Özel / Analiz Haber
10 soruda Ayasofya: Semavi Eyice'nin kaleminden kadim mabedin tarihi hikayesi
Follow @dusuncemektebi2
Bizans devrinde İstanbul’un en büyük kilisesi iken fetihten sonra şehrin baş camii haline getirilen ve etrafında zamanla bir külliye teşekkül eden bu kadim mâbedin dünden bugüne geliş hikayesini, okurlarımızı Prof. Dr. Semavi Eyice'nin kaleminden okumaya davet ediyoruz
Soru: 1 Kimler yaptırdı?
Ayasofya, 4. yüzyılda putperest mabetlerin yerine ahÅŸap çatılı bazilika biçiminde bir yapı olarak inÅŸa edilmiÅŸti. Genellikle bu ilk yapının 1.Constantinus'un eseri olduguna inanılır ise de kilise ancak onun 337'de ölümünden sonra oÄŸlu Constantius doneminde bitirilerek, açılışı 15 Åžubat 360'da yapılmıştır.
Ayasofya (Hagia Sopha, Hıristiyan üçlemesinin ekanim-i selase) ikinci unsuru ogul'un bir vasfı olan mistik ilahi hikmet (sophia) mefhumu adına kurulmuÅŸtu. Patrik loannes Khrysostomos'un, Imparatoriçe Evdokia'nın gazabına uÄŸrayarak sürgüne yollanması yüzünden çıkan bir ayaklanmada 20 Haziran 404'te yanan kilise, II. Theodosius tarafından yeniden yapılıp 10 Ekim 415'te tekrar ibadete açıldı.
1935'te Prof. Dr. A. M. Schneider tarafından binanın batı tarafında yapılan kazıda, üzerlerinde havarileri temsil eden kuzu kabartmaları olan büyük blokların bu ikinci yapının giriÅŸ cephesine ait olduÄŸu kabul edilir.
II. Ä°oannis Komnenos, Meryem, Ä°sa, Ä°rini
Imparator lustinianos (527-560) aleyhine çıkan Nika (Zafer) ayaklanmasında 13-14 Ocak 532 gecesi Ayasofya bir defa daha yandı. Iustinianos, durum düzeldikten hemen sonra kilisenin yeniden yapımına giriÅŸerek, bu iÅŸle Batı Anadolulu 2 mimarı, Trallesli (Aydin) Anthemious ile Miletoslu (Söke yakınında Milet-Balat) Isidoros'u görevlendirdi.
Mısır, Suriye ve Anadolu'daki putperest yapılardan çıkarılan iÅŸlenmiÅŸ sütunlar ve çeÅŸitli yerler deki taÅŸ ocaklarından getirilen malzeme, çsğının bir kaynağının bildirdigine göre, 100 ustabaşının idaresindeki 10.000 iÅŸçinin gayretleriyle iÅŸlendi ve inÅŸaat 5 yıl sonra tamamlandı; açılış 27 Aralık 537 günü yapıldı.
Soru: 2 Nasıl yapıldı?
2 muhendis mimar, yaklaşık 77 x 21 metre ölçüsündeki Ayasofya'yı erken Hıristiyan dönemin dini yapılarında uygulanan, batı-dogu ekseni üzerinde 2 destek dizisi ile uzunlamasına 3 sahna (nefe) ayrılan bazilika planında yapmakla beraber, orta mekânın üstünü, köÅŸe pandantifleri ile esas kabuÄŸu ÅŸiÅŸmiÅŸ bir yelken gibi bir bütün teÅŸkil eden ve çapı 31-33 metreyi bulan büyük elips bir kubbe ile örtme yoluna gitmiÅŸlerdi.
Her ne kadar geç Roma Imparatorluk dönemi mimarisi çapı 30 metreyi aÅŸan kubbeler yapmış ise de, bunlar yuvarlak dış duvarlı binaların üstlerine tencere kapagı gibi örtüyordu. Halbuki Ayasofya'da statik bakımdan tamamen deÄŸiÅŸik bir sistem uygulanmış ve kubbenin orta nef'inin 4 büyük payesine dayanan, 4 büyük kemere oturması saÄŸlanmıştır. Bu, o vakte kadar hiçbir mimarın düÅŸünmediÄŸi veya bu ölçüde bir binada cesaret edemediÄŸi çok cüretli bir uygulama idi.
