Yasin Aktay: Libya'da kurulan kurtlar sofrası
Türkiye’nin Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne verdiği destek sahada bütün dengeleri değiştirirken, şimdiye kadar Libya’da sessiz sedasız kurulmuş olan kurtlar sofrasının tadı da o kurtlar için kaçmış durumda.
Güzel güzel Libya’yı halkına hiç bir ÅŸey bırakmadan sadece paylaÅŸmak üzere sofraya oturmuÅŸ kurtlar Türkiye’nin sahneye girmesiyle birlikte telaÅŸtan ne yapacaklarını ÅŸaşırmış bulunuyorlar.
Türkiye evin sahibiyle birlikte, onun resmi davetiyle, bütün meÅŸruiyetiyle orada gelince onların darbeciliklerini, insan hakkı ihlallerini, destekledikleri savaÅŸ suçlusuyla birlikte irtikab ettikleri katliamları, savaÅŸ suçlarını bir bir ortaya döktü. Sadece Tarhune’de Fransa’nın desteklediÄŸi Hafter’in katliamları sonucu ölenlerin gömüldüÄŸü 13 toplu mezar keÅŸfedilmiÅŸ durumda. Bu manzara karşısında Hafter’e destek veren baÅŸta Fransa olmak üzere BAE ve Mısır’ın hesap vermesi gerekiyor. Türkiye ÅŸimdi bu davanın da peÅŸinde.
Ne var ki, kurtlar sofrasında bir süre yaÅŸanan paniÄŸin yerini ÅŸimdi bir toparlanma ve karşı saldırı için hazırlıklar almış durumda. Karşı saldırılar sadece sahada deÄŸil, medyada, kamu diplomasisi çalışmalarında kendilerini ortaya koyuyor. Kendi aÅŸağılık amaçlarına ulaÅŸabilmek için her türlü terör örgütünü destekleyen, bir ülkeyi sadece kaynaklarına tamah ederek iÅŸgal ederek orada her türlü katliamı, savaÅŸ suçunu irtikap eden korsanlar Türkiye’yi Libya’da meÅŸru uluslararası tanınırlığı olan hükümete verdiÄŸi destekten dolayı teröre destek vermek hatta NATO içinde uyumsuzluk sergilemekle suçlayabiliyorlar.
GeçtiÄŸimiz hafta darbeci general Hafter’in radikal Selefi Medahile grubundan milislere hitaben yaptığı konuÅŸma bu piÅŸkinliÄŸin ilginç bir örneÄŸiydi. Medahile grubu Libyalı olmakla birlikte talimatları doÄŸrudan Suudi Arabistan’da mukim olan El-Medhali isimli ÅŸeyhlerinden alan son derece tehlikeli fanatik bir grup. Åžu anda Libya’da Hafter’in en önemli silahlı milis dayanağını oluÅŸturan bu grubun ideolojisi ile DAEÅž’in ideolojisi aynı. DAEÅž hangi safta kiminle ne için savaşıyor bilen varsa aralarındaki farkı da belki ortaya koyabiliriz. Ama hiçbir farkları yok ve irtikap ettikleri savaÅŸ suçları ayyuka çıkmış durumda.
Hafter bu milislere hitaben “Trablus’taki teröristlerle mücadele” den bahsediyor ve bunların Libya’yı terörden kurtarmak için ortaya koydukları fedakarlıktan dolayı güzellemeler yapıyor. Her ÅŸeyin suyunu çıkaran bu yaklaşımın üstüne Hafter’e destek veren seyahatiyle Fransa’nın müptezel Siyonist entelektüeli Bernard-Henry Levy’nin temasları ve açıklamaları geldi. Kendine bu tür temaslarıyla özgürlük hareketlerine destek veren entelektüel payesi yakıştırmış olan Levy aslında tipik bir oryantalist casus. Libya’da kendi ülkesinin desteklediÄŸi ve tek misyonu darbe yaparak ülkenin kaynaklarını kendisini destekleyen ülkelere peÅŸkeÅŸ çekerken kendi komisyonunu almaktan ibaret Hafter’e yaptığı güzellemelerle dikkat çekti Levy.
