Özel / Analiz Haber
Nil'e yapılan baraj Türkiye-Etiyopya stratejik ortaklığını güçlendirir mi?
Darbe sonrası Türkiye-Mısır ilişkilerinin kötüleşmiş olması Mavi Nil sorununda Türkiye’nin Etiyopya’ya destek verebileceğini düşündürüyor. Ancak Türkiye uzun vadede hem Sudan’ı hem de Mısır’ı kaybetmeyi göze almayarak temkinli siyaset izleyecektir.
Etiyopya’nın Mavi Nil Nehri üzerinde 2011 yılında yapımına baÅŸladığı yaklaşık 5 milyar dolara mal olan, “Rönesans Barajı” olarak da bilinen Hedasi Barajı büyük oranda tamamlandı. Barajın dolum süreci ve iÅŸletilmesi ise Mısır-Sudan ve Etiyopya arasında önemli bir anlaÅŸmazlığa dönüÅŸtü. Diplomatik kanallarda yaÅŸanan tıkanma nedeniyle günlerdir medyayı meÅŸgul eden mesele, Mısır ve Etiyopya arasında adeta bir güç gösterisi haline geldi. Her iki ülke de bölgesel etki alanlarını ve küresel aktörler ve kurumlar üzerindeki nüfuzlarını kullanarak sorunu kendi lehlerine çevirme arayışına giriÅŸti. Bu noktada sorulabilecek sorulardan biri de Mavi Nil sorununun Türkiye’nin Etiyopya, Sudan ve Mısır’la iliÅŸkilerine nasıl yansıyacağı.
Meselenin mahiyeti üç ülke arasında yaÅŸanan anlaÅŸmazlığın önümüzdeki günlerde de büyük oranda önemini korumaya devam edeceÄŸine iÅŸaret ediyor. GeçtiÄŸimiz günlerde baraj göletinin doldurulma prosedürünün baÅŸlatılmasıyla Sudan ve Mısır’a Mavi Nil üzerinden giden su seviyesinde düÅŸüÅŸ yaÅŸanmaya baÅŸladı. Sudan’ın ilgili bakanlığının yaptığı açıklamaya göre bu ilk aÅŸama Etiyopya’dan Sudan’a geçiÅŸte 90 milyon metre küp su eksilmesine yol açtı. Baraj göletinin dolmasının ortalama 5-7 yıl gibi bir süreyi kapsayacağı düÅŸünülürse Sudan ve Mısır’a giden su miktarındaki düÅŸüÅŸ bir süre daha devam edecektir. ABD’den sonra Afrika BirliÄŸi’nin arabuluculuk çabaları da sonuç vermezse bu ülkeler arasındaki anlaÅŸmazlık da devam edeceÄŸe benziyor.
Hedasi Barajı’nın dolum sürecinin baÅŸlamasıyla Mısır ve Etiyopya bölge ülkelerinin kendi tezlerine destek vermesini saÄŸlamak için diplomasi atağına kalktılar. Mısır Etiyopya’ya komÅŸu Somaliland ile görüÅŸme gerçekleÅŸtirirken Etiyopyalı yetkililer de öncelikli olarak Eritre ile ardından da Somalilandlı yetkililerle samimi pozlar verdi. Etiyopya’nın diÄŸer bir manevrası ise Türkiye ile gerçekleÅŸtirdiÄŸi görüÅŸmeydi. Etiyopya BaÅŸbakanı Abiy Ahmed’in özel temsilcisi konumundaki Etiyopya eski CumhurbaÅŸkanı Mulatu Teshome Wirtu DışiÅŸleri Bakanı Mevlut ÇavuÅŸoÄŸlu ile görüÅŸtü. Bu hamle hızlı bir ÅŸekilde Türkiye’nin Mavi Nil çatışmasında Etiyopya’ya destek verdiÄŸi ÅŸeklinde yorumlandı. Acaba gerçekten de son geliÅŸmeler Türkiye ve Etiyopya arasındaki stratejik iÅŸbirliÄŸinin ilerleyen dönemde daha da artacağının iÅŸareti olarak görülebilir mi?
