Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Çin’in Afganistan’daki varlığı giderek daha da güçleniyor

ABD Afganistan’dan çekilmeye hazırlanırken, büyük oyunun önceki aşamalarında yeri olmayan yeni güçler, bu ülkede belirleyici bir rol almaya hazırlanıyorlar. Bu yeni gelenlerin en çok rağbet göreni ise Çin Halk Cumhuriyeti.



“Büyük oyun” veya “büyük kumar” terimi, önde gelen iki Avrupa imparatorluÄŸu olan Çarlık Rusya ve Ä°ngiltere arasındaki düÅŸmanca rekabeti temsil etmek için on dokuzuncu yüzyılda üretilmiÅŸ bir kavram. Afganistan 1970’lerden 1980’lerin sonuna kadar bir baÅŸka “büyük bir oyun” olan Sovyetler BirliÄŸi ile ABD arasındaki vekâlet savaşına sahne olmuÅŸtu. Bu oyunda Pakistan’ın ve Ä°ran’ın da “patronlarının” atadıkları küçük rolleri vardı. Kızıl Ordu’nun Afganistan’ı iÅŸgali ise “büyük oyunun” ikinci turunun baÅŸlangıcı oldu.
 
Bugünlerde ise ABD Afganistan’dan çekilmeye hazırlanırken, büyük oyunun önceki aÅŸamalarında yeri olmayan yeni güçler, bu ülkede belirleyici bir rol oynamaya hazırlanıyorlar. Bu yeni gelenlerin en çok raÄŸbet göreni ise Afganistan’ı “Tek KuÅŸak, Tek Yol” adlı küresel “yapbozunu” tamamlamak için önemli bir araç olarak gören Çin Halk Cumhuriyeti. Hindistan, Rusya ve elbette ABD gibi bu büyük oyunun diÄŸer ortakları çok fazla gürültüyle varlık gösterirken, Çin Afganistan’da -Kabil’de mahalle çocuklarının dediÄŸi gibi- her zaman “sönük ışıklar” gibi hareket ediyor. ABD ve NATO müttefiklerinin geri çekilmesi, Çin’in büyük oyunun ana oyuncusu olarak ortaya çıkmasının yolunu açıyor.
 
 
Afganistan Çin için birkaç açıdan önemli. Özellikle Çin’in Rusya Federasyonu’ndan sonra dünyada en çok sınır komÅŸusuna sahip ikinci ülke olduÄŸuna dikkat edilmeli. Söz konusu ülkenin kara sınırını paylaÅŸtığı 14 ve deniz sınırını paylaÅŸtığı en az 5 komÅŸusu bulunuyor. Bunlar arasında, Çin’in sadece iki komÅŸusuyla -Pakistan ve Afganistan- herhangi bir toprak veya sınır ihtilafı, yahut askeri çatışma geçmiÅŸi yok.
 
Çin en uzun kara sınırına sahip olduÄŸu komÅŸusu MoÄŸolistan’la “iç MoÄŸolistan’ın” kaderi üzerinde anlaÅŸamıyor. MoÄŸolistan’ göre, Çin’in MoÄŸolistan eyaleti iÅŸgal edilmiÅŸ bir bölge. Ulan Batur yönetimi, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Tayvan’ı ilhak etmesi örneÄŸindeki gibi, iki MoÄŸolistan arasında bir birlik hayal ediyor. Çin en uzun ikinci kara sınırını ise Rusya ile paylaşıyor. 1960’larda yaÅŸanan bir dizi askeri çatışmadan bu yana iki ülke iliÅŸkilerine bazen hafif, bazen yoÄŸun olmak üzere, sürekli bir gerginlik hâkim. Rusya Çin topraklarının geniÅŸ bir bölümünü iÅŸgal ederken, Rusya’nın doÄŸu bölgelerindeki 3,5 milyon Çinli iÅŸçinin varlığı, sınır çizgisinin ötesine uzanan gerilimlere yeni bir boyut katıyor.
 
