Sosyal Medya

Haber-Öykü: Demokrasiye vurulan darbenin üzerinden 60 yıl geçti

Eski Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idamıyla sonuçlanan 27 Mayıs 1960 darbesi, Türk demokrasi tarihine "kara bir leke" olarak geçti.



Türk demokrasi tarihinde "kara bir leke" olan 27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 60 yıl geçti.

Seçimlerde yüzde 55,2 oy alan DP 416, yüzde 39,6 oy alan CHP ise 69 milletvekili ile temsil edilme hakkı kazandı. Bu seçimde Millet Partisi ve bağımsızlar ise toplam 2 milletvekiline sahip oldu.
 
 
TBMM'nin 22 Mayıs 1950'de açılmasının ardından Refik Koraltan, Meclis BaÅŸkanlığına seçildi. Ardından yapılan CumhurbaÅŸkanlığı oylamasında DP Genel BaÅŸkanı ve Ä°zmir Milletvekili Celal Bayar, Türkiye Cumhuriyeti'nin 3. CumhurbaÅŸkanı oldu.
 
Hükümeti kurmakla ise DP Aydın Milletvekili Adnan Menderes görevlendirildi.
 
Menderes kendisinin ilk, Cumhuriyet'in 19. hükümetini kurarak 22 Mayıs'ta görevine baÅŸladı.
 
"Yeter söz milletin" sloganıyla halkın karşısına çıkan Demokrat Partinin ilk icraatlarından biri, Arapça ezanı serbest bırakmak oldu. Haziran 1950'de yapılan düzenlemenin CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar tarafından onaylanmasıyla CHP'nin 1932'de çıkardığı "Türkçe ezan düzenlemesi" kaldırıldı.
 
Siyaseten güçlü ÅŸekilde icraatlara baÅŸlayan DP hükümeti, Haziran 1950'de darbe hazırlığı yapıldığı gerekçesiyle TSK'nin komuta kademesini emekliye sevk etti. Emekliye ayrılan isimler arasında dönemin Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral Abdurrahman Nafiz Gürman, Kara, Hava, Deniz Komutanları ve Jandarma Genel Komutanı ile 15 general ve 150 albay yer aldı.
 
"Tarım ve sanayide önemli adımlar atıldı"
 
Kullanılan traktör sayısının ve makineleÅŸmenin arttığı bu dönemde tarımda sevindirici geliÅŸmeler yaÅŸandı.
 
DP iktidarı sanayi, eÄŸitim, saÄŸlık ve ulaÅŸtırma konularında önemli adımlar attı.
 
Bu süreçte DP'nin "CHP'nin taşınır-taşınmaz mallarının Hazine'ye devri" için yaptığı düzenleme, 1953'te CumhurbaÅŸkanı Bayar'ın onayıyla yürürlüÄŸe girdi. Söz konusu adımla iki parti arasındaki tartışmalar derinleÅŸmeye baÅŸladı.
 
Takvimler 2 Mayıs 1954'ü gösterdiÄŸinde, Türk halkı yeniden sandık başına gitti. DP rekor kırarak oyların yüzde 58,4'ünü aldı ve 503 milletvekili çıkardı. CHP'nin milletvekili sayısı ise 31'de kaldı.
 
Bu yenilginin ardından eleÅŸtirilerin getirildiÄŸi Ä°smet Ä°nönü, muhalefetin dozunu daha da artırdı.
 
"Ordu içinde rahatsızlık"
 
Seçim sonuçları ile daha da güçlenen DP, dönemin ekonomik krizinin etkileriyle mücadele etmek zorunda kaldı.
 
BaÅŸbakan Menderes'in, DP ile TSK arasında yaÅŸanan gerilimlerde yapıcı rol üstlenmek istemesine karşı ordu içindeki rahatsızlık artmaya baÅŸladı.
 
Parti içi anlaÅŸmazlıklar sonucunda DP'den ayrılan 19 milletvekili, Hürriyet Partisini kurdu. Bu sırada ülkedeki ekonomik kriz, halkta da büyük rahatsızlık yarattı.
 