Büyük kubbe kitlesinin baskısını karşılamak üzere, batı-doÄŸu ekseni üzerinde, kademeler halinde alçalan ve baskıyı önce 2 yanına, bunların da her birini 3'e bölen yarım kubbeler (batıda 2 yarım kubbe ve 1 tonoz olacak ÅŸekilde) yapılmıştı. Halbuki yanlarda, kuzey ve güneyde kubbenin baskısı, galerilerde yan duvarlardaki pâyeler, sütunlar, kemerler ile tonozlar yardımıyla karşılanmıştı.
Bu ölçüde ve zemin planı bu tertipte olan bir yapıyı, bu derecede büyük bir kubbe ile örtmek büyük cesaret iÅŸi idi. Statik bakımdan bu ağırlığı çok güç karşılayan Ayasofya, gerek Bizans, gerek Osmanlı döneminde, duvarlarına dışarıdan eklenen büyük destek payandalarının yardımıyla bugüne kadar ayakta kalabilmiÅŸtir.
Nitekim 577 yılındaki ÅŸiddetli deprem sonrasında, 7 Mayıs 578'de büyük kubbenin diÄŸer tarafının çökmesi üzerine, ilk mimarlardan Isidoros'un yeÄŸeni genç Isidoros, kubbeyi öncekine nazaran 6,25 metre kadar yükseltmek ve ana kemerlerin köÅŸelerindeki küresel üçgenleri (pandantifler) ayrı geçiÅŸ unsurları yapmak suretiyle örtü sistemini deÄŸiÅŸmiÅŸtir. Böylece tamiri tamamlanan kilise 24 Aralık 562'de yeniden açılmıştır.
Çıkış mozaiÄŸi. Justinianus, Meryem ve Büyük Konstantin
Soru: 3 Ayasofya nasıl cami oldu?
Åžehrin en büyük 2 kilisesinden birincisi olan Ayasofya, Ä°stanbul'un 1453'te fethinin hemen ardından, fetih yoluyla alınan her yerde uygulanan usul gereÄŸince camiye çevrildi.Tursun (Tur-1 Sina) Bey'in yazdığına göre, kubbeye kadar çıkan Fatih Sultan Mehmed, yapı ve çevresinin harap görünüÅŸü karşısında, meÅŸhur Farsça beyti söylemiÅŸtir. PadiÅŸah, Ayasofya'nın tahribini önlemiÅŸ, burada ilk namazı kıldıktan sonra, hayratının ilk eseri olarak buraya vakıflar tahsis etmiÅŸ; yanına da ayrıca, sonraları pek çok deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸrayan bir medrese yaptırmıştır. Fatih'in vakfiyelerinden öÄŸrenildiÄŸine göre, caminin çeÅŸitli hizmetlerinde 62 kiÅŸi bulunuyordu.
Ayasofya'daki en son deÄŸiÅŸiklik ise 19. yüzyılda yapılmıştır. Ayasofya Camii'nin ilk minaresi, batıdaki yarım kubbenin 2 tarafinda bulunan ağırlık kuleciklerinden güneydekinin üstüne ahÅŸap olarak yapılmış ancak 1573 yılı tamirinde kaldırılmıştır. Yapılan etraflı incelemede, minare olarak ağırlık kulelerinin kullandığı anlaşılmıştır.
Caminin güneybatı köÅŸesindeki tuÄŸla minarenin Fatih devrine ait olduÄŸu söylense de, bunun II. Bayezid devrinde yapılmış olması bizce daha muhtemeldir. Çünkü camiiII.Bayezid devri özelliÄŸi taşır. II. Bayezid dönemine ait olduÄŸu iddia edilen, Bâb—ı Hümayun karşısında, güneydoÄŸu köÅŸesindeki yivli minarenin ise, Edirne'deki Selimiye Camii minarelerine çok benzemesi sebebiyle, Mimar Sinan'ın eseri olduÄŸunu, dolayısıyla 16. yüzyılın 2. yarısında yapıldığını tahmin ediyoruz. DiÄŸer 2 minare ise III.Murad devrine aittir ve Sinan'ın eseridir.
