Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Salgın döneminde beslenme ve bağışıklık sistemimiz

Başta bakteriler ve virüsler olmak üzere, birçok yabancı maddenin öncelikli hedef olarak çökertmeye çalıştığı bağışıklık sistemini güçlendirebilmek, büyük ölçüde bireysel çaba ile ilişkilidir. Kişisel hijyen ve temizlikten başlayan söz konusu bireysel çaba, ancak sağlıklı bir beslenme ve yaşam rejimi ile başarıya ulaşabilir.



Bir ÅŸehir hayal edelim. Yalnızca görüp görebileceÄŸimiz deÄŸil, aynı zamanda hayal edip edebileceÄŸimiz de en güzel ÅŸehir olsun burası. Bir yanı insana ilham veren turkuaz renkli uçsuz bucaksız bir okyanusa, diÄŸer yanı yaÅŸadığı her anı kutsamasına imkân tanıyan görkemli bir dağın yamacına, âlemi yeÅŸilin her bir tonuna boyayan sık aÄŸaçlı çam ormanlarına baksın. Åžehirden daÄŸa doÄŸru yürüyüÅŸ yaparken Ballıbabagiller diye bilinen hoÅŸ kokulu ve renkli çiçekli bitkiler, baharatların gençlik demlerini soluyan binbir derde deva güzel kokularıyla ve göz alıcı renkleriyle muhtelif otlar, hafif çalılıklar, böÄŸürtlenler, meyve aÄŸaçları ve çeÅŸit çeÅŸit sebzenin, tahılın yetiÅŸtirildiÄŸi gönül ferahlatan baÄŸ ve bahçeler karşılasın bizi. Kim bilir kaç neslin yaÅŸam deneyimine ÅŸahitlik etmiÅŸ asırlık çınarların gövdesine tutkuyla sarılmış neÅŸeli sarmaşıklarla selamlaÅŸalım. Tabii her mevsimin kendine özgü ÅŸarkılarıyla hiç durmaksızın müzik icrasına devam eden muhtelif kuÅŸların cıvıltıları da… Onları da unutmayalım.
 
Öyle bir ÅŸehir ki…
 
Hayal etmeye devam edelim. Åžehrimizin daÄŸlarında dünyanın en kıymetli madenleri çıksın. Emeklerinin karşılığını en üst düzeyde alan hallerinden ziyadesiyle hoÅŸnut iÅŸçilerimizin adeta bir sanat eseri ortaya koyar gibi çıkarıp iÅŸledikleri bu çeÅŸit çeÅŸit altın, gümüÅŸ ve elmasların ihraç edilmesiyle elde edilen ekonomik kaynak, ÅŸehri adeta bir dünya cenneti haline getirmiÅŸ olsun. Åžehrimize ÅŸöyle bir bakanlar gıpta edip parmaklarını ısırsın. Kendi kendine yeten, var olmaya devam etmek için dışarıdan hiçbir “yapısal” unsura gereksinim duymayan, bütün iÅŸleyiÅŸi kendine özel, kendine ait ve nevi ÅŸahsına münhasır olan bu ÅŸehir, kuÅŸkusuz bütün bu mükemmelliÄŸi dolayısıyla bazı kıskanç ve ÅŸerir gözlerin de takibi altında olsun. DüÅŸmanları her fırsatta burayı ele geçirmek için planlar yapsınlar. Bu cennet ÅŸehrin zaaflarını arayıp dursunlar ve bir ÅŸekilde oraya sızmak için sürekli yeni yollar aramaya çalışsınlar.
 
Hayalî ÅŸehrimizi inÅŸa etmeyi sürdürelim. Bu dünya cenneti ÅŸehrin kıymetini haliyle çok iyi bilen buranın hükümdarı, hükmü altındaki güzelliÄŸi muhafaza edebilmek için akla gelebilecek bütün tedbirleri almış olsun. Zaten bir yanı okyanusla, öbür yanı ise aşılmaz daÄŸlarla çevrili olan ÅŸehrin etrafı adeta hiç kimsenin geçemeyeceÄŸi yüksek ve korunaklı duvarlarla çevrilsin. Günün yirmi dört saatinde nöbet tutan sayısız muhafız ÅŸehri çevreleyen korunaklı surların her santimini kontrol altında tutsunlar. Yüksek burçlardan çok uzakları seyreden gözcüler en küçük bir hareketi bile tespit etsin ve anında bütün risklere karşı önlem alınsın. Cennet ÅŸehri koruma tedbirleri yalnızca bunlarla sınırlı olmasın. Madenleri korumak için özel askerî birlikler, ÅŸehrin caddelerini her an kontrol altında tutmak için sayısız adamdan oluÅŸan dikkatli müfrezeler gece gündüz görev başında bulunsun. Åžehrin korunması için dünyanın baÅŸka hiçbir yerinde olmayan güçlü silahlar, haberleÅŸme ve iletiÅŸim mekanizmaları, bu ülke dışında hiç kimsenin henüz keÅŸfedemediÄŸi teknolojik aygıtlar, hatta normal koÅŸullarda vahÅŸi ve korkutucu olan birçok hayvan da kontrol altına alınıp sadık hizmetkârlar haline getirilerek iÅŸe koÅŸulmuÅŸ olsun.
 
