İbrahim Tenekeci'nin kaleminden: Bir şehirle tanışmak
Sivaslıların içinde büyüdüm. Komşularımızın tamamına yakını Sivaslı idi. Sonbaharın başında, Sivas'tan bir kamyon dolusu erzak gelirdi sokağa. Komşu hakkı olarak biz de payımızı alırdık. Kurutulmuş meyve ve sebzeler, pestil ve pekmezler, bulgur, madımak...
Askerlik çağı geldi çattı. Beraber büyüdüÄŸümüz Sivaslı arkadaÅŸlara "sizden kurtuluyorum" diye latife yapıyorum. Altı kan kardeÅŸim var. Hepsi Sivaslı.
Acemi birliÄŸim belli oldu. ÇavuÅŸ Talimgâh Taburu, Temeltepe, Sivas. ÅžaÅŸkınım. ArkadaÅŸlar ağır espriler yapıyor.
Ocak 1990. Topkapı otogarından akÅŸam otobüsüne biniyorum. O vakitler bugünkü gibi asker uÄŸurlama konvoyları yok. Çünkü araba nadir bir ÅŸey. Planım basit: Otobüsten inince Sivas'ı bir güzel gezecek, ikindi gibi de birliÄŸime teslim olacağım. 'Silah altına alınmak' fikri iyice hoÅŸuma gitmeye baÅŸlıyor.
Otobüsten iner inmez inzibatlar yanıma yaklaşıyor. Ä°ki kelimelik bir konuÅŸma geçiyor aramızda: Asker misin? Evet. Sonra kendimi eski bir askeri otobüsün içinde buluyorum. Dolunca hareket edecekmiÅŸ. Hiçbir ÅŸey yapmadan oturuyoruz. Sigara bile yasak. Ancak camdan dışarıyı seyredebiliyorum. Dört beÅŸ saat sonra otobüs nihayet hareket ediyor. Ä°stikamet kışla. Kayıt iÅŸlemlerinden sonra ilk iÅŸimiz kantini sormak oluyor.
Birkaç günlük askerdik, ÅŸehirde menenjit salgını yaÅŸandı. Bizi de karantinaya, daha doÄŸrusu koruma altına aldılar. Günlerimiz böyle geçti. Çarşı iznine bir kere çıkabildik. Cüzdanım yeni kaybolmuÅŸ. Cebimde bir lira yok. Tütün de kalmamış. Bir müddet sonra karnım da acıkıyor. Hadi bakalım.
Ä°lk olarak Çifte Minare'ye gidiyorum. TaÅŸ yığını. Hiçbir özellik göremedim. Oradan hızlıca Buruciye Medresesi'ne geçiyorum. O da hitap etmiyor bana. Kuru bir yapı. Belki TaÅŸhan'da bizim mangadan birilerine rastlarım. Ä°nsanlar çay içiyor, sohbet ediyor. Asker çok ama tanıdık yok. Kaleye çıkmaya niyetleniyorum ama gözüm almıyor. Erkenden kışlaya dönüyorum. Ne anladın, anlat?
Biliyorum ki herhangi bir esnafa gitsem yardımcı olacak. Mizaç. Geçenlerde yakın bir arkadaşım ÅŸunu söyledi bana: "Sen istemeyi bilmiyorsun."
Üç aylık acemi birliÄŸinin sonuna geldik. Yeni bir plan yapıyorum. Sabah birliÄŸimden çıkar, bütün gün ÅŸehri gezer, akÅŸam da Ä°stanbul otobüsüne binerim. Yine nasip olmuyor. Çünkü otobüsler kışlanın içinden kalktı ve ÅŸehir merkezinde ihtiyaç molası dahi vermedi.
Sivas ÅŸehrini bir türlü gezemedim, onu tanıyamadım. Üç ayın sonunda koskoca Sivas ilinden aklımda kalan çinko çatılar ve kuru soÄŸuk oldu. Hepsi bu.
Buruciye Medresesi
O kısa çarşı izni bir dert olarak içime yerleÅŸti. Askerlik bittikten sonra cebime biraz para koyup Sivas'a tekrar gittim.
Nizamiye kapısından ÅŸehre doÄŸru yürümeye baÅŸladım. Yeniden Çifte Minare'nin önündeyim. Bakmaya doyamıyorum. Duvarlarını sevmeye baÅŸlıyorum. Mekânın ruhunu hissediyorum. Günlerce tam burada kalabilirim. Vakit ilerliyor. Buruciye Medresesi'ne geçiyorum. Taşı dantel gibi iÅŸlemiÅŸler. Emsalsiz bir sanat eseri. Bu hünerli güzellik karşısında duygulanıyorum. Sonra TaÅŸhan'a gidiyorum. Orada büyük çay ve kaÅŸarlı tost ısmarlıyorum kendime. Kaleye de çıkıyorum. MeÄŸer Sivas ne kadar tarihi bir ÅŸehirmiÅŸ.
Bıçakçıların olduÄŸu çarşıyı da geziyorum. Bana bir özgüven geldi. Ä°nsanlara sorular soruyorum. Hatta latife yapma teÅŸebbüsünde bile bulunuyorum. Böylece Sivas ÅŸehriyle gerçekten tanışmış oldum. Ä°ÅŸte bunu düÅŸünüyorum. Ä°ki gezi arasında muazzam bir anlam farkı var. Güzergâh ve manzara aynı, hissiyat ise bambaÅŸka.
Zihnimizin meÅŸguliyeti, gönlümüzün mahzunluÄŸu ve maddi imkânsızlık, demek ki güzelliÄŸin bile üstünü örtebiliyor. Evet, öncelikler. Sivas'a sonradan iki kez daha gittim. Her seferinde daha bir sevdim, baÄŸlandım. Bu kadim ÅŸehrimizin neye karşılık geldiÄŸini tüm kalbimle anladım.
Hayat yolculuÄŸum sırasında, Sivas'la ilgili birçok aziz hatıra biriktirdim. Mesela Ali Emre ve arkadaÅŸlarının bu ÅŸehirde yayına azırladığı Edebi Pankart dergisine elimden gelen desteÄŸi verdim. Yirmi yıl olmuÅŸtur.
Bizim Sivas gazetesi bazen yazılarımı iktibas ediyor. Bu durum ziyadesiyle hoşuma gidiyor.
Yıllar geçti ve yaÅŸ ilerledi. Sivas, ÅŸu dizeyle gönlümdeki yerini aldı: Severim seni bütün bilgimle.
Kaynak: Fikriyat Web Sitesi
Henüz yorum yapılmamış.