Türk ÅŸehirlerinin çoÄŸunda bulunan Ulu Cami Ä°stanbul'da yapılmamış, bu görevi 1934'te camilikten çıkarılıncaya kadar 480 yıl Ayasofya sürdürmüÅŸ, TürkleÅŸen Ä°stanbul'un en baÅŸta gelen Ä°slâm ibadet yeri olarak özel bir deÄŸere sahip olmuÅŸtur. Nitekim Kadir geceleri burada baÅŸka hiçbir camide rastlanmayacak bir ihtiÅŸam içinde kutlanırdı. Endeun Tarihi'ni yazan Tayyarzâde Ata Bey'in belirttiÄŸine göre, padiÅŸahlar Kadir gecelerinde teravih namazı için büyük bir merasimle Ayasofya'ya gelirlerdi. Ayasofya'da Bayram namazı kılmak da makbul bir olaydı.
Soru: 4 Padişahlar Ayasofya'yı nasıl şekillendirdi?
Kanuni Sultan Süleyman devrinde Budin'in fethi (1526) üzerine, oradaki baÅŸkiliseden (katedral) alınan tunç ÅŸamdanlar üzerine manzum birer kitabe kazınarak Ayasofya'da mihrabın 2 yanına yerleÅŸtirildi. Sultan II. Selim, Ayasofya'ya biyük ilgi göstermiÅŸ ve padiÅŸah oldugunda bu ibadet yerini ziyaretinde, Bizans döneminde yapının giriÅŸ holünde (narteks) mermer levhalar üzerine iÅŸlenerek duvara yapıştırılmış 1166 tarihli uzun bir imparatorluk kararnamesini tercüme ettirmiÅŸtir. Sonra bunları kaldırtarak, babası Kanuni Sultan Saleyman'ın türbesinin saçağında tersine çevrilmiÅŸ olarak kullanılmasını uygun görmüÅŸtür.
1960'ta türbenin tamiri sırasında bu levhalardan bir kısmı bulunmuÅŸ, alçıdan kopyalan alındıktan sonra yine türbedeki yerlerine konulmuÅŸtur. Alçı kopyalar ise Ayasofya'da evvelce asıllarının durduÄŸu duvara yapıştırılmış olarak görülebilir.
Sultan II. Selim zamanında, Ayasofya'nin etrasaran ve yapıya zarar veren evlerden ayıklanması uygun görülerek, gerekli istimlakler yapıldığı gibi, Hassa BaÅŸmimarı Koca Sinan tarafından destek payandaları inÅŸa olunarak, binanın çökmesi önlenmiÅŸtir. Bu vesile ile yapılan minarenin, güneydoÄŸu köÅŸedeki yivli minare oldugunu tahmin etmekteyiz. Bu sıralarda Fatih devrine ait batıdaki yarım kubbe yanında bulunan ahÅŸap minare de kaldırılmıştır. Bunların kitabeleri de Kızlaragası BeÅŸir AÄŸa tarafından yazılmıştır.
Ayasofya Medresesi ise Fatih döneminde yapılmış, sonradan yıkılmıştır. Ayrıca Hürrem Sultan'ın vakfı olarak yapılan Ayasofya Hamamı (Mimar Sinan'ın eseridir), I. Mahmud'un yaptırdığı imaret, kütüphane, harikulade güzellikteki ÅŸadırvan, aÅŸhane imareti, hazine binası (zahire ambarı yapılmıştır) sibyan mektebi ile Bab-ı Humayun'a açılan imaret kapısı Osmanlıların Ayasofya'ya en degerli katkılardır. Bunların kitabeleri de Kızlaragası BeÅŸir AÄŸa tarafindan yazılmıştır.
