Sosyal Medya

Abdülaziz Kıranşal: Kulluk sadece camilere hapsedilemez

Bizim kulluğumuz, asla sadece seccadelerin, rahlelerin, camilerin, Kur’an kurslarının, medreselerin, imam-hatip ve ilahiyatların sınırlarına hapsedilmiş bir kulluk değildir.



Bizim kulluÄŸumuz, tüm kamusal duvarları yıkan, tüm uluslararası sınırları ihlal eden, tel örgüleri kaldıran, anayasal kısıtlamaları aÅŸan, ekonomik ve iktisadi tezleri yerle bir eden yani siyasi, ekonomik ve uluslararası alanların tamamına müdahil olan ve büyük bir inkılap gerçekleÅŸtiren bir kulluktur.
 
Çünkü bizim kulluÄŸumuzun gayesi yeryüzünde Allah’ın istediÄŸi büyük, köklü ve kapsamlı deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümü gerçekleÅŸtirebilmektir. Bu deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümü gerçekleÅŸtirecek kulluk ÅŸuurun en belirgin özelliÄŸi ise karşısına çıkan tüm engelleri aÅŸabilecek, tüm sınırları ihlal edebilecek,  tüm tehlikeleri göze alabilecek bir motivasyona, cesarete, ihlasa ve adanmışlığa sahip olmasıdır.
 
Bizim ibadet ve kulluk anlayışımız, en geniÅŸ manada “halifelik” kavramıyla ifadesini bulur. “halife” kavramı kulluÄŸun sadece bir takım ferdi ibadetlerden, tespihten, zikirden ve hayır hasenattan ibaret olmadığını en açık ÅŸekilde anlatan kavramdır.
 
Allah, Bakara Suresi’nde meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” diye buyurduÄŸunda, melekler de ona, “Biz zaten seni hamd ile tesbih ve takdis ediyoruz…” diyerek kulluktan ve halifelikten maksadın sadece tesbih, hamd ve zikir gibi bireysel ibadetlerden ibaret olduÄŸunu sanmışlardı.
 
Yani ey Rabbimiz, eÄŸer kulluk istiyorsan biz zaten seni tesbih ederek, hamd ederek ibadet ediyoruz demiÅŸlerdi. Meleklerin bu ifadelerine karşılık Rabbimiz ise, “Åžüphesiz ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurarak, adeta kulluÄŸun, ibadetin ve halifelik fonksiyonun sadece tespihten, hamd etmekten ve bireysel ibadetlerden ibaret olmadığını belirtiyordu.
 
Ä°ÅŸte bu nedenle bizim için ibadet ve kulluk demek, sadece bireysel ibadetler ve hayır hasenat çalışmalarından ibaret deÄŸildir. Bizim için kulluk, namaz, oruç, infak, zikir, dua gibi ibadetlerle beraber, halifelik vazifesi gereÄŸi yeryüzünün imar ve ıslahı için yapılan her siyasi, ekonomik, askeri ve uluslararası faaliyettir.
 
Bizim için bu yolda yapılan her teknolojik ve ilmi faaliyet ibadettir. Her basın-yayın ve medya faaliyeti ibadettir. Bu vazife gereÄŸi yapılan her sosyal ve ailevi faaliyet, her düÅŸünsel çaba ve hatta bu hedefe yönelik her nefes alış veriÅŸi ve her kalp atışı da bir ibadettir.
 
Biz kulluk ve ibadet anlayışımız gereÄŸi, kıldığımız namazımızın, okuduÄŸumuz Kur’an’ımızın, örttüÄŸümüz tesettürümüzün, bıraktığımız sakalımızın siyasetimize, kanunlarımıza, hukukumuza, ticaretimize, aile hayatımıza da etki etmesini isteriz.
 
Çünkü biz biliriz ki, okuduÄŸumuz Kur’an siyasetimize, kanunlarımıza, hukukumuza etki etmiyorsa, kıldığımız namaz bizi haksızlıktan, adaletsizlikten, rüÅŸvetten ve torpilden alıkoymuyorsa, örttüÄŸümüz tesettür bizi gösteriÅŸten, lüksten, israftan, gıybetten ve ahlaksızlıktan alıkoymuyorsa, bıraktığımız sakal bizi daha ahlaklı daha adil ve daha merhametli yapmıyorsa bizim ibadetlerimiz, sadece camilere, seccadelere ve rahlelere hapsolmuÅŸ demektir.
 
Oysa bize düÅŸen, “Benim namazım-niyazım, (hac, kurban gibi) diÄŸer bütün ibadetlerim, kısaca hayatım ve ölümüm, âlemlerin rabbi olan Allah içindir” (Enam, 6/162) ilahi talimatında bildirildiÄŸi gibi “benim ferdi hayatım, aile hayatım, iÅŸ hayatım, ekonomik hayatım, hukuksal hayatım, siyaset hayatım, ilmi hayatım yani bu dünya hayatında nefes alıp verdiÄŸim her zaman ve mekân, doÄŸum ve ölüm arasında yaÅŸadığım her an âlemlerin rabbi olan Allah içindir” demek ve bu sözün gerektirdiÄŸi hayatı inÅŸa etmek için gayret etmektir. Ä°ÅŸte bu bilinçle yapılan her iÅŸ ibadettir.
 
Abdülaziz KıranÅŸal / Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.