Sosyal Medya

Güncel

Kalın: Doğu Akdeniz çatışma değil iş birliği denizi olmalı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, CNN Türk'te katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.



Ayasofya-i Kebir Cami-i Åžerifi'in ibadete açılmasının ardından yaÅŸanan bazı tartışmaların hatırlatılması üzerine Kalın, bunun, yakın tarih için çok önemli bir milat olduÄŸunu belirtti.

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Ali ErbaÅŸ'ın Ayasofya-i Kebir Camii'ndeki cuma hutbesinde Fatih Sultan Mehmet'in kurduÄŸu vakfın vakfiyesinden metinler okuduÄŸunu ifade eden Kalın, "Vakfiyeler 600-700 yıllık vakıf geleneÄŸimizin ve kültürümüzün bir parçası. Ali ErbaÅŸ Hoca'nın hutbesinde Atatürk'e dil uzatılması diye bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Çünkü Atatürk bu vakfiyeyi ortadan kaldırmış birisi deÄŸil. Buradan 'Atatürk'e lanet okundu, dil uzatıldı' sonucunu çıkarmak çok iyi niyetli bir deÄŸerlendirme olmaz." diye konuÅŸtu.

Kalın, böyle bir ÅŸeyi asla kabul edemeyeceklerini, Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin banisi olduÄŸunu vurguladı.

Atatürk'ün silah arkadaÅŸlarıyla Cumhuriyeti emanet eden tarihi bir ÅŸahsiyet olduÄŸunu anlatan Kalın, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"Ayasofya gibi bir yerde, bir cuma hutbesinde, herhangi bir yerde biz lanet okunmasını doÄŸru bir yaklaşım olarak asla kabullenmeyiz. Ne CumhurbaÅŸkanımızın ne diÄŸer arkadaÅŸlarımızın hiçbir zaman böyle bir tavrı söz konusu olmamıştır. Hele buradan bir rejim tartışması baÅŸlatmak. Bunun bir rejim tartışmasına dönüÅŸüyor olması bir kere suni bir gündem. Türkiye'nin böyle bir gündemi yok. Türkiye Cumhuriyeti devletinin esasları, ilkeleri Anayasa ile belirlenmiÅŸtir. Bizim amacımız 2023'te Türkiye Cumhuriyeti'ni halkın demokratik iradesine, milli iradesine dayalı tam bağımsız, sosyal hukuk devleti ve laiklik ilkeleri çerçevesinde, olması gereken yere getirmek olmalıdır. Hilafet ve saltanat tartışması suni tartışmalardır. Ayasofya gibi bu kadar güzel bir anı yaÅŸadıktan sonra bir tarafta 'Atatürk'e dil uzatıldı' demek, diÄŸer tarafta 'hadi hilafete gidelim' demek bu baÅŸarıyı gölgelemek olur."

Hilafet tartışması baÅŸlatmanın Türkiye'yi asıl hedeflerinden saptırma anlamına geldiÄŸini ifade eden Kalın, bu tartışmaların zihinleri bulandıracağını, gereksiz kutuplaÅŸmalara kapı aralayacağını söyledi.

Sosyal medya düzenlemesi

Kalın "Bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüÅŸülecek sosyal medya teklifinin 'sansür' düzenlemesi olduÄŸuna dair iddialar var. Düzenleme bir sansür mü?" sorusuna ÅŸu yanıtı verdi:

"Hayır. Sansür olarak algılamak isteyenler veya böyle algılayanlar var. Ona saygı duyarım. Belki bizim olup biteni daha iyi izah etmemiz lazım. Sosyal medya kullanıcılarının görüÅŸlerini özgür ÅŸekilde ifade etmelerinin önünde hiçbir engel yok. Bu düzenleme olduktan sonra da olmayacak."

Sosyal medyadaki seviyesizliÄŸin kanuni düzenlemeyle aşılacak bir sorun olmadığına dikkati çeken Kalın, toplum ve bireyler olarak sosyal medyanın kullanımıyla ilgili standartları, etik kuralları, saygı kurallarını temel alan bir ahlak ve kültür geliÅŸtirmeleri gerektiÄŸini vurguladı.

