Sosyal Medya

İsmail Kılıçarslan: Hamza'yı neden öldürürler ki?

İsmail Kılıçarslan / Yenişafak



Ankara’daki evimizin önünde salı günleri pazar kurulurdu. Yaptıkları iÅŸ için gereÄŸinden fazla sert davranan, aşırı eÄŸitimsiz pazarcı esnafından korkmam ta o günlere dayanır.
 
ÇocukluÄŸumun en travmatik sahnelerinden birini mahallemizin bakkalı Ä°srafil abinin bu pazarcı esnafı tarafından saldırıya uÄŸradığı gün yaÅŸadım. Ä°srafil abi, “dükkânın önüne tezgâh açmasanız” dediÄŸi için beÅŸ altı vandal tarafından aynı anda dövülmüÅŸtü. Yarım kiloluk ağırlıkla başına vurmuÅŸlar, kaba etine tornavida saplamışlardı. Ä°srafil abi ölümden dönmüÅŸtü. Pazarcı esnafının gözlerine baktığımı hatırlıyorum. En küçük bir piÅŸmanlık, en küçük bir “niye yaptık ki bunu?” sorgulaması yoktu. Kendilerini gayet haklı buluyorlardı.
 
Bursa Gürsu’da, 17 yaşındaki Suriyeli Hamza’yı pazarcı esnafının öldürdüÄŸünü duyunca o çocukluk travmam olduÄŸu gibi geri geldi.
 
Ben açık konuÅŸayım, siz de bana kızmayın. “Dükkânın önüne tezgâh açmayın” dediÄŸin için, tartıya itiraz ettiÄŸin için, “çürük verme” dediÄŸin için seni dövme, hatta öldürme potansiyeli olan bu adamlar bana kalırsa hep ciddi birer sorun olagelmiÅŸlerdir.
 
Hamza’nın nasıl öldürüldüÄŸüne baktığımızda gördüÄŸümüz manzara kahredici bir manzara.
 
Görgü tanıkları olayı ÅŸöyle anlatıyor: Bir Suriyeli kadın, tartıya itiraz ediyor. Satıcı, kadıncağıza aÄŸza alınmayacak hakaretler yaÄŸdırıyor. Hakaretlere ÅŸahit olan ve pazarda ailesine destek olmak için çalışan genç Hamza da dayanamayıp müdahil oluyor. En az dört vandal Hamza’ya saldırıyor. Attıkları dayak yetmezmiÅŸ gibi Hamza’yı yere yatırıp başına taÅŸla vuruyorlar. Hamza hemen hastaneye kaldırılıyor ama 8 saat komanın ardından hayata tutunamayarak vefat ediyor.
 
Tabii aklımıza hemen gelen ilk soru ÅŸu: Tartıya itiraz eden kadın Suriyeli olmasaydı pazarcı esnafı yine de küfür ve hakaret yaÄŸdırır mıydı? Ä°kinci soru ise ÅŸu: Hamza Suriyeli olmasaydı yine de öldürülür müydü?
 
Yine genelleyeceÄŸim kusura bakmazsanız. Ä°ki sorunun cevabı da “evet”tir. Son bir yılda pazarlarda çıkan irili ufaklı kavgalarda bir dünya darp, bir dünya bıçaklama hikâyesi var zira. Dolayısıyla Hamza’nın ölümünü bir “ırkçı cinayet” olarak ele almak yerine bir “meslek grubu terörü” olarak ele almanın daha isabetli olacağını düÅŸünüyorum.
 
Fakat yine de, Hamza’nın Suriyeli olmasının ölümünü kolaylaÅŸtırdığını da düÅŸünüyorum. Ne demek bu? Yine seneler öncesinden anlatayım. Ankara’da bir minibüs ÅŸoförleri topluluÄŸu, trafikte bir adamı çevirmiÅŸ, sopalarla falan üstüne giderlerken adam bağırmıştı: “Öldürmeyecekseniz sakın vurmayın. Çünkü yemin ederim beni öldüremezseniz hepinizi tek tek bulurum.” Bu tehdit, ÅŸaşırtıcı derecede iÅŸe yaramış “güçten korkan” minibüs ÅŸoförleri adamı dövmekten vazgeçmiÅŸlerdi.
 
Gelelim meselenin ek yerine. Meselenin ek yeri ÅŸurasıdır. Türkiye’de yazık ki bazı meslek grupları bir türlü “tehlikesiz hale” getirilemiyor. EÄŸitim eksikliÄŸi de bundaki en önemli faktör. Ä°stisnalar sadece kaideyi güçlendirmeye yaradığı için genellemek durumundayım yine. Minibüs ÅŸoförleri, taksiciler, halk otobüsü çalışanları, pazarcı esnafı vd. diyebilirim ki genellikle yanlarında kendimizi güvende ve rahat hissedemediÄŸimiz insanlar.
 
Geçenlerde kavgada cinsel organını açan taksici de, “bu kadar fazla insan alma” diyen yolcusunu döven minibüsçü de, en küçük tartışmada beyzbol sopası alıp aÅŸağı inen halk otobüsü çalışanları da, Hamza’yı öldüren pazarcı esnafı da birer güvenlik tehdidi olarak yer alıyorlar hayatımızda.
 
Bizler yerleÅŸik alışkanlarımızla bu güvenlik tehdidi ile baÅŸ etmenin bir yolunu buluyoruz genelde. Fakat iÅŸte Hamza bulamadı. Ve bunun bedelini yazık ki hayatıyla ödedi. Demek ki yeni Hamzalar olmasın diye tedbir almak lazım gelir.
 
“Umut ediyorum ki yetkililer bu uyarıyı dikkate alırlar” demekten baÅŸka bir ÅŸey gelmiyor elimden. Allah rahmet eylesin Hamza kardeÅŸe.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.