Güncel
Cuma hutbesi: Ayasofya Fatih'in emaneti ve fethin niÅŸanesi
86 yıl müze olarak hizmet veren Ayasofya, 24 Temmuz'da kılınacak cuma namazıyla yeniden ibadete açılacak. Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünün hazırladığı 24 Temmuz Cuma hutbesinin konusu "Ayasofya fethin nişanesi, Fatih'in emaneti" olarak belirlendi.
Din Hizmetleri Genel MüdürlüÄŸünün hazırladığı bu haftaki Cuma hutbesinin konusu "Ayasofya fethin niÅŸanesi, Fatih'in emaneti" olacak.
Muhterem Müslümanlar!
Allah’ın lütfu ve inayeti, cumanın huzuru ve bereketi üzerinize olsun.
Bu mübarek vakitte, bu mukaddes mekânda hep birlikte tarihî bir ana ÅŸahitlik ediyoruz. Ayasofya Cami-i Åžerifi Kurban Bayramının gölgesinin üzerimize düÅŸtüÄŸü, hac aylarından mübarek Zilhicce’nin üçüncü günü olan bugün yeniden cemaatine kavuÅŸuyor. Evlad-ı Fatihan’ın derin bir yürek yarasına dönüÅŸen hasreti sona eriyor. Yüce Rabbimize sonsuz hamd ü senâlar olsun.
Bugün, Ayasofya’nın kubbelerinde yeniden tekbir, tehlil ve salavatların yankılandığı, minarelerinden ezan ve salâların yükseldiÄŸi gündür. Bugün, bundan 60 sene önce hemen karşımızdaki Sultan Ahmet Camii minarelerinin 16 ÅŸerefesinden 16 müezzinin Allahu ekber sadâlarıyla yeri göÄŸü inlettiÄŸi, 18 yıl ayrılıktan sonra minarelerimizin ezanlara kavuÅŸtuÄŸu günün bir benzeridir. Bugün, müminlerin sevinç gözyaÅŸları içinde kıyama durduÄŸu, huÅŸuyla rükûa vardığı ve ÅŸükürle secdeye kapandığı gündür.
Bugün, ÅŸeref ve tevazu günüdür. Bizleri böyle onurlu bir güne kavuÅŸturan, yeryüzünün en mukaddes mekânları olan camilerde buluÅŸturan ve Ulu Mabet Ayasofya’da huzuruna kabul eden Cenâb-ı Hakka sonsuz hamd ü senalar olsun.
“Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır! Ve o asker, ne güzel askerdir!” buyurarak fethi müjdeleyen Habîb-i Kibriyâ Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun.
Bu müjdeye nail olma aÅŸkıyla yollara düÅŸen, Ä°stanbul’un manevi mimarı Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri baÅŸta olmak üzere, ashab-ı kirama ve onların kutlu izinden gidenlere selam olsun.
Fetih, tasallut deÄŸil ihyadır; yıkım deÄŸil imardır. Bizim medeniyetimizde fetih, bir ÅŸehrin kapılarını Ä°slâm’a, barışa, adalete açmaktır. Bu inançla Anadolu’yu fethederek bize vatan kılmış, korumuÅŸ ve emanet etmiÅŸ olan ÅŸehit ve gazilerimize, bütün kumandan ve askerlerimize selam olsun.
Fetih sevdasını Sultan Mehmed’in gönlüne nakış nakış iÅŸleyen, 1 Haziran 1453 Cuma günü Ayasofya’da ilk Cuma namazını kıldıran ilim ve hikmet tabibi gönüller sultanı AkÅŸemseddin Hazretlerine selam olsun.
“Artık bir iÅŸe karar verdin mi Allah’a güven. DoÄŸrusu Allah kendisine güvenenleri sever.” ayet-i celilesine gönülden baÄŸlanan o genç ve dirayetli padiÅŸaha; tarih, edebiyat, bilim ve sanat dehasına, çağının en geliÅŸmiÅŸ teknolojisini üreten, gemilerini karadan yürüten, Allah’ın izni ve inayetiyle Ä°stanbul’u fethe mazhar olan, sonra da bu aziz ÅŸehrin tek bir taşına bile zarar gelmesine izin vermeyen, cennet mekân Fatih Sultan Mehmed Han’a selam olsun.
Ayasofya’yı minarelerle süsleyen, güçlendirip asırlarca ayakta kalmasını saÄŸlayarak ecdadının ruhunu ÅŸad etmeye çalışan mimarların pîri büyük sanatkâr Mimar Sinan’a selam olsun.
