Turan Kışlakçı'nın kaleminden: İlaç sektörü ve Türkiye'nin yardım eli
Follow @dusuncemektebi2
Koronavirüs dönemi bize bir kez daha gösterdi ki, Batı tıp alanını tamamen şirketlere ve istihbaratlara terk etmiş ve hastalıkların tedavisi konusunda ciddi adım atamamaktadır. Çünkü petrol sektöründen sonra belki de küresel şirketlerin en çok para kazandığı alanlardan biri de ilaç sektörüdür.
Kadim tıp herhangi bir hastalığı ele aldığında o hastalığı tedavi etmeye yönelik çalışma yapar ve ilaçlar hastalığı tamamen iyileÅŸtirinceye kadar da sürerdi. Bugün ilaç sektörü hastalığı kökünden kurutacak ilaç üretmiyor, bilakis hastalığı belirli seviyede tutup sizi sonrasında baÅŸka ilaçlara mahkum ediyor. Onun içindir ki bugün dünyanın her yerinde bakın herkes elinde ilaçlarıyla geziyor.
Bugün modern tıbbın kullandığı alet edavatın yanı sıra ilaçların arkasında da kadim dönem Müslüman tıp alimleri duruyor. Bugün Batı da modern tıp ilminin geliÅŸmesinde bu Müslüman alimlerin büyük rolü bulunuyor. Eserleri Batı dillerine çevrilen o ünlü tıp alimlerinden bazıları ÅŸunlardır: Ä°bn-i Sina, er-Razi, Zehravi, Ä°bnü’s Salebi, Ä°bnü’n Nefis ve Ä°bnü’l Cezzar. Bu Müslüman tıp alimlerinin ürettiÄŸi ilaçlar tamamıyla hastalıklara kesin çözümler sunuyor ve hastalıkları bitiriyordu. Hepsi de bitkilerden üretilen ilaçlardı. Ancak halihazırda Batı’da ilaç sektörü bugün tamamen silah ÅŸirketlerinin kontrolündedir. Ä°laç ÅŸirketlerinin de Avrupa dahil dünyanın birçok ülkesinde SaÄŸlık Bakanlıklarına nasıl sızdıkları ise gerçekten de ürkütücü. Bu konuda onlarca kitap bulabilirsiniz. Size bu konuda önereceÄŸim kitaplardan biri ÅŸudur: Amerikalı Prof. Dr. Jerome P. Kassier’in “On the Take: How Medicine’s Complicity with Big Business Can Endanger Your Health (Av PeÅŸinde: Ä°lacın Büyük Sermaye ile Suç Ortaklığı SaÄŸlığımızı Nasıl Tehlikeye Sokuyor?) kitabı.
ABD istihbaratı CIA’nın 1941 yılında “Tıbbi Ä°stihbarat” bölümü kurduÄŸu ve ilaç ÅŸirketleri ile birlikte dünyanın birçok yerinde hastalıkların ve virüslerin varlıkları ile ilgili araÅŸtırmalar yaptıkları herkesin malumudur. Hele bugün tıbbi cihazlar konularındaki istihbarat çalışmaları ise ayrı bir konu. Anlayacağınız bugün tıbbın geldiÄŸi nokta artık insanlık için fayda saÄŸlamıyor, bilakis zarar veriyor. Geçen haftalarda aktardığım Amerikalı doktor, yazar ve New England Tıp Dergisi’nin genel yayın yönetmeni Marcia Angell’in New York Review of Books’da 2009 yılında yayımlanan bir makalesinde ÅŸöyle diyordu: “Son yıllarda ilaç ÅŸirketlerinin pazarlarını geniÅŸletmek için yeni ve son derece etkin bir yöntemi mükemmelleÅŸtirdiler. Hastalıkları tedavi edecek ilaçları geliÅŸtirmek yerine ilaçlarına uyacak hastalıklar geliÅŸtirmeye baÅŸladılar.”
