Vahdettin Ä°nce'nin kaleminden: Ramazan Dokununca...
Follow @dusuncemektebi2
Önce semaya dokunur ramazan. Dokunuşuyla birlikte bambaşka bir manaya bürünen hilali ruhunuzun derinliklerinde hisseder, semaya bambaşka bir gözle bakmaya başlarsınız.
Gözleriniz artık bedeninizin çapının ötesinde maÅŸrık ve maÄŸrip ufuklarına çakılı kalır.
Beyaz ip siyah ipten ayırt edilinceye kadar sihirli bir hissediÅŸin söküÅŸünü yani sahuru yaÅŸarsınız.
Gece ile gündüzü, karanlık ile aydınlığı, hak ile batılı, tevhit ile ÅŸirki, günah ile takvayı ayırt etme ufuklarına bakar durursunuz büyüleyici sahur vaktinde…
Ramazan dokununca ufuklara böyle olur. Gününüz, ayınız ayın etrafında döner artık.
Dünyanın uydusu ay siz de ayın peyki olursunuz. Durgun bir suya dönecek kadar yorgun düÅŸen varlığı yeniden canlandıracak ramazan dokunmuÅŸtur çünkü.
On bir ay boyunca didinen, çırpınan, tul-i emelin peÅŸinde koÅŸturan, düÅŸen kalkan, yiyen içen ve sonunda nefessiz kalan varlık bitkin düÅŸmüÅŸtür ve her nesne bütün benliÄŸiyle ramazanın ihya edici nefesini gözlemektedir.
Ve bu dokunuÅŸ gerçekleÅŸmeden önce haberi gelir bir muÅŸtu gibi. Zamana deÄŸmesinin zamanı gelmiÅŸtir ramazanın.
YaklaÅŸtıkça ramazana, zamanın nabız atışları deÄŸiÅŸir. Artık ramazan atmosferi içinde erimiÅŸ üç aylar olmuÅŸtur.
YaÄŸmur ilkin daÄŸlara dokunması gibi ramazan da ilkin semaya dokunur. Oradan dünyaya, eÅŸyaya ve dokunduÄŸunu ihya eder.
Zamanın içinde vakitlere dokunur bu sefer. BildiÄŸiniz öÄŸünleri unutun der: Yeni bir uyanışa odaklanın.
AkÅŸamın adı artık iftardır mesela. Açılış yani. Semadan gelen kendini tut emrine uyan insanın azat edildiÄŸi vakit.
Açılış demek olan iftar fıtrat ile aynı köktendir. Bir günlük kendini tutmanın, tefekkürün, hissetmenin yoÄŸunluÄŸu ile derinleÅŸen insanın öz yaratılışı ile buluÅŸması, fıtrata açılması yani.
Ramazan dokunduÄŸu için gece daha aydınlıktır artık. Gecenin kadri yücedir bu yüzden.
Gecelerden bir gece de daha yücedir elbette ve arar durursun onu, dualar önünde meÅŸale. Kur’an’ın dokunduÄŸu geceyi bulmak için geceni aydınlatırsın.
Ramazan geceye benzer benim hayalimde bu nedenle. Ayrıntıları gündüze bırakan, her ÅŸeyi apaydınlık bir siyaha boyayan geceye.
DaÄŸ, ova, yayla, dere, vadi, orman, aÄŸaç… her ÅŸey tevhit çarÅŸafına bürünmüÅŸ gibi olur. ‘Bir’ vardır sadece. Her ÅŸeyde birlik görünür yalnızca.
Ramazanı gecenin bir vaktinde çıkagelen ve uykuya yenilmek üzere olan gözleri uyandıran aziz bir misafire benzetirim aynı zamanda.
Derlenip toparlanır herkes aziz misafiri karşılamak için. Heybesinde manalar ikliminden hediyeler taşıyan aziz misafir.
Öleyazmış insanları dirilten Mesih nefesi gibi. Uzaktan gelen aziz misafirin geliÅŸini biri mesela bir anne mutlaka hissetmiÅŸtir önceden, ramazanın geliÅŸinin iki ay önceden hissedilmesi gibi.
Aziz bir misafir nasıl uyuyanları uyandırırsa bir gece vakti, eÅŸya da bambaÅŸka bir ihya sürecini yaÅŸar ramazan dokununca.
Her gün yediÄŸin ekmek, yemek, içtiÄŸin su ne varsa nimete dönüÅŸür ramazan dokunduÄŸu için.
Mala dokununca ramazan, o da fıtratla (fitre) buluşmanın coşkusuyla arınır, tezkiye (zekat) olur.
Ramazan dokununca sura üflenmiÅŸ gibi uyanır bütün uyuyanlar.
Kaynak: Åžarkul Avsat
Henüz yorum yapılmamış.