 
Ä°nsan: Cennet ÅŸehrin simülasyonu
 
Kelimelerin lezzetine aÅŸina olan okur, insan bedeninden bahsettiÄŸimizi kolaylıkla anlamıştır. Dinimizin eÅŸref-i mahlûkât (yaratılmışların en ÅŸereflisi) olarak nitelendirdiÄŸi, Mukaddes Kitabımız Kur’ânı Kerîm’in, Allah’ın, kendisini “en güzel ÅŸekilde yarattığını” (Tîn Sûresi, 4. Ayet.) haber verdiÄŸi ve bedenin en küçük parçasını meydana getiren atom altı parçacıklardan vücudunun organlarına, aklına ve duygularına kadar insan, her haliyle mükemmel bir varlıktır. Her haliyle olaÄŸanüstü bir iÅŸleyiÅŸe sahip olan bedensel ve ruhsal mekanizmalara sahiptir. KuÅŸkusuz doÄŸanın bir parçası ve uzantısı olduÄŸunu unutmayıp yaÅŸamını bu çerçevede idame ettirdiÄŸi müddetçe, varlığını sürdürebilmek için tıpkı kendisine yeten ve baÅŸka hiçbir kimseye ve hiçbir ÅŸeye ihtiyaç duymayan hayalî ÅŸehrimiz gibi kendi kendisine yetebilmektedir. DoÄŸal koÅŸullarda yeni bir organa gereksinimi yoktur örneÄŸin, yeni bir kalbe, ayaÄŸa ya da akciÄŸere…
 
Ä°nsan hayalî ÅŸehirde olduÄŸu gibi iÅŸleyiÅŸi için gereksinim duyduÄŸu ÅŸeylerin bir kısmını bizzat kendi bedensel mekanizması içerisinde (hormonlar) oluÅŸturabilmekte, bir kısmını ise aklını ve bedenini kullanarak ürettiÄŸi besinlerden (vitaminler, mineraller, antioksidanlar, proteinler) elde etmektedir. Bütün bunlar, hayal ettiÄŸimiz ÅŸehrin yamacındaki baÄŸlardan bize hoÅŸgörüyle gülümsemektedir. Çam ormanı ve okyanusun temsil ettiÄŸi oksijen, insanın bedensel mekanizmasını harekete geçiren varoluÅŸunun zeminine yayılan temel hareket ettirici etmen, yalçın daÄŸlarındaki kıymetli madenler de insanın akıl ve duygularıyla ürettiÄŸi eserler olarak ele alınabilir. Her bakımdan kıymetli, hem bedenen hem de manen gerçek bir ÅŸaheserden söz ediyoruz. Korunması gereken, tehlikeler karşısında özenle muhafazasına memur olduÄŸumuz bir ÅŸaheser.
 
Hatırlayın, hayalî ÅŸehrimizin hükümdarı, ÅŸehrini kem gözlerden ve düÅŸmanlardan korumak için muazzam bir koruma mekanizması kurmuÅŸtu. Okyanus ve daÄŸ gibi doÄŸal korunaklara ilave olarak, ÅŸehrin etrafını muhkem surlarla çevirmiÅŸ, en kuvvetli muhafızlarını iÅŸe koÅŸmuÅŸtu. Bir baÅŸka ifadeyle, doÄŸal koruma kalkanının yanında, bu koruma kalkanını güçlendirmek ve daha etkili hale getirmek için ÅŸehrin en ücra sokaklarına kadar yayılan güvenlik teÅŸkilatı oluÅŸturmuÅŸtu. Tam da bu noktadan hareketle, kem gözlerin vücudumuza zarar vermek için fırsat kollayan virüs ve hastalıklar, daÄŸ ve okyanusun bağışıklık sistemimiz, surlar ile diÄŸer güvenlik tedbirlerinin ise bizim bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için almamız gereken tedbirler olduÄŸunu söyleyebiliriz. Özellikle Covid-19 pandemisinin bütün dünyayı tehdit ettiÄŸi içinde bulunduÄŸumuz günlerde, virüsün doÄŸrudan bağışıklık sistemimizle savaÅŸtığı hatırlanacak olursa, bağışıklık sistemimizi tahkîm etmek için elimizden gelen bütün çabayı ortaya koymamız gerektiÄŸini belirtmeye gerek yoktur herhalde.
 