6-7 Eylül olayları
 
 
Selanik'te Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün doÄŸduÄŸu evin yanındaki Türk KonsolosluÄŸunun bahçesine atılan iki bombadan birinin patladığı, evin ve konsolosluk binasının camlarının kırıldığı dedikodusunun yayılmasıyla Ankara, Ä°stanbul ve Ä°zmir'de halk sokaÄŸa döküldü.
 
6-7 Eylül 1955'teki olaylarda, BeyoÄŸlu baÅŸta olmak üzere azınlıkların yaÅŸadığı semtlere, kiliselere ve mezarlıklara saldırılar oldu. Bunun sonucunda birçok azınlık mensubu Türkiye'yi terk etti.
 
"9 subay olayı" yaşandı
 
 
DP'nin iktidara gelmesinin ardından bir grup subayın ordu içinde kurduÄŸu cunta, süreç içinde giderek varlığını hissettirmeye baÅŸladı.
 
Ordunun darbe hazırlığı içinde olduÄŸu bilgisi Menderes'e de ulaÅŸtı.
 
DP iktidarına karşı darbe düzenlemek amacıyla bir araya gelen cuntanın bu giriÅŸimi, Binbaşı Samet KuÅŸçu'nun ihbarı ile akamete uÄŸrarken bu olay tarihe "9 subay olayı" olarak geçti.
 
"9 Subay olayı" sonrasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar, olayın vahametini anlayarak Milli Savunma Bakanı Şemi Ergin'in istifasını sağladı. Yerine Adnan Menderes'le bir akrabalık bağı olmayan ancak aynı soyadını taşıyan yakın arkadaşı Ethem Menderes getirildi.
 
Demokrat Parti, 27 Ekim 1957'de yapılan seçimlerde yüzde 48,6 oy alarak 424 milletvekiliyle iktidarını sürdürdü. Bu seçimde, muhalefetini güçlendiren CHP ise yüzde 41,4 oyla 178 milletvekili çıkardı.
 
Menderes'in uçağı düÅŸtü
 
 
Siyaseten gerilimlerin sürdüÄŸü bu dönemde, 1959'un ÅŸubat ayında, Kıbrıs AnlaÅŸması'nı imzalamak üzere Londra'ya giden Menderes'i ve heyetini taşıyan uçak, Gatwick Havalimanı'na iniÅŸe geçtiÄŸi sırada düÅŸtü.
 
Kazadan saÄŸ kurtulan Menderes, ülkeye dönüÅŸünde hem siyasilerin hem de halkın coÅŸkulu karşılamasıyla moral buldu.
 
Bu süreçte "yurt dışında birkaç aylığına tedavi edilmesi" önerilen Menderes, bu teklifi reddetti.
 
Ä°nönü'nün "Büyük Taarruz" gezileri
 
 
Tüm bu geliÅŸmeler yaÅŸanırken CHP Genel BaÅŸkanı Ä°nönü, Nisan 1959'da "Büyük Taarruz" adı verilen bir geziye çıktı. Milletvekilleri, partililer ve gazetecilerden oluÅŸan grubun ilk durağı UÅŸak oldu.
 
Heyet burada "hükümet tarafından organize edildiÄŸi" öne sürülen bir grup gösterici tarafından protesto edildi ve Ä°nönü bir göstericinin attığı taÅŸla yaralandı.
 
Bu saldırının yanı sıra Ä°nönü, Ä°stanbul'a dönüÅŸünde arabasıyla ÅŸehre girerken bir grubun saldırısına uÄŸradı. Bu olayda ise "polis ve askerin göstericilere müdahale etmediÄŸi" iddia edildi.
 
ÖÄŸrenciye tarihe geçen cevap
 
 
Bu süreçte üniversite öÄŸrencilerinin hükümet aleyhine gösterileri baÅŸladı.
 
Ä°stanbul Beyazıt Meydanı'nda üniversite öÄŸrencilerinin eylemi sırasında Orman Fakültesi öÄŸrencisi Turan Emeksiz, seken bir kurÅŸunun başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. Emeksiz'in "polis kurÅŸunuyla hayatını kaybettiÄŸi" yönündeki haberler dolayısıyla olaylar daha da ÅŸiddetlendi.
 
YaÅŸananlar nedeniyle Ä°stanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edildi.
 
