Sosyal Medya

Tercüme Haber

Tercüme Haber: Mursi ve Sisi: Filistin'in yanında duran kimdi?

Haksöz Dergisi’nin Eylül 2016 tarihli 306. sayısında yayınlanan ve Mısır’ın Mursi dönemiyle darbeci Sisi dönemindeki Filistin politikalarının karşılaştırıldığı bu yazı Mısır darbesinin 7. yılına girdiğimiz ve işgalci İsrail’in Barı Şeria’yı ilhak planını açıkladığı bu günlere de ışık tutuyor. 



Mısır'ın demokratik olarak seçilen ilk lideri, birçok nedenden dolayı cumhurbaÅŸkanlığı koltuÄŸundan indirildi, bu sebeplerden biri de Gazze meselesindeki tutumu idi.
 
Muhammed Mursi, Ä°srail'in 2012 yılında Gazze'ye acımasızca saldırıları sırasında "Gazze'yi asla yalnız bırakmayacağız!" sözlerini sarf etmiÅŸti. Ä°srail'in Gazze'ye karşı gösterdiÄŸi mücadeleyi "insanlığa karşı takınılan küstah bir giriÅŸim" olarak tanımlayarak kınamıştı. Filistinli sivillere karşı sürdürülen katliamın bir an önce durdurulması gerektiÄŸini belirtmiÅŸ ve hararetli bir biçimde ÅŸu düÅŸüncesini defalarca dile getirmekten çekinmemiÅŸtir: "Ä°srailliler, bugünkü Mısır'ın dünkü Mısır'dan tamamıyla farklı olduÄŸunu anlamalıdırlar.
 
"Mısır tarihinde demokratik olarak baÅŸa geçen ilk baÅŸkan olan Mursi, birkaç gün önce, Mısır mahkemesinin kendisi ile ilgili olarak bir dizi saçma suçlamayı tekrar tekrar ileri sürerek verdiÄŸi ölüm cezasından yalnızca bir yıl sonra 40 yıl hapis cezası ile cezalandırılmıştır. 
 
Bu durum Gazzeliler için, taban tabana zıt iki Mısır rejimi arasında sıkıntılı bir karşılaÅŸtırma anlamına gelmektedir. Abdulfettah es-Sisi'nin Mısır'ı, Gazze Åžeridi'ni yalnız bırakmak için Ä°srail ve ABD’ye boyun eÄŸmekle kalmayıp aynı zamanda daha büyük yaptırımlar ve boyun eÄŸdirme politikaları önerilerinde de bulunmaktadır. Mursi, 10 yıldan uzun süredir Körfez insanlarının karşı karşıya kaldıkları ve maruz bırakıldıkları zorlu koÅŸulları ve insanlık dışı kuÅŸatmayı zayıflatmak için dur durak bilmeden çok fazla emek sarf etmiÅŸtir. Yönetime geçtiÄŸi ilk senede, Gazze'nin güneyinde bulunan Refah sınır kapısında Filistinlilere uygulanan seyahat kısıtlamalarını hafifletmiÅŸtir. Mursi, Ä°srail'in acımasız uygulamalarına karşı ödün vermeden uzak saÄŸlam bir duruÅŸ sergilemiÅŸtir.
 
Bunun aksine, kanlı bir askerî cunta sonrası Sisi'nin yönetime geldiÄŸi dönem boyunca, Mısır, Ä°srail'in komÅŸusu Gazze'ye karşı radikal yaklaşımını açık bir ÅŸekilde desteklemektedir. Daha da ilginci, son Gazze Savaşı sırasında, Mısır'ın en çok okunan ve devlet tarafından yayımlanan gazetesi olan Al-Ahram gazetesinin yardımcı baÅŸ editörü olan Azza Sami de Ä°srail BaÅŸbakanını açıkça desteklemektedir: "TeÅŸekkür ederiz Netanyahu, Allah HAMAS'ı ortadan kaldırabilmemiz için bizlere sizin gibi liderler bahÅŸetsin.
 