Çin’in üçüncü en uzun kara sınırı ise Hindistan sınırı. Fakat burada Çin-Rusya sınırındaki durumun tam tersi geçerli. Çünkü burada Çin Hindistan’ın Ladakh bölgesindeki topraklarının büyük bir bölümünü iÅŸgal etmiÅŸ durumda. ÇeÅŸitli partilerden gelen Hint hükümetleri, 1960’ların yenilgisi için Çin’den intikam alacaklarını her zaman tekrarlıyorlar.
 
Öte yandan Çin Halk Cumhuriyeti Vietnam ve Myanmar’ın da bir bölümünü iÅŸgal altında tutuyor. Çin’in Japonya, Filipinler, Vietnam ve Güney Kore ile Güney Çin denizi ve Kore körfezindeki ıssız adalar konusundaki anlaÅŸmazlığının tarihi kökleri var. Çin’in son yıllardaki güç gösterisi ÅŸimdiye kadar baÅŸarısız oldu ve Pekin’in Spratly adaları ve Malacca boÄŸazını kontrol etme hayali gerçekleÅŸmedi.
 
Sonuç olarak, Çin diÄŸer komÅŸularıyla gerginliÄŸi önlemek için dost ülkelerden oluÅŸan bir blok (Pakistan, Afganistan ve Tacikistan) oluÅŸturarak Batı Asya’daki sınırlarını pekiÅŸtirmeye çalışıyor. 2015 yılında Çin Tacikistan’da, Afgan sınırına ve Vahan geçiÅŸine yakın bölgede askeri bir üs kurmayı baÅŸardı. Çin Pakistan’da, kendisini Orta Asya platosunun kalbinden ve Gwadar üzerinden Hint okyanusuna baÄŸlayan, Asya’nın en büyük çok amaçlı limanlarından birini inÅŸa etmekle meÅŸgul. Fakat Çin Afganistan’da etkin bir varlığa sahip olmadan, bu limana giden uluslararası otoyolun istikrara kavuÅŸturulması kolay olmayacak.
 
 
Çin Afganistan’da aktif varlık gösterme programına (1933-1973 arasında Afgan ÅŸahı olan) Muhammed Zahir Åžah döneminde baÅŸladı. Çin ulusal diller olan PeÅŸtuca ve Dariceyi öÄŸrenmeleri için binlerce Çinli genci 1960’larda Afganistan’a gönderdi. 1960’ların sonuna kadar, Çin’in Afganistan’da etkili bir ticari-askeri varlığa sahip olacak derecede büyük bir ekonomik kapasitesi bulunmuyordu. Çin “büyük oyuna” bu yıllardan sonra Pakistan’ın arabuluculuÄŸuyla girdi. 2000 yılında Çin’in Ä°slamabad büyükelçisi, Taliban lideri Molla Ömer’i ziyaret etti ve aralarında büyük bir ticari-askeri anlaÅŸma üzerinde mutabakat saÄŸlandı. O zamandan bu yana Afganistan’daki Çin yatırımları katlanarak arttı.
 
Çin’in Afganistan’daki yatırımlarına verebileceÄŸimiz en mühim örneklerden biri, Afganistan’ın bakır madenlerine üç Çinli devlet ÅŸirketinin yaptığı 3 milyar dolarlık yatırımdır. Çin ayrıca Afganistan’ın demir cevheri kaynaklarından yararlanmaya hazırlanıyor. Ancak Çin’in nihai hedefi, Afganistan’ın serum lityum, neodim, lantan, tungsten ve muhtemelen uranyum gibi endüstriyel kaya kaynaklarındaki dillere destan zenginliÄŸine hâkim olmak. Bu muazzam doÄŸal kaynaklar çıkarılıp kullanılabilmeleri durumunda, Afganistan’ı dünyanın en zengin ülkelerinden biri haline getirebilir.
 