Hürrem Sultan'ın vakfı olarak yapılan Ayasofya Hamamı (Mimar Sinan'ın eseridir)
Soru: 5 Türbelerde kimler yatıyor?
Åžehrin Ulu Camii durumunda olan Ayasofya'nın etrafindaki padiÅŸah türbelerinin yapımına da bu sırada baÅŸlanmış, ilk türbe Mimar Sinan tarafından, 1574'te olen II. Selim için inÅŸa edilmiÅŸtir.
Bu gelenek sonraları da sürdürülmüÅŸ, Ayasofya'ya önemli ilaveler yaptıran ve 1595'te ölen III. Murad'ın türbesi de Hassa mimarı Davud AÄŸa tarafından II. Selim'in yanına yapılmıştır. III. Murad zamanında, Ayasofya'nın kuzey tarafında yükselen kalın gövdeli 2 minare inÅŸa edilmiÅŸ, ince ve zarif mermer iÅŸçiliÄŸi gösteren minber, kürsü ve mahfil ile çini kaplı hünkar mahfili yapılmış: Bergama'da bulunan. Ilk Çag'dan kalma ve yekpare mermerden oyulmus 2 büyük küp getirtilerek, cami içine ÅŸadırvan olarak yerleÅŸtirilmiÅŸtir.
Bergama'dan getirilen küpler
III. Mehmed'in ölümünden sonra da onun için Mimar Dalgıç Ahmed AÄŸa üçüncü büyük türbeyi inÅŸa etmiÅŸtir.
Her 3 türbe de Osmanlı dönemi Türk mezar sanatının en muhteÅŸem anıtlarından sayılır. Türbelerin etrafına da hanedandan birçok kimse gömülmüÅŸ, burada ayrıca ÅŸehzadeler için küçük bir türbe inÅŸa olunmuÅŸtur. 1617'de tahta çıkan, fakat 3 ay sonra ÅŸuuruna sahip olmadığı anlaşılarak tahttan indirilen Sultan I. Mustafa 1622'de tekrar padiÅŸah yapılmıştır. 1 sene 4 ay sonra yeniden hal edilince 16 yıl sarayda kapalı tutulup 1639'da ölmüÅŸ, naaşı da Ayasofya'nın yanında, fetihten beri kandil yaÄŸlar deposu olarak kullanılan eski vaftizhanenin acele olarak türbeye dönüÅŸtürülmesiyle buraya gömülmüÅŸtür.
9 yıl sonra, 1648'de Sultan Ibrahim de aynı türbeye defnolunmuÅŸtur. Bazı ÅŸehzadeler ile hanedandan kadın ve kızlar da burada yatmaktadır.
Hünkar Mahfili
Soru: 6 Nasıl müze yapıldı?
Bütün bu tamir ve destekleme gayretlerine raÄŸmen Ayasofya ÅŸiddetli depremlerden zarar görüyordu. Nitekim 10 Temmuz 1894 depreminde yarım kubbeler ile tonozlardaki sıvalardan büyük parçalar mozaiklerle birlikte düÅŸmüÅŸ. cami uzunca bir süre kapalı kalmıştır. Evkaf Nezareti 1910 yılına doÄŸru topladığı uluslararası heyetten, mimar Kemalettin Bey'in baÅŸkanlığında Ayasofya'nın durumu hakkında raporlar almış, fakat uzun savaÅŸ yılları yüzünden bir giriÅŸimde bulunulmamıştır. (Ä°ngiliz mimar Jackson'un bir raporu vardır. Henri Prost da Ayasofya'nın rölövelerini çıkarmıştır.)
1. Dünya Savaşı'nın ardından Istanbul'un iÅŸgali yıllarında. Ayasofya'yı tekrar kilise yapmak isteyen bazı yabana güçlerin bir oldubitti yapmasını önlemek üzere, burada küçük bir Türk askeri birliÄŸi hazır tutulmuÅŸ ve Rumların giriÅŸimleri engellenmiÅŸtir.