"Ön koÅŸulsuz bir ÅŸekilde Yunanistan'la bütün bu konuları konuÅŸmaya hazırız"

CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Kalın, Yunanistan'la yaÅŸanan NAVTEX (Denizcilere Duyuru) geriliminin ardından Almanya BaÅŸbakanı Angela Merkel'in arabulucu olduÄŸuna iliÅŸkin haberlerin hatırlatılması üzerine, bu süreçte Merkel'in yapıcı bir rolü olduÄŸunu ve olmaya da devam ettiÄŸini dile getirdi. Kalın, Merkel'in temel yaklaşımının, "Ege ve DoÄŸu Akdeniz'de gerilimleri indirecek adımlar atalım, karşılıklı olarak güven arttırıcı önlemler alalım, bu süre zarfında da özellikle Almanya'nın AB dönem baÅŸkanlığında Türkiye ile ilgili birtakım olumlu kararların çıkması için bir zemin oluÅŸturalım." ÅŸeklinde olduÄŸunu anlattı.

Bundan dolayı Merkel'in AB içinde birçok eleÅŸtiriyle muhatap olduÄŸunu belirten Kalın, "Bizim de yaklaşımımız buna son derece olumlu olur." dedi.

Yunanistan'ın Türkiye'nin önemli bir sınır komÅŸusu olduÄŸuna iÅŸaret eden Kalın, "Buradaki temel sorun Ege'de, adalar ve DoÄŸu Akdeniz'de kıta sahanlığı ile ilgili, ekonomik münhasır ekonomik bölge ile ilgili boÅŸluklar var. Bununla ilgili bir uluslararası hukuki tanımlama yok. Uluslararası Denizcilik Hukuku ihtilaflı konuların ülkeler arasında ikili ÅŸekilde çözülmesini öngörüyor." diye konuÅŸtu.

Meis Adası'nın Türkiye'ye yakın mesafede bulunduÄŸuna dikkati çeken Kalın, Yunanistan'la bir diyalog zemini olup olmadığına iliÅŸkin soruya, "Var, ÅŸu anda bir diyalog zemini devam ediyor. CumhurbaÅŸkanımızın talimatları çerçevesinde biz önkoÅŸulsuz bir ÅŸekilde Yunanistanla bütün bu konuları; Ege, kıta sahanlığı, adalar, hava sahası, arama tarama çalışmaları ve DoÄŸu Akdeniz diÄŸer bütün ikili konuları konuÅŸmaya hazırız." karşılığını verdi.

Buna paralel olarak yürümesi gereken bir diÄŸer sürecin de Kıbrıs'ta KKTC ile Rum kesiminin ihtilaflı bölgeler üzerine müzakerelere baÅŸlaması gereÄŸi olduÄŸunu vurgulayan Kalın, "DoÄŸu Akdeniz'in bir çatışma alanı olmaktan bir barış denizine dönmesi için hiçbir ön koÅŸul, ÅŸart koÅŸmadan buna hazır olduÄŸumuzu ifade ettik." dedi.

Kalın, Yunanistan'la baÅŸlatılan çalışmanın ana çerçevesinin ideolojik önyargıların bir kenara konularak bu konuda beraber çalışılması olduÄŸunu da ifade etti.

Türkiye'nin DoÄŸu Akdeniz'deki sismik araÅŸtırma çalışmalarının 1 ay durdurulması ya da ertelenmesinin söz konusu olup olmadığına iliÅŸkin soru üzerine Kalın, NAVTEX'in deÄŸiÅŸik dönemlerde yayınlandığına iÅŸaret etti. Türkiye'nin yaklaşık 10 yıldır bunu yaptığını anımsatan Kalın, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Son NAVTEX yayınlandığında Yunanistan tarafı çok aşırı bir tepki verdi. Sanki biz gidip hemen Meis Adası'nı iÅŸgal edecekmiÅŸiz gibi, böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Oruç Reis'in arama tarama yapması planlanan yer Meis Adası'na 180 kilometre mesafede. Yani yanında falan, kıta sahanlığında deÄŸil. Buna raÄŸmen CumhurbaÅŸkanımız, 'madem bu müzakereler devam edecek bir görelim önümüzü, bir müddet bekletelim' dedi. Åžimdilik de bir müddet bekletebiliriz."

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın buradaki temel ilkesinin "Biz bu müzakerelerde hep bir adım önde olalım." ÅŸeklinde olduÄŸunu dile getiren Kalın, "Hem Yunanistan'a hem Kıbrıs Rum tarafına mesajımız ÅŸu; ikili meselelerimizi gelin ikili ÅŸekilde çözelim, AB üyeliÄŸini arkanıza alarak Türkiye üzerine baskı kurmaya çalışmayın, buradan netice almanız mümkün olmayacaktır." ifadelerini kullandı.

