Kim kime değer dayatıyor?
Hepsinin toplamı şu sonuca çıkıyor: İnsan hakları dünyamızda nefes alamıyor. İsrail'de Filistinliler Suriye'de Suriye halkı, ABD'de Zenciler, İran nedeniyle İran halkı ve ilaveten civar ve bölge halkları nefes alamıyor. Çin nedeniyle Hong Kong ile birlikte Doğu Türkistan halkı nefes almakta zorlanıyor. Dünya her yanı çepeçevre saran zulüm nedeniyle nefes alamıyor. Floyd mikro düzeyde bir dünya fotoğrafıdır.
'Ä°nek tökezlediÄŸinde bıçak çekenleri çok olur' diye Arapça bir deyim var. Ä°nsan tökezlemeye görsün etini çekiÅŸtirenler bol ve çok olur. ABD bir bahar ile karşı karşıya. Kimileri buna 'Amerikan baharı' adını veriyor. Artık bazı kesimlerin açıktan zulme tahammülü kalmadı ve tepki veriyor. Bakalım ÅŸimdiye dek 23 eyalete sıçrayan toplumsal olaylar nasıl dinecek ve ABD'nin geriye gidiÅŸi durdurulabilecek veya faÅŸizmin ayak seslerini bastırabilecek mi? 1960'lı yıllara kadar ABD adı konmamış 'beyaz çoÄŸunluk rejimi' idi. ABD çok yüzlü ve çok karakterli bir ülkedir. Bir taraftan beyaz çoÄŸunluk rejimi olarak bazen de kaynaÅŸtırma potası, kazanı (melting pot) olarak anılıyor. Bazen biri bazen öteki yüzeye, öne çıkıyor ama her ikisi de kaybolmuyor ve zeminde saklı olarak yüzeye çıkacağı zamanı kolluyor, bekliyor. Beyaz çoÄŸunluk rejimi ifadesini o dönemde beyaz azınlık rejimi olarak anılan Güney Afrika rejimine nazaran veya kıyasla söylüyoruz.
ABD Trump döneminde gerçekten de tökezliyor. MeÅŸhur ifadesiyle altını tutamıyor. Buna çöküntü de denebilir. Esat rejimi nasıl ki Arap Baharı sonrası çöküntüye girmiÅŸse ABD de arkası kesilmeyen ırkçı olaylarla birlikte çöküntü haline geçmiÅŸtir. Esat'ın karşılaÅŸtığı Arap Baharından sonra pekala Trump da zenci baharıyla karşılaÅŸabilir. Beyaz adam veya Anglo Sakson blok (WASP) ahlaki üstünlüÄŸünü kaybedeli çok olmuÅŸtur. DiÄŸer alanlarda da üstünlüÄŸünü kaybetmektedir. Korona vebası bunun habercisi olmuÅŸtur. Korona virüsüyle ilgili mücadelede Anglo Sakson (Ä°ngiltere-ABD) ikilisi adeta zemin kaybetmiÅŸ, yere çakılmıştır.
Åžimdi de George Floyd adlı siyahinin bir beyaz ırkçı polis tarafından taammüden derdest edilmesi, ümüÄŸüne çökülerek boÄŸulması haklı olarak bu ülkede duyarlı insanları ayağı kaldırmış ve ülke çapında infial meydana getirmiÅŸtir. Cezai iÅŸlemin uzun sürmesi ya da sonuç alınamaması ve siyasi iradenin de faÅŸizan eÄŸilimleri toplumsal infiali daha da kamçılamıştır. Yargı ve Adli Tıp'ın da yanlı davranması arada köprü kurulması imkanını azaltmıştır. Haklı olarak bu uygulamalara karşı çıkan hakseverler 'adalet olmadan barışın gelmeyeceÄŸini 'ifade ediyorlar. Bu inanılmaz olayla birlikte zaten taze olan toplumsal yaralar kabuk tutmadan yeniden deÅŸilmiÅŸ, açılmıştır. Böylece bir kez daha bu ülkede tarihi fay hatları yeniden harekete geçmiÅŸtir. Korona ile mücadele de kötü performansından ayrıca Floyd olayında duyarsız davranmasından dolayı Trump öfke seliyle karşılaÅŸmış ve Beyaz Saray'ın bodrumuna veya sığınağına saklanmak zorunda kalmıştır. Elbette Kasım ayında (2020) yapılacak seçimlerde Trump ikinci kez seçilemeyecektir. Seçilse bile bu Amerikan halkının birlikte yaÅŸamasını daha da zorlaÅŸtıracaktır. Birlikte yaÅŸama arzusunu kıracaktır.
Bu olaylar muvacehesinde Trump'ı iki siyasi liderle karşılaÅŸtırmak mümkündür. Bunlardan birisi Netanyahu'dur. Netanyahu da geçmiÅŸte Filistinlilerle sürtüÅŸmesinin sonucunda sık sık Kassam füzeleri nedeniyle yeraltına ve mahzene sığınmak zorunda kalmıştır. Trump da ilk defa ırkçılığa ve faÅŸizmin ayak seslerine olan öfke ve infial nöbeti nedeniyle Beyaz Saray'ın sığınağına saklanmak zorunda kalmıştır. Ä°bretamiz ve manidar ve benzer olaylar yumağıyla karşı karşıya bulunuyoruz. Zulüm böyle geri teper ve sahibini bulur.
