Sosyal Medya

Turan Kışlakçı'nın kaleminden: Libya zulmü ve Babanzade İsmail Hakkı Bey

Balığı tutmadan satan, pençe ve dişleriyle hücuma hazır kükreyen bir aslanı öldürmeden postunu salonundaki zinet eşyaları arasında sayan hayalperest ile bu diplomatların gülünç mesleği arasında fark yoktur.



“Diplomasiyi hokkabazlığa çevirdiler. SavaÅŸ kararını da uluslararası savaÅŸ hukukunu çiÄŸneyerek ilan ettiler. Suya kılıç sallayan bir sahte pehlivanın hareketini gösteriyorlar. Apar topar Trablusgarp ve Bingazi’yi kendi memaliki olduÄŸunu duyurdular. Balığı tutmadan satan, pençe ve diÅŸleriyle hücuma hazır kükreyen bir aslanı öldürmeden postunu salonundaki zinet eÅŸyaları arasında sayan hayalperest ile bu diplomatların gülünç mesleÄŸi arasında fark yoktur. Açıklamalarında gösterdikleri sebepler ciddiyetle tahlil olunmaya deÄŸeri olmayacak derecede tıflanedir. Kararlarının meÅŸruiyeti olmayan bu efendilerin, kendisini ÅŸiÅŸiren kurbaÄŸayı taklid etmeleri çok komiktir. Uluslararası hukuku ayaklar altına alan bu kana susamışlar mezalimlerinin hesabını verecektir." 
 
Yüzyıl önce, 1911 yılında, Ä°stanbul’da yaÅŸayan Iraklı ünlü yazar Babanzade Ä°smail Hakkı tarafından kaleme alınan bu satırlar, o dönemde Libya’yı iÅŸgal eden Ä°talyanları anlatıyordu. Babanzade Ä°smail Hakkı’nın Ä°talya’yı anlatan o sözlerini bugüne uyarladığınızda sizce de Halife Hafter’in icraatlarını anlatmıyor mu? Hafter, BM tarafından tanınan meÅŸru hükümetine karşı savaÅŸ açtı, Trablus’u bombaladı, yurtdışından paralı askerler getirdi, dışarıdan finanse edilen paralarla bazı kabileleri kendine baÄŸlamaya çalıştı, Trablus’u alamayınca hakim olduÄŸu bölgelerde gayri ÅŸer’i bir ÅŸekilde yeni bir hükümet ilan etti ve askeri olarak gerilemeye baÅŸlayınca da barış çaÄŸrısında bulundu. Bütün bu uygulamalar bize bu coÄŸrafyayı iÅŸgal eden emperyalist iÅŸgalciler ile onların bölgedeki piyonları arasında büyük bir farkın olmadığını gösteriyor. Her iki tarafta, bu coÄŸrafyayı ve halklarını sevmiyor bundan dolayı hem ÅŸehirleri yerle bir ediyor ve hem de halklarını katletmekten imtina etmiyorlar.
 
Babanzade’nin geçen hafta Osmanlıca’dan günümüz Türkçesine aktarılan tarihin tozlu rafları arasında kalmış makaleleri iki cilt halinde Ötüken Yayınları arasından çıktı. Geçen yüzyıldaki hemen hemen bütün olaylara makalelerinde yer veren Babanzade’nin, hem bir hukukçu hem de dünyayı gezen ve yakından takip eden biri olması dolayısıyla olaylara vukufiyetini çok bariz bir ÅŸekilde görebiliyorsunuz. 1909-1913 yılları arasında dönemin ünlü siyasi partilerinden Ä°ttihat ve Terakki Fırkası’nın gazetesi olan “Tanin” gazetesinde makaleleri yayımlanan Babanzade Ä°smail Hakkı’nın ilgi alanına girmeyen hemen hemen hiçbir mesele yok: “Amerika’daki baÅŸkanlık seçimlerinden Rus-Japon Muharebesi’ne, Çin’deki geliÅŸmelerden Fas ve Ä°ran’ın emperyalizmin diÅŸleri arasında öÄŸütülüÅŸüne, itilaf ve ittifak devletlerinin kendi aralarındaki dengelerden Osmanlı Devleti ile iliÅŸkilerine kadar geniÅŸ bir dış politika sahası… Buna paralel olarak II. MeÅŸrutiyet’in ilanı sonrasındaki süreç, 31 Mart Vakası, Bulgaristan, Bosna-Hersek, Girit Meseleleri, Trablusgarp Savaşı, Lübnan ve Yemen’deki olaylar, Arap coÄŸrafyasındaki hareketlilikler, Balkan SavaÅŸları, Rusya, Fransa ve Ä°ngiltere’nin politikaları, iç politik dengeler, Ä°slam ve siyaset, siyasi cinayetler, azınlıklarla iliÅŸkiler, Anayasa tadilatı ve ıslahat çalışmaları, iktisadi bağımsızlık vb. gibi daha da uzayıp gidecek olan bir liste…”
 
