Sosyal Medya

Güncel

'Salgının dünya düzenini nasıl etkileyeceği tartışılıyor

Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM), "yeni dünya düzeni" tartışmalarında Türk akademisyenlerin değerlendirmelerini bir kitapta topladı.



Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının küresel düzene olası etkileri tartışılırken Türk akademisyenlerin görüÅŸlerinin toplandığı kitapta, geleneksel devletçi yaklaşımların geri dönüÅŸü, güçlü ulus devlet kavramının yükseliÅŸi, ülkelerin daha korumacı yaklaşımları benimsemesi, ABD'nin küresel sistemde zayıflamasına raÄŸmen ABD-Çin rekabetinin hız kazanması, küresel iÅŸ birliÄŸinin zayıflaması gibi deÄŸerlendirmeler ön planda yer aldı.
 
DışiÅŸleri Bakanlığı Stratejik AraÅŸtırmalar Merkezi (SAM) tarafından yayımlanan "Covid-19 Sonrası Küresel Sistem: Eski Sorunlar Yeni Trendler" kitabında, Türk akademisyenler ve uzmanlar salgının küresel sisteme nasıl etki edeceÄŸini deÄŸerlendirdi.
 
 
SAM BaÅŸkanı Ufuk UlutaÅŸ, salgın sonrası ortaya çıkacak eÄŸilimlerinden birinin "güçlü devlet" kavramının yeniden itibar kazanması olacağını vurguladı. Salgınlarla mücadelede devlete ihtiyaç ve yönelimin artacağına dikkati çeken UlutaÅŸ, "BaÅŸta Dünya SaÄŸlık Örgütü ve Avrupa BirliÄŸi (AB) gibi uluslar üstü örgütlerin mevcut pandemideki verimsiz ve yetersiz rolleri de hesaba katıldığında, kendi kendine yeten devlet ile güçlü devlet kavramları arasındaki baÄŸ güçlenecek." ifadesini kullandı.
 
UlutaÅŸ, devletin güçlenmesinin otoriterleÅŸmeyi beraberinde getirmek zorunda olmadığına iÅŸaret ederek, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:
 
"Otoriter rejimler pandemiyle mücadele performansları sebebiyle makbul sistemlere dönüÅŸmeyeceklerdir. Kaldı ki otoriter rejimlerin pandemi performansını deÄŸerlendirebileceÄŸimiz ÅŸeffaf verilere genelde sahip deÄŸilizdir. Bununla beraber Türkiye, Güney Kore, Almanya gibi ülkeler de dahil olmak üzere bazı demokratik ülkelerin koronavirüsle mücadelesi, sadece otoriter rejimlerin pandemiyle etkin mücadele edebileceÄŸi mitini ortadan kaldırmaktadır."
 
UlutaÅŸ, Türkiye’yi çevreleyen bölgelerdeki kaosun temel parçalarından olan "baÅŸarısız devlet" (failed state) olgusunun da salgın sonrasındaki dönemde daha yaygın ÅŸekilde gündeme geleceÄŸi öngörüsünde bulundu. UlutaÅŸ, "Bu devletlerin pandemi sonrasında derinleÅŸecek sosyo-politik ve ekonomik öfke tırmanışını yönetmeleri oldukça zor olacak. Bu da tabiatıyla, birçok ülkede salgın sebebiyle ara verilen halk protestolarının yenileriyle birlikte tekrar canlanabileceÄŸine iÅŸaret etmektedir." deÄŸerlendirmesini yaptı.
 
Salgının ekonomik boyutuna da deÄŸinen UlutaÅŸ, "Ä°kinci Dünya Savaşı sonrasında oluÅŸan düzende ABD’nin Sovyetler karşıtı pozisyonunu ve ittifaklar manzumesini saÄŸlamlaÅŸtıran Marshall Planı’na benzer ekonomik kurtarma ve yardım paketleri, pandemi sonrasında kırılgan ekonomilere sahip devletlerin eksen deÄŸiÅŸtirmesi ya da deÄŸiÅŸtirmemesi için bir araca dönüÅŸebilir. Bu noktada bariz bir ÅŸekilde ABD-Çin rekabeti karşımıza çıkacaktır." görüÅŸünü paylaÅŸtı.
 