"Sisi'nin son Gazze savaşına olan tepkisi ise hiç ÅŸüphe yok ki son derece feci olmuÅŸtur. Sınırda bulunan yerleÅŸim bölgelerini, askerlerce savaÅŸ düzenine sokulmuÅŸ bir ÅŸekilde kuÅŸatmıştır. Tek taraflı bir aracı olarak Gazze'nin kanlı savaşını, direnen grupları tehdit ederek ve umutsuzca HAMAS'tan intikam almak isteyen Filistin BaÅŸkanı Mahmud Abbas'ı kucaklayarak uzatmak üzere komplo kurduÄŸu bildirilmiÅŸtir. Ayrıca Türkiye ya da Katar'ın savaşı sona erdirmek için üstlenecekleri herhangi bir aracılık rolünü engellemek için jeopolitik nüfuzundan da yararlanmıştır. 
 
KarşılaÅŸtırıldıklarında, Mursi Ä°srail'in baskılarına 2012 senesinde anında bir karşılık vermiÅŸtir. Kendisi derhal Ä°srail'de bulunan Mısır büyükelçisine ülkesine geri dönmesini emretmiÅŸ, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi’nde bir acil oturum çaÄŸrısında bulunmuÅŸ ve Arap BirliÄŸi'nin de derhal bir araya gelmesi yönünde bir çaÄŸrıda bulunmuÅŸtur. Aynı zamanda, Gazze'de savaÅŸta zarar görenleri sınırın Mısır kısmına almak ve burada tedavi etmek için Rafah sınır kapısını açmıştır. Bundan da önemlisi, eÅŸi benzeri görülmemiÅŸ bir biçimde, baÅŸbakanı HiÅŸam Kandil'i savaÅŸ sırasında Gazze Åžeridi'ni ziyaret etmek üzere görevlendirmiÅŸtir. En nihayetinde gerçekleÅŸtirmiÅŸ olduÄŸu bu diplomatik atılımlar, gerilimi yatıştırmada baÅŸarılı olmuÅŸ ve en sonunda yedi günden kısa bir süre içerisinde de bir ateÅŸkes yapılmasını saÄŸlamıştır.
 
2014 yılında gerçekleÅŸen 50 gün savaşı sırasında, Sisi tamamıyla Ä°srail'i gözeten bir ateÅŸkes düzenlemiÅŸtir. Bu ateÅŸkes, Ä°srail'in Gazze üzerine uygulanan ambargonun ne zaman ve ne ÅŸekilde gevÅŸetileceÄŸine yönelik kendi koÅŸullarını dikte ettirmesine destek olmuÅŸtur. Mısırlı aracılar tabiri caizse yalnızca Ä°srail ile düzenlenen tek taraflı bir ateÅŸkesi kabul ettirebilmek için ellerinden gelen tüm insafsız giriÅŸimlerde bulunmuÅŸlar ve HAMAS ne zaman anlaşılır ÅŸekilde geri çekilmeye baÅŸlasa, Ä°srail HAMAS'ın uzlaÅŸmazlığını bahane göstererek saldırılarını yoÄŸunlaÅŸtırmıştır. Bunun sonucu olarak Mısır'ın zulmün durdurulmasına yönelik gösteriÅŸ dolu teklifi, Ä°srail'in yoÄŸun kara saldırıları aracılığıyla Gazze Åžeridi'nde insanlığa karşı gerçekleÅŸtirdiÄŸi suçları daha da artırmasının önünü açmıştır.
 
En nihayetinde Sisi rejimi, Mısır inÅŸaat malzemelerinin Gazze'ye giriÅŸine izin verileceÄŸi bir ateÅŸkes kapsamında direnç gösteren grupları hedef almıştır. Ancak Sisi rejiminin, genellikle kapalı olan ve yaralı Gazzelilerin ara sıra geçiÅŸine izin vermek için nadiren açılan Rafah sınır kapısının açılması konusunda bir ödün vermeye gelindiÄŸinde, buna son derece kapalı olduÄŸu gözlemlenmiÅŸtir. 
 
