Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Nuri Pakdil: Okumadığın gün karanlıktasın

Nuri Pakdil, edebiyat dünyamızın yalnız adamlarından biriydi. Uzun süre devam ettirdi bu yalnızlığı. Son yıllarda yeniden kendisini kitaplar, dostlar ve okurlarla buluşturdu. Klas Duruş’un nasıl olması gerektiğini ortaya koyduğu kendine has ‘tavır’la gösterdi.



“Gerçeklik kendini bir kere daha dayatıyor: her ölüm erkendir…
Her ÅŸey biter, çıplak hakikat yüzümüze ÅŸamar gibi iner…”
 
Rasim Özdenören, Nuri Pakdil’in vefatının ardından yazdığı yazıya böyle baÅŸlamış. Ölümün soÄŸuk yanı yüzümüze deÄŸdiÄŸinde anlamak daha kolay oluyor karşılaÅŸtığımız hakikati. Nuri Pakdil’in vefat ettiÄŸi haberini aldığımızda daha çok hissettik ölümün soÄŸuk yüzünü. Ä°nsan yakınlarını kaybettiÄŸinde nasıl hissederse, öyle…
 
Edebiyat dünyamızın yalnız adamlarından biriydi. Uzun süre devam ettirdi bu yalnızlığı. Son yıllarda yeniden kendisini kitaplar, dostlar ve okurlarla buluÅŸturdu. Klas DuruÅŸ’un nasıl olması gerektiÄŸini ortaya koyduÄŸu kendine has ‘tavır’la gösterdi. Okumanın, yazmanın meÅŸakkatli fakat güzel bir  ‘yürüyüÅŸ’ olduÄŸuna inandığını, yaÅŸayarak gösterdi. Ä°nsanın içinde bulunduÄŸu karanlıktan ancak okuyarak çıkabileceÄŸini söylerken kullandığı cümle, aÅŸkla, coÅŸkuyla baÄŸlılığın en güzel örneÄŸiydi: “Okumadığın gün karanlıktasın...”
 
Nuri Pakdil’in edebi etkinliÄŸi kendine özgü dil ve söylemle eÅŸsiz bir yere, eÅŸsiz bir konuma sahiptir. Onun bütün eserleri bir medeniyet idrakine yaslanan anlayışın yansıması olarak çıkar önümüze. Vahiy uygarlığına yaslanan duyarlılığı ile öne çıkan bir edebiyat adamı, bir eylem adamıdır. Emek önceliklidir, önemlidir. Alın teri önemlidir. Ä°nsanın emeÄŸinin sömürülmesine karşı çıkar. Ä°nsanın hakkını savunmanın bir vazife olduÄŸuna inanır. Alın teri, emek ve hak kelimeleri her zaman onu heyecanlandıran coÅŸturan kelimelerdir.
 
Yazı yazmak insanın üzerindeki bir yük, bir ödevdir. Eylemle aynı kategoride deÄŸerlendirir yazmayı… Edebiyat dergisinin daha ilk sayısında ‘yazı’nın bir baÄŸlanma olduÄŸunu ilan etmiÅŸtir. Medeniyetimize, Ä°slam’ın yeniden diriliÅŸi düÅŸüncesine baÄŸlılıktır bu. Ä°nançla, hakikatle, doÄŸrulukla, güzellikle, düÅŸünce ile, sanat, edebiyat ve kültürle buluÅŸmanın en iyi yolu olarak görmüÅŸtür yazıyı. Yazmak eylemi onun için çok özel anlamlar taşır. Edebiyat dergisinin sorumluluÄŸu insan üzerinde ortaktır. Bu dergide yazan kiÅŸi ile dergiyi okuyan kiÅŸi arasında sorumluluk bakımından fark yoktur, bilakis yazar ve okuyucu kol kola sürdürmektedir bu yürüyüÅŸü… Nuri Pakdil’e göre yazı, hayat ve eylem bütüncüldür. “Eylem yapıyorum, o halde varım” diyen Pakdil, “Oldum olası bir söz ilgilendirmiÅŸtir beni:Eylem, sözü. VaroluÅŸumuzu bu sözden baÅŸka hiçbir sözle açıklayamayız.” der. Edebiyat dergisine katılmaya çağırdığı kiÅŸileri önce bir eyleme katılmaya çağırır. Edebiyat dergisinde yazı yazmak, onu okumak, satın almak, dağıtmak, alıp bir dostuna, gönüldaşına vermek hepsi eylemin birer parçasıdır. 
 
Yazı bilinçli bir seçimle anlamlıdır
 
Yazmak sadece sürekli bir eylem deÄŸildir, aynı zamanda sürekli seçim yapma dikkati ve bilincidir. Bu seçim bilinci inançla bütünleÅŸir. Yazı bilinçli bir seçimle anlamlıdır. Hakikatin baÄŸrında ÅŸekillenen yazı ödevini yerine getirmenin hazzı ile eylemci bir ruhu taşıdığının bilincindedir. Ancak bir eylemle bütünleÅŸtiÄŸi takdirde yazı bir anlam ifade eder, bir deÄŸer ortaya koyar.
 
