Yasin Aktay: Libya'da kimin ne hesabı var?
Follow @dusuncemektebi2
Türkiye’nin sahaya nispeten gecikmeli sayılabilecek bu girişi, şimdiye kadar sahanın boş olmasından istifadeyle, Akdeniz’de de Libya’da da hiç hakkı olmayan kesimlerin iştahlarını kabartmış ve açgözlü ve haksız bir paylaşım ortaklığı oluşturmuş bulunuyordu.
Libya’da Türkiye’nin Ulusal Mutabakat Hükümetiyle anlaÅŸması sahada 5 yıldır devam etmekte olan bir sürecin seyrini tamamen deÄŸiÅŸtirmiÅŸ bulunuyor. Tıpkı Akdeniz’de yine Libya ile yaptığı deniz sınır anlaÅŸmasıyla Akdeniz’de hesabı olan herkesin hesaplarını tamamen iptal ettiÄŸi gibi. Türkiye’nin sahaya nispeten gecikmeli sayılabilecek bu giriÅŸi, ÅŸimdiye kadar sahanın boÅŸ olmasından istifadeyle, Akdeniz’de de Libya’da da hiç hakkı olmayan kesimlerin iÅŸtahlarını kabartmış ve açgözlü ve haksız bir paylaşım ortaklığı oluÅŸturmuÅŸ bulunuyordu.
Türkiye, her iki adımıyla bu haksız paylaşım ortaklıklarını iÅŸlemez hale getirmiÅŸ oldu. Akdeniz’de ülkeler ikili, üçlü, dörtlü anlaÅŸmalarla bütün deniz alanlarını paylaşırken Türkiye adeta kendi sahillerinde bile olta atamaz olarak sınırlanmış oluyordu. Oysa Libya ile hiç kimsenin beklemediÄŸi bir anda yaptığı anlaÅŸma sayesinde sahaya girmesiyle birlikte Türkiye, bütün Akdeniz’de son sözü söyleyen taraf olmuÅŸ oldu. Åžimdi herkes hesabını kitabını yeniden yapmak zorunda kalıyor. Türkiye ise kimsenin hakkında gözü olmadığını sadece yapılacak bir paylaşım olacaksa bunun adil olmasını ÅŸart koÅŸuyor.
Libya sahasında ise durum daha da ilginç. Orada yaÅŸayan bir halk var ve bu halkın toprağı var. Kaddafi’nin devrilmesiyle birlikte baÅŸsız kalan bu halkın topraklarını peÅŸkeÅŸ çekmek üzere üÅŸüÅŸmüÅŸ devletler var. Devrim sonrası Libya halkının kendi başını, yönetimini, kurumlarını oluÅŸturmak üzere baÅŸlattığı süreç sonuna ulaÅŸtığında kimsenin yapabileceÄŸi bir ÅŸey olmazdı. Bu iÅŸtah kabartıcı toprakları ele geçirmek için bir yol da kalmazdı. Tam bu yüzden o süreci bir bahaneyle kesintiye uÄŸratmak gerekiyordu.
Darbeci general emeklisi Halife Hafter’in arkasına sığınılarak bu yol açılmış oldu. Hafter’in muhtaç olduÄŸu meÅŸruiyet, ÅŸimdiye kadar fiili silah gücüyle telafi edilmeye çalışıldı. MeÅŸruiyetini silahtan ve ÅŸiddetten alan böyle bir gücün kendini ispatlayabilmek için sergilediÄŸi ÅŸiddet, savaÅŸ ve insanlık suçları kapsamına bolca girmiÅŸ oldu. Buna raÄŸmen yeterince baÅŸarılı olduÄŸu söylenemez. Onca desteÄŸe raÄŸmen iÅŸi gereÄŸinden fazla uzatmış oldu ve meÅŸru hükümeti yıkacak bir baÅŸarı ortaya koyamadı. Gerçi tam son hamleyi yapacakken karşısına Türkiye çıkmış oldu.