Cumhuriyet'ten sonra 1926'da yine yerli ve yabancı uzmanlardan Ayasofya'nın karşı karşıya olduÄŸu tehlikeler ve tamir esaslarına dair raporlar istenmiÅŸtir. Amerikalı Thomas Whittemore (1871-1950), 1931'de Ayasofya'nın mozaiklerini meydana çıkarmak üzere izin almış ve çalışmalara 1932'de baÅŸlanmıştır.
1934'te Atatürk'ün binanın müze yapılmasını teklif etmesi üzerine, Milli Egitim Bakanı Abidin Özmen ertesi gün, binanın Vakıflar'dan kendi bakanlığına devrini isteyen ilk yazıyı yazmış ve 1 Åžubat 1935'ten itibaren Ayasofya resmen Müzeler Ä°daresi'ne baÄŸlanmıştır.
Amerikan Bizans Enstitüsü binanın rölövesini çıkartıp mozaiklerin üzerini açarken, 1936'da Alman Arkeoloji Enstitüsü Ayasofya'nın batı cephesi önündeki kazıyı yapmıştır. Müze müdürü Muzaffer RamazanoÄŸlu 1945-55'te iç ve dış kısımda bazı araÅŸtırmalar yapmış ise de bunlar yeteri kadar tanıtılmadan kalmıştır.
Son yıllarda da bazı yerlerde temizlik ve araÅŸtırmalar gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir; fakat bu yaÅŸlı bina bugün çok ciddi problemlerle karşı karşıya bulunmaktadır. Bizans Eserleri Müzesi yapma giriÅŸiminde bulunulmuÅŸsa da bu giriÅŸim tepki çekmiÅŸtir. Istanbul'dan çeÅŸitli Bizans parçaları toplanarak bu iÅŸe baÅŸlanmıştır. Evdoksiya'nın meÅŸhur gümüÅŸ kaplamalı heykelinin kaidesi de oraya getirilmiÅŸtir.
Soru: 7 Osmanlı'nın son restorasyonunda neler yapıldı?
Câbi Said Efendi'nin yazdığına göre, Sultan II.Mahmud zamanında H. 1224 (1809/10)'te Ayasofya bir tamir daha görmüÅŸtür. Fakat en geniÅŸ kapsamlı tamir, Sultan Abdulmecid'in emriyle 1847-49 yılları arasında gerçekleÅŸmiÅŸtir. BaÅŸlangıçta basit bir tamir düÅŸünülmüÅŸken, sonra iÅŸlerin büyütülmesi uygun görülerek, çalışmaların idaresi Italyan Isviçre'sinden Gaspare Trajano Fossati (1809-1883)'ye havale edilmiÅŸtir.
Gaspare Trajano Fossati
Ä°stanbul'a 1837'de gelen Fossati, kardeÅŸi Giuseppe ile daha birçok memleketlisini de yardımcı almış; ortalama 800 iÅŸçi çalıştırmak suretiyle yapıdaki çatlaklar, tehlikeli yerler o yılların teknigi ile giderilirken, iç ve dış süslemesi de bütünüyle elden geçirilmiÅŸtir. Bu arada kuzey taraftaki medrese 2 katlı olarak yeniden yapılmış, avlunun dış duvarı düzenlenmiÅŸ, güney tarafa kubbeli bir muvakkithane inÅŸa edilmiÅŸtir.
Duvarlardaki mozaik resimler temizlenerek meydana çıkarılmış, sonra tekrar kapatılmış, Teknecizade'nin yazdığı kare çerçeveli yazı levhaları indirilerek yerlerine Kazasker Mustafa Izzet Efendi'nin yazdığı dev ölçüdeki yuvarlak levhalar asılmıştır. Fossati, Hünkar mahfilini de kaldırarak bunun yerine bugün görülen Neo-Bizans üslubundaki ve sütunlara alınan loca biçimindeki mahfili yapmış, dış giriÅŸ ile mahfil arasına bir 19. yüzyıl sarayı görünümünde olan Kasr-ı Hümayun'u da inÅŸa etmiÅŸtir.