UlutaÅŸ AB’nin geleceÄŸi konusunda ise "Kovid-19 sonrası ekonomik yeniden yapılanmada her türlü desteÄŸe ihtiyaç duyacak olan AB devletleri, AB fonlarını kolayca gözden çıkaramayacaktır. AB örneÄŸinin de iÅŸaret ettiÄŸi gibi eleÅŸtiriler çok taraflılığın gereÄŸini ortadan kaldırmamakta, aksine çok taraflı mekanizmaların etkinleÅŸtirilmesi ihtiyacını vurgulamaktadır." görüÅŸüne yer verdi.
 
Duran: Büyük güç rekabetine dayalı düzensizlik
 
Siyaset, Ekonomi ve Toplum AraÅŸtırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, salgın sonrasında yakın-orta vadede Çin’in ABD’nin yerine geçecek bir süper güç konumuna yükselmesi senaryosunun gerçekçi görünmediÄŸini vurguladı.
 
Çin’in politik ekonomi ve uluslararası normlar açısından bir düzen kurabilme kapasitesinde olduÄŸunun söylenemeyeceÄŸine iÅŸaret eden Duran, Avrupa BirliÄŸi’nin durumu için de "AB’nin liberal düzeni korumakla ilgili ABD’ye bağımlılıktan kurtulamayan bir siyasetsizlik ve lidersizlik sendromundan muzdarip olduÄŸu söylenebilir." görüÅŸünü aktardı.
 
Rusya’nın da düzensizlikten beslenen bir büyük güç olarak düzen kurma kapasitesine çok uzak olduÄŸunu belirten Duran, salgının jeopolitik etkileri konusunda ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptı:
 
"Kovid-19’un jeopolitik etkisinin Richard Haass’ın iÅŸaret ettiÄŸi gibi, ‘tarihi yeniden ÅŸekillendirme’ deÄŸil, ‘hızlandırma’ ÅŸeklinde olması akla yatkın gelmektedir. Haass’a göre beklenmesi gereken 2. Dünya Savaşı sonrasının iÅŸ birliÄŸi deÄŸil, 1. Dünya Savaşı sonrasının belirsizliÄŸidir. Bu da ABD liderliÄŸinin düÅŸmeye devam etmesi, küresel iÅŸ birliÄŸinin daha da zayıflaması, birçok ülkenin baÅŸarısız devlete dönüÅŸmesi ve büyük güç rekabetinin derinleÅŸmesi anlamına gelecektir. Uluslararası sistemin geleceÄŸinin ÅŸekillenmesinde en etkili iki aktör olan ABD ve Çin’in pandemi sonrasında iÅŸ birliÄŸi yapmaması, aksine çok boyutlu ve sert bir kapışmaya girmesi, ticaret savaÅŸlarına virüs savaşının eklenmesi demektir. Yeni bir dünya düzeni kurulamasa da ‘büyük güç rekabetine dayalı düzensizliÄŸin’ yani türbülansın yoÄŸunlaÅŸacağı anlaşılmaktadır."
 
Aydınlı: Mevcut düzenin süreceÄŸi tahmini daha yerinde
 
 
Bilkent Üniversitesi ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Ersel Aydınlı ise salgın ile mücadelenin sonuçlarının henüz belli olmamasına raÄŸmen sistemde büyük deÄŸiÅŸikliklerin tartışıldığını hatırlatarak, "Oysaki mevcut düzenin süreceÄŸi yönünde daha temkinli bir tahminde bulunmak daha yerinde olacaktır." ifadesini kullandı.
 
1918’deki Ä°spanyol gribi salgınını hatırlatan Aydınlı, tahmini 50 milyon ölümün Birinci Dünya Savaşı’ndakinden çok daha fazla olmasına raÄŸmen, salgının dünya siyaseti tarafından neredeyse hiç olmamış kabul edildiÄŸini belirtti.
 
Aydınlı, salgın nedeniyle görülebilecek deÄŸiÅŸikliklerin muhtemelen daha ziyade ülke içlerinde olacağı öngörüsünü yaparak, ÅŸöyle devam etti:
 
"Kriz ilk aÅŸamada devletler ve yönetiÅŸim performansları için önemli bir sınav olacak. Halihazırda edinilmekte olan acı tecrübeler temelinde açık toplumlarda siyasi deÄŸiÅŸim ve reform yönünde baskılar ortaya çıkabilir. Daha kapalı toplumlarda durumun olumsuz etkilerinin anlaşılması biraz daha zaman alabilir. Her halükarda hükümetlerin halklarını korumada daha hazırlıklı olmasına yönelik reform süreçleri baÅŸlayabilir. Bu durum çok taraflılığın ve küresel hareketliliÄŸin kısıtlanmasına neden olup, daha korumacı ve savunmacı pozisyonların alınmasıyla sonuçlanabilir. (Dramatik bir dönüÅŸüm yerine) Geleneksele dönüÅŸün baÅŸka bir örneÄŸi olarak sınırların önemi artacak."
 
