Yasin Aktay: İsrail barışın en büyük düşmanı
İsrail sadece Filistinlilere değil, bütün dünyaya tehdittir. Filistin topraklarında oynadığı mütecaviz rolünü yakın zamanda Golan’ı ilhakında da gördük. İşgal ettiği bir yeri ilhak etmek için uluslararası planda sadece ABD’nin onaylaması, ses çıkarmaması yetiyor.
Bugün Ä°srail’in, zaten iÅŸgal altındaki Batı Åžeria’da yıllardır insanlıkla çatışa çatışa uyguladığı Yahudi yerleÅŸim birimlerini ve Ürdün Vadisi’ni “ilhak” planını tamamlamaya baÅŸlamak için ilan ettiÄŸi gün. Bu adım, kurulduÄŸu günden beri adım adım geniÅŸleterek Filistin’e ait neredeyse nefes alacak alan bırakmayan Ä°srail’in en pervasız ve en göstere göstere, hiçbir hukuku tanımayarak atmış olacağı bir adım. O yüzden, ABD dışında, normalde Ä°srail’i her halükarda desteklemeye alışık olduÄŸumuz ülkelerin hiç biri bu adımında Ä°srail’i desteklemiyor. Hatta yine Ä°srail yanlısı politikalarına aÅŸina olduÄŸumuz ülkelerin önemli bir kısmı açıkça karşı çıkıyor ve Ä°srail’i bu adımdan vazgeçmesi için uyarıyor. Üstelik ABD’de bile Trump ve yakın ekibinin dışındakiler de bu ilhak planını ağır bir biçimde eleÅŸtiriyor ve bununla artık OrtadoÄŸu’da ABD’nin taraflar arasında herhangi bir barış ve düzen kurucu rolünden vazgeçmiÅŸ olacağı uyarısını yapıyor.
Hiç kuÅŸkusuz zaten ABD’nin Filistin, Ä°srail meseleleri sözkonusu olduÄŸunda, oynadığı rol hiçbir zaman arabulucu bir rol olmadı. Tam tersine her zaman Ä°srail lehine müzakerelere giren bir taraf gibi davrandı. Tarafsız ve arabulucu gibi davrandığı ve bu rolü kabul gördüÄŸü zamanlarda bile Ä°srail lehine ÅŸike yapmaktan baÅŸka bir ÅŸey yapmadı. Ama yine de ABD içinde Ä°srail’in bu akıllara, izanlara, vicdanlara, hukuka durgunluk veren bu ilhak planının mantığını içlerine sindiremeyen geniÅŸ bir kitlenin var olduÄŸu görülüyor. Demokratlar içinde Ä°srail yanlısı eÄŸilimler Cumhuriyetçiler arasında olduÄŸundan daha zayıf sayılmaz. Ä°srail her iki büyük partinin en hassas konusudur. Buna raÄŸmen Ä°srail’in bugün devreye sokmaya çalıştığı ilhak planının savunulabilir, desteklenebilir hiçbir tarafı görülmüyor.
Yıllardır Filistinlilere ait topraklarda oluÅŸturduÄŸu Yahudi yerleÅŸim birimleriyle sadece bazı bölgeleri adım adım iÅŸgal etmiÅŸ olmuyor, iÅŸgal ettiÄŸi yerlerde yaÅŸayan Filistinlileri de kendi kaçak yerleÅŸim yerlerine tehdit olarak gördüÄŸü için onların etrafına duvar örüyor. Böylece ilginç ve insanlık dışı bir güvenlik duvarı uygulaması çıkıyor ortaya. Duvar, yerleÅŸim yerlerinin etrafına deÄŸil, onların komÅŸu olduÄŸu Filistinlilerin etrafına örülerek onlara bırakılan alan adeta bir toplama kampına dönüÅŸtürülüyor. BaÅŸlıbaşına bu bile yeterince insanlık dışı bir uygulama, ama Ä°srail ÅŸimdi bununla da yetinmiyor ve Batı Åžeria’nın yaklaşık yüzde 30’unu oluÅŸturan bu Filistin bölgelerinin kendi kaçak-iÅŸgal yerleÅŸim yerlerine oluÅŸturduÄŸu tehdit dolayısıyla tamamen ilhak edilmesini kendine hak görüyor.