Çalışmalar bittiÄŸinde Hicri 1265 yılı Ramazan'ının ilk cuması (13 Temmuz 1849) çok büyük bir törenle açılış yapılmış, bu vesile ile yine Fossati'nin çizdiÄŸi bir taslaÄŸa göre bir hatıra madalyası da bastırılmıştır. Lanzoni adındaki mozaikçi de, dökülmüÅŸ tanelerden Sultan Abdülmecid'in mozaik bir tuÄŸrasını yapmıştir. Topkapı Sarayı'nın deposunda buldurulan bu tuÄŸra ÅŸimdi esas giriÅŸin yanında asılıdır.
Ayasofya'nın tamiri tamamlandığında Sultan Abdülmecid'in açılışını yaptığıilk Cuma Selamlığı
Soru: 8 Mozaikleri kim tahrip etti?
Ayasofya’nın 6. Yüzyılda yapılan mozaik süslemesi hakkında yeterli bilgi yoktur. Tezyini moziklerin olduÄŸu bilinmekle beraber, insan tasvirli olanların varlığına dair bir ipucu elde edilememiÅŸtir. Yalnız kubbenin ortasında büyük bir haç olduÄŸu bilinir. Ayasofya'nın mozaikleri, resim duÅŸmanı dönem (lkonoklasm) 842'de kapandıktan sonra yapılmaÄŸa baÅŸlanmış ve peyderpey sürmüÅŸtür.
Ä°stanbul 1453'te fethedilip Ayasofya cami haline getirildiÄŸinde bütün mozaiklerin üzerlerinin kalın bir badana tabakası ile kapatıldığı yolundaki iddia tamamen yanlıştır. Bu dönemde Ayasofya'nın içine giren yabancı seyyahlar çeÅŸitli yerlerde mozaiklerin görünebildiÄŸini bildirirler. Ancak bazı yerlerdeki figürlerin yüzleri badana ile kapatılmıştır. Ä°sveç kralı XII. Karl'ın subaylanndan Cornelius Loos, 1710'da Istanbul'da bulunduÄŸu sırada çizdigi resimlerde mozaiklerden bazılarını iÅŸaretlemiÅŸtir.
Ayasofya'da mozaiklerin bütününün badana ile örtülmesi 18. yüzyıl ortalarından itibaren cereyan etmiÅŸtir. Baron de Tott, 1755'te mozaiklerin üstlerinin kapatılmış olduÄŸunu ve bazı parçaların sökülerek cami hizmetlerince bahÅŸiÅŸ karşılığı yabancılara verildiÄŸini bildirir.
Fossati 1847-49 yıllarında tamir çalışmalar yaparken çeÅŸitli yerlerde mozaikler bulmuÅŸ ve Sultan Abdülmecid'in emri ile bunların üzerlerini açmıştır. PadiÅŸah önce bunların açık bırakılmaların düÅŸünmüÅŸ fakat sonra bazı tepkilerden çekinerek, "Bir daha kim bilir ne zaman açılırlar" diyerek üzerlerinin badana tabakası ile örtülmesi için emir vermiÅŸtir.
Thomas Whittemore tarafindan 1932'de baÅŸlatılan çalışmalar ile peyderpey mozaiklerin temizlenip açılmasına giriÅŸilmiÅŸ, fakat 1847-49'da bulunan, hatta desenleri çizilen bazı resimlere rastlanmamıştır. Bunların 1894 depreminde döküldükleri tahmin edilir. Whittemore, çalışmalarına dair raporunda "...mozaiklerde hiçbir kasıtlı tahrip ve yüzlerin zedelenmesi izine rastlamadık..." dedikten sonra ÅŸu sözleri ekler:
"Depremler ve zaman, binayı mozaik resmi sanatının birçok ÅŸaheserlerinden mahrum bırakmıştır; fakat kalanlar Ayasofya'yı kullandıkları 500 yıl boyunca Türkler tarafından daima korunmuÅŸtur." Bu sözlere ÅŸu cümle eklenmelidir: Yapılan tahripler, hatıra götürmek isteyen yabancıların istek ve teÅŸviklerinden doÄŸmuÅŸtur.
Soru: 9 Gaspare Trajano Fossati kimdir?