Bu temasları esnasında Levy buluÅŸtuÄŸu insanlara, Libya’daki savaşı aslında Ä°slam dünyasının genelindeki bir savaşın bir cephesi olarak gördüÄŸünü söylemiÅŸ. Hatta bu savaşı Hıristiyanlık ile Ä°slam arasında görenlerin yanıldığını bilakis bu savaşın Ä°slam’ın kendi içinde bir savaÅŸ olduÄŸunu iddia etmiÅŸ. Ä°slam’ın içindeki bu savaşın bir tarafı tahmin edebileceÄŸiniz gibi ErdoÄŸan’ın yönettiÄŸi Türkiye’nin temsil ettiÄŸi radikal Ä°slamcı taraf. Türkiye’yi Afganistan Taliban’ı ile de özdeÅŸleÅŸtiren Levy, Türkiye’nin karşısına BAE’nin temsil ettiÄŸi Ä°slami Aydınlanmayı koymuÅŸ.
Bana dostunu söyle sana kim olduÄŸunu, niyetini, cibilliyetini, çapını söyleyeyim. Ä°slam dünyasının hangi bölgesinde azıcık bir demokratikleÅŸme hareketi varsa oraya hemen darbecilerini, teröristlerini, entrikacı casuslarını ve suikastçılarını seferber edip her türlü terör örgütüyle her türlü ahlaksız iliÅŸkiyle demokrasi giriÅŸimlerini boÄŸmayı marifet bilen BAE’den aydınlanma Ä°slam’ı diye bahsedebilmek için aklını ve ruhunu ÅŸeytana bedavaya hibe etmiÅŸ olmak gerekiyor herhalde.
Levy’nin bu temasları son zamanlarda Fransa’nın baÅŸlattığı daha geniÅŸ bir diplomasi ve kamu diplomasisi atağının sadece bir parçası. Dün New York Times’ta Steven Erlanger imzasıyla yayınlanan “Turkish Aggression Is NATO’s ‘Elephant in the Room’” (Türkiye’nin saldırganlığı ‘NATO’nun odadaki Fili” gibi) baÅŸlıklı yazı, Türkiye’nin Libya’da Fransa ile olan karşılaÅŸmasını tamamen Fransa lehine yorumlayan ve Türkiye’yi NATO içinde uyumsuz ülke olarak suçlayan bir makale. Fransa’nın darbeci ve katliamcı Hafter’e verdiÄŸi açık destekten, ona silah ve teknik destek veriyor olmasından hiç bahsetmeden, Türkiye’nin meÅŸru hükümetle olan anlaÅŸmasına da hiç deÄŸinmeden, Libya’daki silah ambargosunu deldiÄŸinden söz ediyor. AÄŸzını buradan açmışken Türkiye’nin NATO içinde Yunanistan ile olan çekiÅŸmelerini, Mısır, BAE ve Ermenistan gibi ülkelerin üyeliklerini engellemesini ve tabii ki en son Rusya ile inatla yapmış olduÄŸu S400 alım anlaÅŸmasını da NATO içindeki oyun-bozanlığının örnekleri olarak bir çırpıda saymış.
Tabii verdiÄŸi bu örneklerin her biri NATO’nun iÅŸleyiÅŸindeki baÅŸka sorunları ortaya koyuyor. Halihazırda NATO üyesi bir ülkenin baÅŸka bir üye ülkeye tehdit oluÅŸturan PKK terör örgütüne finansal ve siyasi destek verecek angajmanlara giriyor olmasına, iÅŸi petrol üretim ve satım anlaÅŸmasına kadar vardırmasına hiç deÄŸinmemiÅŸ mesela Erlanger.
Fransa’nın Libya’da ne iÅŸi olduÄŸunu sormamış, sanki Fransa’nın oradaki mevcudiyeti ve her türlü faaliyeti meÅŸru, Türkiye ise sonradan oyuna katılıyormuÅŸ gibi. Yunanistan’ın ve Akdeniz’deki diÄŸer ülkelerin Türkiye’yi kendi sahillerinde olta bile atamayacak ÅŸekilde kuÅŸatmalarına da hiçbir lafları yok. Kendinden menkul bir haklılığa sahip olmak istiyorlar. Öyle yaÄŸma yok.
DoÄŸrusu Türkiye’nin NATO üyelerinin dahil olduÄŸu bütün bu çarpık ve haksız oyunları bozduÄŸu bir gerçek.
Åžikayet edenler aÄŸlayacaklarına kendi sömürgeci-korsan heveslerine bir çeki düzen versinler.
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.