Sosyal Medya

İbrahim Tenekeci: Harf inkılabını yeniden hatırlayalım

Ä°brahim Tenekeci / Fikriyat



Bir milleti aslından uzaklaÅŸtırmak, baÅŸka bir ÅŸeye dönüÅŸtürmek isterseniz diline ve dinine müdahale etmeniz yeterlidir. Milletimiz, yakın tarihimizde iÅŸte bu duruma maruz kalmıştır.

1928 yılında harflere, hemen devamında kelimelere el uzatılmıştır. Bu iki hamle arasında sadece bir fark vardır: Harf deÄŸiÅŸikli kanunla güvence altına alınmış, kelimeler için benzer bir uygulamaya gidilmemiÅŸtir. Dört sene sonra sıranın ezana geldiÄŸini görüyoruz.

Masamın üstünde 1935 tarihli cep kılavuzu var. Kılavuz, Ä°kinci Türk Dili Kurultayı'nda alınan karar neticesinde hazırlanmış. 372 sayfalık bu çalışmayı Türk Dili AraÅŸtırma Kurumu yayınlamış. Kılavuz, Osmanlıca kelimelere Türkçe karşılık öneriyor. Heyette Hasan Ali Yücel gibi devrin etkili ve kuvvetli isimleri yer alıyor.

A harfine kısaca bakalım: Aciz: Yetsiz, Adil: DendeÅŸ, Aferin: Okay, Aile: Arda, Akran: TaydaÅŸ, Alamet: Beldek, Alet: Yaraç, Araz: DüÅŸke, Arıza: Aksa, Arife: Öngün, Âşık: Ä°mre, AÅŸiyan: Konaç, Avize: Asman, AyyaÅŸ: Ä°çken…

Harfler ilerledikçe daha çok gariplikle karşılaşıyoruz: Belediye: Uray, Beyanat: Diyev, Cani: Kıyaç, Cemaat: Omek, Cerrah: Yaraman, Dergâh: Derge, Ders: ÖÄŸrem, Devriye: Geziç, Ecel: Songu, Eczacı: Emgen, Eczahane: Emget, Emlak: Özelge gibi. Bu kılavuza yahut sözlüÄŸe göre, müsteÅŸarlara 'yönetger' dememiz gerekiyordu.

Peki, sonuçta ne oldu? Sözde kelimelerin tamamına yakını millette karşılık bulmadı. Hatta aynı kılavuzda, Kemal ismi 'Kamâl' olarak kullanılıyor. Kitabın giriÅŸ bölümünde, bunu açıkça yazıyorlar: "Kamâl Atatürk." (Sayfa 8.) Bu isim deÄŸiÅŸikliÄŸi de milletten dönmüÅŸtür.

Ayasofya Camii'nin müzeye dönüÅŸtürülmesi, iÅŸte bu tuhaf dönemin bir ürünüdür. Karar, cep kılavuzunda gördüÄŸümüz cinnet halinin bir parçasıdır ve elbette ÅŸaibelidir.

Kelimeler, isimler ve ezan gibi daha birçok ÅŸey zaman içinde aslına dönmüÅŸtür. Milletimiz her türlü baskıya ve zorluÄŸa raÄŸmen özünü muhafaza etmeyi baÅŸarmıştır. Ä°nÅŸallah Ayasofya da yakın bir vakitte ÅŸen günlerine kavuÅŸacaktır.

Ayasofya, sadece fethin deÄŸil, büyük tarihimizin de bir sembolüdür. Onu müzeye dönüÅŸtürenler, bin yıllık ÅŸanlı tarihimizden de kurtulmak istediler. Burada ÅŸahsi fikirlerden bahsetmiyor, bir iddiada bulunmuyoruz. Yirmili, otuzlu, hatta kırklı yılların yayınlarına ve çalışmalarına bakanlar, bu hakikati açık bir biçimde kavrayacaklardır.

Artık sabah olmuÅŸtur. Aziz milletimiz tekrar tarihine, yüksek kaderine ve ata yadigârı emanetlere sahip çıkmaya baÅŸlamıştır. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.