Dünyanın yedi iklim dört bucağında Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını özlemle bekleyen ve sevinçle kutlayan bütün mümin kardeÅŸlerimize selam olsun.
Yeryüzünde hakkın ve hakikatin, ahlâkın ve adaletin hâkim olması uÄŸruna, kendilerini iyilik ve insanlık yoluna adayan ÅŸanlı ecdadımıza selam olsun. Ayasofya’nın ezanına, kametine, vaazına, hutbesine, duasına, tilavetine, ilmî faaliyetlerine, saf saf dizilmiÅŸ muazzez cemaatine kavuÅŸması için dünden bugüne canla baÅŸla emek veren büyüklerimize selam olsun.
Ayasofya’yı “kendi öz evimizde ruh ve mukaddesat odamız” diye tarif eden ve “Ayasofya mutlaka açılacak! Bekleyin gençler!.. Biraz daha rahmet yaÄŸsın. Her yaÄŸmurun arkasında bir sel vardır. O selin üzerinde bir saman çöpü olsam daha ne isterim. O, aziz bir kitap gibi açılacak” diyerek umut ve sabır aşılayan ilim ve fikir insanlarımıza, irfan ve ihsan öncülerimize selam olsun. Rahmet olsun cümlesine.
Aziz Müminler!
Ayasofya, on beÅŸ asrı aÅŸan ömrüyle, insanlık tarihinin en kıymetli ilim, hikmet ve ibadet mekânlarından birisidir. Bu kadim mabed, lemlerin Rabbi olan Allah’a kulluÄŸun ve teslimiyetin muhteÅŸem bir ifadesidir.
Ayasofya, fethin niÅŸanesi, Fatih’in emanetidir. Fatih Sultan Mehmed Han, gözbebeÄŸi olan bu muhteÅŸem mabedi kıyamete kadar cami olmak kaydıyla vakfedip müminlere emanet bırakmıştır. Bizim inancımızda vakıf malı, dokunulmazdır, dokunanı yakar; vakfedenin ÅŸartı vazgeçilmezdir, çiÄŸneyen lanete uÄŸrar. Dolayısıyla o günden bugüne Ayasofya, sadece ülkemizin deÄŸil, aynı zamanda ümmet-i Muhammed’in harim-i ismetidir.
Ayasofya, Ä°slâm’ın engin merhametinin bir kez daha dünyaya ilan edildiÄŸi yerdir. Fetihten sonra Ayasofya’ya sığınıp, haklarında verilecek hükmü endiÅŸe içinde bekleyen ahaliye “Korkmayınız!” demiÅŸtir Fatih. “Bu andan itibaren özgürlüÄŸünüz ve hayatınız hakkında korkmayınız! Kimsenin malı yaÄŸma edilmeyecek, kimse zulme uÄŸramayacak, hiç kimse dininden dolayı cezalandırılmayacaktır.” Ä°ÅŸte bu yüzden Ayasofya, inanca saygının ve birlikte yaÅŸama ahlâkının sembolüdür.
Kıymetli Müslümanlar!
Ayasofya’nın ibadete açılması, tarihî müktesebatına vefanın gereÄŸidir. BeÅŸ asır boyunca cami olarak müminleri baÄŸrına basan mukaddes bir mekânın, aslî vasfına dönüÅŸtürülmesidir.
Ayasofya’nın ibadete açılması, temeli tevhid, tuÄŸlası ilim, harcı erdem olan Ä°slam medeniyetinin bütün zorluklara raÄŸmen yükselmeye devam ediÅŸinin ispatıdır.
Ayasofya’nın ibadete açılması, baÅŸta Mescid-i Aksa olmak üzere, yeryüzünün bütün mahzun mescitlerinin ve mazlum müminlerinin can suyuna kavuÅŸmasıdır.
Ayasofya’nın ibadete açılması, iman ve vatan sevdasını her ÅŸeyin üstünde tutan aziz milletimizin, köklerinden aldığı manevi güçle saÄŸlam bir istikbali inÅŸa etme azmidir.
DeÄŸerli Müminler!
Bizim medeniyetimiz, cami merkezli bir medeniyettir. Camilerimiz, birlik ve dirliÄŸimizin, inanç ve sükûnetimizin kaynağıdır. Camilerimiz maddi ve manevi olarak buluÅŸtuÄŸumuz, tanıştığımız, kaynaÅŸtığımız mekânlardır. Yüce Rabbimiz, cami ve mescitleri imar edenler hakkında ÅŸöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoÄŸru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan baÅŸkasından korkmayan kimseler imar eder. Ä°ÅŸte doÄŸru yolda oldukları umulanlar bunlardır.”
