücum gemileri),

(2) Olası bir çatışma esnasında caydırıcı askeri donanım.

Kısacası Yunanistan, donanma ve ordusunu;

(1) Hızlı tepki vermek,

(2) Caydırıcı kuvvet noktaları oluÅŸturmak yönünde tahkim edebilir.

Ancak Yunan Özel Kuvvetleri, 400 millik (643 km) bir ada kıyı ÅŸeridini, modernize edilmiÅŸ Türk donanmasına karşı savunabilme yeterliliÄŸine de sahip deÄŸil.

Türkiye'nin 2020 sonuna doÄŸru donanmasına katmayı planladığı, deniz gücü bakımından stratejik bir öneme sahip çok maksatlı amfibi hücum gemisi TCG Anadolu

Yunanistan'a destek Ä°srail'den gelebilir

Türkiye'ye karşı faaliyetleriyle bilinen Ä°srail, bu konuda Yunanistan'a destek verebilir. Zira, küçük bir ülke olan Ä°srail sınırlarında ve kıyılarında daha büyük ülkelere karşı koruma konusunda bir tecrübe edinmiÅŸ durumda. Yunanistan, hava sahasını eÄŸitim amacıyla kullanma ve yeni amfibi teknolojileri geliÅŸtirme konusunda Ä°srail’den yardımcı olmasını isteyebilir. Bunun karşılığında Meis, Sakız, Midilli gibi stratejik adalarda Ä°srail’in füze savunma sistemi konuÅŸlandırmasına izin verebilir.

Meis’in çevresindeki adalarda konuÅŸlandırılacak gemi savar füze sistemlerini de Ä°srail’den satın alabilir. Ä°srail bu füzeleri Åžili, Arjantin ve Güney Afrika gibi ülkelere ihraç etmiÅŸti.

Yunanistan, üs kurma imkanı verdiÄŸi ABD'den yardım isteyecekti

Yunanistan, Türkiye karşısında zora düÅŸtükçe Avrupa ve Amerika’dan daha çok destek arayışına gidecektir. Son yapılan anlaÅŸmayla ABD’ye verdiÄŸi askeri üs vesilesiyle, bu ülke ile diplomatik, askeri ve mali iliÅŸkilerini daha da güçlendirmek isteyecektir. Bunun yanı sıra Avrupa’ya açılmak isteyen Çin’in ‘’Yeni Ä°pek Yolu’’ projesi kapsamında da Yunanistan, kendi açısından teknolojik ve ticari iliÅŸkilerini arttırmayı deneyecektir.

Sonuç

EÄŸer isterse Türkiye için, Meis ve uydu adaları olan Fener ve Kara adalarını ele geçirmek iÅŸten bile deÄŸil. Türkiye, 2. Dünya Savaşı'nın nazik ÅŸartlarında hakkıyla deÄŸil, fırsat kollarcasına adalara konmasının Yunanistan’ı haklı çıkarmadığını, tarihi gerçeklikler ve uluslararası hukuk normlarınca adaların asıl sahibinin savunabilir. Bu durumda rakipsiz askeri savunma gücü ve son dönemde muazzam derecede güçlendirilmiÅŸ Türk Donanması ile pandemiden ötürü küresel düzeyde meseleye olan ilgisizlik Türkiye'nin elini güçlendiren argümanlar.

Yeni tip deniazltı projesi kapsamında Türkiye'nin donanmasına kattığı ilk denizaltısı Pirirreis

Belki de Meis Adası'nda görünür hale gelen tarihin ve kaderin bu düÄŸüm noktası, Türkiye’nin Lozan’da kaybettiÄŸi Misak-ı Milli doktrini çerçevesindeki kayıp vatan parçalarını (Irak’ta Musul-Kerkük, Suriye’de Halep, Gürcistan’da Batum, Batı Trakya’da Ä°skece, Gümülcine ve DedeaÄŸaç bölgesi, Ege’de adalar) tekrardan masaya getirmesine kapı açacak bir geliÅŸme olabilir.

Yunanistan ise Lozan taahhüdüne uymayıp silahlandırdığı Ege Adalarını da tartışmaya açıp kaybetme korkusuyla yüzleÅŸmek zorunda kalacak.

* Bu makale; Hasan Nurhan Çelik tarafından Global Security Review sitesinde Jack Dulgarian tarafından kaleme alınan makale baz alınarak tercüme edilmiÅŸtir.



 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.