Ankara'da 5 Mayıs 1960'da bir öÄŸrenci grubu, ''555K'' yani "5'inci ayın 5'inde saat 5'te Kızılay'da" koduyla gösteri düzenledi.


 
Menderes, eylemcilere hitap etmeye çalıştı ancak baÅŸaramadı. ÖÄŸrencilerin arasına girerek konuÅŸmak isteyince, bir öÄŸrenci Menderes'in boÄŸazını sıktı. Menderes "Ne istiyorsun" diye sorduÄŸu gençten "Hürriyet istiyorum" cevabını aldı. Menderes, tarihe geçen "Bir baÅŸbakanın boÄŸazını sıkıyorsun bundan ala hürriyet mi var?" ifadelerini ise burada kullandı.
 
21 Mayıs'ta da Harp Okulu öÄŸrencileri sokaÄŸa çıktı ve Zafer Anıtı'na kadar ''sessiz" yürüyüÅŸ yaptı.
 
Bildiriyi Alparslan TürkeÅŸ okudu
 
 
Tüm bu geliÅŸmelerin ardından TSK içerisindeki bazı general ve subayların oluÅŸturduÄŸu 38 kiÅŸilik Milli Birlik Komitesi (MBK), "DP'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeÅŸ kavgasına götürdüÄŸü" gerekçesiyle 27 Mayıs 1960'ta sabaha karşı yönetime el koydu.
 
Kurmay Albay Alparslan TürkeÅŸ tarafından 04.36'da Ankara Radyosu'ndan okunan bildiriyle ''ihtilal'' duyuruldu. Bildiride, ÅŸu ifadeler yer aldı:
 
"Bugün demokrasimizin içine düÅŸtüÄŸü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeÅŸ kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekata Silahlı Kuvvetlerimiz, partileri içine düÅŸtükleri uzlaÅŸmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliÄŸi altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi, hangi tarafa mensup olursa olsun, seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere giriÅŸmiÅŸ bulunmaktadır."
 
"Demokrasi ağır yara aldı"
 
Demokrasinin ağır yara aldığı darbeyle, Türkiye'nin uluslararası itibarı da büyük zarar gördü.
 
Ä°lk aÅŸamada 38 kiÅŸiden oluÅŸan ve Orgeneral Cemal Gürsel'in baÅŸkanlığını yaptığı MBK'nin üye sayısı daha sonra Korgeneral Cemal MadanoÄŸlu'nun giriÅŸimiyle, ordunun yönetimde kalmasını savunan 14 üyenin yurt dışına görevli gönderilmesiyle 23'e düÅŸtü.
 
Anayasa ve TBMM'nin feshedildiÄŸi, siyasi faaliyetlerini askıya alındığı darbede CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar, BaÅŸbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP'li milletvekilleri, Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral RüÅŸtü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı. Tüm tutuklular Yassıada'da hapsedildi.
 
28 Mayıs'ta Milli Birlik Hükümeti Cemal Gürsel baÅŸkanlığında kuruldu.
 
"1 numaralı sanık Celal Bayar"
 
 
Menderes ve hükümet üyelerinin yargılandığı davalar Yassıada Spor Salonu'nda görüldü.
 
Celal Bayar'ın "1 numaralı" sanık olduÄŸu davada, dönemin BaÅŸbakanı Menderes ise onun yanındaki sandalyede oturdu.
 
Türk halkı, "demokrasi getireceÄŸini iddia ederek demokrasiyi yargılayan" davaları "Yassıada Saati" programıyla radyodan takip etti.
 
Yeniden adaya getirilerek görüntüleri çekildi
 
 
Mahkeme sürecinde sanıklara kötü muamele edildiÄŸi de gündeme geldi.
 
Darbecilerin, "DüÅŸükler Yassıada'da" ismiyle sanıkları küçük düÅŸürmek amacıyla çektikleri film de dönemin kabul edilemez görüntüleri arasına girdi.
 
Sanıkların Yassıada'ya gidiÅŸleri sırasında görüntü çekilmediÄŸi için Bayar ve Menderes'in yeniden motordan indirilerek adaya getirildikleri anlar bir kurmaca içinde çekildi.
 
