Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Akdeniz'in kadim şehri Beyrut özelinde Lübnan'ın anlatılmamış öyküsü

Bir dönem "Ortadoğu'nun Paris'i" olarak anılan, iç savaşlarla yıkılan, suikastlerle sarsılan ama her seferinde yeniden küllerinden doğan Beyrut bu kez çok ağır bir yara aldı. Beyrut'un yürek burkan öyküsü hakkında bilinmeyenleri İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve SETA Strateji Araştırmacısı Dr. Veysel Kurt'a sorduk.



BÄ°R ÇOK DÄ°NÄ° VE MEZHEBÄ° BÜNYESÄ°NDE BARINDIRAN ÅžEHÄ°R

Birçok dini ve mezhepsel grup Lübnan'da bir arada yaşıyor. Buradaki demografik yapıdan bahsedebilir misiniz?

Lübnan demografik yapısı ile adeta küçük bir OrtadoÄŸu. Bölgedeki etnik ve dini/mezhebi grupların önemli bir kısmı mevcut. Etnik dağılıma bakıldığında ülkenin %95 Arap, %4 Ermeni ve %1 diÄŸerleridir. Dini dağılıma bakarsak; %55'i Müslüman, %39 Hristiyan, %5'i Dürzi ve %1 civarında Yahudilerdir. Ancak siyasal ayrım genel anlamıyla mezhepler üzerinden ÅŸekillenmiÅŸtir. %30 civarında Åžii, %21 kadar Marunî, % 30 kadar da Sünni bulunmaktadır. Ayrıca %6 Dürzi ve diÄŸerleridir. Lübnan siyaseti dini/mezhebi yapı üzerine oturmuÅŸtur. Grupların temsilini saÄŸlamak üzere -Fransa'nın doÄŸrudan etkisi ile 1932'deki nüfus sayımı ile belirlenen ve sonrasında bir kaç kez revize edilen kota sistemi benimsendi. Temel olarak Maruniler, Sünni Müslümanlar ve Åžiiler ön plana çıksa da hem parlamentodaki milletvekilleri hem de devlet görevlileri nüfusuna göre on sekiz etnik ve dini gruba pay ediliyor. Kurulan siyasi partiler de bu ayrımlar üzerine oturdu. Bu sistem ülkedeki bölünmenin temellerini oluÅŸturdu. Her bir grubun gündemi, çıkarları ve uluslararası angajmanları da farklılaşınca ne ortak bir milli kimlik ne de kurumsal düzeyde iÅŸleyen bir devlet ortaya çıktı.

ORTADOÄžU'NUN PARÄ°S'Ä°YDÄ°

1970'li yıllarda "OrtadoÄŸu'nun Paris'i" olarak anılan Lübnan, nasıl bir anda iç savaÅŸların merkezi haline geldi?

70'li yıllarda Lübnan OrtadoÄŸu'nun yatırım ve Turizm merkezi idi. 1975'te Filistinliler ile Falanjistler arasında baÅŸlayan küçük bir çatışma ülke sathına yayıldı ve 15 yıl sürdü. Bu süreçte Suriye, Ä°srail ve ABD Lübnan'a müdahale ettiler. Ä°ç savaÅŸ 1990'da bitse de Lübnan bu güçlerin mücadele alanına dönüÅŸtü. Refik Hariri suikasti bile bu hesaplaÅŸmanın bir parçası idi. Nitekim ABD 11 Eylül ve Irak iÅŸgalinden sonra Suriye'yi Lübnan'dan çıkmaya zorladı ve bunu baÅŸardı. Ä°ran'ın insiyatifi ile kurulan Hizbullah'ın varlığı ise Ä°srail tarafından önemli bir tehdit sayıldı. 2006'da Ä°srail'in Lübnan müdahalesi bu anlamda önemli bir gösterge.

Ä°Ç SAVAÅž TAM 15 YIL SÜRDÜ

Lübnan hep 1990 yılında biten iç savaÅŸlarla anıldı. Lübnan yaralarını sarabildi mi?

