Sosyal Medya

Sevr'i gösterip Lozan'a razı etmek

Bugün Sevr, Türkiye’de Lozan’ı meşrulaştırmak için kullanılan belli başlı dayanaklardan biridir. Lozancılar her fırsatta Sevr’i hatırlatarak tezlerini isbat etmeye özen gösterirler.



Dün Sevr’in yıldönümü idi.

Sevr, Paris yakınlarında porselenleri ile meÅŸhur bir kasaba. Sevr andlaÅŸmasının imzaları porselen üzerine atıldı ve bu tabak imzadan sonra kırıldı! AndlaÅŸmayı dayatanlar biliyordu ki, bu imzalar bir sonuç doÄŸurmayacak. Ä°tilaf devletleri temsilcileri aylar önce, Türkiye ile yapılacak andlaÅŸmanın esaslarını kararlaÅŸtırmak üzere San Remo’da toplandılar. AskeriÌ‚ uzmanlar Türkiye’ye istedikleri tarzda bir andlaÅŸma dayatılabilmesi için 27 tümen askere ihtiyaç olduÄŸu sonucuna vardılar.

Yunan Anadolu’ya kuvvetlerinin çıkmasının müsebbibi, BaÅŸbakan Venizelos, Lozan Konferansı’ndan önce Ä°ngiliz ve Fransız yetkililer ve bu arada Hariciye Nazırı Lord Gürzon’la görüÅŸür. Onlara, Müttefiklerin daÌ‚vası uÄŸrunda vazife gördüklerini, bu yüzden onlardan Sevr hükümlerini savunmalarını beklediklerini belirtir. Lord Gürzon, Sevr’den sonra yeni bir savaÅŸ yapıldığını, ÅŸartların deÄŸiÅŸtiÄŸini söyler. Fransız yetkililerin cevabı da aynı yöndedir.

Yunan yazar, Niko Psyrukis, “Küçük Asya Dramı” kitabında, emperyalizmin Yunanistan’ı çıkarları için nasıl kullandığını anlatır: “Müttefikler Yüksek Konseyi, Türkiye’de asayiÅŸin saÄŸlanması ve YakındoÄŸu’nun rahatça paylaşılması amacıyla bu iÅŸi baÅŸaracak yabancı bir jandarma aramaktaydı. Emperyalistlerin Mezopotamya petrollerinde gözü vardı. Limanlar ve ulaÅŸtırma kavÅŸakları bakımından çekiÅŸmeler oluyordu. Sonra Kafkas petrolleri ve Soyvet Rusya’ya müdahale sorunları da söz konusuydu. Bütün bunlar YakındoÄŸu için küçük bir jandarma bulunmasını zorunlu kılmıştı. Böylece Konsey 6.5.1919 günü aldığı bir kararla, Türkiye’de jandarma görevlisi olarak Yunanistan’ı seçiyordu.”

Hiçbir harbin sonucu önceden kestirilemez, zayıf görünen güçlerin kazandığı savaÅŸlar da az deÄŸildir. Fakat, Yunanistan’ın Anadolu’da nihaiÌ‚ zafer kazanması ihtimali, batılı müttefikleri tarafından dahi hiç bir zaman mümkün görülmemiÅŸtir. Bütün Yunan kuvvetleri sadece 14 tümendir. Elbette Yunanistan’ın bütün ordusu Anadolu’ya gönderilmemiÅŸtir. Ayrıca asker arasında Venizelosçu-Kralcı çatışması vardır. Yunan kralı Alman imparatoru ile akraba idi ve 1. Dünya Savaşında Almanlardan taraf olmuÅŸtu. Venizelos ise Ä°ngilizci idi. BaÅŸbakanla kral arasındaki çatışma, Venizelos’un Atina’yı terk edip Selanik’te hükümet kurmasına kadar vardı. Ä°ngilizler ve müttefikleri Kralı istifaya zorladılar, çekilmeye mecbur kaldı. Yerin oÄŸlu Aleksandros geçti. Venizelos böylece Atina’ya dönebildi. 25 Ekim 1920’de Aleksandros maymun ısırması sonucu öldü, 3 yıl önce Alman taraftarı olduÄŸu için tahttan indirilen Konstantinos yeniden kıral oldu. Venizelos, seçimleri kaybedince ülkeyi terk etti. Bu geliÅŸmeler, üzerine Ä°ngiltere baÅŸta olmak üzere Ä°tilaf devletleri Türk-Yunan savaşında tarafsız kalacaklarını açıkladılar. Yunan ordusundan Venizelosçu generaller tasfiye edildi, yerlerine savaÅŸ tecrübesi az komutanlar getirildi. Vinston Çörçil “bir maymun ısırığı yüzünden çeyrek milyon insanın öldüÄŸünü söylemek abartı deÄŸildir” demiÅŸ!

