Sosyal Medya

Yusuf Kaplan: Rahmet Elçisini anlatıp yaşayan Ömer Döngeloğlu hocanın ardından

Ömer Döngeloğlu Hoca vefat etti. Koronavirüs’ten tedavi görüyordu. Zorlu geçiyordu tedavisi. Sonunda Hakka yürüdü Hocamız. Hem Ramazan’da hem de tabiî âfetten vefat ettiği için inşallah şehitler arasında yazılmıştır adı.



Vefat haberini öÄŸrenince yüreÄŸim titredi, çok üzüldüm, uzunca bir süre hüzün kapladı her yerimi... Uzunca bir süre kendime gelemedim.
 
RAHMET ELÇÄ°SÄ°NÄ° HEM ANLATIYOR HEM DE YAÅžIYORDU...
 
Yakından tanışmıyorduk. Ama çok yakın dostmuÅŸuz gibi derin bir muhabbetimiz vardı birbirimize.
 
Ömer Hoca’yla hep Kanal 7 / Ülke TV koridorlarında karşılaşıyorduk, nedense...
 
BaÅŸka yerlerde, türlü toplantılarda filan da karşılaşıyorduk zaman zaman.
 
Her karşılaÅŸmamızda, istisnasız her defasında “zihin haritalarımızı, koordinatlarımızı sizden alıyoruz, size borçluyuz. Size çok seviyoruz Allah için. Ayrıca gençlere ulaÅŸan, gençlerle uÄŸraÅŸan, gençlerin elinden tutan, önünü açan kaç adam kaldı ÅŸu çorak ülkede! Siz, sadece zihin haritalarımızı deÄŸil, geleceÄŸimizi de hazırlıyorsunuz. O yüzden dua ediyoruz size” derdi.
 
Her karşılaÅŸmamızda bu iki ÅŸeyi sürekli vurgular ve ardından çok güzel dualar ederdi, çok güzel dualar. Allah razı olsun ondan.
 
Asıl biz ona dua ederiz, Rabbimden rahmetini esirgememesini niyaz ederiz.
 
Bizim pek yapamadığımız bir ÅŸeyi yapıyordu Ömer Hoca: Hz. Peygamber’i (sav), sahabe-i güzîni o kadar güzel, o kadar sarsıcı, o kadar canlı anlatıyordu ki, sözleri, insanı yüreÄŸinden yakalıyor, yıkıyor, yakıyor, arındırıp kendine getiriyordu. Rahmet elçisini, ashabını anlatmıyordu, yaşıyordu... Ä°liklerine kadar hem de!
 
“Biz anlatıyoruz ama siz yaşıyor ve yaÅŸatıyorsunuz. Asıl sizden Allah razı olsun”, derdim ben de her defasında.
 
PARANIN PULUN DEĞİL, DAVASININ PEŞİNDE KOŞTURDU!
 
BaÅŸka bir özelliÄŸini de sizlerle paylaÅŸmak isterim. Rahmet olur, Rabbimizin rahmetiyle muamele etmesini saÄŸlayacak güzel dualarla anmanıza vesile olur ümidiyle bu özelliÄŸini özellikle paylaÅŸmak istiyorum sizlerle.
 
Hayatımıza televizyon girdi, mahremiyet çekildi; haya, edep, kalpleri sarıp sarmalayan, birbirine baÄŸlayan o hasbî muhabbet çekip gitti, hayatımızdan, çekildi.
 
Televizyonla birlikte, zamanla, tele-teologlar türedi, bildiÄŸiniz üzere... Dini çarpıtan, yamultan, köÅŸeyi dönen tuhaf tele-teolog-star’lar! Pop-starlardan farkı yoktu bunların: Dini anlatmak yerine, kendilerini pazarlıyorlar, uçuk fiyatlarla televizyon programları, konferanslar yapıyorlardı...
 
Ä°slâm çok yara aldı bundan. BildiÄŸimizden de çok hem de.
 
Elbette ki, istisnaları, Allah rızası için nefes alıp veren hocalarımızı tenzih ediyorum.
 
Ä°ÅŸte bu istisnâî hocalarımızdan biriydi Ömer DöngeloÄŸlu Hoca.
 
Para peÅŸinde deÄŸil, dava peÅŸinde koÅŸturdu, durdu hep...
 
Derdi vardı, iddiası vardı, rüyaları vardı... O derdinin izini sürdü, iddialarının hayata geçmesi, rüyalarının gerçeÄŸe dönüÅŸmesi için nefes alıp verdi sadece.
 
Gönülleri fethetti. Gönüllerde taht kurdu.
 
Çok da mütevazı idi. Tevazuu yapmacık deÄŸildi. Sarsıyordu insanı. Sarıp sarmalıyor, kendine getiriyor, dünyasını geniÅŸletiyor, insanın kalbini neÅŸveyle, Müslüman olma coÅŸkusu ve sevinciyle dolduruyordu.
 
Çok güzel bir Müslümandı.
 
Vefakâr, cefakâr, fedakâr bir insandı.
 
YüreÄŸi yangın yeriydi.
 
Güzel hizmetler yaptı, dahası gönüller yaptı gitti bu dünyadan.
 
Allah (cc) rahmet eylesin. Ailesine sabır versin, metanet versin. Rabbim mekânını cennet, makamını âlî eylesin. Âmin. Vesselâm.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.