Biberiye kılıcı, pancar kalkanı
Tıbbî literatürde “immün sistem” olarak da isimlendirilen bağışıklık mekanizması, kısaca insan bedenini hastalıklara karşı koruyan, hastalığa neden olan patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyarak onlarla mücadeleye giren iÅŸleyiÅŸlerin bütününe karşılık gelen doÄŸal biyolojik koruma refleksi olarak tanımlanabilir. BaÅŸta bakteriler ve virüsler olmak üzere, birçok yabancı maddenin öncelikli hedef olarak çökertmeye çalıştığı bağışıklık sistemini güçlendirebilmek, büyük ölçüde bireysel çaba ile iliÅŸkilidir. KiÅŸisel hijyen ve temizlikten baÅŸlayan söz konusu bireysel çaba, ancak saÄŸlıklı bir beslenme ve yaÅŸam rejimi ile baÅŸarıya ulaÅŸabilir. Bu bakımdan, bağışıklık sistemimizin güçlü olmasına en çok ihtiyaç duyduÄŸumuz bu günlerde, yeni tip koronavirüs sürecinden hasar görmeden çıkabilmek adına düzenli uyku, egzersiz, temiz hava ve oksijen gereksinimimize ilave olarak saÄŸlıklı beslenme hayatî bir önem taşımaktadır. Peki, bu saÄŸlıklı beslenme gereksinimini nasıl karşılayacağız? Aslına bakılırsa hiç de zor deÄŸil.
 
SaÄŸlıklı beslenmenin bir tarafı bağışıklık sistemimizi tahkîm edecek gıdalarla beslenmekse, diÄŸer tarafı da saÄŸlıksız gıdalardan uzak durmaktır, öncelikle bunu not etmek lazım. Dolayısıyla, bağışıklık sistemimizi korumaya, özellikle de günlük hayat içerisindeki hareketsizlik oranının tavan yaptığı karantina günlerinde cips, gofret, bisküvi, tatlı, dondurma, sürülebilir çikolata, beyaz un ve ÅŸekerden uzak durarak baÅŸlamamız gerekiyor. Hepimizin çok sevdiÄŸi bütün bu zararlı besin maddeleri, kendisinden kaçmaya çalıştığımız Covid-19 virüsü ile iÅŸbirliÄŸi yaparak hastalığın cennet ÅŸehrimize sızmasına neden olabilir. Bunun sonucunda ise çok geçmeden bütün ÅŸehri kuÅŸatan güvenlik mekanizmamızda zaaflar meydana gelebilir ve vücudumuzun doÄŸal biyolojik tedbirleri bir süre sonra berhava olabilir. Bunu hiçbirimiz istemeyiz. Bağışıklık sistemimize ilk fırsatta ihanet edeceÄŸine emin olduÄŸumuz söz konusu zararlı gıdalardan uzak durmak kesinlikle en makul seçenek gibi görünüyor.
 
Limonlu reyhan çayı
 
Bağışıklık sistemimizin zayıf kalmasına neden olabilecek zararlı besinleri bir kenara itip surlarımızın deliklerini bu ÅŸekilde kapattıktan sonra ikinci aÅŸamaya geçebiliriz. Bu aÅŸamada sistemi güçlendireceÄŸiz. Yeni askerleri iÅŸe koÅŸacak, yeni surlar inÅŸa edecek, koruma sistemimizi yeni silahlarla donatacağız. Bu mücadelede zengin antioksidan ve vitamin kaynağı gıdalar öncelikli dostlarımız olacak. O zaman doÄŸru mutfaÄŸa. Kırmızı ve beyaz etleri hazırlayıp güzel bir ayran yapmak için doÄŸal yoÄŸurdumuzu buzdolabından çıkarıyoruz. Kış kabağı ve balkabağı, siyah fasulye, karnabahar, brokoli, enginar, ıspanak, lahana, pancar, bamya ve patates suyun altına konulup bir güzel yıkandı mı? Ä°yi. KuÅŸkonmaz, bezelye, semizotu ve maydanoz da ayıklandı. YeÅŸilliklere limon sıkıp yanına havuç da dilimleyeceÄŸiz. Harika, o zaman domatesleri doÄŸrayıp kırmızı ve acı biberleri, biberiye, keten tohumu, kinoa ve ÅŸalgam yapraklarını tezgâhın üzerine indirebiliriz. Bu arada ekmek ve makarna yapmak için kepekli un kullanacak, pilav içinse bulguru tercih edeceÄŸiz. Tatlı yerine de kuru meyve (kayısı, hurma, elma, erik kurusu) ve pekmez. YeÅŸil veya reyhan çayı hele de limon damlatınca pembe hayali gözümüzün önünden ayırmayalım, kendisi ziyadesiyle önemli bizim için. Yemekten sonra tatlı bir ÅŸeyler ya da kuruyemiÅŸ de gerekli. O zaman portakal, mandalina, greyfurt, kivi, armut, elma, hurma, karpuz, muz, kiraz, viÅŸne, ahududu, çilek, böÄŸürtlen, yabanmersini, kayısı ve mango ile badem ve cevizimizi de hazırda tutalım. Tabii korona sürecinde evde kalıp güzel renkli hayaller kurmayı da unutmayalım.
 
Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut / Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.