Kürsü
Ali Haydar Haksal: Yaşamın sınırları
Follow @dusuncemektebi2
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Küçülen ÅŸu dünyada, her ÅŸey gözler önünde. Gizlisi saklısı kalmadı neredeyse hiçbir ÅŸeyin. Aşırılıklar baskın. Ä°nsanın eÄŸilimi kendinden çok kendisi olmayan ÅŸeylere dönük. Åžeytana kapılma, onunla yol arkadaÅŸlığı etme.
Genelde yasalar olur, bunları insanlar oluÅŸturur. Kimi ülkelerin bildiÄŸim kadarıyla bir anayasası yok. Hayatları ve kuralları var. Belli bir düzende yürüyor hayat. Ä°nsanları denetim altında tutma maddeleridir yasalar. Kurallar, kuralsızlıklara karşı oluÅŸturulur. Kurallar da bir süre sora kuralsızlıklara dâhil olur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası kaç kez deÄŸiÅŸti, kim bilir kaç kez daha deÄŸiÅŸecek.
Adaletin yasaları insan için. Olmalı da. Ne yazık ki kimi insanlar kimi durumların dışında kalıyor. Bazıları kimi yasalara uygun deÄŸil. Bir Müslüman toplumda Müslümanların inançları gereÄŸi kimi ÅŸeyleri yaÅŸama hakkına sahip deÄŸildirler. Kimi ÅŸeylere itiraz etme hakları bile yok. Yasaların haramları yani yasaklarıyla dinlerin gerekleri olan yasalar aynı düzlemde bulunamazlar. Müslümanlar için vazgeçilmez kurallar var. Helâller ve haramlar. Helâller de sonsuz deÄŸil. Onları da sınırları ve ölçüleri olur. Aşırılıklardan kaçınılır genelde. Bunlar kendindenlikle olur. Bir Müslüman’ın faiz alması haram. Faiz ile iÅŸ yapması da. Bunlardan kaçınılması gerekir. O zaman mevcut yasalara göre nasıl itiraz hakkı olabilir?
Ä°nsanlara zulmetme haram. Ama bazılarına pek ala zulmedilebilir. Abede’de siyahîlere rahatlıkla zulmedilebilir. Çünkü onların renkleri bile sakat beyazlara göre. Onlara bazı haklar verilir, ortam sakinleÅŸsin, kavga ve gerilim çıkmasın diye. Ama onlara asla bir üstünlük hakkı verilemez. Beyaz ve üstün Siyonizm’e kim nasıl karşı koyabilir, haklarını isteyebilir? Ya da sermayeyi elinde tutan güçlere kim nasıl itiraz edebilir? Onlar devletler üstü bir güç.
Hayatın sınırlarını belirleyen güç sahipleri ve kendilerine göre. Dünyanın üzerindeki güç bütün suları kendine yönlendiriyor. Vantuz gibi insanlığı iliklerine kadar sömürüyor, çekiyor. Sınırlar ve yasalar onların arzularına göre ÅŸekillenir. Ä°nsanın en çok daraldığı dönemleri. YardımlaÅŸma ve birlikteliklerin zamanı deÄŸil. Sınırlar bir anlamda giderek daralıyor. Ä°nsanın insana güveni yok. Bir insanın yanlış yapma hakkı bile yok. Yanlışı yapanın elinden tutma, onu çekip çıkarmanın kurtarma anlayışının bu yeni inanışta yeri yok. En yakınları bile insana sırt çevirir, çekip gider. Ne hâli var ise görsün der. Sınırlar insanların yakınlaÅŸmasıyla yeniden oluÅŸturulabilir. Zor durumları aÅŸma çabası insana güç verir. Yârinde kalarak hiçbir eylemde bulunulmadan hiçbir baÅŸarı elde edilemez. Önemli olan bir adımın atılması ve ileriye doÄŸru hamlede bulunması. Bir adım bir adımdır, ondan sonrası kendiliÄŸinden gelir. Daralan alanları açmak, sınırları iyilikler ve güzellikler adına geniÅŸletme çabasıdır insana güç veren. Hayatın sınırlarında sonsuzluk yok Müslümanlara her Cuma hutbenin bitiminden sonra adil olmaları, insanları gözetmeleri öÄŸütlenir. Bu, kendilerine yüklenen bir sorumluluk.
Bunlar için yasalara gerek yok. Anayasaları da aÅŸan bir durum. Ä°nsanlığın hak ve görevleri. Kimi hükümler var ki onların yasalar ile yasaklanması ve sınırlanması insanlığın aleyhine. Emek ve alın teri ile deÄŸil para ile para kazananlar baÅŸkalarının sırtından aşırı güç sahibi oluyorlar. Sömürdüklerini zayıflatıyor, güçsüz ve etkisiz bırakıyorlar. Zihinler bile denetim altına alınıyor. Çünkü onlar çözümsüz ve çaresizdirler. Emek ve alın teri sahiplerine faiz karşıtı bir öÄŸütte bulunamazsınız. Güçlükle elde ettiÄŸi birkaç kuruÅŸu da götürüp onların vicdanına ve eline teslim ediyor. BaÅŸkalarının sınırsız güçlerine teslim olduÄŸu gibi hem onları savunuyor hem de kabulleniyor.
Bir millet hakiki öncülerinden yoksun kalınca, sürükleniyor ve savruluyor.
Henüz yorum yapılmamış.