Seyyahların gözünden İstanbul ve Eyüp Sultan Cami
Follow @dusuncemektebi2
Julia Pardoe’nun 1838 yılında Londra’da yayınlanan The Beauties of the Bosphorus isimli kitabında yer alan bu gravür, şehrin dışındaki (sur dışındaki) en önemli cami olan Eyüp Sultan Camii’ni konu ediniyor.
Hz. Peygamber’i (s.a.v) evinde ağırlama ÅŸerefine nail olmuÅŸ, Ebu Eyyüb el-Ensari’nin kabrinin burada bulunmasından ötürü, türbesi ve türbenin çevresi, Ä°stanbul’daki Müslümanlar tarafından daima ziyaret edilmiÅŸtir.
Ä°stanbul’un fethinden sonra, Fatih’in hocası, AkÅŸemseddin’in vesilesiyle, Ebu Eyyüb el-Ensari’nin kabrinin bulunduÄŸu rivayet edilir. “Mihmandar-ı Resulullah” namıyla anılan Eyüp Sultan’ın kabri, bulunduktan sonra Fatih, buraya bir türbe ve cami yaptırmıştır. Kaynaklar bu yapıların tarihini 1459 olarak gösterir. Caminin bir diÄŸer özelliÄŸi, Ä°stanbul’da inÅŸa edilen ilk selâtin camii (sultan camii) olması. Fatih’in inÅŸa ettirdiÄŸi bu cami, çok kez onarım görmüÅŸ ancak caminin kaderini deÄŸiÅŸtiren en önemli hadise 1766 yılında gerçekleÅŸen deprem olmuÅŸtur. Bu depremden sonra cami, ciddi hasar görmüÅŸ ve bu hasar ufak tefek onarımlarla giderilmeye çalışılmıştır. Sultan III. Selim devrinde caminin ihtiyacı olan kapsamlı onarıma giriÅŸilmiÅŸ ancak bu onarımın mümkün olmayacağı anlaşılınca, caminin yıktırılıp yeniden inÅŸa edilmesine karar verilmiÅŸtir. 1798’de baÅŸlayan çalışmalar 1800 tarihinde tamamlanmış ve cami yeniden hizmete açılmıştır.
Cami ve türbe, Eyüp Sultan’ın manevi kiÅŸiliÄŸinden dolayı, Ä°stanbul’daki Müslümanların her fırsatta ziyaret ettikleri bir mekân olmuÅŸtur. Bunun yanında, cami ve türbe, Osmanlı hanedanı tarafından da sık sık ziyaret edilen bir mekândı. Bu konular dikkate alındığında cami, ÅŸehrin en önemli Cuma camilerinden biri haline gelmiÅŸtir denilebilir. Ayrıca padiÅŸahlar, cülus törenlerinden sonraki ilk Cuma, Cuma namazını da burada kılar ve ardından Kılıç KuÅŸanma Merasimi’ne katılıp kılıç kuÅŸanırdı. Böylece devlet protokolüne dahi girmiÅŸ olan bu cami, halkın da büyük ilgi duyduÄŸu bir mabet konumundaydı. Öyle ki Eyüp Sultan’ın türbesine yakın bir yerde defnedilmek, ahiret hayatında huzura ermenin yolu olarak algılandı ve böylelikle Ä°stanbul’un en önemli ve büyük Ä°slam nekropolü olan Eyüp Mezarlığı ortaya çıktı.
Halkın bu kadar ilgisini çeken cami, tabii ki seyyahların da dikkatini çekmiÅŸ ve Julia Pardoe gibi birçok seyyah, Eyüp Sultan Camii’ni ve caminin ismini verdiÄŸi semti ziyaret ederek, ressamlarına buraları betimlettirmiÅŸtir.
Julia Pardoe’nun ressamı W. Henry Bartlett’in çizimi olan bu gravür de, ÅŸadırvanlı avlu denilen, caminin dış avlusunu ve camiyi konu ediniyor. Gravür aynı zamanda, Bartlett’in, sosyal dokuyu yansıtma misyonunu üstlenmiÅŸ nadir gravürlerindendir. Bu baÄŸlamda gravür, camilerin sosyal iÅŸlevlerine dair bir kanıt niteliÄŸi taşıyor.
Ressamların çizimlerindeki yanılsamaları bu gravürde de görebiliyoruz. Caminin ÅŸerefelerindeki orantısızlık ve yapısal bozukluklar gibi unsurlar sık rastlanabilen hatalardan. Ancak W. Henry Bartlett, bu gravüründe caminin minarelerinden birinin ÅŸerefesini eksik tasvir etmiÅŸtir. Oysa yine aynı ressam, aynı kitapta yer alan bir baÅŸka gravürü olan, “Eyüp Sırtlarından Haliç” gravüründe, Eyüp Sultan Camii’nin minarelerindeki ÅŸerefeleri eksiksiz resmetmiÅŸtir. Bu durumun ressamın yabancı olduÄŸu bir kültüre ait yapı tarzını tam olarak algılayamamasından kaynaklandığı söylenebilir.
Eyüp Sultan Camii minareleriyle ilgili bahsetmemiz gereken bir diÄŸer konu da, bu minarelerin geçmiÅŸiyle ilgili. Caminin III. Selim zamanında yeniden inÅŸa edildiÄŸini söylemiÅŸtik. Ancak yeni cami, minareler hariç inÅŸa edilmiÅŸtir. 18. yüzyıl baÅŸlarında, Sultan III. Ahmed devrinde, Ramazan ayı boyunca bütün selatin camilerinin minareleri arasına mahya kurulmasına yönelik bir ferman çıkarılmıştır. NevÅŸehirli Damat Ä°brahim PaÅŸa da bunun üzerine, mahya için yeterince uzun olmayan Fatih devri minarelerini yıktırmış ve 1723’te ikiÅŸer ÅŸerefeli ve daha uzun iki minare yaptırmıştır. Söz konusu minareler, III. Selim devrinde, cami yeniden inÅŸa edilirken yıktırılmamış, olduÄŸu gibi kalmıştır. Caminin günümüzdeki minareleri de söz konusu minarelerdir.
Sinan CECO / Mostar Dergisi 68.Sayı
Henüz yorum yapılmamış.