Sosyal Medya

Sezai Karakoç: Hilalin var olduğu ilk günden beri tazedir oruç

Ramazanla ilgili yazılacak olan şeylere yeni bir şey ekleyebileceğimi sanmıyorum. Ancak bir iz sürüp bu ize dikkati çekebilirim. İşte bu sebeple Sezai Karakoç un Ramazan a dair görüş ve düşüncelerini paylaşmak amacım.



Sezai Karakoç, her ÅŸeyiyle bir medeniyet ÅŸairi. Åžiirlerinden hikayelerine, konferanslarından diÄŸer düzyazı kitaplarına kadar bu vatan için ve bu vatana dair olanları konu edinmiÅŸtir. Somut önerileri vardır. Öyle iÅŸin felsefesine kaçmaz düzyazı eserlerinde. Mesajın direktliÄŸi bunu daha etkili kılıyor. Ramazan ayı ve oruçla ilgili Üstadın "Günlük Yazılar II"* eserinde çarpıcı ifadeleri var. Bunlar, 1967-68 yıllarında gazetede çıkan yorum ve görüÅŸleri.
 
 
Ä°lk yazı "Her Yıl Bir Mucize Gibi Gelen" baÅŸlıklı ve orucu konu edinen yazıdır."Kalemimin yeni ülkesinin ilk konuÄŸu oruç oldu. Her yıl olduÄŸu gibi, bu yıl da vakit eriÅŸti ve saat, mucize saati çaldı da ufkumuzda incecik, gümüÅŸten bir yay halinde o eskimez, yıpranmaz, kararmaz hilâli gördük." Sezai Karakoç hilâl dolayısıyla Ramazan ın eskimezliÄŸin vurgularken daha ilk satırlarda müthiÅŸ bir benzetmeye imza atıyor. Hilâl varolduÄŸundan bu yana nasıl taze kalabilmiÅŸ ve yıpranmamışsa, Ramazan da aynen öyledir. Milyonlarca yıldır eskimezliÄŸini ve berraklığını koruyan bir vakıaya (Ramazan) eriÅŸmek elbette bir mucizedir. "Orucun ilk günü, kararmaya yüz tutmuÅŸ kalpte küçücük bir benektir, ilk günkü hilâl gibi ince bir göz kırışığıdır. Kalbin bir ucunda baÅŸlayan bir aÄŸartıdır. Fakat ay nasıl gökte gün gün büyür, ilkin bir nar, bir kalp büyüklüÄŸüne erer, sonra daha da büyüyerek göÄŸdeleÅŸirse, orucun aÄŸartısında günler ilerledikçe, bütün kalpler bir ayna gibi aydınlanınca, birbirlerine yansıyarak Ä°slâm topluluÄŸunun ruhunda dışardan gelip onları ayıran zarlar ve kabuklardan kurtularak kaynaÅŸacaklar ve bir tek kalp haline gelecekler. Müslümanlar ın kalbi birbirinde eriyerek ve kaynaÅŸarak bir tek kalp haline gelecek, ayın on dördü bir ay büyüklüÄŸünde bir kalp haline..."
 
Bu ifadelerde yine müthiÅŸ bir kalp ve akıl becerisiyle karşı karşıyayız. Orucun kararmaya yüz tutan kalpte küçük bir benek olması ve bunun bir hilâlin büyüyüp bir dolunaya dönüÅŸmesi gibi büyümesinden bahsediliyor ki, bu günahın kalpte kara bir leke iken büyüyüp kalbi kaplamasının farklı ve ÅŸahane benzetme olarak yansıtılmadır. Günah bir kara leke gibi kalbi kaplıyor; Sezai Karakoç ise orucun kalbi aydınlatışından bahsediyor. "Ä°nanmış adamın ruhunu, karanlık ruhların baskısından kurtarıp onu bir hilâl gibi hafifleten kuÅŸkuyu, kaygıyı, nimete çöken telaÅŸ ağırlığını, boÄŸaz sıkan tedirginliÄŸi yakan bir ateÅŸ emaneti. AteÅŸ gibi gelen bir emanet." "Oruçla gelen ruhların uyanışı da tıpkı sahurdaki ışıkların bir bir yanışı gibi, biri yanınca öbürünü de çağırmış gibi bir ÅŸölendir. Oruç ruhların ÅŸölenidir."
 
Benzetmelerle doludur Sezai Karakoç ta orucun yankısı. Bir hilâl gibi hafiflemek, ruhların ışıklar gibi aydınlanışı, ruhların ÅŸöleni.... "Her yıl bize gelen bir medeniyet", "ÅŸuurlandıran bir armaÄŸan", "bir peygamber armaÄŸanı", "bir diriliÅŸ mucizesi", "aydınlığa koÅŸanlara ve susamışlara bir umut ve bir muÅŸtu", "vakte gelen ilâhi bir sahife", "kalbe yaklaÅŸan bir teselli"... Ä°ÅŸte tüm bunlar Sezai Karakoç ta oluÅŸan orucun yankı ve anlamlarıdır. Orucu insanın canlı oluÅŸundan daha fazla canlı bulur Sezai Karakoç. Orucun canlılığı insanınkinden nasıl fazla olabilir? Onda ölümün eriteceÄŸi et ve kemik yok; oysa "insan saÄŸken bile ölümle karışıktır." Üstadın ifadesiyle oruç "yüzde yüz diridir, net diridir."
 
Orucun acıkıp susadığından bahseden Üstad, bu açlık ve susuzluÄŸun sebeplerini de vurgular. "Orucun susadığı ve ab-ı hayat gibi kanamadığı su Kur ân sesi, acıktığı namaz, örtündüÄŸü merhamet, kuÅŸandığı giyindiÄŸi Allah adının yükseltilmesi yani cihadtır." Orucun birebir hayatımızda bir mütemmim cüz (ayrılmaz parça) olduÄŸu söylenebilir.
 
Sezai Karakoç orucu o kadar hayatın içine alır ki, oruç karşımızda hasbihal ettiÄŸimiz ve yılda bir ay evimize gelen ve her geliÅŸ zamanı bilinen bir misafirdir. HoÅŸ geldin ey mübarek misafir yine. Üstadın cümleleriyle söylersek son sözü; "Yüksel bir kere daha ey ahir zaman ezanı." * Sezai Karakoç, bu yazının yazıldığı 2003 Ramazanının ardından tüm Ramazan ve oruçla ilgili metinlerini "Samanyolunda Ziyafet" ismiyle kitaplaÅŸtırdı.
 
 
Kaynak: Milli Gazete-ArÅŸiv (Ekim 2005)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.