Ergün Yıldırım'ın kaleminden: Çağımızın yeni Mehdileri
Follow @dusuncemektebi2
Ergün Yıldırım / Yenişafak
Otuz yaÅŸlarında, hafif sakallı, siyah saçlı bir adam gür bir sesle konuÅŸuyor. Arkasında siyah-mavi renkli zeminler üzerinde hilal iÅŸaretli bayrakları var. “Bize hilafet verildi” diyor. Ailesini ehli beyt ile temellendiriyor. “Dünya sahnesine çıkacağımızı ve burada olacağımızı” hadisleri okusaydınız bilirdiniz diye devam ediyor. Sık sık hadislere gönderme yapıyor. Hadislere karşı eleÅŸtirel duranları küfürle itham ediyor. Toptan yaklaşıyor. Hadis usulüne aldırdığı yok. Çünkü mehdiyet konsunda en büyük temellendirmenin hadislerle yapıldığının bilincinde.
En büyük eleÅŸtiriyi alimlere yapıyor. Öz eleÅŸtiriyi de aÅŸan ve tekfire varan suçlamalarda bulunuyor. DemediÄŸini bırakmıyor. ilim yerine cehaleti rehber ediniyorlar, para peÅŸinde koÅŸuyorlar, paramparçalar olmuÅŸlar, dinin bir kısmını alıp diÄŸer kısmını almıyorlar, Ä°slam dairesinden uzak uzaklar… Mehdilik Ä°stanbul’da çıkacak diyor ve devam ediyor: “Nasıl bu kadar cahil olabiliyorsunuz?”. “Ahir zamanda gelecek mucizevi kiÅŸilik”ten kaim kiÅŸiden neden bahsetmediniz.”
CoÅŸkuyla ve içtenlikle konuÅŸuyor. Somut sorunlara ve acılara deÄŸiniyor: Ä°htilaflar, acılar, zulümler, faiz, fuhuÅŸ, zalimlerin bombası, köleleÅŸme… Kesin, açık ve emredici bir dil kullanıyor. Tamamen teslimiyet talep eden bir dil. DüÅŸünme ve akletmeye yer vermeyen bir dil. Alimleri reddederken kendisine itaate çağıran bir dil.
Türkiye’de mehdiyet talebiyle ortaya çıkan sadece bu genç deÄŸil. Adnan Oktar, Hasan Mezarcı, Ä°skender EvrenesoÄŸlu, darbeci Fetullah Gülen gibi kiÅŸiler de bunu dillendirdiler. Hatta EvrenesoÄŸlu’nun cenazesine binlerce insanın katılması herkesi hayretler içinde bıraktı. On binlere varan insanlar kendini mehdi ilan eden, resul ilan eden ve Allah’tan vahiy aldığını söyleyen bir meczubun peÅŸinde gidiyordu. Yine Gülen, Kutbul Aktab, “masum ve masun” gibi lakaplarla anıldı. Yüz binlerce insan peÅŸinden gitti. Cunta kurdu, darbeye teÅŸebbüs etti. Nice profesörleri ve generalleri gözü kapalı bir ÅŸekilde peÅŸinden sürükledi.
Mehdiyet-Mesihlik iddiaları, çıkışları ve izleyicileri neden çoÄŸalıyor? Ä°slamın yeni ÅŸartlardaki algılanışı bununla yakından ilgili. Tarihte bir çok mehdi hareketi doÄŸmuÅŸ. Ä°syanlar ortaya çıkmış. Osmanlı devletinde Åžeyh Bedrettin Ä°syanı, Otman Baba Ä°syanı, melami Hamzavi ayaklanması bunlardan bazıları. Hepsi de bozulan toplumu islah etmek ve adil düzeni yeniden kurmak için ortaya çıkmışlar. Ama bizim için önemli olan bu dinamiÄŸin hala devam etmesi.
Toplumlar krizlere girince, ekonomik zorluklar yaÅŸayınca, büyük deÄŸerlerden uzaklaşınca olaÄŸanüstü kurtuluÅŸ taleplerine yönelirler. Bir kiÅŸi ile bütün sorunların üstesinden gelebileceÄŸi bilinci oluÅŸmaya baÅŸlar. Ä°slam toplumlarında da bu oldukça yaygın. Adeta peygambere yüklenen rol, bu defa mehdiye yüklenir. Onun gelmesiyle adaletin yeniden hakim olacağına inanılır. Dinin yeniden parlak ve ihtiÅŸamlı günlerine kavuÅŸulacağı tahayyül edilir. Trajik dini krizler ve trajik ekonomik bunalımlar bu tahayyülü derinleÅŸtirir. Mehdi ve Deccal ikilemine dayalı okumalar baÅŸlar. Nesnel dünya gerçekliÄŸinden yürüyerek sorunları çözme kudreti ve inancı kaybedilince mehdi tahayyülü harekete geçer.
Aslında Türkiye’de dindarlar ve muhafazakarlar iktidarda. Dini özgürlükler konusunda cumhuriyet tarihinin en rahat dönemini yaşıyorlar belki de. Ekonomik sorunlar da öyle trajik boyutlarda deÄŸil. O zaman neden bu mehdiler ortaya çıkıyor? Aslında bir dini kültürün ve bilincin belli ölçülerde kendisini sürdürmeye devam etmesi ve uç vermesi bu. Ayrıca, Müslümanlar sadece Türkiye tahayyülü ile yaÅŸamıyorlar. Ä°slam dünyasında Müslümanların yaÅŸadıkları çatışmaları, sefaletleri, acıları, emperyalizmi, zulmü derinden hissediyorlar. Bunlara karşı acziyet içinde kendini hisseden bir bilinç mehdi gibi olaÄŸanüstü bir yöntemle harekete geçiyor. Elbette kiÅŸilerin din algılayışları da önemli . Zaten bu topraklarda her zaman bir kurtarıcı yok mu? Bütün sorunlarımızı çözmesi için tek adamlar peÅŸinde koÅŸmuyor muyuz? Bütün iyilikler ve bütün kötülükler tek adamlarla açıklanmıyor mu? Bütün Ä°slam coÄŸrafyasında böyle. Dolayısıyla mehdilik de bu zahiri toplum dünyasına karşı geliÅŸen paralel batıni tek adamla kurtulma arayışı.
Kur’an ve hadis usül ile anlaşılır. Usül esastandır demiÅŸ alimlerimiz. Bundan dolayı önüne gelen hadisleri kafasına göre okuyarak hükümler çıkaramaz. Dünya meslelerini imkanlarımız ölçüsünde mücadeleyle, akılla, istiÅŸareyle ve inançla çözmeye çalışırız. Müslüman insan olarak kendi çabamıza, aklımıza, inancımıza ve emeÄŸimize inanmalıyız. Mesuliyet bizimdir. Tek bir kiÅŸiye devrederek rahatlığı seçmenin ve mesuliyetsiz davranmanın anlamı yok. Allah, kitabında sık sık toplumlara hitap ediyor. Onları özne kabul ediyor: “Bir toplum kendi benliÄŸinde olanı deÄŸiÅŸtirmedikçe Allah onları deÄŸiÅŸtirmez”.
Henüz yorum yapılmamış.