Batı ilaç sektörünü bir silaha dönüÅŸtürürken, Türkiye baÅŸta olmak üzere birçok Müslüman ülke kadim ecdadlarının yolunda tıp alanında atılımlar yapmaya ve insanlığın hizmetine sunmaya devam ediyorlar. Türkiye geçen haftalarda kendi ürettiÄŸi tıbbi yardımları dünyanın birçok yerine gönderdi. Bir yandan içeride koronavirüs ile baÅŸarılı bir ÅŸekilde mücadelesini devam ettirirken, öte yandan saÄŸlıkla ilgili ürettiÄŸi tıbbi techizatı dünyaya gönderiyor. BaÅŸta Ä°talya, Ä°spanya, Ä°ngiltere ve ABD olmak üzere bugüne kadar toplam 35 ülkeye yardım gönderdi. Türkiye’den dünya genelinde yardım isteyen ülkelerin sayısı 90’ı aÅŸmış durumda. Türkiye’nin yardım ettiÄŸi diÄŸer bazı ülkeler ise ÅŸunlar: Çin, Kolombiya, Almanya, Hollanda, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Filipinler, Endonezya, Pakistan, Yemen, Tunus, Libya, Azerbaycan, Ermenistan gibi ülkeler..
Türkiye Suriye mültecilere yönelik insani ve tıbbi yardımlarını da aksatmadan devam ettiriyor. Hem Türkiye sınırlarında hem de Türk ordusunun kontrolünde bulunan Kuzey Suriye bölgesindeki bölgelerde yardımlar dikkatle sürdürülüyor. Türk Kızılayı ve Yardım organizasyonları oradaki çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Korona virüsünün o bölgelerde yaygınlaÅŸmaması için de yetkililer tarafından her türlü önlem alınıyor. Aynı zamanda bölgede muhtemel Korona yaygınlaÅŸmasına karşı da ek hastane projeleri devlet tarafından hazırlanmıştır.
Türkiye sadece bununla kalmıyor. Korona virüse karşı ilaç çalışmalarına da hız verilmiÅŸ durumda. CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan birçok üniversite tarafından yürütülen aşı çalışmaları yakından takip edilmektedir. Aşı konusunda ciddi adımlar atıldığı belirtiliyor. Erciyes Üniversitesi Aşı AraÅŸtırma ve GeliÅŸtirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aykut Özdarendeli ve ekibi Virüsün Gen haritasını çıkarmayı baÅŸardı. Gen haritası koronavirüse karşı etkili olacak aşının üretilmesi için virüsü izole ettikten sonra en önemli adım olarak görülüyor.
Bunun yanı sıra Yıldız Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öÄŸretim görevlilerinden Prof. Dr. Muhammed Hamza MüslümanoÄŸlu da bu hafta yaptığı açıklamada, “Sıtmada kullanılan ilacın kimyasal olarak deÄŸiÅŸik formları var. Biz, benzeri ilaçta yeni bir molekül geliÅŸtirip yan etkilerini azaltma noktasında bir çalışma yaptık. Gerekli izinler gelir gelmez, bu ilaçlar üretilecek,” dedi. Fakat Ankara’dan gelen haberlerde Türkiye’nin koronavirüse karşı ilaç geliÅŸtirmede son noktaya vardığı belirtiliyor. Önümüzdeki günlerde CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın bu konuyla ilgili açıklama yapacağı iddia ediliyor.
Hasılı kelam, bugün gelinen noktada Müslüman ülkelerin tıp alanında insanlığın yararına yeniden büyük atılımlar yapmaları gerekiyor. Çünkü geldiÄŸimiz noktada silah, ilaç, petrol ve sigara firmalarının dünyayı getirdiÄŸi noktayı hepimiz müÅŸahade ediyoruz. Türkiye ve diÄŸer Müslüman ülkeler ve Müslüman tıp alimleri insanlığın yararı için ortak çalışma yapmaları ve teknolojiden tutun ilaç sektörüne kadar her alana el atmaları gerekiyor. Çünkü insanlık bir uçurumun kenarında. Bu konuda Müslümanlara çok büyük görevler düÅŸüyor. Bunun ilk adımı kadim tıp geleneÄŸini yeniden ihya etmek olmalıdır.
Ä°stiklal Gazetesi
Henüz yorum yapılmamış.