Güvenlik kavramı yaÅŸadığımız dünya düzeninin en ikiyüzlü kavramlarından biri. Güvenlik denilince akar sular duruyor, her türlü hukuksuzluÄŸa, insan hakkı ihlaline bir mazeret oluÅŸturuluyor. Oysa bugün bir güvenlik tehdidi varsa bu Filistinlilerden Ä°sraillilere yönelik bir tehdit deÄŸil, tam tersidir. Ä°srail Filistinlileri sürekli olarak tehdit ediyor ve üstelik bu tehdit farazi, sanal deÄŸil gerçek bir tehdit. Ä°ÅŸte Ä°srail-Filistin haritalarının, daha geriye gitmeyelim hadi, 1967’den bu yana nasıl ÅŸekillendiÄŸine bir bakın. Büyük bir çoÄŸunluÄŸu Filistin’e ait toprakların bu süreç içinde nasıl yavaÅŸ yavaÅŸ tamamen Ä°srail rengine boyandığını görüyoruz.
Ä°srail sadece Filistinlilere deÄŸil, bütün dünyaya tehdittir. Filistin topraklarında oynadığı mütecaviz rolünü yakın zamanda Golan’ı ilhakında da gördük. Ä°ÅŸgal ettiÄŸi bir yeri ilhak etmek için uluslararası planda sadece ABD’nin onaylaması, ses çıkarmaması yetiyor.
Ä°srail daha önceki bütün barış görüÅŸmelerinde, normalleÅŸme ve sükunet dönemlerinde hiç boÅŸ durmadı. Hatta bir yandan görüÅŸmeler yaparken bir yandan da ileride kastı ve niyeti tamamen iÅŸgal ve ilhak olan Yahudi yerleÅŸim birimleri açmaya devam etti. Barış görüÅŸmeleri esnasındaki sükuneti kendi iÅŸgalini geniÅŸletmek için bir fırsat gibi deÄŸerlendirmiÅŸtir. Bugün de Koronavirüs esnasında bütün insanların kendi dertleriyle meÅŸgul olduÄŸu dönemde, Ä°srail bir parça daha toprak koparmanın derdinde. Ama bu seferki gerçekten bütün dünyayı çileden çıkaracak türden bir adım.
Öncelikle iÅŸgali bir karakter, bir varoluÅŸ tarzı olarak benimsemiÅŸ olan Ä°srail için bu gidiÅŸatın kendisi için de hiç hayra alamet olmadığını söylememiz gerekiyor. Kendi güvenliÄŸini öne sürerek bu mütecaviz tavrını sürdüren Ä°srail’e en büyük tehdit yine kendisi olacaktır.
Bir hatırlatma yapalım. Kudüs bundan önce de Haçlılar tarafından iÅŸgal edildi. Bu iÅŸgal yaklaşık yüz yıl sürdü. Ä°nsanlık tarihinde bu yüzyıl çok uzun deÄŸil.
Ne ABD’ye ne AB’ye ne de diÄŸer uluslararası güçlere güvenmesin. Hatta Ä°slam dünyasında uyutarak, satın alarak, tehdit ederek yanına çektiÄŸi, susturduÄŸu yöneticilere fazla güvenmesin. O yöneticilerin halklarında bu haksız iÅŸgale karşı öfke patlama noktasına gelmiÅŸ durumda. Bu politikalarda ısrar ettiÄŸinde kendisini en güvende hissettiÄŸi anda bu öfkenin kendisini bulacağı mukadderdir. Tarihte kendini tekrarlayan bir kaderle mukadderdir. Hz. Musa’ya karşı da Firavun sözümona “güvenlik tedbirleri” almıştı. O tedbirlerin Ä°srailoÄŸulları arasında biriktirdiÄŸi hınç onun sonunu getirmiÅŸti. Bugün roller deÄŸiÅŸmiÅŸ elbet ama kader aynı ve Ä°srail kendi sonuna doÄŸru hızla yaklaşıyor.
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.