Tercüme Haber
Tercüme Haber: Sissi, Mısır'da dini hayatın kalbi El-Ezher'i hedef alıyor
Sissi, 2013'ten bu yana El-Ezher ve onun üst yönetimiyle uğraşıyor, ancak şimdi Din Hukuku’nun yorumlanmasından sorumlu şubesini, doğrudan hükümet kontrolü altına almak için çabalıyor.
Bu ay görevde yedinci yılını dolduran Mısır CumhurbaÅŸkanı Abdülfettah es-Sisi, gözünü yeni bir hedefe dikti. Mısır'ın en önemli dini kurumu ve Ä°slam dünyasının en saygın kurumlarından biri olan El Ezher Üniversitesi'nin, kendisine çıkardığı zorluklardan bıkmış olacak ki daha önce de birkaç defa yaÅŸadığı fikir ayrılığından ötürü söz konusu kurumun kanatlarını tümden budamayı planlıyor.
Geçen hafta Mısır parlamentosu, El-Ezher’e baÄŸlı olan, dini hükümlerden ve dini hukukun yorumlanmasından sorumlu kurum Dar el-Ifta'yı ait olduÄŸu El Ezher'den ayırmak ve ona bağımsız statü vermeyi amaçlayan bir tasarıyı onayladı. BaÅŸka bir deyiÅŸle, Dar el-Ifta’nın doÄŸrudan Mısır hükümetinin emri altına alınması tasarlanıyor.
Tasarı, El Ezher'in kararlarını cumhurbaÅŸkanının politikasına uyarlanması amacı ve kurum baÅŸkanının da Mısır müftüsü tarafından seçilip atanacağı; görev süresinin uzunluÄŸuna da müftülükçe karar verilmesi düzenlemelerini içeriyor. Kurum bütçesi, devlet bütçesinin bir parçası olacak ve El Ezher'in otoritesini gölgede bırakarak rakip bir dini organ haline getirilecek.
El-Ezher Büyük Ä°mamı Åžeyh Ahmed el-Tayyib, haklı olarak bu yasanın sadece El-Ezher’in statüsünü baltalamakla kalmayıp, müftü atama ve yeni bir yürütme yetkisi organı oluÅŸturulduÄŸunu vurgulayarak tasarıya ÅŸiddetle karşı çıkıyor. Aynı zamanda hükümeti, El Ezher'i tüm dini yorum ve kararlar hakkında tek yetkili merci haline getiren anayasa maddelerini de ihlal etmekle suçluyor.
El-Ezher ÅŸeyhi El- Tayyip’in deÄŸerlendirmesine göre, din, bundan böyle devlet kontrolü altında olacak ve böylelikle cumhurbaÅŸkanının ülkenin bütün kurumlarını kendi iradesi altına almasının yolu açılacak.
Sisi, Müslüman KardeÅŸler üyesi olan Muhammed Mursi'yi darbeyle devirdiÄŸi 2013’ten sonra, kendi cumhurbaÅŸkanlığı statüsünü kalıcı hale getirene kadar El-Ezher ile sürekli bir cebelleÅŸme halinde oldu.
Darbe sürecinde Åžeyh El-Tayyib, Müslüman KardeÅŸler‘in ülke kurumlarını ve El Ezher'i ele geçirmesinden korktuÄŸu için Mursi'nin devrilmesini desteklemesine raÄŸmen, kısa bir süre sonra, Sisi darbesini protesto eden göstericilere yönelik baskı ve ölüm yaÄŸdıran ÅŸiddeti sert bir dille eleÅŸtrimiÅŸti. Sisi, darbesine yönelik bu eleÅŸtiriyi de hiç unutmadı. ÖrneÄŸin, El-Tayyib'den, darbe protestocularının kafir olduÄŸuna hükmetmesi istenmiÅŸ, o bunu tamamen reddetmiÅŸti. Onun görüÅŸüne göre, aynı eylemi IŞİD kullanıp, öldürdüklerini ‘’kafir’’ olarak niteleyerek vahÅŸetini meÅŸrulaÅŸtırmaya çalışıyordu.