Ä°talyan mimar Gaspare Trajano Fossati. 7 Ekim 1809'da Guney Isviçre'nin Italyanca konuÅŸulan Ticino (Tessin) kantonunda Morcote’de dunyaya geldi. Milano'da Neo-Rönesans üslubunun öÄŸretildigi Brera Akademisi'ne gitti. O dönemde Çarlık Rusyası Neo-Rönesans mimarisini tercih ediyordu. Bu yüzden genç mimarlar Brera Akademisi'nde okuyup para kazanmak üzere Rusya'ya gitmeyi tasarlıyorlardı. Fossati de bu akıma uyarak 1827'de bu akademiden mezun olduktan sonra Rusya'ya gitti ve burada birkaç bina yaptı.
Yanan Rus sefareti yerine yeni ve gösteriÅŸli bir elçilik binası yapılmasını tasarlayan Çarlık'ın isteÄŸi üzerine Rus pasaportuyla Istanbul'a gelip mevcut Rus KonsolosluÄŸu binasını inÅŸa etti. Bundan sonra Ä°stanbul'da yeni sipariÅŸler aldı. Ülkemizde üstlendigi en önemli görev ise Ayasofya'nın tamiri olmuÅŸtur. Sultan Abdulmecid, o devirde Osmanlı Devleti'nin bütün inÅŸaatlarını yapan ünlü Balyan ailesine bu iÅŸi vermeyerek Batılı bir mimarın yapmasını uygun görmüÅŸtür.
Fossati, bu çok yaÅŸlı binayı ayakta tutabilmek için galerilerde ÅŸakulünden kaymış 12 sütunu düzeltmiÅŸ, kubbedeki büyük çatlakları doldurmuÅŸ, bu kısmı destekleyici önlemler aldı. Ayrıca Ayasofya'nın duvarlarındaki mermer kaplamaları temizleyip cilalatmış, eksik kısımları ise alçı ile tamamlamıştı. Ancak tonoz ile kemerlerde ayıklamalar yapıldıgında badana tabakalan altından eski Bizans mozaiklerinin meydana çıktigi görüldü.
Fossati ilk mozaiÄŸe rastladığında Sultan Abdulmecid'i Ayasofya'ya davet etti. Hünkarın bu resimlerin ortaya çıkarılmasını istemesi üzerine de mozaikleri temizletti.
Bu sırada yapılan çalışmalarda bezeme mozaikleri açık bırakılarak sadece eksik kısımlar boya ile tamamlandı ve aralardaki Hıristiyan alâmetleri de boya ile örtüldu. Binanın içine iskeleler kurularak nakışlar yenilendi, yeni kandiller takıldı, kıble duvarındaki pencerelere bir Türk ustanın eseri olan revzenler yerleÅŸtirildi. Kazasker Mustafa Izzet Efendi'nin cami içinde yazdıgı devasa ölçüde yuvarlak 8 levha, önceki hattat Teknecizade’nin kare ÅŸekilli levhaların yerlerini tutmak üzere ana pâyelere asıldı.
Fossati, caminin içinde mihrabın solunda bulunan ve duvarı güzel çinilerle kaplı olan hünkar mahfilinin yerine de 6. yüzyılın Bizans mimarisinden alınma unsurlarla bezenmiÅŸ, sutunlara oturan bir köÅŸk halinde çıkıntı teÅŸkil eden yeni bir hunkâr mahfili yaptı.
Ayasofya'nın, esası Fatih dönemine ait medresesini 19. yüzyıl üslubunda yeniden inÅŸa etti, ayrıca yan avlu kapısına komÅŸu olarak bir de muvaklithâne yaptı.
Fossati'nin Ayasofya'daki çalışmaları 13 Temmuz 1849'da tamamlandı ve cami 1265 yılının Ramazan ayının ilk cuma günü (27 Temmuz 1849) büyük bir törenle açıldı.