Ä°ç savaÅŸ 15 yıl sürdü ve gruplararası ayrışmaları derinleÅŸtirdi. Taif anlaÅŸması ile gruplar silahsızlandırıldı. Refik Hariri öncülüÄŸünde bir istikrar ve ekonomik geliÅŸme süreci baÅŸladı. Ülkenin alt yapısı ve üst yapısı yeniden inÅŸa edildi. Hariri Suud vatandaşı olsa da yönetimi boyunca Lübnan'ın çıkarları ve bütünlüÄŸünü merkeze aldı. Kısacası yaralar kısmen sarıldı. Ancak mezhebi ve etnik ayrışma devam etti. 2003 Irak iÅŸgali ve 2005 Hariri suikasti Lübnan için yeniden istikrarsızlığın kapısını araladı. 2006'da da Ä°srail Hizbullah tehdidini gerekçe göstererek ülkeyi iÅŸgal etti. Hizbullah bu süreçten güçlenerek çıktı. Nitekim bu tarihten sonraki seçimlerden de oyunu artırdı ve Meclisi, dolayısıyla CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerini de kilitleyebilecek kadar kritik bir konuma geldi.

SUUDÄ° ARABÄ°STAN ETKÄ°SÄ° LÜBNAN EKONOMÄ°SÄ°NÄ° ÇÖKERTTÄ°

Lübnan ekonomisi geçtiÄŸimiz Mart ayında iflas ettiÄŸini açıklamıştı. Bu ülke neden ekonomik olarak sıkıntı yaşıyor?

Lübnan ekonomisi serbest piyasaya dayalı, uluslararası yatırımlara açık ve dışa bağımlı özellikleri ile ön plana çıkıyor. Nitelikli iÅŸ gücü de bulunmakta. Hizmet sektörü ve turizm ülke ekonomisinin bel kemiÄŸini oluÅŸturuyor. Finans ve eÄŸlence sektörü de kısmen önemli. Ä°ç savaÅŸ sonrası baÅŸlayan kalkınma ve yatırım hamleleri 2000'li yılların ortalarına kadar olumlu etkisini gösterdi. Ancak daha sonra daha fazla dışa bağımlı hale geldi ve Suudi Arabistan etkisinin altına girdi. Gelir adaletsizliÄŸi, rüÅŸvet ve yolsuzluklar, yüksek vergiler, mülkiyet haklarındaki sorunlar ise yapısal bir boyut kazandı ve saÄŸlam bir ekonomik sistemin oluÅŸturulmasının önündeki engeller. Bu yapısal problemler günümüzde piyasanın iÅŸleyiÅŸini çok olumsuz etkilemekte ve güveni azaltmaktadır. Bu tablo bankalar ile piyasadaki döviz karşılığı arasındaki büyük fark, önemli miktarda döviz bulamama, bankalardaki yüksek miktardaki paraların kullanamaması gibi acil çözülmesi gereken sorunlar doÄŸurdu. Whatsapp uygulamasına vergi konulması ile baÅŸlayan protestolar büyümüÅŸ ve ülke ekonomisini iflasın eÅŸiÄŸine getirmiÅŸtir. Suud'un ana yardım ve yatırım kanallarını kesmesi bunda önemli bir pay sahibidir. Suud'un gerekçesi de Ä°ran'ın Hizbullah üzerinden Lübnan'da fazlasıyla güçlenmesi. Bu tablo ekonomik, sosyal ve siyasi sorunların çok kolay bir ÅŸekilde uluslararası sorunlarla birleÅŸebildiÄŸini ve kısa sürede ülkeyi etkileyebildiÄŸini gösteriyor.

HARÄ°RÄ° DÖNEMÄ°NDE TÜRKÄ°YE-LÜBNAN YAKINLAÅžTI

Lübnan'da geçmiÅŸten bu yana Türkiye sevgisi olduÄŸu dikkat çekiyor. Bunun belli bir sebebi var mı?