Avrupalıların Osmanlı, Türk ve Müslüman karşıtı zihni bütün çıplaklığı ile sevr hükümlerinde görünür. Tevfik PaÅŸa, barış ÅŸartlarının devlet kavramı ile baÄŸdaÅŸmadığını belirterek Paris’ten ayrılır.

Sevr görüÅŸmeleri sırasında Yunan ileri harekaÌ‚tı devam etmiÅŸ, batı Anadolu’da ve Trakya’da birçok ÅŸehir ve kasaba iÅŸgal edilmiÅŸtir. Bunun kabul edilmesi zor ÅŸartlar ihtiva eden bir anlaÅŸmayı kabule zorlamak maksatlı olduÄŸu ÅŸüphesizdir. Aynı ÅŸekilde, AndlaÅŸma’nın imzalanmaması halinde Ä°stanbul’un Ä°zmir gibi Yunanlılara iÅŸgal ettirileceÄŸi tehdidi yapılmış.

Sevr, PadiÅŸah tarafından tasdik edilmemiÅŸ ve uygulanmamıştır. Vahideddin, Sevr’i tasdik etmektense tahttan çekilmeyi tercih edeceÄŸini bildirmiÅŸtir. Vahideddin, BaÅŸyaveri Avni PaÅŸa’ya “Bu Sevr muahedesi mecelle-i mesaibdir (musibetler toplamıdır). Fakat nakÅŸ-ı ber-aÌ‚bdır (suya yazılmıştır, hükmü yoktur)” demiÅŸ. Hind Hilafet Komitesi’nin Londra’da bulunan ilgilileri bir temsilci göndererek PadiÅŸah’a Sevr’i kabul etmemesini istirham etmiÅŸler. PadiÅŸah, “bu muahedeyi ben zaten imza etmeyeceğim. SelaÌ‚m söyleyiniz, müsterih olsunlar” demiÅŸ.

Bu arada Sevr’in sadece Yunanistan tarafından tasdik edildiÄŸini de hatırlatalım!

Sevr’e karşı sert tepki ortaya koyanlardan biri de Mehmed Âkif’dir. Kastamonu Nasrullah Camii’indeki meÅŸhur vaazı onbinlerce basılarak dağıtılmıştır. Âkif Ankara’ya döndüÄŸünde Mustafa Kemal PaÅŸa ile görüÅŸmüÅŸ, PaÅŸa Sevr’e gösterdiÄŸi tepkiden ötürü onu tebrik etmiÅŸtir.

Lozan’da Sevr’in hükümlerinin önemli bir kısmı tekrarlanır. Güney sınırlarımız Misak-ı MilliÌ‚’ye raÄŸmen, Sevr çizgisinde kalmıştır. Sevr’in Lozan’da bir tehdit unsuru olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bazı hükümlerinin kayda geçirilmeden uygulanması yönünde telkinler/tehditler olduÄŸu tahmin edilebilir. Hilafet konusu bunlardan biridir. Sevr’de Ä°ngiliz ve Fransız Hariciye nazırlarının mutabık kaldığı hususlarda biri de Ayasofya’nın camilikten çıkarılmasıdır.

Bugün Sevr, Türkiye’de Lozan’ı meÅŸrulaÅŸtırmak için kullanılan belli baÅŸlı dayanaklardan biridir. Lozancılar her fırsatta Sevr’i hatırlatarak tezlerini isbat etmeye özen gösterirler.

D Mehmet DoÄŸan / Karar
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.