1847 proje tarihli ReÅŸit PaÅŸa Sahilsarayı (bugün Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi)
Fossati, Ayasofya'nın önünde yeni bir Darulfünun binası inÅŸaatını sürdürürken devlet ileri gelenleri için de yalılar ve konaklar yapıyordu. 1847'de Sadrazam ReÅŸid PaÅŸa için bir yalı, 1850'de Kamil Bey için bir ev, aynı yıl Hollanda sefareti için yeni bir bina ile Osmanlı Hariciye nâzırı için bir yalı yaptı. 1856'da, Harbiye'de Pangaltı'dan Büyükdere'ye kadar bir tren hattı döÅŸenmesini teklif ederek bunun maliyetini ve programını da açıkladı. Aynı yıl Ä°ran Devleti için CaÄŸaloÄŸlu semtinde bugün de aynı maksatla kullanılan elçilik sarayını inÅŸa etti.
1858 yılında memleketi Morcote'ye dönen ve 1862 yılında Milano'ya yerleÅŸen Gaspare Trajano Fossati, Morcote'de Türkiye'den getirilmiÅŸ eÅŸya ile döÅŸenmiÅŸ olan evinde 5 Eylül 1883 günü hayata gözlerini yummuÅŸtur.
Soru 10 Fossati Albümü'nün özellikleri nelerdir?
Fossati'nin Ayasofya'daki çalışmaları 13 Temmuz 1849'da tamamlandı ve cami 1265 yılını Ramazan ayının ilk cuma günü (27 Temmuz 1849) büyük bir törenle açıldı. Bu vesile ile Ingiliz hakkak ve fotoÄŸraf ustası J. Robertson'a yaptırılan bir de hâtıra madalyası basılmıştır.
Ayasofya'da çalışmalar sürerken Istanbul'a gelen W. Salzenberg adındaki Prusyalı bir mimar 1848 yılının Ocak-Mayıs aylarında kurulmus iskelelerin yardımıyla tarihi binayı iyice inceleme imkânını elde ederken meydana çıkarılan mozaiklerin de desenlerini çizdi.
Halbuki Fossati, Ayasofya'nın restorasyonu döneminde meydana çıkan mozaikleri renkli büyük bir albüm halinde neÅŸretmeyi tasarlamış ve bunun için Rus çarından 6000 ruble istemiÅŸti. Çarın hediye olarak sadece bir yüzük göndermesi üzerine bu defa Fossati mozaikleri bir kenara bırakarak Ayasofya'nın iç ve dış görünüÅŸleriyle çevresini gösteren bir albüm hazırlayıp bunu Sultan Abdülmecid'den saÄŸladığı ihsanla 1852'de Londra'da bastırdı.
Ä°çinde renkli 25 levha bulunan bu eser, üstünde padiÅŸahın tuÄŸrası olmak üzere sultanın yardımlarıyla meydana getirildiÄŸini bildiren çok süslü bir baÅŸlık sayfası ile yayımlandı. 36 x 53 cm ölçülerinde in folio (gazete) boyutundaki bu albümün 1980'de çok ufak boyda bir tıpkıbasımı yapıldı. Fakat her nedense bu baskıda Sultan Abdülmecid'e ÅŸükranları ifade eden baÅŸ sayfaya yer verilmemiÅŸtir.
Fossati'nin albümü yayımlandıktan az sonra, 1854'te Salzenberg de Ayasofya mozaiklerinin resimlerini büyük bir albüm halinde bastırdı ve bu olay diplomatik çekiÅŸmelere kadar uzanan bir polemiÄŸe yol açtı.
Fossati albümünün bu yeni yayını faydalı bir hizmet olarak takdirle karşılanmalıdır.
G. Fossati’nin Ayasofya albümünün, Sultan Abdülmecid’in yardımıyla basıldığını bildiren baÅŸ sayfası
Yayına Hazırlayan: Hasan Nurhan Çelik / DüÅŸünce Mektebi
___________________________________________________
Yararlanılan Kaynaklar:
Derin Tarih Ayasofya Camii Özel Albümü
Türkiye Diyanet Vakfı Ä°slam Ansiklopedisi
Wikipedia
Sanat Kavramı Web Sitesi
T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Web Sitesi
Henüz yorum yapılmamış.