Türkiye Lübnan iliÅŸkileri PKK ile ASALA'nın Lübnan toprakları ile Lübnan/Suriye sınırını kullanması dolayısıyla bir dönem gerginlik yaÅŸadı. Ancak Ä°srail'in iÅŸgalci politikalarına karşı tavır alması ve Lübnan BaÅŸbakanı Refik Hariri'nin Türkiye'yi ziyareti ile baÅŸlayan yakınlaÅŸma yeni bir dönemin baÅŸlangıcı oldu. Lübnan halkının sevgisinin temel sebebi ise Türkiye'nin ülkedeki siyasi mücadeleye taraf olmaksızın Lübnan'a saÄŸladığı yardımlar. Lübnan'a yardım saÄŸlayan ülkelerin her biri (Ä°ran, Suud, Fransa, ABD v.s) bir grup üzerinden ülke siyasetine müdahil oluyor. Ancak Türkiye bu konuda hassas davranıyor. Bu da karşılığını buluyor haliyle. Tarafgirlik yapmaksızın gıda yardımından mültecilere saÄŸlanan desteÄŸe, hastane ve okul inÅŸaatından restorasyonlara kadar Türkiye TÄ°KA ve diÄŸer kurumlar üzerinden ülkeye yardım saÄŸlıyor. Ayrıca bölgesel çatışmalar kolayca Lübnan'a sıçradığı için bölgesel sorunların çözümü noktasında üstlendiÄŸi insiyatif de olumlu karşılanıyor. Liman patlaması üzerine ilk yardım açıklaması da Türkiye'den geldi ve CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın talimatı ile tıbbi ve acil insani yardım malzemesi yardımı hemen yapıldı. AFAD ve Kızılay'ın arama kurtarma ekipleri ülkeye gönderildi. Önümüzdeki günlerde gıda yardımı ve sahra hastanesinin kurulması da gündeme gelecek.

Ä°RAN VE SUUDÄ° ARABÄ°STAN ETKÄ°SÄ° LÜBNAN'I YOK EDÄ°YOR

Hangi ülkeler Lübnan'a dış müdahalede bulunuyor?

Ä°srail, Ä°ran ve Suudi Arabistan bu anlamda ön plana çıkıyor. Ä°srail 1982 ve 2006'da doÄŸrudan müdahale etti. Hizbullah varlığı dolayısıyla sürekli müdahaleyi sürekli gündemde tutuyor. Ä°ran Hizbullah üzerinden ciddi bir etkiye sahip. Bundan rahatsız olan Suud ise ülkeyi ekonomik olarak etkisi altında tutuyor. Bu durum Ä°srail ile Suud'u da birbirine yaklaÅŸtırdı. Birkaç yıldır bu iki ülkenin Lübnan'daki Hizbullah varlığına ortak askeri müdahalesi zaman zaman gündeme geliyor. 1976'dan 2006 yılına kadar Suriye'nin de çok önemli bir askeri varlığı söz konusuydu. Ancak Hariri suikasti sonrasında dönen pazarlıkla Suriye bu askerlerini çekti. Fransa'nın Manda döneminden kalan ilgisi bitmedi. ABD ise iç savaÅŸ yıllarında müdahil olmuÅŸ ve Ä°srail'in güvenliÄŸi noktasında Lübnan önemli bir parametre olagelmiÅŸtir.

Lübnan BaÅŸbakanı Hariri 2017 yılında Suudi Arabistan gezisi sırasında ortadan kaybolmuÅŸ, daha sonrasında istifasını sunmuÅŸtu. Bu olayın sır perdesi aralanabildi mi?

Kamuoyuna tatmin edici bir bilgi verilmedi tabi ama bu olay İran-Suud kapışmasının bir uzantısıydı.

O PATLAYICILAR NEDEN DEPOLANDI?

Beyrut Limanı'ndan 6 yıl boyunca 2 bin 750 tonluk amonyum nitrat neden tutuldu?

Bu kadar amonyum nitratın nerden geldiÄŸi de hala açıklanmadı. Amonyum nitrat bilindiÄŸi üzere dünya genelinde yaygın kullanımı gübre amaçlı. Uzmanlar bu amacına uygun kullanılmadığında ise yok edilmesinin zor olduÄŸunu ifade ediyor.

KAZA MI SABOTAJ MI?

Lübnan büyük bir patlama ile sarsıldı. Bu patlama bir kaza mı yoksa sabotaj mı?