Yazı ile bir eylem ortaya koyan yazar, “çağının en etkili, en sorumlu, en yiÄŸit, kendisinden en çok korkulan eylemcisi”dir. Yazar, yazma eylemi ile hayata dokunur, topluma çevreye gerekirse müdahale eder. “Yazmak, yeryüzüne, sorumlu, entelektüel bir bakış”tır. Ä°nsanın tarih boyunca süregelen mücadelesinin, bu mücadeleye tereddütsüz katılmanın ve bunu anlatmanın bir yansımadır, sonucudur, yazmak.
 
Nuri Pakdil, yazma iÅŸini böylesine anlamlı bir sorumluluk olarak gören bir yazardı. Edebiyat dergisinde böyle bir sorumluluÄŸun idraki ve eyleme dönüÅŸmesi ile ortak bir çizgi çıktı ortaya. Dergide yazan bütün yazarlar bu sorumluluk bilincini taşıdılar her zaman.  Edebiyat dergisi Nuri Pakdil’e göre bir direniÅŸin, özgürlüÄŸün sesi olmaya çalışmıştır. DüÅŸünce, sanat, edebiyat ve entelektüel birikimi ile bir öncü insan olan Nuri Pakdil için Edebiyat dergisi, bir eylem alanıydı.. 
 
Nuri Pakdil entelektüel bir kimliÄŸi olan bir yazardı. Entelektüel bir kimliÄŸe sahip olmasına raÄŸmen muhalif ve devrimci kiÅŸiliÄŸi vardı. Bu duruÅŸu ile hem muhalif oluÅŸun hem de teklif sunuÅŸun örneÄŸini ortaya koyabilmiÅŸtir. Bu açıdan bakıldığında sadece bir yazar, sanatçı olarak dergi ve kitaplarıyla yetinmemiÅŸ, inancı doÄŸrultusunda, kültüre, sanata, düÅŸünceye, toplumsal çevreye, kısaca hayatın bütününe karşı tavır ortaya koymuÅŸ, direnç göstermiÅŸ, bir etki oluÅŸturabilmiÅŸtir. Bu bilinçli direnç, muhalif duruÅŸ, inancıyla, Müslümanca yaÅŸayış ve duruÅŸuyla ortaya konmuÅŸtur.
 
Onun ÅŸiiri bir eylemdir
 
Edebiyatın deÄŸiÅŸik türlerinde verdiÄŸi eserlerle sadece bir ÅŸair, denemeci, tiyatrocu, eleÅŸtirmen gibi deÄŸerlendiremeyiz onu. Bu çeÅŸitlilikte ortaya koyduÄŸu ürünlerle hem sorumluluk taşıyan bir yazar olarak örnek bir tavır ortaya koymuÅŸ, hem bir ‘eylem’ adamı olarak yol gösterici olmuÅŸtur. Rasim Özdenören onun bu özelliÄŸi için ÅŸöyle diyor: “O, ÅŸiirini, eylem olarak üstlendiÄŸi misyonun dile getirimi olarak kullanmıştır. Onun ÅŸiir olarak kaleme aldığı metinler Filistin’i, intifadayı ve benzeri izlekleri iÅŸlemiÅŸtir. Bu ÅŸiirin arka yapısında yer tutan bu izlek gözden kaçırıldığında, anlam çerçevesini oluÅŸturmak için boÅŸuna uÄŸraşılmış olur. Aynı durum oyunları için de geçerli. Onun düÅŸünsel arka yapısı ihmal edilirse, bu oyunları da bir yere koymak güçleÅŸir. Bu aynı durum onun özellikle son yıllarda kaleme aldığı ve arkası arkasına yayınlanan kitaplarındaki yazıları için de söz konusu…”
 
Üstad Nuri Pakdil, Edebiyat dergisi ile oluÅŸturduÄŸu mektepte bir ‘aÄŸabeylik’ örneÄŸi sergilemiÅŸ ve o mektepte yetiÅŸen bütün arkadaÅŸlara dostluÄŸu, kardeÅŸliÄŸi, okur-yazarlığı yorulmayan bir enerji ile anlatmaya gayret etmiÅŸtir.
 
 
Kudüs ve Mescid-i Aksa sevgisinin nasıl bir aÅŸka evrildiÄŸini onda gördük.
 
Okuma bilincinin, yazma ödevinin nasıl bir heyecana, nasıl bir aÅŸka evrildiÄŸini gördük.
 
Yerli düÅŸüncenin yeÅŸertildiÄŸi beyaz sayfalarda yabancılaÅŸmaya karşı duruÅŸun nasıl bir ‘klas duruÅŸ’a evrildiÄŸini gördük…
 
Allah’tan rahmet niyazı ile yazımızı onun güzel bir cümlesiyle bitirelim: “Örgütlerin, kurumların deÄŸil, Ä°slam uygarlığının savunucularıyız. Edebiyatın, sanatın iÅŸlevi, bu uygarlığı anlamaya, bu uygarlığı yorumlamaya yönelmelidir.”
 
 
Åžakir KurtulmuÅŸ / Dünyabizim

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.