2005 yılından bugüne aktif bir Afrika siyaseti izleyen Türkiye’nin elbette nüfusu 100 milyonu geçen Etiyopya ile iliÅŸkilerini de derinleÅŸtirmesi Türkiye-Afrika iliÅŸkileri baÄŸlamında gerekli. Ayrıca 1,3 milyarlık Afrika kıtasının siyasi birliÄŸini temsil eden Afrika BirliÄŸi’nin merkez ülkesi konumundaki Etiyopya, Türkiye’nin hem Osmanlı geçmiÅŸinde hem de Cumhuriyet yıllarından itibaren iliÅŸkide olduÄŸu bir ülke. Son yıllarda Etiyopya’da Türk yatırımları da yükseliÅŸte. Bunların yanı sıra Türkiye 2013 yılına kadar Mısır’la ardından ise Sudan ve Etiyopya ile ikili iliÅŸkilerini artırmış bir ülke. Etiyopya’nın komÅŸusu Somali’de de 2011 yılından bu yana en önemli dış aktör olma özelliÄŸine sahip. Bu nedenle Nil Havzası’ndaki dinamikler ve deÄŸiÅŸimler Türkiye’nin bu bölgedeki siyaseti açısından önem arz ediyor.
Nil Havzası’nda güç merkezi Mısır’dan Etiyopya’ya kayıyor
Hedasi Barajı özelinde konuÅŸulacak olursa; 2011 yılından bu yana Nil Havzası’nda güç merkezi kuzeyden güneye doÄŸru kayıyor. Etiyopya’nın baraj inÅŸaatı öncesi baÅŸlattığı Nil Ä°nisiyatifi, Afrika’nın en büyük ülkesi Sudan’ın bölünmesi ve Mısır’ın darbe sonrası ABD-Ä°srail ekseninde ehlileÅŸtirilmesi bizi bu yönde düÅŸündüren faktörler arasında yer alıyor. Hedasi Barajı elektrik ve kalkınma açığı olan Etiyopya’nın modern ihtiyaçları doÄŸrultusunda ortaya çıkmış bir mega proje. Hem Etiyopya hem de Afrika kıtası için kalkınma ve geliÅŸme çaÄŸrışımları yapmakta, bu yüzden de proje Afrika kıtasının yüzünü güldürecek bir pan-Afrikan prestij abidesine dönüÅŸmüÅŸ durumda. Baraj projesi sayesinde Etiyopya Nil Nehri üzerinde binlerce yıldır süregelen Mısır tekelini kırdı. Elektrik açığı olan ve geliÅŸime istekli komÅŸu ülkeler Sudan, Eritre, Cibuti, Somali ve Güney Sudan barajda üretilen elektriÄŸin müÅŸterisi haline geldiÄŸinde bu durum Etiyopya’nın bölgesel gücünü de mutlaka artıracaktır.
Öte yandan Etiyopya’nın kalkınması adına Sudan ve Mısır halklarının fakirleÅŸmesi elbette kabul edilemez. Etiyopya’nın baraj göletini hızla doldurarak bir an önce barajı tam kapasite çalışır hale getirme çabası ve böylece bu dev projeye yatırdığı milyar dolarları hızlıca amorti etmesi uÄŸruna komÅŸu ülkelere akan su miktarını keyfince ayarlamaya giriÅŸmesi kabul edilemez. Her halükârda Etiyopya’dan Sudan ve Mısır’a akan su miktarının üçlü bir anlaÅŸma ile güvence altına alınması gerekiyor. Aksi durumda gerçekten bu ülkelerin Nil üzerinden istikrarsızlaÅŸması süreci baÅŸlayacaktır ki bu daha büyük anlaÅŸmazlıkların fitilini ateÅŸleyecektir. Hem Sudan’da hem de Mısır’da nüfusun çok büyük bir kesiminin Nil Havza’sında yaÅŸadığı ve nehrin milyonlarca insanın sulama, taşıma, elektrik üretimi ve içme suyu ihtiyacını karşıladığı unutulmamalı. Üretim kapasitesi tarıma dayalı olan Sudan’da özellikle de bir geçiÅŸ döneminin yaÅŸandığı düÅŸünülürse Nil suyunda vuku bulacak eksilmeler kırılgan ekonomik durumu daha da kötüleÅŸtirebilir.
