Tercüme Haber: Tüm Ortadoğu İsrail’in işgal tehdidi altında

Ä°srail yıllardır özellikle Arap ve Müslüman ülkeler olmak üzere komÅŸularıyla iliÅŸkileri normalleÅŸtirmeye uÄŸraşıyor. Ä°srailliler bunu yaparken, Filistinlileri izole etmeye ve sömürgeci yerleÅŸim projelerini OrtadoÄŸu'nun kabullenebileceÄŸi bir ÅŸey haline getirmeye çalışıyorlar.

Bununla birlikte, Ä°srail'in iÅŸgal altındaki Batı Åžeria'daki geniÅŸ alanları ilhak etme planı, Filistin'in sınırlarında durmayan Siyonizm'in yayılmacı ve saldırgan doÄŸasını hatırlatıyor. Gerçekten de bunun sonuçları bütün komÅŸu ülkelere ve ötesine kadar uzanır.

Aslında Ä°srailliler genel olarak Avrupa ve Amerika geçmiÅŸlerine raÄŸmen OrtadoÄŸu'da hegemonya istiyorlar. Ä°srail hükümeti her zaman güç dengesini kendi iÅŸgalleri lehine bir oransızlık yaratmak amacıyla diÄŸer bölgesel aktörlere karşı saldırgan olmuÅŸtur.

Bu eÄŸilim özellikle Filistin çevresindeki ülkelerde belirgindir. Ä°ÅŸgal güçleri zaman zaman çevredeki ülkelerin tümünü hedef aldılar ve Sina Yarımadası'nı iki sefer iÅŸgal ettiler. Dahası Ä°srail, Suriye'deki Golan Tepeleri'ni 1967'den beri iÅŸgal etmiÅŸ durumda, ayrıca Åžam'a ve diÄŸer bölgelere hava saldırıları düzenliyor.

Ä°srail 1982'de Beyrut'u iÅŸgal etti ve 1985'ten Lübnanlı direniÅŸ güçlerinin birliklerini çekilmek zorunda bıraktığı 2000'e kadar Güney Lübnan'daki askeri varlığını sürdürdü. Bu baÄŸlamda, Ä°sraillilerin farklı Lübnanlı gruplar arasında çatışmayı ve iç savaşı körüklediÄŸi bir sır deÄŸil.

Ürdün, 1960lar ve 70ler boyunca Ä°srail birlikleri tarafından askeri saldırılara uÄŸradı. En son ilhak planı belki de Krallık için bir uyarı çünkü illegal yerleÅŸimlerin sınırları Ürdün Nehri'ne gittikçe yaklaşıyor. Ä°srail tabi ki sınırlarının nerede olduÄŸunu hiç belirtmedi ve siyonist yayılmacılık her yıl sınırları geriye itiyor. Ä°srail'in kendi Yahudi kimliÄŸiyle olan takıntısı göz önüne alınırsa, Ürdün bu durumdan etkilenebilir.

Ä°srail'in kendi komÅŸularını hedef almasının onların gücü, istikrarı ve bağımsızlığıyla doÄŸrudan bir iliÅŸkisi olduÄŸu ortada. Ä°srail, Mısır'ın askeri ve ekonomik konumunun daha güçlü olduÄŸu zamanda, 1967'de Mısır'a saldırdı, Mısır Hava Kuvvetleri'ni imha etti ve Sina Yarımadası'nı iÅŸgal etti. Suriye de bu dönemde hedef alınmıştı.

Bu Mısır ve Suriye'nin Arap dünyasının en önünde olduÄŸu zamandı. Fakat sahneye yenileri çıktığında da Ä°srail'in taktikleri deÄŸiÅŸmedi. ÖrneÄŸin Ä°srail, Irak'ı bir tehdit olarak gördüÄŸünde, Irak topraklarına hava saldırıları düzenledi.
Bugün iÅŸgal mercileri Ä°ran ve Türkiye'ye karşı düÅŸmanlığı körüklüyorlar. Ankara'nın bölgedeki stratejik müdahaleleri, Ä°srail'in askeri istihbarat teÅŸkilatının Türkiye'yi iÅŸgal için tehdit oluÅŸturduÄŸuna inandıkları ülkeler listesine koymasına neden oldu.

Ä°srailliler, istediklerini yapmak, istediklerini almak ve diÄŸer ülkelerin neler yapıp yapamayacağını belirlemek konularında sınırsız yetkileri varmış gibi davranıyorlar. Nükleer enerji uygun bir örnek. 1981’de Ä°srail uçakları Irak’taki Tammuz nükleer reaktörünü bombaladı. 2007 yılında iÅŸgal güçleri Suriye’de bir nükleer reaktöre saldırı düzenledi. Aynı ÅŸekilde, Ä°srail hükümeti, yalnızca barışçıl amaçlar için ve uluslararası denetçilerin gözlemi altında olacağını garanti etmelerine raÄŸmen Ä°ran'ın nükleer programına karşı tehditler savurmaya devam ediyor. Tüm bunlar olurken, Ä°srail'in 100 ila 400 arasında nükleer silahı var, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme AntlaÅŸmasını imzalamadı ve Uluslarası Atom Enerjisi Kurumu'ndan denetçilerin nükleer tesisleri ziyaret etmesine izin vermiyor.

Peki, Ä°srail'in nükleer silahlara sahip olmasının gerekçesi nedir? Bu silahların Filistinlilere karşı kullanılması söz konusu deÄŸil çünkü böyle bir durumda Ä°srailliler de öldürülebilir. Bu yüzden, Ä°srail'in nükleer cephanesinin olası hedefleri bölgedeki diÄŸer ülkeler olmalı. Dolayısıyla, Ä°srail'in iÅŸgali ve nükleer programı, tüm OrtadoÄŸu için varoluÅŸsal bir tehdit oluÅŸturuyor. Tıpkı eski Ä°srail CumhurbaÅŸkanı Åžimon Peres'in 40 yıl önce itiraf ettiÄŸi gibi, Ä°srail'in OrtadoÄŸu'da siyasi bir güç olması için Araplar arasındaki çatışmaların geniÅŸlemesi gerekiyor.

Siyonist ajanda bu ÅŸekilde görünüyor fakat Ä°sraillilerin her ÅŸeyi kontrol edemeyeceÄŸini de belirtmek gerek. Bölgedeki devletler ve hükümetler, tüm bölgeyi tehdit eden Siyonizm'in kötücül varlığını ortadan kaldırmak için uÄŸraşırken, aynı zamanda egemenliklerini korumak ve vatandaÅŸlarına hak ettikleri hayatı saÄŸlamak konularında da üstlerine düÅŸen görevi yerine getirmek zorundalar.

Kaynak: Middle East Monitor / Haberin aslı için buraya tıklayınız

Mütercim: Hilal Çifçi / DüÅŸünce Mektebi