Ortadoğu, Akdeniz ve Türkiye: Karanlıkta olup bitenler
Süleyman Seyfi Öğün / Yenişafak
Gerilimin tırmanmasından sonra ÅŸu aralar Akdeniz’de sanki bir “sessizlik” yaÅŸanıyor. Ege’de Türkiye ve Yunanistan arasında karşılık Navtex ilânları ile yükselen tansiyon düÅŸürüldü. Libya’da, bugün mü, yarın mı olacak kabilinden beklenen Sirte ve Cufra operasyonları belirsiz bir târihe ertelenmiÅŸ gibi görünüyor. Sûriye’de toptekûn çatışmaların yerini mevziî çatışmalar almış durumda. Bir ara kamuoyunun alâkası âniden Ermenistan- Azerbeycan çatışmalarına odaklandı. Åžu aralar orası da yatışmış, çatışmalar durmuÅŸ vaziyette.
Unutmayalım ki, herÅŸey gibi sessizlik de mutlak deÄŸildir. Onun içinde de bâzı sesler iÅŸitilir. Bu seslerin izini, meselelerin odaklandığı ve kilitlendiÄŸi yerlerde deÄŸil; daha çok bu odakları kuÅŸatan yerlerde sürmek daha doÄŸrudur. Elbette kilitleri açacak olan da bu “kenardaki “ geliÅŸmeler ve birikimlerdir.
Ä°lkinden baÅŸlayalım. SessizliÄŸi yırtan hâdise, Lübnan’daki “korkunç” patlamaydı. Kazâ mı, terör mü henüz bilinmiyor. Ama bu patlama, sanki önümüzdeki günlerde Lübnan’ın da OrtadoÄŸu kazanına atılacağı gerçeÄŸini hatırlattı. Bunun Ä°srâil’in çıkarlarıyla irtibatlı olduÄŸuna hiç ÅŸüphe yok. Ä°srâil’in düÅŸüncesi Süleymâniye, Erbil, Deyrizor, Rakka ve Güney Lübnan’ı içine alan bir hatta kendisi için bir emniyet kalkanı oluÅŸturmak. Bu, kâğıt üzerinde üç devletin mevcût sınırları içinde yürütülen bir operasyon demektir. Bu hâliyle de birden çok deÄŸiÅŸkeni düÅŸündürmektedir. Ä°srâil için öncelik, Lübnan’daki Ä°ran ve Hizbullah tesirini yok etmektir. Bunun için bir kaosun hayâta geçirilmesi beklenmelidir. Velhâsıl, zâten ağır ekonomik krizlerle boÄŸuÅŸan ve kötü idâre edilen o güzel belde Lübnan’ı güzel günler beklemiyor. Golan Tepeleri’ni ilhak etmiÅŸ Ä°srâil’in plânlarında, Güney Lübnan’da, kendisi için bir tampon vâzifesi görecek Dürzî bir idârenin kurulması yer alıyor. Bu plânda Ä°srâil’in en büyük destekçilerinin Arap dünyâsından BAE, Suudî Arabistan, Mısır ve bir dereceye kadar Ürdün; dışarıdan ise Almanya ve Fransa olacağını kestirmek zor olmasa gerekir. Sürecin ikinci ayağında ise Kuzey Irak ve Sûriye Kürtlerini PKK ile uzlaÅŸtıran, Musul, Kerkük, Haseke, Deyrizor ve Rakka bölgelerindeki petrolü onların kontrolüne veren plân yatmakta. Bu iÅŸin mimârı da Cumhûriyetçi Senatör Lindsey Graham ve Pompeo’dan baÅŸkası deÄŸil. PYD ile yapılan ve her türlü uluslararası hukuk ilkesini ayaklar altına alan anlaÅŸma da bunun göstergesi. Akıl Odası’ndaki partnerim Doç.Dr. Fahri Erenel PaÅŸa’nın vurguladığı üzere, bu sûretle Güney Lübnan’daki parçalı yeni yapı üzerinden petrolün lojistiÄŸi de mümkün hâle gelebilecek. Burada hedefe konulan iki güç var: Ä°ran ve Türkiye..Rusya’dan henüz bir ses çıkmış deÄŸil. Kimilerine göre Sezar baskısı yiyen ve ekonomik güçlüklerle sıkışmış olan Rusya, ABD ve Ä°srâil ile anlaÅŸmış ve durumu kabûl etmiÅŸ.. Bundan henüz çok emin deÄŸilim.. Tâkip etmek gerekiyor.
Libya’da ise benzer tarzda geliÅŸmeler yaÅŸanıyor. Aynı blok Libya’da da Türkiye’nin karşısında hazır ve nâzır vaziyette. Ama bu tabloyu biraz içeriden deÄŸerlendirmekte fayda var. BaÅŸta Fransa ve Almanya olmak üzere Libyâ petrolüne çökmek ve bunun üzerinden Afrika’yı kontrol etmek isteyen kim varsa orada. Almanya ve Fransa, yasadışı göç sebebiyle daha evvel baÅŸlayıp salgın sırasında zirve yapan Ä°talya’nın AB’den soÄŸuyan bakışını düzeltmek ve onu saflarına katmak istiyor. Almanya nihâyet gövde göstererek DoÄŸu Akdeniz’e savaÅŸ gemisi gönderdi. Fransa ve BAE’nin diplomasi ve istihbârat güçleri, Tunus, Cezâyir ve Fas’da cirit atıyor. Rusya ise; anlaşılıyor ki Fransa ile yürüttüÄŸü yakın çıkar münâsebetleri doÄŸrultusunda, Libya’da sert çekirdek AB ile birlikte hareket ediyor. ABD ise AFRICON’dan gelen ve Libya’daki Rus varlığını esas alan eylemsiz ÅŸikâyetleriyle vaziyeti ÅŸimdilik idâre ediyor.
Türkiye bütün gövdesi ile Libya’da da hedefte. Ama bu sessizlik Türkiye’nin yalnız kaldığına delâlet etmiyor. Türkiye; Tunus, Cezâyir, Nijer ve Etiyopya ile münâsebetlerini derinleÅŸtirmeyi gâye edinen adımlar atıyor. Malta’nın Türkiye’ye verdiÄŸi destek hiç azımsanmamalıdır. Bu aslında, BirleÅŸik Krallığın, Türkiye’den yana devrede olduÄŸuna iÅŸâret ediyor. BirleÅŸik Krallık, Almanya ve Fransa ile derin bir rekâbet içinde. BREXIT sonrası bu her zaman olduÄŸundan daha keskin bir ÅŸekilde ortaya çıkıyor. Türkiye ile Almanya-Fransa ikilisi arasında bocalayan Ä°talya ne olur bilinmez; ama ÅŸu aralar Türkiye-Ä°spanya münâsebetlerinde dikkât çekici yakınlaÅŸmalar görülüyor. Dahası, Pakistan ve Azerbeycan kaynaklarından, Akdeniz siyâsetlerinde Türkiye’nin yanında olduklarını açıklayan ifâdeler geldi. En son geliÅŸme ise Katar’dan sonra Umman’ın da BAE‘ye mesâfe koyması ve Türkiye ile yakın münâsebetler geliÅŸtirmeye doÄŸru adımlar atması.
Batı ve DoÄŸu’suyla Akdeniz’de sular ısınırken gördüklerim bunlar.. Tâkip edeceÄŸiz..
Henüz yorum yapılmamış.