Sibel Eraslan: İstanbul Sözleşmesine karşı dini itirazlara Ak Parti'nin olası tepkisi
Follow @dusuncemektebi2
İstanbul Sözleşmesi'ne karşı yükselen dini itirazlara kulak verecek miyiz?
Ä°stanbul SözleÅŸmesi, hazırlandığı dönemde pragmatik bir ihtiyaca yaslanıyordu. Avrupa BirliÄŸi’ne girebilmemiz için önümüze konan mevzuatta, öncelikli olarak yer alıyor oluÅŸu, pek de kuÅŸku uyandırmamıştı. Çünkü Avrupa BirliÄŸi’ne dahil olmak istiyorduk, kendimize bir ÅŸekilde çeki düzen vermeliydik, modernleÅŸtiÄŸimizin sinyallerini alabilmeliydiler bizi aralarına alacak olanlar.
Bu durum bizim mütemadiyen tekrar ettiÄŸimiz aÅŸina bir dönüÅŸüm hikayesiydi aslında. Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, 1. ve 2. MeÅŸrutiyetler hatta Cumhuriyet dönemindeki hukuk modernleÅŸmelerini de bu kafileye eklemek gerekir... Asıl itibariyle, Avrupa’ya bakarak kendimize vermeye çalıştığımız çeki düzenlerdir...
‘’Muasır medeniyet seviyesi’’ veya ‘’Avrupa BirliÄŸi kriterleri’’ gibi dışarıdan iktibas yöntemiyle ve oldukça hızlı bir etkileÅŸimle gerçekleÅŸmesini planladığımız deÄŸiÅŸimlerin; kendi hayat hikayemize ne kadar uyduÄŸuna hiç bakmayız oysa, hangi fay hatlarını kırıp, hangi dirençlere yol açacağına, hangi buhranların fitilini ateÅŸleyeceÄŸine hiç bakmayız. Bunlar ne de olsa ‘’aydınlatılması gereken halkın’’ ÅŸuurunu zaman içinde açacaktır, biz yapalım hele, denilir ve yapılır...
Bu bizim hikayemizdir....
Åžu günlerde kuvvetlenen Ä°stanbul SözleÅŸmesi tartışmalarını, ‘’bizim hikayemiz’’de bir ilk olduÄŸu için önemsiyorum. Toplum, ilk defa kendisini ilgilendiren bir hukuk metniyle ilgili bu kadar yüksek ses çıkartıyor. Toplumsal tepki; sivil kurumların, derneklerin, vakıfların, sendikaların, akademisyenlerin, tek tek vatandaÅŸların itirazlarıyla güçlendikç güçlendi, peki ya siyaset buna kulak verecek mi?
AkParti döneminde gündeme gelmiÅŸ ve kabul edilmiÅŸ, üzerinden yıllar geçmiÅŸ ve bu süreçte giderek yoÄŸunlaÅŸan eleÅŸtirilere maruz kalmış bir sözleÅŸmeden bahsediyoruz. Ä°ÅŸin dikkat çeken yanı, AkPartili siyasetçiler de sözleÅŸme hakkında ÅŸikayetlerini dile getiriyorlar. Sayın CumnurbaÅŸkanımız bu konudaki rahatsızlıklardan haberdar, bu rahatsızlığın giderilmesini istiyor. Partinin Genel BaÅŸkanvekili Numan KurtulmuÅŸ da halkın rızasını önemseyen bir parti olduklarını ifade ederek, nasıl girildiyse öyle de çıkılır minvalinde görüÅŸ bildirdi...
AkParti, tabanın sesini önemseyen bir parti. Önümüzdeki seçimlerde Ä°stanbul SözleÅŸmesi meslesinin kendisi için ‘’handikap’’ olmasını istemeyeceÄŸinden eminiz...
***
1- Kadına ÅŸiddet tek başına bir sözleÅŸmeyle önlenemez. Kültürel, dini, toplumsal kodlarımızın da bu süreçte iÅŸ görmesi gerekir. Yasal tedbirler evet ÅŸarttır, ama o yasalara uyacak nesilleri yetiÅŸtirmek de toplumun görevidir. Oysa biz, kadın ÅŸiddetini kriminal bir vaka olana kadar seyrediyoruz, bu yüzden, ‘’bu anlaÅŸma olmazsa kadın ÅŸiddeti artar’’cılara katılmıyorum. 2014’ten beri yürürlüktedir bu sözleÅŸme, kadına yönelik ÅŸiddet azaldı mı?
2- SözleÅŸmeye karşı çıkanlar, kadına yönelik ÅŸiddet karşıtlığı hakkında sözleÅŸmeyi yapanlarla aynı karede. Onların sözleÅŸmeye karşı çıkışlarında ise ‘’aile’’ duyarlılığı yatıyor. SözleÅŸme, aileyi ÅŸiddet mekanı olarak tarif edecek kertede aileyi, geleneksel deÄŸerleri, dini inancı, kültüel kodları, söz gelimi namus deÄŸerini dahi olumsuz atıflarla indirgeyeci bir dile sahip çünkü. Ayrıca 4.md/3.fıkrada geçen ‘’cinsel tercih’’ ifadesindeki tavrı, sözleÅŸmeyi; ‘’eÅŸcinselliÄŸi meÅŸrulaÅŸtırıcı’’, ‘’nesilleri ifsad edici’’ bir konuma sürüklüyor zihinlerde...
3- SözleÅŸmeyi imzalamayan ‘’medeni’’ ülkelere baktınız mı hiç? SözleÅŸmeyi ÅŸerhler koyarak imzalayanlara baktınız mı? SözleÅŸmeden cayan ülkelere? Peki sözleÅŸmeyi imzaladığı halde uygulamaya koymaktan imtina eden ülkelere de baktınız mı? Bunların hepsinde dini çekinceler var. Kilise’den duyulan çekinceler bunlar ve hiç bir siyasi parti ne Kilise’yi ne de toplumsal itirazları karşısına çekmeyi göze alabiliyor...
AK Parti’nin dini eksenden yükselen itirazlara kulak tıkayacağını hiç sanmıyorum...
Henüz yorum yapılmamış.