Uluslararası iliÅŸkilerde daha geleneksel, "devletçi" yaklaşıma geri dönülebileceÄŸini savunan Aydınlı, "Devletin gerçek anlamda geri dönüÅŸüne tanık olabiliriz. Devlet, sadece son yıllarda terörizm, göç ve yükselen güçlerden kaynaklı tehditler karşısında öne çıkan ‘dış koruyucu’ kimliÄŸiyle deÄŸil, aynı zamanda vatandaşını savunan ‘iç koruyucu’ kimliÄŸiyle geri dönecektir. Güçlü bir yönetimi, rezervleri, kapasitesi ve vatandaÅŸlarını böylesi zamanlarda koruyabilecek kurumsal hazırlığı olan kuvvetli devletler ideal haline gelebilirler." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
 
Aydın: Popülizm, yabancı düÅŸmanlığı gibi trendler deÄŸiÅŸmeyecek
 
 
Kadir Has Üniversitesi ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın, son yıllarda geliÅŸen siyasette artan popülizm, ekonomik-milliyetçilik ve yabancı düÅŸmanlığı gibi uluslararası trendlerin salgın dolayısıyla büyük deÄŸiÅŸimlere uÄŸramayacağını görüÅŸünü dile getirdi. Aydın, "Buna karşılık, krizin uzaması ve ekonomik olumsuzlukların artması halinde pek çok ülkede popülist liderlerin sorgulanması ve/veya iktidar deÄŸiÅŸiklikleri de gündeme gelebilir." öngörüsünde bulundu.
 
Çin-ABD rekabetinin hızlanarak devam edeceÄŸi, hatta ekonomik yönü ağır basan yoÄŸun bir gerginlik dönemine gireceÄŸi görüÅŸünü aktaran Aydın, "Salgın döneminde belirginleÅŸen dünya üretim zincirinin özellikle ara mallarda Çin’e bağımlı olması gerçeÄŸi, kriz öncesinde baÅŸlayan ABD’nin belirli ürünler için Çin-dışı alternatifler geliÅŸtirme arzusunu derinleÅŸtirerek, Batı’nın geneline yayılan ortak bir çabaya dönüÅŸtürebilir." deÄŸerlendirmesini yaptı.
 
Aydın, AB’nin geleceÄŸi hakkında ise "AB’nin krizden sonraki varlığının, büyük ölçüde ana uÄŸraÅŸ alanı olan ekonomi boyutunda üye ülkelerde saÄŸlayacağı dönüÅŸüm ve gelmekte olan ekonomik krizin en az hasarla atlatılmasına vereceÄŸi katkı çerçevesinde belirleneceÄŸini belirtmek gerekir. Bu yöndeki baÅŸarı, AB’nin evrilerek devamına da katkı saÄŸlayacaktır. Aksi ise daha da zayıflamasına neden olacaktır." ifadesini kullandı.
 
Baç: Ulus devletler krizden güçlenerek çıkacak
 
 
Sabancı Üniversitesi ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Müfteler Baç ise salgının etkilerini kestirmenin çok zor olduÄŸunu belirterek, "Kesin olan bir nokta vardır. O da dünya düzeninin koronavirüs salgını sonrasında Mart 2020 öncesinden çok farklı olacağıdır." ifadesini kullandı.
 
"Ulus devletlerin bu krizden daha da güçlenerek çıkacağını" öngören Baç, ulus devletlerin kendi vatandaÅŸlarını korumak için küreselleÅŸmenin çeÅŸitli boyutlarından feragat etmek zorunda kalacağını belirtti. Baç, olası yeni dünya düzeni konusundaki görüÅŸlerini ÅŸöyle aktardı:
 
"EÄŸer ulus devletlerin korumacı milli politikaları maddi çıkarlarını korumaya yetmeyecek olursa ve bu krizi ancak uluslararası iÅŸ birliÄŸi ile atlatabileceklerini fark ederlerse, yeni bir dünya düzenine doÄŸru hızlı bir geçiÅŸ olabilir. Böyle bir durumda, ulus devletler kendi aralarındaki koordinasyonu – bilimsel bilgi paylaşımı ve ortak çözüm üretme – artırarak daha etkili bir küresel yönetiÅŸim modeli geliÅŸtirebilirler."
 
Kaynak: AA

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.