El-Tayyib’in bu görüÅŸü, hükümetin sert tepkisine neden oldu. Sonrasında ise televizyon vaizi Ä°slam Behery görevden alındı. Ä°ki yıl sonra, nispeten Ä°slam'ın daha liberal bir yorumunu tercih eden ve radikal vaazlara son veren Sisi'nin, sözlü boÅŸanmaların sınırlandırılmasını ve sadece yazılı boÅŸanmaların geçerli sayılmasına karar verilmesini talep etmesiyle yeni bir anlaÅŸmazlık ortaya çıktı.
Sisi, Mısır'daki yıllık 900 bin evliliÄŸin yaklaşık yüzde 40'ının boÅŸanmayla sonuçlandığını ve bunların çoÄŸunun kocanın sadece "BoÅŸ ol" demesiyle gerçekleÅŸtiÄŸini ifade etti Dolayısıyla hükümet olarak yeni bir uygulama getirerek, bundan böyle boÅŸanmaların yazılı metne dayandırılarak geçerli sayılacağını bildirdi. El-Tayyib, bu talebe dini ve geleneksel gerekçelerle karşı çıkarken, Sisi'nin teÅŸvik ettiÄŸi yeni dini söylemin "düÅŸmanı" oldu.
Sisi ve El-Tayyib dinin yorumu konusunda aslında temelden anlaÅŸmazlık içersinde bulunuyorlar. Ä°nsanların yalnızca Kur'an tarafından yönlendirilmesi gerektiÄŸine inanan Sisi, radikal ve terörist hareketlerin aşırı dinsel yorumlardan ötürü büyüme imkanı bulduÄŸunu düÅŸünerek, ÅŸehyin de bu geleneksel yorumun temsilcisi olduÄŸuna inanıyor. Buna karşılık, El Tayyib, yorumsuz Kur'an'a ve yalın dinsel hukuka uymanın ve onu çaÄŸdaÅŸ döneme uyarlamanın imkânsız olduÄŸu inancını savunuyor. El Tayyip, "Kur'an'ın hiçbir yerinde bir Müslüman'ın nasıl dua etmesi gerektiÄŸi açıklanmıyor. Peygamber’in yorumu ve geleneÄŸi bize gerekli bilgiyi veriyor" diyor.
Ama 1960'larda mümkün olan ÅŸeyi bugün uygulamak elbette ki çok daha zordur. El Ezher uluslararası prestije sahip bir kurum ve El Tayyib, papa da dâhil olmak üzere dünya liderleri ile son derece güçlü iliÅŸkileri olan bir konuma haiz.
El Ezher, dünyanın dört bir yanından yüzbinlerce öÄŸrencisiyle, 150 binden fazla caminin yanı sıra, tüm dünyada kabul görmüÅŸ, prestijli bir üniversiteden de sorumludur. Darbeci Sisi’nin askeri ve stratejik müttefiki BAE’nin ÅŸeyhi Zayid’in de kuruma ciddi bir desteÄŸi de olduÄŸunu hatırdan çıkarmamalıyız.
Sisi açısından, El Ezher'in başının görevden alınması demek tehlikeli bir halk protestosunu de tetikleyebilecek bir geliÅŸme olur. Sisi için ÅŸeyhin statüsünü ve kurumun prestijini mümkün mertebe bozmadan dini hükümlerin içeriÄŸini kendi menfaatince kontrol etmek yeterli duruyor.
1919'da devrimci ve geleceÄŸin baÅŸbakanı olarak düÅŸünülen Saad ZaÄŸlul, Ä°ngiliz iÅŸgaline karşı Mısır’ın bağımsızlık mücadelesinde, "Din Allah'a, vatan ise hepimize aittir" diyerek Mısır’ın birçok dini cemaatini, halk paydasında birleÅŸtirmeyi baÅŸarmıştı. GörünüÅŸe göre, Sisi bu sloganı birkaç adım daha ileri götürerek ‘’Din, baÅŸkanın yorumuna baÄŸlı olarak Allah'a aittir’’ demeye çalıyor.
*Ä°srail'in Haaretz gazetesinde, Zvi Bar'el tarafından kaleme alınan bu makale, aslına sadık kalınarak, Hasan Nurhan Çelik tarafından DüÅŸünce Mektebi için tercüme edilmiÅŸtir.
Henüz yorum yapılmamış.