Stratejik iÅŸbirliÄŸine açılan kapılar: Mavi Nil sorunu ve Libya krizi
Hedasi Barajı ile ilgili yaÅŸanan anlaÅŸmazlığın yanında bu bölgede yaÅŸanan bazı geliÅŸmeleri birlikte deÄŸerlendirmek resmin görülmesi için daha iyi bir yol olabilir. Nil havzasının hemen yanında önemli bir sorun alanı olarak Libya yer alıyor. BilindiÄŸi üzere Mavi Nil Sorunu gibi Libya Krizi de Mısır için ulusal güvenlik düzeyinde ele alınıyor. Türkiye’nin ve Mısır’ın Libya krizinde karşı saflarda yer alması ve Muhammed Mursi’yi iktidardan indiren askeri darbe sonrası Türkiye-Mısır iliÅŸkilerinin kötüleÅŸmiÅŸ olması ister istemez Mavi Nil sorununda Türkiye’nin Etiyopya’ya tam destek verebileceÄŸini düÅŸündürüyor. Ne var ki Nil sorununun hem uluslararası bir sorun hem de etkileri bakımından kısa iktidarları aÅŸan bir doÄŸaya sahip olduÄŸu da unutulmamalı. Nil Nehri’nin su seviyesinde yaÅŸanacak azalma sonucu ortaya çıkacak tarımsal ve endüstriyel kayıplar hem Sudan’da hem de Mısır’da iktidarları zora sokacaktır ama oluÅŸacak zararı asıl bu coÄŸrafyada yaÅŸayan sıradan insanlar uzun yıllar omuzlayacaktır.
Etiyopya, Arap kimliÄŸiyle öne çıkan Mısır ve Sudan’ı köÅŸeye sıkıştıran böylesine hayati bir meselede Arap aleminden destek bulamayacağını biliyor. Bu nedenle Afrika ülkeleri ve Batılı ülkelerden gelecek destek Etiyopya açısından önemli görülüyor. Ancak hem Mısır’ın hem de Etiyopya’nın Amerika’nın bölgesel müttefikleri olması meseleyi daha çetrefilli hale getiriyor. Bu nedenle ABD’nin arabuluculuk giriÅŸiminin sonuç vermemesi iki ülke nezdinde bölgesel destek arayışlarını daha görünür hale getirdi. AnlaÅŸmazlık yaÅŸayan ülkeler dışarıdan buldukları destekler üzerinden caydırıcı bir baskı hattı oluÅŸturmaya çalışmaktalar.
Benzer bir durum Türkiye için Libya konusunda geçerliliÄŸini muhafaza etmekte. Suudi Arabistan ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nin (BAE) tesirinde kalan Arap aleminin bir bölümü Arap kimliÄŸiyle bilinen Libya’da Türkiye’nin tezlerine kulak asmamakta. Bu minvalde Libya’da önemli operasyonlara niyetlenen Türkiye de Arap aleminde ve Afrika içinde desteÄŸe ihtiyaç duymakta. Özellikle burada Afrika BirliÄŸi’nin tavrı önem kazanmaktadır ki birlik bir teamül olarak Afrika kıtasını kapsayan topraklar üzerinde dışarıdan müdahaleye sıcak bakmıyor; böyle bir müdahale gerekliyse de bunun birlik üzerinden yapılması tavrını benimsiyor. Bu teamül Libya konusunda da Afrika BirliÄŸi’nin tavrını ÅŸekillendiriyor. Afrika BirliÄŸi içinde oluÅŸacak çatlak seslerin Libya’da Türkiye karşıtlığı yapabileceÄŸi düÅŸünülürse Afrika BirliÄŸi’nin merkez ülkesi Etiyopya’nın Türkiye’nin Libya tezini desteklemesi önemli bir denge noktası olacaktır.