Trump'ın davranışlarıyla mukayese edebileceÄŸimiz ikinci isim ise Berlusconi''dir. Her ikisinin de iktidara yükselmesinin arkasında yatan nedenler benzerdir. Ä°talyan halkı zengin iÅŸ adamı çalmaz çırpmaz diye sahip çıktığı, güvendikleri adam sahtekar çıkmıştır. Ayrıca oynaÅŸ peÅŸinde koÅŸan bir Kazanova portresi çizmiÅŸtir. Halkın duygularıyla oynamıştır. Cin ÅŸiÅŸedeki gibi durmamış, gulyabani olarak halkın sırtına binmiÅŸtir. Berlusconi gayri ciddi ve nobran bir iÅŸadamı çıkmıştır. The Economist'in erken uyarılarına raÄŸmen Ä°talyan halkı Berlusconi'ye on yılını kaptırmıştır.
Beyaz Saray'daki Berlusconi Trump'dan baÅŸkası deÄŸildir. Başına buyruk ve aklı bir karış havada zenginliÄŸin şımarttığı ve gözünü kör ettiÄŸi bir adamdır. Bu haliyle dünyanın maskarası olmuÅŸtur. FaÅŸizan eÄŸilimli idareler baÅŸkalarına deÄŸer veya demokratik deÄŸer dayatabilir mi? Nitekim Rus DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü Marya Zaharova, George Floyd olayına gönderme yaparak ABD'nin bundan böyle baÅŸkalarına insan hakları karnesi düzenleme, dersi verme hakkını kaybettiÄŸini ve dayatamayacağını söylemiÅŸtir. Çünkü ortada açık ve bariz bir çifte standart vardır. Tahran da aynı kervana katılarak Washington'ın kendisini kontrol etmesi ve öfke kontrolüne gitmesi gerektiÄŸini söylemiÅŸtir. Daha önce benzeri olaylarda Sırpların tepkisi gibi OrtadoÄŸu'nun Sırplarını temsil eden Esat rejimi de Amerikan yönetiminden göstericilere iliÅŸmemesi gerektiÄŸini söylemiÅŸtir! Halbuki, 2011 yılından beri gösterilere ve göstericilere iliÅŸen Esat rejimi ülkeyi kan gölüne çevirmiÅŸtir. Daha manidar tepkiyi Çin göstermiÅŸ ve Hong Kong'daki insan hakları durumuna ve göstericilerin vahÅŸice bastırılmasına tepki gösteren Amerikan Yönetimine üç kelimeyle karşılık vermiÅŸtir. Nefes alamıyorum (I Can't Breathe).
Hepsinin toplamı ÅŸu sonuca çıkıyor: Ä°nsan hakları dünyamızda nefes alamıyor. Ä°srail'de Filistinliler Suriye'de Suriye halkı, ABD'de Zenciler, Ä°ran nedeniyle Ä°ran halkı ve ilaveten civar ve bölge halkları nefes alamıyor. Çin nedeniyle Hong Kong ile birlikte DoÄŸu Türkistan halkı nefes almakta zorlanıyor. Dünya her yanı çepeçevre saran zulüm nedeniyle nefes alamıyor. Floyd mikro düzeyde bir dünya fotoÄŸrafıdır.
ABD'nin gediÄŸini yakalayan öteki zalim rejimler ders verme kuyruÄŸuna girmiÅŸ bulunuyor. Bu kayıkçı kavgasından öte bir durum deÄŸildir.
Kimsenin ötekine ders verecek hali ve mecali yok. Hepsinin davranışlarına zulüm bulaÅŸmıştır. FaÅŸist yönetimlerin egemen olduÄŸu ülkelerin hala burunlarından kıl aldırmamaları düÅŸündürücüdür. FaÅŸist eÄŸilimler taşıyan rejimlerin baÅŸkalarına deÄŸer veya demokrasi umdeleri dayatması çifte standart nedeniyle geri tepecektir. Nitekim öyle olmaktadır. Zaten bu dayatmalar samimiyetten uzaktır. Çıkar eksenli rol ve zemin kazanma yolunda araçtan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Kendi eksiÄŸine bakmadan baÅŸkasının eksiÄŸi üzerinden siyasi ve ideolojik rant devÅŸirmektir. Floyd olayında olduÄŸu gibi baÅŸka milletlerin veya ülkelerin ümüÄŸüne basmaktır. FaÅŸist ülkeler baÅŸkalarına deÄŸer satamaz ve dayatamazlar. Kelin merhemi olsa önce başına sürer. Ahlaki dış politika ancak ahlaki rejimlerin eseri olabilir. Aksi takdirde, ahlaksız zeminde dayatılan deÄŸerler tutarsızlık nedeniyle sırıtacaktır.
Mustafa Özcan / Fikriyat
Henüz yorum yapılmamış.