Akif Emre Arşivinden: Diyaneti kuran rejimin ideolojik amaçları
Follow @dusuncemektebi2
Dün Diyanet İşleri Başkanlığı''nın kuruluşunun 75. yılı kutlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı''nı kuran iradeyi ve ideolojik amaçlarını doğru okumadan Türkiye''de etnik ve kültürel kimliğin anlaşılması biraz zordur.
Dün Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı''nın kuruluÅŸunun 75. yılı kutlandı. Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı''nı kuran iradeyi ve ideolojik amaçlarını doÄŸru okumadan Türkiye''de etnik ve kültürel kimliÄŸin anlaşılması biraz zordur.
Cumhuriyet rejimini kuran kadrolar Osmanlı bakiyesi topraklar üzerinde yeni bir ulus devlet inÅŸa etmeye giriÅŸirken hem laik hem de dinî bir muhtevaya sığınmak zorunda kaldılar. ÖrneÄŸin, tek bir etnik kimlik oluÅŸturma amacıyla Türk kimliÄŸi öne çıkarılırken dinî bir muhtevadan yararlanıldı. Türkiye''de yaÅŸayan, Osmanlı''dan devralınan etnik mozaik içinde kendini Müslüman addeden tüm unsurlar Türk kabul edildi. Bu anlamda devlet halkına karşı renk körü olmuÅŸtu. BaÅŸka bir ifadeyle, laik ulus devlet oluÅŸumunda dinî bir temel üzerinde üst kimlik oluÅŸturulmaya çalışıldı: Hedefi dinî olmayan ama dinî temele dayanan bir ulus kimliÄŸi.
OluÅŸturulmaya çalışılan yeni Türk ulusu tanımının içerdiÄŸi bu bir tür ''renk körlüÄŸü'' dinî yapılanma için de geçerlidir. Türkiye''de etnik ve kültürel kimliklerin yok sayılmasından yakınanların çoÄŸu kez görmek istemedikleri bu açmaz, bizzat Müslüman unsurların kendi içindeki renklilikleri, çeÅŸitlilikleri de teke indirgeyen bir yapı oluÅŸturdu.
Osmanlı toplumsal yapısı çok kültürlü, çok uluslu, çok dilli, çok dinli bir özelliÄŸe sahip olmasının yanısıra çok Ä°slamlı bir yapı özelliÄŸi taşıyordu. Türkiye''de kurulan sistem etnik yapıda olduÄŸu gibi Ä°slam anlayışı bakımından da ''tek islamlı''lığa indirgenmiÅŸ bir yapılanmayı öngördü. Ve bu tek Ä°slamlı yapılanmanın kurumsal anlamda en önemli ifadesini Diyanet Ä°ÅŸleri oluÅŸturdu.
Toplumsal ve kültürel anlamda dinî anlayış ve yaÅŸayış bakımından çeÅŸitlilik arzeden Ä°slam toplumu Diyanet''in temsil ettiÄŸi veya kimilerince dikte ettiÄŸi, hiçbir dinî cemaat, grup çeÅŸitliliÄŸi taşımayan Türk toplumuna dönüÅŸtürülmeye gayret edildi.
Gerek tasavvufî cemaatlerin toplumsal olarak örgütlenmeleri ve kendilerini ifade etmelerinin önüne geçilmesi, gerekse daha önemli olarak, mezhebî zenginliÄŸin teke indirilmesi oluÅŸturulmaya çalışılan Türk kimliÄŸinin önemli bir boyutunu oluÅŸturdu. Her ne kadar içten içe bu cemaat ve eÄŸilimler kendi faaliyetlerini üstü örtük biçimde sürdürmüÅŸ olsalar da resmî olarak bastırılmaya çalışılmışlardır.
Zaman zaman tarihsel gelenek içinde geliÅŸen tasavvuftan resmî ağızlarca bahsedilse bile, bu, soyut ÅŸiirlerden öteye geçmeyen, pratiÄŸi olmayan bir hümanist hoÅŸgörü felsefesinden ileriye geçmeyen, retorikle sınırlı tutulmak zorunda idi.
Hatta tekke ve zaviyeleri kapatan devrim kanunları kapsamında olmalarına raÄŸmen devlet eliyle bürokrasiye yerleÅŸtirilmeye çalışılan Alevi kitlenin bu anlamda bir kimlik olarak meÅŸruiyetleri tanınmamıştır. Ancak laikleÅŸmenin doÄŸal taraftarı olarak algılanmış ve el altından desteklenmiÅŸtir.
Åžu sıralar resmî çevrelerde Alevilik telaffuz ediliyorsa, bu laiklik kaygılarının öne çıkması nedeniyledir, yoksa bir kimlik olarak tanıma anlamında deÄŸildir. Resmî olarak AleviliÄŸin tanınması diÄŸer tarikatlerin de benzer ÅŸekilde resmî makamlar indinde meÅŸruiyet taleplerini gündeme getirecektir.
Dün 75. kuruluÅŸ yılı nedeniyle konuÅŸan Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı, Ä°slam''da cemaat, grup yok, vahye inanan bütünlükten bahsederken aslında bu teke indirgenmiÅŸ, olanca zenginliÄŸini yitirmiÅŸ yeni, modern ulus kimliÄŸinden bahsediyordu. Yoksa olanca etkisizliÄŸine, en alt düzeye indirgenen temsil yetkisine raÄŸmen Diyanet için yapılan bunca masrafın anlamı kalmazdı.
BaÅŸkan''ın olumsuz örnek olarak gösterdiÄŸi Almanya''daki cemaatlerin kendilerini ifade etme ve dinî motivasyonlarını harekete geçirme olarak yorumlanması gereken yapılanmanın rahatsız edici yanı tek tip vatandaÅŸ/Müslüman çerçevesine sığmamasıdır.
YeiÅŸafak / ArÅŸiv- 04 Mar 1999, PerÅŸembe
Henüz yorum yapılmamış.