Çin Taliban’la iÅŸbirliÄŸini ise askeri alanda gerçekleÅŸtirmiÅŸ durumda. Taliban Afganistan’ın baÅŸta Logar vilayeti olmak üzere, kontrolündeki çeÅŸitli bölgelerde Çin’in yatırımlarını ve teknik personelini koruyucu bir rol üstlendi. Bu koruma görevi karşılığında Çin Taliban’a çeÅŸitli silahlar saÄŸlıyor. Ä°lginçtir ki Çin silahları Taliban’a Pakistan üzerinden deÄŸil, Ä°ran üzerinden ulaşıyor. Pekin’in Pakistan’ı “büyük oyunun” bu perdesinden uzak tutmakla güttüÄŸü amaç, Ä°slamabad’ın yılda 2 ila 3 milyar dolar arasında yardım aldığı Washington’la iliÅŸkilerinin gerilmesini önlemek. Çin’in Ä°ran’la Afganistan’da iÅŸbirliÄŸi yapmasındaki amaç ise (her ikisinin de ideolojik düÅŸmanı gibi görünen Taliban’a yardım pahasına dahi olsa) ABD ve Rusya’yı “büyük oyunun” dışında tutmak. GörünüÅŸe göre ne Pekin ne de Tahran Moskova hakkında olumlu düÅŸünüyor. Ä°ran lideri Ayetullah Ali Hamaney Rusya’ya belli bir derecede teveccüh gösteriyor olsa dahi Ä°ran hükümeti ve kamuoyu Rusya’yı ülkelerinin düÅŸmanı olarak görüyorlar.
 
Ä°ran’ın Taliban’a yardım etmek için Çin’le yaptığı iÅŸbirliÄŸi ABD’ye karşı güttüÄŸü stratejinin bir parçası. Ä°ran Taliban’ın Washington’la uzlaÅŸmasından ve Humeynicilik ideolojisinin düÅŸmanı rolüne devam etmesinden korkuyor. Çin ise her zaman ve her yerde olduÄŸu gibi, tüm yumurtalarını bir sepete koymuyor. Taliban’la iÅŸbirliÄŸi yapması ve onlara para ve silah saÄŸlaması, Pekin’in resmî Afgan hükümetine de birkaç “boncuk” ayırmasına engel olmuyor.
 
 
Çin ordusu ÅŸu anda iki ülke arasındaki sınır bölgesinde bir Afgan daÄŸ savaÅŸçısı birliÄŸi yetiÅŸtiriyor. Pekin bu birliÄŸi eÄŸitme sebebinin, Uygur ayrılıkçı savaÅŸçılarının Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne girmesini önleme görevinde Çin Kızıl Ordusu’na yardım etmek olduÄŸunu iddia ediyor. Pekin Tacikistan’daki askeri varlığını haklı çıkarmak için de aynı bahaneyi kullanıyor.
 
Çin’in Afganistan’daki varlığı her geçen gün daha belirgin hale geliyor. Son tahminlere göre, hepsi de iktidardaki Komünist Parti’ye baÄŸlı 100’den fazla Çinli ÅŸirket Afganistan’da petrol ve gaz araÅŸtırmaları, metalürji, haberleÅŸme, nakliye ve elbette askeri malzemeler gibi çeÅŸitli alanlarda faaliyet gösteriyor.
 
Çin’in hedefi Hint Okyanusu’ndan Orta Asya’ya kadar uzanan “dost” bir blok oluÅŸturmak. Ä°ran Çin Halk Cumhuriyeti’nin bu bloÄŸu oluÅŸturmasına yardım ediyor; fakat Suriye’de Rusya’ya hizmet etmesinde gördüÄŸümüz gibi, eninde sonunda “büyük oyundan” atılacaktır. Ä°ran her yere yayılan bir çiçek hastalığı gibi; fakat komünist Çin’in “Ä°slami bir muadilini” masaya oturtması bu sefer pek mümkün görünmüyor.
 
Analiz: Halil SilahÅŸör / Anadolu Ajansı-Analiz

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.