Zaten zor ÅŸartlar altında ayakta durmaya çalışan Bayar, "Ben oyuncu deÄŸilim" deyip intihar giriÅŸiminde bulundu.
 
Bebek ve köpek davaları
 
 
Yassıada'daki mahkemelerde ilk davalar "bebek" ve "köpek" davaları oldu. Dönemin BaÅŸbakanı Menderes'in opera sanatçısı Aynur Aydan'dan olan çocuÄŸunu bilerek öldürttüÄŸü iddiası, Aydan'ın Menderes’i savunmasıyla çürütüldü.
 
Köpek davasında ise Celal Bayar, deÄŸeri bilirkiÅŸi tarafından bin lira olarak tespit edilen hediye köpeÄŸin, 20 bin liraya hayvanat bahçesine satılması nedeniyle suçlandı.
 
Bayar, o gün mahkemede "Bu kadar küçük bir meseleden dolayı, böyle yüksek mahkemenin huzuruna çıktığım için en büyük cezayı çekmiÅŸ bulunuyorum." sözleriyle davaya iliÅŸkin duygularını anlattı.
 
Sanıklara savunma hakkı tanınmadı
 
 
Bu süreçte Menderes baÅŸta olmak üzere hiçbir sanığa savunma hakkı tanınmadı.
 
Davalarda, Hakim Salim BaÅŸol'un "Anlatın, buralara cevap verin" sözleri üzerine "Arz edeyim efendim" ÅŸeklinde iddialara cevap vermeye çalışan Menderes'in sözleri hep "Kısa kes" ifadeleriyle yarım bıraktırıldı.
 
BeÅŸ ay sonra ilk kez hakim karşısına çıkarılan Menderes, ruh halini ÅŸu sözlerle anlattı:
 
"Dört-beÅŸ aydan beri tamamıyla tecrit vaziyetinde bulunuyorum ve tek bir odanın içinde ve günün 24 saatinde her saat deÄŸiÅŸen bir nöbetçi subayın nezareti altında hiç kimse ile konuÅŸmak imkanı mevcut olmamak ÅŸartı ile yaşıyorum. Bu itibarla konuÅŸma takatim hakikaten zaafa uÄŸramış bulunuyor."
 
DuruÅŸmalar sırasında, BaÅŸbakanlık Konutu'nun mutfağına tavuk tüylerini temizlemek için alınan "cımbız" dahi konu edildi. BaÅŸbakanlık Konutu olarak kullanılan Camlı KöÅŸk'teki yabancı devlet adamları ve büyükelçilere verilen yemeklerin neden örtülü ödenekten karşılandığı soruldu.
 
Bunların israf olduÄŸunu savunan Hakim BaÅŸol, "Bir BaÅŸbakan illa köÅŸkte mi oturmalı? Barakada oturun! Cımbız, köÅŸkte oturmanın icabı mıdır?" sorularını yöneltti.
 
Mahkeme heyeti 592 sanıktan 288'i için idam istedi
 
 
Yassıada'daki yargılamalar, 14 Ekim 1960'ta baÅŸlayıp 15 Eylül 1961'de karara baÄŸlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, "anayasayı ihlal" davasıyla birleÅŸtirildi.
 
Tutuklular "vatana ihanet, meclis iç tüzüÄŸünün deÄŸiÅŸtirilmesi, KırÅŸehir'in ilçe yapılması, CHP’nin mallarına el koymak"tan suçlu bulundu. Yassıada duruÅŸmalarında 6-7 Eylül olaylarından da DP sorumlu tutuldu.
 
592 sanıktan 288'i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı.
 
Eski CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar, eski BaÅŸbakan Adnan Menderes, eski DışiÅŸleri Bakanı Fatin RüÅŸtü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliÄŸiyle alındı.
 
Celal Bayar hakkındaki karar, yaÅŸ haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi. 