Babanzade’nin dış politika ile ilgili makalelerini okuduÄŸunuzda sanki bugünü okuyorsunuz. Olaylara çok yönlü bakmasından dolayı da her bir makalede çok yeni bilgilere ulaşıyorsunuz o dönemle ilgili. Bir hukukçu, siyasetçi, yazar ve hatip olan Babanzade Ä°smail Hakkı, 1876 yılında BaÄŸdat’da doÄŸdu. Babası son devrin tanınmış ilim ve idare adamlarından Babanzade Mustafa Zihni paÅŸa, kardeÅŸleri Ahmet Naim Babanzade ve gazeteci-Yazar Åžükrü Baban’dır. KardeÅŸi Babanzade Ahmet Naim, Osmanlı’nın son ve Cumhuriyetin ilk dönem ünlü Ä°slam alimlerinden biridir. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinden üniversitelerde felsefe, kelam, ilmü’n nefs (psikoloji) ve hadis üzerine dersler veren Ahmet Naim’in bu konular üzerine yazdığı birçok kitabı bulunmakta. Babanzade Ahmet Naim, Türkiye Cumhuriyeti Ä°lk CumhurbaÅŸkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün önerisi üzerine ünlü Hadis kitabı Buhari’yi ÅŸerhi ile birlikte Türkçe’ye tercüme etti. 8 cilt halinde basılan Buhari tercümesi ve ÅŸerhi halen Türkiye Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı tarafından basılmaya devam ediyor. 
 
Babanzade Ä°smail Hakkı, 1908 seçimlerinde Ä°ttihad ve Terakki’nin BaÄŸdat milletvekili olarak Meclis-i Mebusan’da yerini aldı. 1910’da kısa bir dönem Maarif Nazırı oldu. Hukuk ve Mülkiye mekteplerinden anayasa hukuku dersleri verdi. Siyasette ılımlı görüÅŸlere sahip olmuÅŸ, eÄŸitim ve ordunun siyasetten arındırılmasını savundu. 26 Aralık 1913’te sınıfta ders anlatırken geçirdiÄŸi beyin kanaması sonucundan vefat etti. Bir Irak seyahati sırasında yazdığı, Osmanlı idari teÅŸkilatının ıslahına dair makaleler dış basında dikkati çekti. Sonra bu makalelerini “Beyrut’tan Kuveyt’e Irak Mektupları” adıyla bir kitapta neÅŸretti. Yazdığı “Hukuk-ı Esasiye” adlı kitabı ise uzun zaman okullarda okutuldu. Ünlü Alman Devlet adamı “Bismark’ın Hayat-ı Siyasiyyesi” ve Siyonist lider Theodor Herzl’in büyük ilgi gösterdiÄŸi ve Fransa’daki Yahudi bir askerin mahkemesini konu edinen “Dreyfüs Meselesi” üzerine yazdığı kitaplar da mühim kitaplarındandır.
 
Hasılıkelam, kadim bilgi ile iÅŸtigal etmek bize tarihin tekerrürden ibaret olduÄŸunu gösteriyor. Bundan dolayıdır ki, geçen yüzyılın yazar ve düÅŸünürlerinin kitapları es geçilmemeli. Kendi dönemleri ile ilgili yaptıkları analiz ve yorumların ihtiva ettiÄŸi bilgiler, bugün de her aydın ve yazar için geçerliliÄŸini muhafaza etmektedir. Babanzade Ä°smail Hakkı’nın 110 yıl önce kaleme aldığı bu kabil kitap ve makaleler de bu türden eserlerdir. Bu tür eserler okunduÄŸu zaman bu eserlerde derin vukufiyetin örneklerini göreceksiniz.   
 
Kaynak: Ä°stiklal Gazetesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.