Mursi ÅŸu anki kuÅŸatmanın sebep olduÄŸu tansiyonu düÅŸürebilir miydi? Kesinlikle evet. Mursi hükümetinin geliÅŸimden sorumlu danışmanı Ahmed Omran, tarım ve zeytin sektörleri alanlarında bir dizi projenin gerçekleÅŸtirilmesi ile karşılıklı ticari alışveriÅŸi artıracak ve destekleyecek birtakım planların söz konusu olduÄŸunu belirtmiÅŸti. EÄŸer, söz konusu projeler baÅŸlatılmış olsaydı, Gazze yemek ve ilaç kaçakçılığına yönelik bunca tünele gerek duymayacaktı.
Bunun aksine, Sisi rejimi silahlı saldırıları ile Sina Yarımadasının parçalanmasına sebep olan cihatçıların eÄŸitimlerini ve silahlarını Gazze Åžeridi'nden edindiklerini ileri sürmekte ve bu iddialarını Mısır gazetesi Al-Akhbar'ın Filistin BaÅŸkanı ile gerçekleÅŸtirdiÄŸi bir röportajda suçlamalar ile birlikte desteklemeye çalışmaktadır. Burada, iÅŸin garip yanı Mahmud Abbas'ın Gazze'yi boÄŸmak ve tüm tünelleri ortadan kaldırmak için elinden gelen her yolu denemeye hazır Sisi'yi açıkça savunmasıdır.
 
Bu röportaj sırasında Abbas, bu tünelleri hedef alan Sisi yönetimine teÅŸekkür etmiÅŸ, yüzlerce Gazzelinin silah ve uyuÅŸturucu kaçakçılığı, kara para aklama ve sahte belge düzenleme yoluyla milyoner olduÄŸuna iÅŸaret etmiÅŸtir. Abbas daha da ileri giderek, bu tünellerin su altına bırakılmasını ve bu tünellerin giriÅŸ ve çıkışlarına ev sahipliÄŸi yapan hanelerin de cezalandırılması gerektiÄŸini belirtmiÅŸtir. 
 
Abbas'ın herkes tarafından da bilindiÄŸi üzere Gazze'ye ve Gazzelilere karşı olduÄŸu ve alçak bir ÅŸekilde Müslüman KardeÅŸlerin bir kolu olan HAMAS'a karşı, uydurma bir nefret ve öfke dalgasını destekleyen, belirgin ve kin dolu bir ÅŸekilde kışkırtıcı ve hatta saldırıyı teÅŸvik eden Mısır'ın ana akım medyasından da yararlandığı bir sır deÄŸildir.
 
Bu iddiaları yasal ya da açık olarak kanıtlayamasa da Mısır ordusu Sina Yarımadasında bulunan cihatçı ve aşırı bir askerî grup olan ve silahlarını tüneller aracılığıyla Gazze'den alan Ensar Beyt el-Makdis'e karşı ardı arkası kesilmeyen beyanlarda bulunmaktadır. Ayrıca, Mısır ordusu bu tünellere su vermiÅŸ ve bunları tamamıyla ortadan kaldırmış, böylece Gazze'nin kaçakçılık tünellerini ortadan kaldırmaya yönelik bir giriÅŸim kapsamında sınır boyunca yarım kilometre geniÅŸliÄŸinde bir ÅŸeridi temizlemiÅŸ ve bu sınır boyunda yer alan Mısırlıların ve Filistinlilerin evlerini de yıkıp geçmiÅŸtir.
 
Mısırlı generallerin suçlamalarının tutarlı bir tarafı yoktur: Mısır'ın istihbarat hizmetleri, Sina'da yer alan milislerin elindeki ağır mühimmatın büyük bir kısmının Libya'dan getirildiÄŸinin pek tabi farkındadır. Bu yüzden tünellere su verilmesi milislerin yapabileceklerine herhangi bir zarar ya da sınırlama getirmemiÅŸ ancak hiç ÅŸüphe yok ki Filistin özerk bölgesinde bulunanlara gereksiz bir zarar vermiÅŸtir.
 
