Nükleer enerjinin dünden bugüne kısa tairihi
Nükller enerji aslında insanlık tarihi boyunca gerçekleştirilen bilimsel ve teknolojik kazanımların bir birikimi olarak ortaya çıkmıştır. Derlediğimiz kısa bir nükleer enerji tarihi adlı içeriğimizi, okurlarımızın beğenisine sunuyoruz.
Dünya nükleeri keÅŸfetti
Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu 1774 yılında kaybettiÄŸi Kırım’ı Ruslardan geri almak için 1787’de yeni bir savaÅŸ baÅŸlatmıştı. Tam 5 yıl sürecek olan bu savaÅŸa Fransız ve Ä°ngilizler katılmamıştı. Çünkü ikisinin de derdi başından aÅŸkındı. Zira 1789 yılında Osmanlı’nın Ruslarla savaşı devam ederken Fransa’da burjuvalar devrim yapıyor, Ä°ngiltere ise büyük sanayi devrimiyle uÄŸraşıyordu. Dönemin en büyük devletleri dünyaya ÅŸekil verirken, bugünkü Almanya topraklarında yaÅŸayan eczacı Martin Heinrich Klaproth, elementler üzerine çalışıyordu. Titanyum ve selenyum gibi pek çok elementi tanımlayan Klaproth’un bulduÄŸu elementlerden biri de uranyumdu. Böylece insanlık, ilk radyoaktif elementle tanışmış oluyordu.
Kerameti 100 yıl sonra ortaya çıktı
Wilhelm Conrad Röntgen
1895’te Wilhelm Conrad Röntgen, X ışınlarını keÅŸfetti. Onun bu keÅŸfinin tıpta ve bugün kullandığımız pek çok alanda kullanılır hâle gelebilmesi için ise 1902 yılında Piere ve Marie Curie’nin radyumu bulması gerekiyordu. 1890’ların sonu insanlığın bilmeden tehlikeli bir oyuna girdiÄŸi yıllar olarak tarihe geçti. 1896'da Henri Becquerel’in uranyumu izole ederek radyoaktif özelliklerini ortaya çıkarması ise yeni bir milat oldu.
Bilim bizi kurtara-ma-dı
Bundan tam 38 yıl sonra, 1936’da Robert Oppenheimer uranyum atomunu parçalayarak büyük bir enerji açığa çıkarılabileceÄŸini keÅŸfetti. 1939 yılında ise Einstein ABD baÅŸkanına bir mektup yazarak bu enerjiden atom bombası yapmayı teklif etti. Bilim, insanlığı kurtarmak için nasıl katliam yapacağını keÅŸfetmiÅŸti.
Ä°lk nükleer enerji santrali
Eline patlamaya hazır bir silah verilmiÅŸ çocuk gibi yıllarca nükleer enerjiyi yıkım için kullanan insanlık, 1950’lere geldiÄŸinde nihayet bu gücü enerjiye dönüÅŸtürmek için kullanmaya baÅŸladı. Uranyum keÅŸfedildiÄŸi yıllarda Osmanlı ile savaÅŸan Ruslar, 1954 yılında 5000 kilovat güce sahip Obninsk Nükleer Enerji Santrali ile bu yoldaki ilk ve en büyük adımı attı.
Obninsk Nükleer Enerji Santrali
Türkiye nükleerle tanıştı
Modern anlamdaki ilk nükleer enerji santralinin kurulmasından 1 yıl sonra, 1955 yılında Cenevre’de 'Atom Enerjisinin Barışçıl Amaçlarla Kullanılması' amacıyla bir toplantı yapıldı ve Türkiye de 1956 yılında BaÅŸbakanlığa baÄŸlı bir “Atom Enerjisi Komisyonu” kurdu. 1 yıl sonra da BM’ye baÄŸlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA)’nın üyesi olduk. 1962'de Ä°stanbul'da Küçükçekmece gölü kıyısında kurulan 1 MW'lık TR-1 araÅŸtırma reaktörü ise bu yoldaki ilk somut adımımız oldu. Elektrik üretimi amacıyla kurulması tasarlanan nükleer santrallerle ilgili ilk etütler ise 1970 yılına kadar sürdü. 1972’de ise TEK’e (Türkiye Elektrik Kurumu) baÄŸlı olarak kurulan Nükleer Enerji Dairesi çalışmaya baÅŸladı.
Türkiye nükleerin diÄŸer yüzüyle tanıştı
Türkiye’nin nükleer enerji ile gerçek yüzleÅŸmesi ise 1986 yılında oldu. 1984 yılında OECD Nükleer Enerji Ajansı (NEA)’ya üye olan Türkiye, 1986’da meydana gelen Çernobil nükleer santral kazasının ardından nükleer santrallerle ilgili tüm çalışmaları askıya aldı. Karadeniz üzerinden Türkiye’ye gelen radyasyon dalgası, hükümetin inkâr çabalarına raÄŸmen ülkede travmaya neden oldu. 1988 yılında TEK Nükleer Santraller Dairesi BaÅŸkanlığı kapatıldı. Ve 6 yıl boyunca nükleer defteri bir daha açılmadı.
Akkuyu macerası başlıyor
Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin 2019'da enerji üretmeye baÅŸlayacağı açıklandı. Japonya iÅŸbirliÄŸi ile üretilecek Sinop santrali için de çalışmalar devam ediyor.
1992’de hükümet, dünyadaki büyük nükleer santral iÅŸletmecisi firmalarına davet göndererek, 2002 yılında devreye alınacak 1000 MW gücünde bir nükleer santralın Yap-Ä°ÅŸlet-Devret sisteminde kurulması için teknik ve mali konularda bilgi istedi. 1993 başında da, Akkuyu Nükleer Santralı Projesi Resmi Gazete’de yayınlanarak tekrar yatırım programına alındı. Akkuyu macerası, iptal edilen ihaleler, mahkeme kararları ve sürekli deÄŸiÅŸen kanunlar nedeniyle hiçbir zaman ‘mutlu sona’ ulaÅŸamadı.
Kendi mühendisimizi yetiÅŸtirdik
Nükleer enerji konusunda her açıdan dışa bağımlı olan Türkiye, en azından kendi mühendislerini yetiÅŸtirmek için adım attı ve Mart 2018’de, Rusya’da nükleer mühendislik alanında eÄŸitim alan ilk grup öÄŸrenciler mezun oldu. 1 ay sonra da Akkuyu Nükleer Enerji Santrali için önce inÅŸaat ruhsatı çıktı, ardından da santralin 1.Ünitesinin temeli atıldı.
Bir gün o da olacak mı?
2020 yılı itibariyle Türkiye’nin biri Akkuyu’da, biri Sinop’ta ve biri de Trakya bölgesinde olmak üzere 3 nükleer santral projesi bulunuyor.
Türkiye’nin nükleer macerası bugün 65. yılına girdi. 2020 yılı itibariyle Türkiye’nin biri Akkuyu’da, biri Sinop’ta ve biri de Trakya bölgesinde olmak üzere 3 nükleer santral projesi bulunuyor. Ancak tüm tartışmalara ve nükleer karşıtlarının suçlamalarına raÄŸmen elimizde halen bir nükleer santral bulunmuyor.
Derleyen: Mehmet T. Åžahin / Kaynak: Gerçek Hayat- Sayı: 1018
Henüz yorum yapılmamış.