KardeÅŸlerim!
Minareleri suskun, minberi yalnız, kubbesi sessiz, bahçesi ıssız bir camiden daha mahzun ne olabilir? Bugün, dünyanın çeÅŸitli bölgelerinde islamofobik tahriklerle camileri saldırıya uÄŸrayan, kapılarına kilit vurulan, hatta bombalanıp yıkılan Müslümanlar sürekli bir zulme maruz bırakılmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya’daki bu muhteÅŸem davranışını dünyaya örnek gösteriyorum ve tüm insanlığı bu tür Ä°slam karşıtı söylem, eylem ve zulümler karşısında “dur” demeye davet ediyorum.
KardeÅŸlerim!
Ayasofya’nın ifade ettiÄŸi manayı, yüce bir gaye ve mukaddes bir emanet bilen müminler olarak, bugün bize düÅŸen en büyük görev, tüm yeryüzünde merhamet ve müsamahanın, barış, huzur ve iyiliÄŸin egemen olması için çalışmaktır. Ä°smi barış, kurtuluÅŸ, selam olan Ä°slam Peygamberinin ve enbiya-i kiramın gönderiliÅŸ amacı da zaten budur. O zaman bize düÅŸen, yeryüzünde daima iyilik, hak ve adalet egemen olsun diye gece gündüz çalışmaktır. Devasa sorunların girdabında çaresizliÄŸi yaÅŸayan insanlığın, kurtuluÅŸ umudu olmaktır. Zulüm ve haksızlığın, gözyaşı ve çaresizliÄŸin kuÅŸattığı coÄŸrafyalarda adaletin teminatı olmaktır. “Ey Müslüman! Ä°slam’ı öyle güzel, öyle sahih anla, yaÅŸa ve anlat ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin” çaÄŸrısına uymaktır.
Biz inanıyoruz ki, Hz. Ali’nin ifadesiyle “insanlar ya dinde kardeÅŸ ya da yaratılışta eÅŸtir.” Biz inanıyoruz ki, yeryüzü hepimizin ortak evidir. Biz inanıyoruz ki, inancı, ırkı, rengi, toprağı ne olursa olsun, bu evin bir ferdi olan herkes, güven içerisinde, onurlu, özgür ve insanca yaÅŸama hakkına sahiptir.
Ayasofya’nın kubbesi altında, tüm insanlığı adalete, barışa, merhamete, hakkaniyete davet ediyorum. Ä°nsan olma ÅŸerefini koruyan evrensel deÄŸerleri ve ahlakî ilkeleri ayakta tutmaya çağırıyorum. Kadın-erkek, çocuk-genç-yaÅŸlı her canın dokunulmaz olduÄŸunu ilan eden Son ve Hak dinin müntesibi olarak, insanlığı can, din, akıl, mal ve neslin muhafazası için yardımlaÅŸmaya ve dayanışmaya çağırıyorum. Zira bugün, kalbimizle fıtratımızı, aklımızla vicdanımızı bütünleÅŸtirmeye, insanı insanla buluÅŸturmaya, insanı tabiatla barıştırmaya her zamankinden daha çok muhtacız.
Hutbemin sonunda bu ÅŸerefli mekândan bütün dünyaya seslenmek istiyorum:
Ey insanlar!
Ayasofya Camii’nin kapıları, tıpkı Süleymaniye, Selimiye, Sultanahmet ve diÄŸer camilerimiz gibi, hiçbir ayrım gözetmeksizin Allah’ın bütün kullarına açık olacaktır. Ayasofya Camii’nin manevi atmosferinde inanca, ibadete, tarihe ve tefekküre uzanan yolculuk kesintisiz devam edecektir. Ä°nÅŸaAllah.
Cenab-ı Hak, ÅŸanlı tarihimizde mümtaz bir yeri, gönüllerimizde müstesna bir deÄŸeri olan Ayasofya Camii’ne hakkıyla hizmet etmeyi bizlere nasip eylesin. Ayasofya gibi serâpâ ihtiÅŸam olan bir cami-i ÅŸerife hakkıyla ihtiram göstermeyi bizlere lütfeylesin. Kültürümüzün ve kimliÄŸimizin korunmasında, Ayasofya Camimizin yeniden ibadete açılmasında emeÄŸi geçen herkesi sevdiÄŸi ve razı olduÄŸu kullar zümresine ilhak eylesin.
Henüz yorum yapılmamış.