Abbas ve Sisi'nin iddia ettikleri sebepler, tamamıyla ve yalnızca karalayıcı yalanlardır, çünkü Sisi'nin Mısır'ı sınır bölgelerinde yaÅŸayan Mısır ve Filistin vatandaÅŸlarının sebepsiz yere ortadan kaldırılmasına gerek kalmaksızın, tünel yoluyla gerçekleÅŸtirilen kaçakçılığı ortadan kaldırabilecek binlerce yöntem bulabilecek kapasitededir. 
 
Zaman deÄŸiÅŸiyor ve Mursi Ä°srail-Mısır blokajının yumuÅŸatılmasına yardımcı olmak üzere artık ortada yok. Mısır'ın demokratik olarak seçilen ilk lideri çok sayıda sebepten ötürü koltuÄŸundan indirilmiÅŸtir: Bunların en önde gelenlerinden biri tabi ki kendisinin Gazze'ye karşı tutumu ve zorluk içerisindeki komÅŸularına karşı taviz vermeyen yaklaşımıdır. Son derece basit bir biçimde, kendisi Ä°srail'in bekçi köpeÄŸi olmayı kabul etmemiÅŸtir.
 
Onu tanımlamaya çalışan düÅŸmanlarının aksine, Mursi gerçek bir devlet adamı olarak, Mısır'ın taahhütlerinin ve daha önceden yapmış olduÄŸu anlaÅŸmalarının arkasında durmuÅŸ; 1979 Ä°srail-Mısır barış anlaÅŸmasına baÄŸlılığını belirtmiÅŸ ve savaÅŸ anında bile Ä°srail ve ABD ile iletiÅŸim kanallarını muhafaza etmiÅŸtir. Bunun üzerine ABD DışiÅŸleri Bakanı Hillary Clinton açık bir ÅŸekilde Mursi'nin barış yapılmasına yönelik çabalarını takdir etmiÅŸ ve ÅŸu sözleri söylemiÅŸtir: "BaÅŸkan Mursi'nin kiÅŸisel önderliÄŸini ve Mısır'ın ÅŸu ana kadar gösterdiÄŸi çabaları takdir ediyoruz." Åžu anki ABD baÅŸkanlık adayının, kendi yönetiminin Sisi'nin suçlarına ortak olması nedeniyle, Mısır'ı Mursi'yi hapse attığı için herhangi bir ÅŸekilde kınamaması ne kadar garip bir durumdur.
Sözüm ona uluslararası toplumun, yalnızca milletlerini baskı altında tutan ve uysal bir ÅŸekilde Batı’nın verdiÄŸi emirleri yerine getiren tiranlar ve diktatörlerin öncülüÄŸünde gerçekleÅŸtirilmeye çalışılan "Ilıman Arap EÄŸilimi"nin sürdürülmesinde Ä°srail ile tamamen iÅŸbirliÄŸi içerisinde hareket ettiÄŸine yönelik çok az bir ÅŸüphe vardır. 
 
Sisi'nin Mısır'ı gelecekteki herhangi bir Gazze-Ä°srail çatışması sırasında güvenilmez bir pozisyondadır. Fetih ve HAMAS gibi iki karşıt Filistinli grup arasındaki müzakere görüÅŸmelerinde aracılık yapma konusunda da sonunda kesinlikle baÅŸarısızlığa uÄŸrayacak dengesiz bir arabulucu konumundadır.
Uluslararası politikada, bu denli merhametsiz ve zayıf bir rejimin bu denli stratejik bir durumun yönetimine getirilmesine izin vermek ölümcül bir hatadır; Mısır'ın diplomatik rolünden geri adım atması ise OrtadoÄŸu'da geri dönülmez daha büyük felaketlerin yaÅŸanması halinde durumu olduÄŸundan da karmaşık bir hale sokacaktır.
 
Müellif: Ahmed al-Burai / Middle East Eye / Mütercim: Sıddık Marangoz / Hak Söz Haber

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.