Z kuşağı ve Rap-Tekno müzik ilişkisi üzerine düşünceler
Rap, ötekileşen siyahilerin statükoya isyanıdır. Yoksunluk ve dışlamadan bunalan bilinçlerin isyan çığlığı. Post-modern zamanların, nihilist felsefenin, aşırılıklar pratiğinin çığlıkları. Son kuşak, sürat kuşağı. Çile çekmeden, uzun süre okumadan, tecrübeler yaşamadan vekil olmanın, yazar olmanın ve zengin olmanın peşinde koşuyor. Kişiliği olgunlaşmadan ham haliyle toplumun önünde aktör olmanın hevesleriyle yanıp tutuşuyor.
Yeni bir kuÅŸakla karşı karşıya olduÄŸumuz kesin. ABD’li marketçi yaklaşımlar buna Z KuÅŸağı diyor. Ben ise müzik üzerinden giderek bir kuÅŸak sınıflaması yapmak istiyorum. KuÅŸakları müziÄŸin sosyolojisi ile anlatmak bana daha anlamlı geliyor. Üç kuÅŸak, üç müzik türüyle ortaya çıkıyor: Klasik müzik, pop müziÄŸi, rap-tekno müzik. Klasik müzik adap ve üslubun belirgin olduÄŸu bir müzik türü. EÄŸitim, salon ya da halk konserleriyle ortaya çıkıyor. Her yaÅŸa ve her sınıfa hitap eder. Memuru da dinler, köylüsü de. Genç de dinler, orta yaÅŸlı da. AÅŸk, manayla iç içedir. Sevgili, uÄŸrunda büyük hasretler yaÅŸanandır. Çileli bir mücadele sonunda ulaşılandır. Hayatın kendisine adandığıdır. AÅŸk, romantiktir. Protesto kadar, teslimiyetle ulaşılan bir ÅŸeydir. Kader, hem kendisiyle cedelleÅŸilen hem de kendisine teslim olunandır. Saygı, norm, sınırlar ve kurallar yüceltilir. Ä°nsanın yüceliÅŸi, en ahlaki olana ulaÅŸmasıyla mümkündür. Müzik, yavaÅŸ akar. Ä°nsanın kanından kemiÄŸine, ruhundan beynine sızar. Müzik gövdeden daha fazla kalbe hitap eder. Klasik müzik, bir kalp müziÄŸidir. Halk müziÄŸimiz de sanat müziÄŸimiz de böyledir. KuÅŸaklar bununla sever, bununla hayal eder, bununla coÅŸar, bununla üzülür ve bununla adap-erkân sahibi olur. MeÅŸklerde ve musiki cemiyetlerinde insanlar adap ve erkân öÄŸrenir. Bir zamanlar bizim Elazığlı âlemci insanların efendiliÄŸinden çok etkilenirdim! Düzgün giyimleri, beyefendi davranışları, cömertlikleri ve insani tutumları çarpardı beni.
Pop müziÄŸi, klasik müzik kuÅŸağı yerine yeni bir kuÅŸaÄŸa yol açtı. Popüler kültürün gelip geçici niteliÄŸine ve hızına eÅŸlik ediyordu. Gençler, artık hızla bütünleÅŸen ve gelip geçici olan tüketim toplumuyla tanışıyorlardı. Pop müzik AVM’lerin doÄŸuÅŸuyla, televizyon ve gazetelerden gelen popüler kültürle beraber ortaya çıktı. Pop müziÄŸinin gelip geçiciliÄŸi, gençlerde de gelip geçici bir bilinç inÅŸa etti. Ä°dealizmin ebediyet arayışı yerine tüketim geçti. Hızlı olan ve hemen kullanılan ürünler hayata dahil oldu. Hızlı müzik, hızlı elbise, hızlı yiyecek ve hızlı aÅŸk… Fast food, penye, kot, hamburger, tost, yeni yeme ve giyme materyalleri haline geldiler. Türkiye’nin 1983 ile 2000’li yılları arasında böyle bir kuÅŸak doÄŸdu. Dünyada da bu kuÅŸak hakim olmaya baÅŸladı. Pop müziÄŸi, aynı zamanda protestti. Ama bir yönüyle romantizm devam etti. Takım elbise, sanat müziÄŸi, beyaz örtülü masalarda oturup muhabbetle yemek yerine; penye ve blue Jean, pop müziÄŸi, fast food yerleri ve kızlı erkekli kafeler doÄŸdu.
Son kuÅŸak, rap-tekno müzik kuÅŸağı. Herkes buna ABD marketçi zihinle Z kuÅŸağı diyor. Bu kuÅŸakta romantizm kalktı. AÅŸk, maddeleÅŸti. Gövdeye çivilenen bir aÅŸk ortaya çıktı. Hız, teknolojiyle daha da bütünleÅŸti. Tekno-müzik bunu simgeler. Müzik, insani olandan ilk defa bu kadar çok kopmaya baÅŸlıyor. AÅŸk, teknolojidir. AÅŸk, teknoloji gibi tasarlanan, pazarlanan ve kitleselleÅŸen bir ÅŸey. AÅŸk, bir endüstriyel sürecin içinde oluÅŸan ve gerçekleÅŸen madde. Tekno-aÅŸk doÄŸuyor.
EÄŸitim, salon, adap ve usul yerine isyan yükseliyor. Makam da yok, otorite de. Her ÅŸeye isyan eden bir müzik ve buna eÅŸlik eden bilinç var. Ä°syan düzeltme, yapma ve ıslah etme peÅŸinde deÄŸildir. Sadece yıkmak arzusu içinde. Küfür sözcükleri, deÄŸerlerle alay eden laflar, inkar ve ret etmenin zirvesi. Anne babaya da, aileye de, devlete de, “Tanrı”ya da kafa tutan bir söz ve saz dünyası. ABD’li rapçi Eminem kaç defa annesine küfrediyor? Tekno-müzik Roses, kaç defa küfür, inkar ve ret çekiyor!
Rap, ötekileÅŸen siyahilerin statükoya isyanıdır. Yoksunluk ve dışlamadan bunalan bilinçlerin isyan çığlığı. Bu çığlıkta bir harmoni aramak beyhude. Ruhu teskin eden ve kalbi güzelleÅŸtiren bir tarafı öne çıkmıyor. Kaderiyle cebelleÅŸen, ret eden ve isyan eden bir dil. Post-modern zamanların, nihilist felsefenin, aşırılıklar pratiÄŸinin çığlıkları. Bu kuÅŸak, sosyal medya üzerinden varlık gösteriyor. Konser salonları yerine sosyal medyanın duvarsız meydanları var. Sosyal medyanın içinde yetiÅŸiyor. Son kuÅŸak, sürat kuÅŸağı. Çile çekmeden, uzun süre okumadan, tecrübeler yaÅŸamadan vekil olmanın, yazar olmanın ve zengin olmanın peÅŸinde koÅŸuyor. KiÅŸiliÄŸi olgunlaÅŸmadan ham haliyle toplumun önünde aktör olmanın hevesleriyle yanıp tutuÅŸuyor.
Ergün Yıldırım / YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.