Ä°srail ve Lübnan tarafından bu anlamda ilk açıklamalar geldi. Ä°ki taraf da saldırı olmadığına dair ifadeler kullandı. Normalde bu büyüklükteki tehlikeli maddenin özel koÅŸullarda korunması gerekiyor. Ancak bu kadar süre bu büyüklükteki tehlikeli maddenin düÅŸük önlemlerle tutulması kafaları karıştırıyor.

Olayın kaza sabotaj ya da saldırı olması tabi ki çok önemli. Ancak sonuç olarak deÄŸiÅŸmeyecek bazı ÅŸeyler de var. Patlamanın maliyeti sadece yol açtığı ölüm ve yaralanmalar deÄŸil. 300 bin kiÅŸi evlerinden kaçtı ve aylarca dönemeyecek. Åžu anda Lübnan'ın saÄŸlık sistemi çökme eÅŸiÄŸinde. Bütün ambulans ve doktorlar Beyrut'a çaÄŸrıldı. Yine de yeterli olmayacağı yönünde görüÅŸler var. On iki hastanenin ikisi kullanılamaz hale geldi. Pandemi ile birleÅŸtiÄŸinde bu tablo korkunç bir hale dönüÅŸüyor. Bu liman sadece Beyrut'un deÄŸil Lübnan ekonomisinin can damarı. Körfez ticareti için de önemli. Ticaret'in %70'i bu limandan saÄŸlanıyor ve liman artık yok. Alternatif olarak Trablus limanı var ancak çok yetersiz. Yol açabileceÄŸi ekonomik zarar yaklaşık 100 milyar dolar. Nominal GSYH'nın yaklaşık iki katı. Yukarıda zikrettiÄŸimiz problemler, rüÅŸvet, kayırmacılık ve hizmet noksanlığı ile birleÅŸince çöküÅŸ senaryosu akla geliyor. Bunu önleyecek tek ÅŸey ise karşılıksız, hızlı ve büyük miktardaki dış yardımlar. Ancak maalesef bu durumun da Lübnan üzerinde hesabı olan ülkeler tarafından bir fırsata çevrilmesi söz konusu olacak. Son bir yılda Lübnan poundu %80 deÄŸer kaybetti. IMF'ten 10 milyar$'lık paket için müzakere baÅŸladı ancak IMF isteksiz. Bu patlamadan sonra daha ağır koÅŸullar altında kredi verebilir.

Ä°SRAÄ°L OLAÄžAN ÅžÜPHELÄ°

Patlamanın arkasında Ä°srail parmağı olduÄŸu iddiaları var. Bu konuda ne düÅŸünüyorsunuz?

Sosyal medyada Nasrallah'ın Ä°srail'i bu madde ile tehdit etmesi ve Ä°srail ordusunun iki yıl önce konu ile ilgili attığı tweet olayın kaza olduÄŸuna yönelik iyimser yaklaşımları gölgede bıraktı. Bu patlama ayrıca Ä°srail'in müdahale söylentileri ile birleÅŸince Ä°srail olaÄŸan ÅŸüpheli olarak ön plana çıkıyor.

TRUMP'IN AÇIKLAMALARI MANÄ°DAR

Trump'ın saldırı açıklamaları nasıl yorumlanmalı?

Bu çok ilginç geldi bana. Olayın ilk saatlerinde Trump'ın bu açıklamayı yapması acaba yeniden Ä°ran'a mı odaklanacağı sorusunu akla getirdi. Zira bu tarz geliÅŸmelerin gerçek mahiyeti kadar devletler tarafından nasıl algılandığı ve nasıl kullanıldığı da önemli. Ä°srail'in Hizbullah'a, ABD'nin de Ä°ran'a yönelik tehdit söylemlerini dolaşıma sokması ve müdahale sinyalleri vermesi söz konusu olabilir. Yukarda zikrettiÄŸim Nasrallah'ın videosunun ("Ä°srail Hayfa limanında bulunan amonyum nitrat yüklü gemilerin roketle vurulmasının nükleer silah etkisi yapacağı ve on binlerce insanın ölümüne neden olacağını" söylüyor) anında dolaşıma girmesi tesadüf deÄŸil.

*SöyleÅŸi: Ä°sa Tatlıcan / Sabah Gazetesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.