Sosyal Medya

Hayrettin Karaman: Teheccüd, kurban, kilise ve domuz üretimi sorularına cevaplar

Türkiye’de domuz çiftliği açmanın, ya da dışarıdan domuz eti ithalatına izin vermenin hükmü nedir? Şer’î hükümlerin cari olduğu bir ülkede yukarıdaki 3 sorunun cevabı ne olurdu?



Teheccüd namazına imsakın girmesine bir saat kala kalkmak mı daha evla yoksa saat 3-4 gibi kalkarak kılmak mı?
 
Cevap
 
Teheccüd namazı: Yatsı namazından sonra uyuyup gece yarısından az önce veya az sonra veya gecenin üçte biri kalınca uyanıp en az iki rek’at olarak kılınan namazın adı teheccüd namazıdır.
 
Bu namazın ümmete nafile namaz olduÄŸunda ittifak vardır. Peygamberimize (s.a.) farz olup olmadığı konusunda ise farklı yorumlara dayalı farklı görüÅŸler olmuÅŸtur.
 
Ä°nsanın durum ve ÅŸartlarına göre teheccüd namazının en uygun vakti deÄŸiÅŸmektedir.
 
1. En iyisi, yatsıyı kıldıktan sonra uyumak ve gecenin yarısı geçtikten sonra kalkıp bu ibadeti ifa etmektir.
 
2. KiÅŸi bir mazeretten dolayı yatsıyı kılmadan uyuduysa, gecenin yarısı geçmeden kalkmalı ve yatsıyı kılmalıdır. EÄŸer yeniden kalkamayacaksa, teheccüd namazını da yatsıyı müteakip kılabilir.
 
3. Yatsıyı kılmak için kalktığında, gecenin yarısı geçmiÅŸ olursa, (bazı fıkıhçılara göre bu vakitte yatsı mekruh olmakla birlikte) önce yatsı namazını, ardından da teheccüd namazını kılabilir.
 
4. “Devamlı teheccüd namazını kılan bir kiÅŸi durumuna bakar; eÄŸer geceleyin kalkamayacağından korkarsa, yatsıdan sonra teheccüd niyetiyle namaz kılıp uyuyabilir” diyen alimler de vardır.
 
Soru
 
Bizler üç maaşı olanlar için bir kurban kesmemiz yeterli midir?
 
Cevap
 
Bir kimse üç maaÅŸ alıyorsa veya bir evde yaÅŸayan üç ÅŸahıs birer maaÅŸ alıyor ve böylece eve üç maaÅŸ giriyorsa bu hane halkının kurban kesmek için gerekli malvarlığına sahip oldukları anlaşılır. Temel ihtiyaçları dışında artıcı, gelir getirici olmasa bile nisap miktarı malı olanlar kurban keseceklerdir. Bazı müçtehitlere göre nisap ÅŸartı da yoktur, temel ihtiyaçlarının karşılığı olan malvarlığına ek olarak kurban alıp kesecek kadar imkanı olanlar kurban keserler.
 
Kurban Bayramı’nda yapılan kurban kesme ibadeti Hanefî mezhebine göre, nisaba malik olanlara vacib, diÄŸer mezheblerin çoÄŸuna göre müekked sünnettir.
 
Hanefî mezhebine göre bir evde yaÅŸayan kimselerin her biri nisab miktarı mala sahip ise her birine kurban kesmek vacibdir. DiÄŸer mezheblerin çoÄŸuna göre hane reisi aile adına bir kurban keser.
 
Diyanet’in nisab ile ilgili açıklaması ÅŸöyledir:
 
“Aşırı derecede deÄŸer kaybeden gümüÅŸün günümüz ÅŸartlarında nisap konusunda ölçü olma niteliÄŸini yitirdiÄŸi bir gerçektir. Nisap miktarında gümüÅŸ ölçü alındığı takdirde zekât alabilecek durumdaki kimseler, zekât yükümlüsü hâline geleceklerdir. Bu itibarla zekât ve kurban gibi ibadetlerin sorumluluÄŸunu belirlerken altının ölçü alınması daha uygundur.
 
“Bu itibarla kurban kesmeyi vacip kılan zenginliÄŸin dinî ölçüsü, ister nâmi (artıcı) olsun isterse olmasın kiÅŸinin borçları ve temel ihtiyaçları dışında 80.18 gr. (20 miskal) altına ya da bunun deÄŸerinde para veya mala sahip olmasıdır. Hangi türden olursa olsun bu miktar mala sahip olmayan kiÅŸi kurban kesmek zorunda deÄŸildir”.
 
Ben Karadâvî’nin incelemesine katılarak altından nisabın 85 gram olduÄŸunu kabul ediyorum.
 
Bugün (23 Nisan 2020) altının gram satış fiyatı 387.55 TL’dir. Bunu 85 ile çarpınca sonuç yaklaşık 33 bin lira olur.
 
Soru
 
1. Bu günkü Türkiye’de Müslüman bir idarecinin kilise açılışında bulunmasının ya da bir kilisenin masrafının genel bütçeden karşılanarak tamir ettirilmesinin hükmü nedir?
 
2. Gene bu günkü Türkiye’de idarecilerimizin içki fabrikası açmasının hükmü nedir?
 
3. Türkiye’de domuz çiftliÄŸi açmanın, ya da dışarıdan domuz eti ithalatına izin vermenin hükmü nedir?
 
4. Åžer’î hükümlerin cari olduÄŸu bir ülkede yukarıdaki 3 sorunun cevabı ne olurdu?
 
Cevap
 
Laik bir ülkede siyaset yapmaya, parti kurmaya, iktidara gelmeye karar veren Müslümanların bir meÅŸru hedefleri olmalıdır. Bu meÅŸru hedefe ulaÅŸmak için mevcut rejimden istifade etme konusunda da danışmalar sonunda cevaz fetvası almış olmaları gerekir.
 
Bu şartlarda iktidara gelince rejimin ve siyasetin zorunlu kıldığı bazı şeyleri yapmak durumunda kalırlar. Zorunlu olmayanları ise yapmazlar.
 
Ä°slam’ın nizam (düzen) olarak da uygulandığı bir ülkede, kadim fıkıhta genel olarak kilise yapımı konusunda görüÅŸ birliÄŸi yoktur. Hicaz bölgesi dışında kalan ve oturanların tamamı veya çoÄŸu gayr-i müslim olan ÅŸehirlerde hem eskilerin tamiri hem de yenilerin inÅŸası caiz görülmüÅŸtür.
 
Gayr-i müslimler bir mabede muhtaç olur da bunu yapacak güçleri bulunmazsa devlet yardım edebilir.
 
Necran’dan Peygamberimiz ile görüÅŸmek üzere din adamlarıyla birlikte Medine’ye gelen bir Hristiyan heyetin, Pazar günü Mescid’de ibadet etmelerine Efendimiz (s.a.) izin vermiÅŸtir.
 
Hz. Ömer halife iken gayr-i müslimlere satmak üzere dışarıdan domuz ve ÅŸarap getiren gayr-i Müslimlerden vergi alınması tartışılmış, verginin domuz ve ÅŸarap olarak deÄŸil de satıştan sonra elde ettikleri paradan alınmasına karar verilmiÅŸtir. Åžu halde gayr-i Müslimlerin kendi aralarında tüketilmek üzere domuz ve ÅŸarap üretmeleri, ithal ve ihraç etmeleri, alıp satmaları da caiz olmaktadır.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.