Güncel
Çin kamplarda tuttuğu Uygurları kendi suçlarını seçmeye zorluyor
Follow @dusuncemektebi2
Çin hükümetinin toplama kamplarındada tuttuğu Doğu Türkistanlı Uygurları, kendi "suçlarını seçmeye" zorladığı ortaya çıktı.
Almanya merkezli Deutsche Welle (DW) televizyonu Çin'in DoÄŸu Türkistanlı Müslümanlara uyguladığı zulmü anlatan detaylı bir haber yayımladı. DW'de yer alan haber, Çinli yetkililerin toplama kamplarında asimile etmek için tuttukları Müslüman azınlığa, 75 suçtan oluÅŸan bir liste verdiÄŸi ve tutsakların bu suçlardan birini zorla seçmeye zorlandığını ortaya koydu.
Bir Uygur kadını elindeki fotoÄŸrafa bakıyor. FotoÄŸrafta yüksek çitlerle çevrili bir bina öbeÄŸi görünüyor. Ä°ÅŸaret ettiÄŸi bir binada, hukuki bir dayanağı olmayan, yargılanana savunma imkanı dahi tanınmayan göstermelik "mahkemelerin" bulunduÄŸunu anlatıyor. AÄŸlamaya baÅŸlıyor...
Bir Çin eÄŸitim kampında yaÅŸadıkları gözünün önüne geliyor. DespotluÄŸu, sorgulamaları, çoÄŸunlukla aynı hücreyi paylaÅŸtığı kadınların nasıl uykularından sıçrayarak uyandığını, pisliÄŸi ve sürekli duyduÄŸu korkuyu hatırlıyor. Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nden bu kadın, bölgedeki Müslüman azınlığa mensup. Pekin, Çin kültüründen çok komÅŸuları Kırgızlar ya da Kazakların kültürüne yakın olan Uygurları sistematik bir ayrımcılığa maruz bırakıyor.
Çin polisi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yoÄŸun bir varlık gösteriyor
Çin hükümetinin bu politikasının gerekçesi ise, Uygurların bir "güvenlik tehlikesi" oluÅŸturması. 2009’da Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin baÅŸkenti Urumçi'de Han Çinlilerine karşı düzenlenen protestolarda en az 140 eylemci öldürüldü. 2014'de ise bir markete düzenlenen bombalı saldırı onlarca insanın ölümüne neden oldu. Pekin, iÅŸte bu "terör tehlikesini" eylemlerine gerekçe gösteriyor.
EĞİTÄ°M KAMPLARINDAKÄ° SÖZDE MAHKEMELER
2016 yılının sonlarına doÄŸru Çin Hükümeti, Uygurlara karşı tavrını giderek sertleÅŸtirmeye baÅŸladı. O tarihten bu yana, bir gözaltı merkezleri ve hapishaneler ağı oluÅŸturuldu. Ä°nsan hakları örgütleri ve aktivistler, bu kamplarda en az bir milyon kiÅŸinin tutulduÄŸunu tahmin ediyor. Bir kamptan tahliye olan bir kiÅŸi ise adım adım izleniyor, çoÄŸunlukla da kısmen aralarında Almanya’nın da olduÄŸu yabancı firmalar için üretim yapan fabrikalarda çalışmaya zorlanıyor.
Pekin, aşırıcı fikirlerle mücadele edilen "gönüllü eÄŸitim merkezlerinden’" bahsetse de, gerçekte Uygurlar bu kamplarda dini inançları ve kültürlerini terk etmeye ve Mandarin dilini öÄŸrenmeye zorlanıyor. Sızdırılan bazı hükümet belgeleri de bu iddiaları doÄŸruluyor.
KENDÄ° SUÇLARINI SEÇMEYE ZORLANIYORLAR
Tutuklamalar ise oldukça keyfi gerçekleÅŸiyor: Rafta bulunan bir Kur’an-ı Kerim bile insanların aylarca, hatta yıllarca ortadan yok edilmesi için yeterli olabiliyor. Bu kiÅŸinin neden ortadan kaybedildiÄŸine iliÅŸkin ise çalışma arkadaÅŸları ya da yakınları yalnızca tahmin yürütebiliyor.
DW'nin aylar süren araÅŸtırması, kimi vakalarda tutsakların kendi suçlarını seçmek zorunda kaldığını ortaya çıkardı. GözyaÅŸlarına hakim olamayan Uygur kadını bir gün kendisine 75 suçtan oluÅŸan bir liste verildiÄŸini ve bunlardan birini seçmeye zorlandığını anlatıyor. Yani, neden bu kampta tutulduÄŸunu, kampa alındıktan sonra kendisi belirlemek zorunda bırakılmış.
Üç eski tutsak daha bu listedeki suçların genellikle günlük hayatta suç teÅŸkil edebilecek ÅŸeyler olduÄŸunu kaydediyor. Bunların arasında baÅŸörtüsü takmak, ibadet etmek ya da yurtdışındaki akrabalarıyla iletiÅŸime geçmek bulunuyor.
