Sosyal Medya

Rasim Özdenören: Bir gerçeği olduğu gibi kabul etmek

Rasim Özdenören / Yenişafak



Ä°ÅŸte bütün mesele: olanı olduÄŸu gibi kabul edebilmek…
 
Shakespeare buna: olmak ya da olmamak, diyordu…
 
Sorun, olanı (vakıayı, gerçekliÄŸi) olduÄŸu gibi kabul etmede karşılaşılan güçlükte ortaya çıkıyor.
 
Olan, beklentimiz dışında tecelli etmiÅŸse onu olduÄŸu gibi kabul etmek birinci aÅŸama... EÄŸer olan olduÄŸu gibi kabul edilebilirse ona karşı savunmamızı ya da saldırımızı tayin etmede güçlük çekmeyiz.
 
Ancak olanı olduÄŸu gibi kabul etmede insanı zorlayan baÅŸat handikap, onu olduÄŸu gibi kabul etme yerine, kendi beklentimize göre deÄŸiÅŸtirme çabasında baÅŸ gösteriyor. Böylece gerçeklik karşısında alınması gereken tutum yerine, onu deÄŸiÅŸtirme çabası ön alıyor…
 
Ve böylece boÅŸa kürek çekmenin ilk adımı atılmış oluyor.
 
BoÅŸa kürek çekme ya da havanda su dövme…
 
Ya da akıntıya karşı kürek çekme…
 
Bir çaba harcanır, güç sarf edilir, emek verilir fakat boÅŸuna bir uÄŸraÅŸ…
 
Bu, gerçekliÄŸi olduÄŸu gibi kabul etme yerine o gerçekliÄŸi kendisi olarak kabul etmemeye götürüyor. Oysa o gerçeklik orada durmaya devam ediyor. Ne var ki insanın meramı o gerçekliÄŸi deÄŸiÅŸtirmeye matuf… O gerçekliÄŸi deÄŸiÅŸtirmek istiyorsan ilkin onu olduÄŸu gibi kabul etmek zorundasın!
 
UlaÅŸmak istediÄŸin menzil akıntının karşı yönündeyse oraya doÄŸru kürek çekmek boÅŸuna uÄŸraÅŸmak olur, akıntı seni kendi doÄŸrultusuna sürükler. Bu durumda kürek çekmeyi bırakıp kıyıdan yürüyerek oraya ulaÅŸmanın yolunu bulmaya çalışmak gerek…
 
Fatih Sultan Mehmet’in yaptığı tam da buydu. Halice çekilmiÅŸ zinciri kırmaya uÄŸraÅŸmak yerine gemilerini karadan yürüterek menzile ulaÅŸtı. Ondan önce yüzyıllar boyunca bütün cesur komutanlar o zinciri kırmaya çalıştı. Ama baÅŸarı sıfır… Fatih, iÅŸte o yüzyıllar boyu süren makûs deneyi tersine çevirdi ve menzile ulaÅŸtı. VerdiÄŸi karar basit bir gerçekliÄŸe dayanıyordu, olanı olduÄŸu gibi kabul etmek: zinciri orada bırak!
 
Åžimdi kimileri salgın dolayısıyla eve kapanmayı kabul etmek istemiyor. Bu nedenle de bunalıma giriyor veya bunalıma gireceÄŸini düÅŸünüyor. Oysa bir süre evde kalması gerektiÄŸi gerçekliÄŸini kabul etse her ÅŸey kolaylaÅŸacak, dahası sorun kalmayacak… Ama gerçekliÄŸi kabul etme yerine onunla bodoslama çatışmaya girmeye kalkışılınca gerçeklik onu alt ediyor.
 
Nerde eski Ramazanlar sayıklaması yerine, bu salgın dolayısıyla yaÅŸamakta olduÄŸumuz Ramazan ayını bir daha zor görebileceÄŸimiz bir fırsat olarak görmeyi denemek önümüze yeni ufuklar açar…
 
Durum kiÅŸisel iliÅŸkilerimizde de geçerli: muhatabımızı olduÄŸu gibi kabul edersek iliÅŸkimiz olaÄŸan mecrasında yürür. Ama muhatabımızı kendimize göre deÄŸiÅŸtirmeye kalkışırsak hüsranla karşılaşırız…
 
Bu, dünyayı ve olan biteni deÄŸiÅŸtirmeyelim anlamına gelmiyor. Bilakis onu deÄŸiÅŸtirmenin ön adımı oluyor… Yürürlükteki gerçekliÄŸi deÄŸiÅŸtirmek istiyorsan, ilkin onu olduÄŸu gibi tanımak ve öyle kabul etmekle yola koyul…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.