Eski TBMM BaÅŸkanı Refik Koraltan, eski TBMM BaÅŸkanvekilleri Agah Erozsan, Ä°brahim KirazoÄŸlu, eski Tahkikat Komisyonu BaÅŸkanı Ahmet Hamdi Sancar, eski Tahkikat Komisyonu üyeleri Nusret KiriÅŸçioÄŸlu, Bahadır Dülger, eski bakan Emin Kalafat, eski milletvekilleri Baha AkÅŸit, Osman KavrakoÄŸlu, Zeki Erataman ile eski Genelkurmay BaÅŸkanı RüÅŸtü Erdelhun hakkındaki idam kararları ise oy çokluÄŸuyla alındı.
 
Bazı isimler affedildi
 
Aralarında eski bakan, eski milletvekilleri, Tahkikat Komisyonu üyeleri, Ä°stanbul Valisi ile Ä°stanbul Belediye BaÅŸkanının da bulunduÄŸu 31 sanık hakkında ise müebbet hapis cezası verildi. Sanıklardan 92 kiÅŸiye 20 yıl ile 6 yıl arasında ağır hapis, 94 kiÅŸiye 5 yıl ağır hapis cezası verildi. Bazı sanıklar kısa süreli hapis cezasına çarptırılırken bazıları beraat etti. 


 
Birçok yabancı ülke lideri, idamların durdurulması için Cemal Gürsel baÅŸkanlığındaki Milli Birlik Komitesine defalarca çaÄŸrıda bulundu. Bunun üzerine Komite, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin RüÅŸtü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar'ın cezası yaÅŸ haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi.
 
Fatin RüÅŸtü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961'de sabaha karşı, Menderes ise Ä°mralı Adası'nda 17 Eylül 1961'de saÄŸlık muayenesini yapan doktor heyetinden saÄŸlam raporu alındıktan sonra saat 13.21'de idam edildi.


 
2012'de Araştırma Komisyonu kuruldu
 
TBMM tarafından 11 Nisan 1990'da kabul edilen bir kanunla Adnan Menderes ve onunla birlikte idam edilen arkadaÅŸlarının itibarları iade edildi. Aynı kanun uyarınca Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin RüÅŸtü Zorlu'nun naaÅŸları, 17 Eylül 1990'da Ä°mralı'dan alınarak devlet töreniyle Ä°stanbul Vatan Caddesi'nde yaptırılan anıt mezara taşındı.
 
Darbenin üzerinden geçen 52 yılın ardından 11 Nisan 2012'de TBMM'de Darbe ve Muhtıraları AraÅŸtırma Komisyonu kuruldu. Komisyonda, 27 Mayıs 1960 Darbesi ve 12 Mart 1971 Muhtırası Alt Komisyonu da çalışmalarını tamamladı. 

Bu arada, TBMM Hukuk Hizmetleri BaÅŸkanlığı, eski BaÅŸbakan Adnan Menderes'in idam kararının iptalinin mümkün olmadığı ancak yargılamanın yenilenmesinin uygun olacağı yönünde 2 Ocak 2013'te Dilekçe Komisyonuna görüÅŸ bildirdi.
 
GörüÅŸ yazısında, Yüksek Adalet Divanı kararlarıyla ölüm cezasını oy birliÄŸi ile tasdik eden Milli Birlik Komitesi kararlarının TBMM tarafından iptal edilmesinin mümkün bulunduÄŸu ifade edildi. Yazıda, Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanlığı ve BaÅŸbakanlık Devlet ArÅŸivleri Genel MüdürlüÄŸü ile yapılan yazışmalar sonucu temin edilecek belgeler ile dosya içeriÄŸinde yer alan belgelerin ayrıntılı tetkiki neticesinde 5271 sayılı Kanun'da sayılan nedenlerin bulunması halinde yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmesinin uygun olacağı kaydedildi.
 
Adnan Menderes'in Yassıada duruÅŸmalarında avukatlığını yapan ve daha önce de TBMM'ye dilekçe sunan avukat Burhan Apaydın, TBMM Hukuk Hizmetleri BaÅŸkanlığının ''Yeniden yargılama yapılabilir'' görüÅŸü üzerine, yeni bir baÅŸvuruda bulunarak "Yassıada kararlarının yok sayılmasını" istedi.
 
 
Kaynak: Anadolu Ajansı-Ä°nfografik / Derleyen: Hasan Nurhan Çelik-DüÅŸünce Mektebi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.