DÄ°NÄ° VE KÜLTÜREL ETKÄ°NLÄ°KLER CEZALANDIRILIYOR
Güvenlik gerekçesiyle ismini açıklamadığımız eski tutsak kadın, "Bunlardan hiçbirini yapmadığımı onlara söyledim, ama yine de beni bir tanesini seçmeye zorladılar. Bizi tehdit ettiler: Bunlardan birini seçene kadar burada kalacaksın dediler" diye konuÅŸuyor.
KonuÅŸtuÄŸumuz diÄŸer eski tutsaklar gibi o da Kazakistan’da yaşıyor. Buradaki hükümetin ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki akrabalarının baskısının Çin hükümetinin ülkeden çıkışını onaylamasında etkili olduÄŸunu tahmin ediyor. Ancak buradaki oturumu henüz garanti deÄŸil ve geride kalan akrabalarının güvenliÄŸinden endiÅŸe ediyor. Daha önce eÅŸiyle Kazakistan’a taşındığını, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki bir akraba ziyaretinde ise tutuklandığını ve kampa gönderildiÄŸini anlatıyor. Buradaki suç listesinden seçtiÄŸi ise "yurtdışı ziyareti" olmuÅŸ.
Eski tutsaklar, "suçlarını seçtikten" sonra açık savunma ve itiraz hakkının olmadığı göstermelik bir mahkemeye çıkartıldıklarını anlatıyor. Prosedürün kamptan kampa deÄŸiÅŸtiÄŸi anlaşılıyor, kimi kamplarda tutsaklar tek tek yargılanırken, bazı kamplarda toplu yargılamalar gerçekleÅŸiyor.
Daha sonra da gözaltına alınanlara dava sonucu ve ceza süreleri bildiriliyor. Ä°ki yıl cezaya çarptırılan eski tutsak, daha sonra mahkumların, "Ä°ÅŸlediÄŸim suçtan piÅŸmanım ve bu kabahati bir daha tekrarlamayacağıma söz veriyorum" demek zorunda bırakıldığını anlatıyor. Kendi davasında karar açıklandığında, "iki yıla ben ölmüÅŸ olurum" diye düÅŸündüÄŸünü anımsıyor. Yine de on yıl ve üzerine mahkum edilenleri anımsadığında ÅŸanslı olduÄŸunu teslim ediyor.
Dört eski mahkumun dördü de en uzun cezaların, listeden "düzenli olarak dua etmek" gibi "dini kabahatleri" seçenlere verildiÄŸini söylüyor. Bu tutsakların geceleri yattıkları yerden ya da sınıflardan alınıp götürüldüklerini anlatan eski mahkumlar bu kiÅŸilerin nereye götürüldüklerini bugün dahi bilmediklerini söylüyor. Ä°çlerinden biri, "EÄŸitim kampları soru sorulabilecek yerler deÄŸil" diyor.
Çin'de yerleri tespit edilen Uygur eÄŸitim kampları (ArÅŸiv)
DW’nin üç ayı aÅŸkın süre birbirlerinden bağımsız olarak görüÅŸmeler yürüttüÄŸü eski mahkumlar, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki üç ayrı kamptaki mahkemelere tanık olduklarını anlatıyor. DW’nin araÅŸtırma ekibi, uydu görüntüleri ve kamuya açık bazı kaynaklardan bu kampların yerini tespit etmeyi baÅŸarıyor.
ÇÄ°N'Ä°N CEVABI
Berlin’deki Çin BüyükelçiliÄŸi’ne ve Pekin’deki DışiÅŸleri Bakanlığı’na defalarca yöneltilen detaylı sorular cevapsız kalıyor. Berlin’deki diplomatik temsilcilik sorularımıza cevap vermek yerine 2019 yılının sonunda BüyükelçiliÄŸin web sitesinde yayımlanmış "Sincan Uygur Özerk Cumhuriyeti Konusuna iliÅŸkin Bazı Gerçekler" baÅŸlıklı açıklamanın linkini gönderiyor.
Açıklamada, bölgede gözaltı kamplarının olmadığı, yalnızca (mesleki) eÄŸitim yerleÅŸkelerinin bulunduÄŸu belirtiliyor. Bu yerleÅŸkelerde, "terör ve aşırıcı düÅŸüncelerin yoldan çıkarttığı, ancak henüz ciddi zararlara neden olmamış kiÅŸilere yardım edildiÄŸi" öne sürülüyor. Açıklamaya göre, buradaki amaç ise, "bu kiÅŸileri doÄŸru yola ileterek, onları terörden ve aşırıcılıktan korumak ve Uygurların mutlu bir yaÅŸam sürebilmeleri için yaÅŸam kalitelerini artırmak ve onlara güvenli bir meÅŸguliyet saÄŸlamak."
Henüz yorum yapılmamış.