Reel gerekliliklerin mantıksal bir çıkarımı olarak Sisi rejimini zayıflatmak adına Türkiye’nin Etiyopya’nın yanında yer alacağı sonucunu çıkartmak mümkünse de Türkiye uzun vadede hem Sudan’ı hem de Mısır’ı kaybetmeyi göze almayarak daha temkinli bir siyaset izleyecektir. Bu noktada anlaÅŸamayan taraflar arasında Mısır’la iliÅŸkileri nedeniyle arabuluculuk rolü oynaması mümkün görünmese de taraflar arasında uzlaşıya destek veren bir siyaset çizgisini takip etmesi beklenmeli. Son kertede, Etiyopya’nın, içinde bulunduÄŸu dış iliÅŸkiler açısından da Libya’da Türkiye tezine destek vermesi pek olası görünmüyor.
Birtakım karanlık odaklar kuÅŸkusuz Türkiye’nin Etiyopya ile iliÅŸkilerini derinleÅŸtirmesini “ErdoÄŸan Mavi Nil üzerinden Arapları vurdu” ÅŸeklinde yorumlamak için fırsat kolluyor. Halihazırda manipülatör sanal odaklar Hedasi Barajı’nı Türk radar ve füze sistemlerinin koruyacağı iddiasına varan haber ve yorumlara yer veriyorlar. Buna raÄŸmen Türkiye’nin Etiyopya ile su siyaseti üzerinden iÅŸbirliÄŸi yapabileceÄŸi alanlar bulunuyor. GeçmiÅŸte GüneydoÄŸu Anadolu Projesi (GAP) baÅŸta olmak üzere Irak ve Suriye’ye giden su yolları üzerinde barajlar inÅŸa etmiÅŸ bir ülke olarak Türkiye’nin bu hususta tecrübe ve teknik kapasitesi bulunuyor. Tansiyonun düÅŸürülmesi adına bu tecrübenin paylaşımı bile baÅŸlı başına önemli bir hadise. Zira Etiyopya’nın Ankara Büyükelçisi Girma Temesgen Barkessa da Etiyopya Haber Ajansı’nda yer alan kısa mülakatında Türkiye’nin Etiyopyalı diplomatlara hidro-siyaset müzakereleri ve diplomatik sorun çözme konularında eÄŸitimler vererek Hedasi projesine destek olduÄŸunu belirtiyor.
Meselenin diÄŸer önemli bir boyutu ise Mavil Nil sorununun derinleÅŸmesi halinde dini bir hüviyet kazanmasının çok muhtemel olması. Ortodoks dünya içinde temsil edilen Etiyopya ile Arap kimliÄŸiyle öne çıkan Mısır ve Sudan’ın karşı karşıya geliÅŸinin Hıristiyan dünyanın Ä°slam dünyasını istikrarsızlaÅŸtırma projesi ÅŸeklinde lanse edilmesi pek olası. Baraj yapım sürecinde Ä°srail’in parmağının olduÄŸu düÅŸüncesi zaten zaman zaman dile getirilmektedir ki sırf bu nedenlerden dolayı Türkiye’nin bu hassas sorun alanında ihtiyatla hareket etmesi orta ve uzun vadeli projeksiyonlara sahip olması gerekiyor. Bu nedenle bölgesel kalkınmayı ve istikrarı destekleyici adımların atılmasını teÅŸvik eden bir siyaset çizgisinin takip edilmesinde büyük yarar var.
Analiz: Dr Serhat Orakçı (Ä°nsani ve Sosyal AraÅŸtırmalar Merkezi (Ä°NSAMER) Afrika uzmanı)
Kaynak: Anadolu Ajansı
Henüz yorum yapılmamış.