Türkiye’nin sahaya meÅŸru hükümetin resmi talebi ve anlaÅŸmasıyla girmesiyle birlikte sahadaki bütün dengeler deÄŸiÅŸmekle kalmadı, Hafter’in ve onun ardındaki bütün güçlerin hem baÅŸarısızlığı hem de hiçbir meÅŸruiyete veya haklılığa sahip olmadıkları gün gibi ortaya çıkmış oldu.
Türkiye’nin Libya’da ne iÅŸi olduÄŸunu sorduklarına bakmayın. Aslında bu soru kendilerinin Libya’da ne iÅŸleri olduÄŸu sorusuna muhatap olmamak için gösterilen telaşın bir ürünü. Yoksa Türkiye ÅŸu anda Libya’da neden bulunduÄŸunu izah etmeye ihtiyaç duymayan tek ülke. Çünkü uluslararası toplumun kabul ettiÄŸi meÅŸru Libya Mutabakat Hükümeti’nin davetiyle ve bütün sınırları ÅŸeffafça belirlenmiÅŸ ve duyurulmuÅŸ bir anlaÅŸma çerçevesinde orada bulunan tek ülke Türkiye.
Libya’ya veya Akdeniz’e bile sınırı bulunmayan, Libya ile ilgili herhangi bir meselede hiçbir alakası kurulamayan BAE’nin Libya’da ne iÅŸi var mesela. Ne arıyor orada? Her yerde olduÄŸu gibi orada da fitne ateÅŸini yakmaktan, Müslüman halkı birbirine kırdırmaktan baÅŸka, Libyalıların hayrına olacak neyin arayışında? Sınırı bulunan ve 6 yıldır girdiÄŸi Yemen’de taÅŸ üstünde taÅŸ mı kaldı? Senin bir sorun çözme kabiliyetin yok ki her ÅŸeye burnunu sokuyorsun? Olsa, Yemen’deki sorunu çözerdin. Bırak sorun çözmeyi hiç sorun olmayan yerlerde sorun yaratmaktan, ülkeleri istikrarsızlaÅŸtırmaktan ve fitne üretmekten baÅŸka bir iÅŸlevin yok. Üstelik Türkiye Ulusal Mutabakat Hükümeti’yle anlaşıncaya kadar açıktan Hafter’i desteklediÄŸini gizliyordu BAE. Türkiye girince o da kendini belli etmeye baÅŸladı.
Aynı ÅŸey Rusya için de sözkonusu. Rusya’nın Hafter’i desteklemek için dayandığı resmi ve meÅŸru bir anlaÅŸma yok. O yüzden Rusya devlet olarak Libya’da deÄŸil. Özel güvenlik ÅŸirketi Wagner üzerinden faaliyetlerini sürdürüyor. O ÅŸirket ise Türkiye’nin desteÄŸiyle son zamanlardaki operasyonlarda UMH güçlerinin karşı saldırılarıyla ciddi zayiat vererek çekilmek zorunda kaldı. En son iki gün önce Rusya, Trablus’tan çekilen bu ÅŸirkete baÄŸlı paralı askerleri tahliye etmek için Beni Velid kenti havalimanına 15 askeri kargo uçağı indirdi. Ancak bu çekilmeye karşılık Rusya, Suriye’den Libya’ya oluÅŸturduÄŸu yeni hava köprüsüyle savaÅŸ uçaklarını Libya’ya aktararak ve böylece Wagner’i aradan çıkararak, denklemdeki yerini açık etmeye baÅŸladı.
Fransa ve Mısır’a deÄŸinmiyoruz bile. Bu ülkelerin hepsi ÅŸu ana kadar Hafter’e her türlü desteÄŸi verirken resmen yanında görünmekten, onu resmen destekliyor görünmekten de imtina ediyorlardı. Oysa Türkiye’nin sahneye giriÅŸi herkesin nerede durduÄŸunu belli etmesini saÄŸlamış oldu.
Öyle oldu ama bundan sonra nasıl olur? Taraflar adeta suçüstü yakalanmışken Libya’da ne iÅŸleri olduÄŸunu izah etme ihtiyacı hissedecekler mi? Yoksa aynı piÅŸkinlikle Türkiye’nin ne iÅŸi olduÄŸunu sormaya devam mı edecekler?
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.