ABdülaziz Kıranşal: Ruhunu kaybeden çürümeye mahkumdur.
Bir İslami faaliyet düşünün ki, onu yapanlara bile etki etmiyor. Bir İslami faaliyet düşünün ki, ne kadar çok yapılırsa yapılsın etkisi de o derece azalıyor.İşte bu İslami faaliyetler ruhunu kaybetmiş demektir…Evet, işte bu, ruh kaybıdır...
Dindarlığımız bizi örnek kılmıyorsa hayatımıza etki etmiyor demektir:
Bir dindarlık düÅŸünün ki, mücahitlerimizi müteahhitleÅŸmekten, kadınlarımızı feministleÅŸmekten, gençlerimizi trolleÅŸmekten, hocalarımızı ulusalcılaÅŸmaktan alıkoymuyor. Bir dindarlık düÅŸünün ki, bizi daha ahlaklı, daha güvenilir, daha adaletli, daha merhametli ve daha mütevazı kılmıyor.
Ä°ÅŸte bu dindarlık ruhunu kaybetmiÅŸ demektir…
Namazımız bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa bir adet ve geleneÄŸe dönüÅŸmüÅŸ demektir:
Bir namaz düÅŸünün ki, bizi haksızlıktan, adaletsizlikten ve kul hakkından alıkoymuyor.
Bir namaz düÅŸünün ki, rüÅŸvetten, torpilden, iltimastan ve kayırmacılıktan alıkoymuyor.
Bir namaz düÅŸünün ki, faizden, haram lokmadan ve haksız kazançtan alıkoymuyor.
Bir namaz düÅŸünün ki, kinden, nefretten ve düÅŸmanlıktan alıkoymuyor.
Ä°ÅŸte bu namaz ruhunu kaybetmiÅŸ demektir…
Sakalımız bizi daha ahlaklı kılmıyorsa bir tarza dönüÅŸmüÅŸ demektir:
Bir sakal düÅŸünün ki, bizi eÅŸimize kaba davranmaktan, komÅŸumuzla kavga etmekten, akrabamızla küs durmaktan alıkoymuyor.
Bir sakal düÅŸünün ki, merhametsizlikten, ahlaksızlıktan ve vefasızlıktan alıkoymuyor.
Bir sakal düÅŸünün ki, yalandan, iftiradan ve gıybetten alıkoymuyor.
Ä°ÅŸte bu sakal ruhunu kaybetmiÅŸ demektir…
Tesettürümüz bizi iffetli kılmıyorsa bir modaya dönüÅŸmüÅŸ demektir:
Bir tesettür düÅŸünün ki, bizi ana-babamıza saygısızlıktan, eÅŸimize zulmetmekten ve çoluk çocuÄŸumuzu ihmal etmekten alıkoymuyor.
Bir tesettür düÅŸünün ki, ciddiyetsizlikten, hafiflikten ve laubalilikten alıkoymuyor.
Bir tesettür düÅŸünün ki, görmemiÅŸlikten, bedevilikten ve israftan alıkoymuyor.
Ä°ÅŸte bu tesettür ruhunu kaybetmiÅŸ demektir…
Ä°lmimiz bizi bir duruÅŸ sahibi kılmıyorsa dünyalık bir kazanç kapısına dönüÅŸmüÅŸ demektir:
Bir ilim düÅŸünün ki, bizi yanlışlıklara, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı sessiz kalmaktan alıkoymuyor.
Bir ilim düÅŸünün ki, kazanımlarımızı, makamlarımızı ve itibarımızı kaybetme korkusundan alıkoymuyor.
Bir ilim düÅŸünün ki, haramlara, günahlara ve zulümlere fetva üretmekten alıkoymuyor.
Ä°ÅŸte bu ilim ruhunu kaybetmiÅŸ demektir…
Davamız bizi ÅŸahsiyetli kılmıyorsa bir rutine dönüÅŸmüÅŸ demektir:
Bir dava düÅŸünün ki, bizi deÄŸerlerimizi kaybetmekten, dostlarımızı harcamaktan, kardeÅŸliÄŸimizi katletmekten alıkoymuyor.
Bir dava düÅŸün ki, servet biriktirmekten, mal/makam peÅŸinde koÅŸmaktan ve birbirimizin ayağını kaydırmaktan alıkoymuyor.
Bir dava düÅŸünün ki, dünyevileÅŸmekten, hedef ve ideallerimizi yitirmekten ve kodamanlaÅŸmaktan alıkoymuyor.
Ä°ÅŸte bu dava ruhunu kaybetmiÅŸ demektir…
Ä°slami faaliyetlerimiz, vaaz ve nasihatlerimiz bize bile etki etmiyorsa bir sektöre dönüÅŸmüÅŸ demektir:
Bir Ä°slami faaliyet düÅŸünün ki, onu yapanlara bile etki etmiyor.
Bir Ä°slami faaliyet düÅŸünün ki, ne kadar çok yapılırsa yapılsın etkisi de o derece azalıyor.
Bir Ä°slami faaliyet düÅŸünün ki, adı sivil kendi resmi, Allah’ın emirlerinden ziyade bürokratik talimatlara göre ÅŸekilleniyor.
Ä°ÅŸte bu Ä°slami faaliyetler ruhunu kaybetmiÅŸ demektir…
Evet, işte bu, ruh kaybıdır...
EÄŸer ruh kaybedilirse tüm makamlar, mevkiler, kurumlar, kalabalıklar, bütçeler, kazanımlar ve zaferler koca bir cesetten ibaret kalır…
Ruhunu kaybeden cesetler ise çürümeye mahkûm olurlar…
Henüz yorum yapılmamış.