Yunanistan: Türkiye ile kıta sahanlığı sorununu Lahey'e taşıyabiliriz

Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’de Yunan oldubittilerine boyun eğmeyerek egemenlik haklarından vazgeçmemesi, Yunanistan’ı geri adım atmaya zorluyor. Türkiye’nin Oruç Reis sismik araştırma gemisini Meis adasının güneyine göndermeyi 18 Eylül’e erteleyerek Atina’ya “diyaloğa istekliyiz” mesajı vermesi sonrası, Yunan Başbakan Kyriakos Miçotakis’ten konuyla ilgili açıklama geldi. İnternet üzerinden gerçekleştirilen bir forumda, ABD’nin eski Atina Büyükelçisi Nicholas Berns’e konuyla Lahey’e gidilmesi ihtimalini anlatan Miçotakis, “Türkiye ile Lahey’e giderek kıta sahanlığı sorunumuzu uluslararası hukuk çerçevesinde çözüme ulaştırabiliriz” ifadelerini kullandı.

“İZOLE ETME NİYETİMİZ BULUNMUYOR”

Türkiye ile iyi komşuluk ilişkileri istediklerinin altını çizen Yunanistan Başbakanı, “Türkiye’yi izole etme gibi bir istediğimiz yok, hiçbir zaman da olmadı. Ancak egemenlik haklarımızın tehdit edilmesine ve provokasyonlara da göz yumamayız. Komşumuzu Lahey’e davet ederek bu niyetimizi göstermek istiyoruz” diye konuştu. Miçotakis, “Lahey’e giderek sorunumuzun kıta sahanlığı olduğunu da tescillendirelim” dedi. Miçotakis’in bu ifadeleri siyasi bir kurnazlığı da içinde barındırıyor. Çünkü Yunanistan’a göre Ege’de kıta sahanlığı sorunundan başka anlaşmazlık bulunmuyor. Yunan kara sularının 6 mil, hava sahasının ise 10 mil olması sorunu, Yunanistan’ın tek taraflı bir şekilde Ege’de karasularını 12 mile çıkarma isteği veya aidiyeti belli olmayan ada ve adacıkları sorunları gibi meseleler Yunanistan’a göre “Türk talebi ve provokasyonları” şeklinde adlandırılarak varlıkları reddediliyor.

SADECE BİR TANE SORUN VARMIŞ

Dolayısıyla Lahey’e gidilmesi, sorunların çözülmesine yardımcı olma rolü oynayabileceği gibi, tek bir başlıkla gidilmesi halinde Yunanistan’ın iki ülke arasında tek bir anlaşmazlık varmış iddiasını güçlendiriyor, bunun uluslararası arenada kabulüne hukuki zemin de hazırlıyor. Yunanistan’ın Lahey’e gitmekteki asıl niyetinin çözüme yardımcı olmak mı yoksa kendi talep ve iddialarını uluslararası arenada güçlendirmek mi olduğunu ise zaman gösterecek.