"AteÅŸkese varız ama ÅŸartlarının makul, meÅŸru ve sürdürülebilir olması lazım"

Libya'da Sirte ve Cufra'da düÄŸümün nasıl çözüleceÄŸi ve müzakere masasında bir ilerleme olup olmadığına iliÅŸkin soru üzerine Kalın, ÅŸu anda Libya ihtilafında iki kritik ÅŸehir haline gelen Sirte ve Cufra'nın önemini anlattı.

Kalın, burada meÅŸru, güvenilir aktörlerle, muhataplarla siyasi süreci ilerletmek gerektiÄŸine dikkati çekti.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın Fayiz es-Serrac ile yaptığı görüÅŸmeyi anımsatan Kalın, "Bizim Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne desteÄŸimiz bundan sonra devam edecek. AteÅŸkese tarafız, destekliyoruz, buna karşı deÄŸiliz ve Serrac tarafına da 'masadan kaçan taraf siz olmayın' telkinini CumhurbaÅŸkanımız her seferinde yaptı. Dolayısıyla BirleÅŸmiÅŸ Milletler çatısı altında, Berlin Konferansı ilkeleri çerçevesinde bir ateÅŸkese biz varız ama bunun ÅŸartlarının makul, meÅŸru ve sürdürülebilir olması lazım." deÄŸerlendirmesini yaptı.

Kalın, Azerbaycan-Ermenistan gerginliÄŸine iliÅŸkin Azerbaycan'dan bir talep gelip gelmediÄŸinin ve son duruma iliÅŸkin görüÅŸlerinin sorulması üzerine, bölgede 1992 yılından beri bir ihtilafın sürdüÄŸünü, burada iÅŸgalci olan tarafın Ermenistan olduÄŸunu belirtti.

Bu konuda CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın yaklaşımının, "Biz Azerbaycan'ın yanındayız, Azerbaycan'ın birliÄŸi, beraberliÄŸi, güvenliÄŸi, bizim birliÄŸimiz beraberliÄŸimiz ve güvenliÄŸimizdir. Bu konuda en ufak bir tereddütümüz yok" ÅŸeklinde olduÄŸunu dile getiren Kalın, ErdoÄŸan'ın Putin'e de bunu açık ve net bir ÅŸekilde ifade ettiÄŸini, "Siz de Ermenistan'da olan iliÅŸkilerinizi kullanarak bu gerilimi düÅŸürün." dediÄŸini aktardı.

Rusya'nın Ermenistan'la askeri tatbikat yaptığına işaret eden Kalın, şunları kaydetti:

"Åžimdi bizim de Azerbaycan'da bir tatbikatımız olacak. Çünkü bizim zaten geçmiÅŸe dönük onlarla bir askeri güvenlik ve iÅŸ birliÄŸi anlaÅŸmamız var. Azerbaycan'a tehdit nereden gelirse gelsin, Ermenistan'dan, Rusya'dan, Türkiye sonuna kadar Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edecektir ama bu, diplomasi kapılarını kapattığımız anlamına gelmez. Tam tersine dün CumhurbaÅŸkanımızın yaptığı telefon görüÅŸmesinin sebebi, özü de budur aslında. Ben görüÅŸmede çok iyi noktaya geldiklerini söyleyebilirim. 'Birlikte çalışalım, gerilimi düÅŸürecek adımları birlikte atalım, ikimiz de iki tarafa gerekli telkinlerde bulunalım ve müzakereleri derhal baÅŸlatalım.' diye mutabık kalındı. Ä°nÅŸallah önümüzdeki günlerde bunun neticelerini de alırız diye düÅŸünüyorum."

Kalın, Osman Kavala'nın tutukluluÄŸuna yönelik AB ve ABD'den yapılan açıklamalara iliÅŸkin de, "Bu bir hukuki süreç tabii. Umarım en kısa sürede hukukun kuralları çerçevesinde karar alınır. Batılı ülkelerin de Amerika olsun, Avrupa olsun, Türkiye'deki hukuk sistemine, hukukun iç iÅŸleyiÅŸine saygı göstermelerini bekleriz, yapmaları gereken budur. Açıklamalarını not ederiz ama nihai olarak kararı verecek olan mahkemelerdir. Umarım mahkemeler de bu konuda gerekli deÄŸerlendirmeleri yaparlar. Kalma süresi vesaire bütün bunları dikkate alarak en doÄŸru kararı verirler diye ümit ediyorum." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.