Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Mısır ekonomisi çöküşe doğru yol alırken...

Sisi yönetiminin mevcut ekonomik zorlukları aşmak için ABD ve Körfez ülkelerine başvurma alternatifleri, Mısır ulusal çıkarının ve dış politikasının belirlenmesinde bu ülkelere daha fazla alan açacaktır. Sayılan mevcut alternatifler Mısır'ı hem İsrail'in güvenliğinin hem de Körfez ülkelerinin iddialı ve maceracı dış politikalarının temel payandası haline gelecektir.



Arap Baharı sürecinde Orta DoÄŸu’da Yemen, Suriye ve Libya gibi ülkelerde devlet sistemlerinin çökmesi ve bu ülkelerde iç savaÅŸların patlak vermesi bölge genelinde istikrarsızlığa neden olsa da bu istikrarsızlığın etkisi nispeten sınırlı kaldı. Bu süreçte korkulan en tehlikeli senaryo Arap dünyası için güç ve istikrar kaynağı olan Mısır’da devlet sisteminin çökmesi ve tıpkı diÄŸer ülkeler gibi Mısır’ın da bir iç savaÅŸ ortamına yuvarlanmasıydı. Bu tehlikeli senaryonun gerçekleÅŸmesi tüm bölge için hatta dünya için telafisi imkânsız sonuçlar doÄŸurabilir, uzun yıllar güç ve istikrar kaynağı olan Mısır’ı tüm bölge için istikrarsızlık kaynağına dönüÅŸtürebilirdi.
 
Bölgesel düzlemde Mısır’a atfedilen bu önem Mısır’ın demografik, askeri, kültürel ve jeopolitik boyutu ile yakından alakalıdır. Yüz milyona yaklaÅŸan ve Arap dünyasının en kalabalık, eÄŸitimli nüfusuna ve bölgenin en güçlü silahlı kuvvetlerine sahip olması, SüveyÅŸ Kanalı ve Kızıldeniz’e hakim jeopolitiÄŸi, Ä°slam öncesi ve Ä°slami dönemde hem askeri hem de kültürel anlamda bölgede liderlik rolü oynaması Mısır’ın istikrarını Orta DoÄŸu bölgesinin istikrarı ile yakından iliÅŸkilendirmemize neden olmaktadır. Aynı zamanda Kahire’de bulunan ve köklü bir eÄŸitim kurumu olan Ezher Üniversitesi, Mısır’ın, Arap ve Ä°slam dünyasının entelektüel merkezi olmasını da saÄŸlamıştır.
 
Kronik sorunlar
 
Mısır, her ne kadar entelektüel, kültürel, demografik, askeri kapasite ve jeopolitik konum itibariyle Arap dünyasında merkezi bir yer iÅŸgal etse de önemli zayıflıkları bünyesinde barındırmaktadır. Bu zayıflıkların en önemlisi hiç ÅŸüphesiz ülkenin kronikleÅŸen ekonomik sorunlarıdır. 100 milyonu aÅŸan ve hızla artmaya devam eden nüfusa ilaveten düÅŸük ekonomik büyüme oranlarının yol açtığı yüksek iÅŸsizlik rakamları, ülkenin bu nüfusu beslemek için yeterli temel gıda kaynaklarına dahi sahip olmaması, yüksek sübvansiyonların kamu bütçesi üzerinde oluÅŸturduÄŸu baskı, eÄŸitimli ve yüksek vasıflı iÅŸgücünün yurtdışına yönelmesinin yol açtığı beyin göçü bu sorunların bazılarıdır. Mısır’ın içinde bulunduÄŸu kaynak yetersizliÄŸini anlayabilmek için sadece buÄŸday üretim, tüketim ve tedarikine bakmak yeterli olacaktır. Ülkede temel gıda ürünlerine yönelik iç talebin yerli üretimle karşılanamaması bu ürünlerin tedariki için ithalata yönelmeye mecbur bırakmıştır. ÖrneÄŸin 2018 yılında ülkede tüketilen yaklaşık 20 milyon ton buÄŸdayın 12 milyon tonunu yurt dışından ithal etmek zorunda olan Mısır, bu yönüyle açık ara dünyanın en büyük buÄŸday ithalatçısı konumundadır. Hükümetin bazen buÄŸday ithalatı için gereken dövizi saÄŸlamada güçlük çekmesi ülkenin gıda güvenliÄŸini tehlikeye düÅŸürmektedir. Mısır demografik, askeri, jeopolitik ve kültürel boyutuna istinaden her ne kadar önemli bir bölgesel aktör olsa da ülkenin içinde bulunduÄŸu mevcut köklü ekonomik sorunları ulusal çıkarlarının tayininde ve dış politikasının uygulanmasında bariz bir etkiye sahiptir. Bu sebepten Mısır’ın dış politikasının, ülkenin bu devasa ihtiyaçları tarafından belirlendiÄŸini söylemek hiç de yanlış olmayacaktır.
 
Köklü deÄŸiÅŸiklikler
 
Modern Mısır tarihine yakından bakıldığında ülkede meydana gelen köklü politika deÄŸiÅŸikliklerinin tümü ekonomik sorunların ağırlaÅŸtığı süreçlerin peÅŸinden yaÅŸanmıştır. Nasır’ın liderliÄŸini yaptığı Pan-Arabizm/Arap Sosyalizmi ideolojisinin 1970’li yıllarda terk edilip ülkenin ekonomi politikalarında köklü bir yön deÄŸiÅŸikliÄŸine gidilerek (infitah/liberal iktisat politikaları) Sovyetlerden uzaklaşılması Mısır’ın bu dönemde yaÅŸadığı ekonomik sorunlarla yakından alakalıdır. Sedat yönetimi bu politika deÄŸiÅŸikliÄŸi ile ülkenin içinde bulunduÄŸu ekonomik darboÄŸazdan liberalleÅŸme ile çıkarak Mısır’ın daha çok yatırım çekmesini, bölgenin ekonomik ve finansal merkezi olmasını hedeflemiÅŸtir. Yine Mısır’ın 1979 yılında, Ä°srail ile Camp David anlaÅŸmasını imzalayarak Ä°srail’i tanıyan ilk Arap ülkesi olması ekonomik sorunların ülke siyasetini domine ettiÄŸi diÄŸer bir önemli kırılmadır. Mısır, Ä°nfitah politikası ile Körfez ülkelerinden önemli miktarda dış yatırım/yardım almış, Camp David anlaÅŸması ile de Ä°srail’den sonra en çok ABD yardımı alan ülke konumuna yükselmiÅŸtir. ABD’nin Camp David anlaÅŸması ile Mısır’a saÄŸlamaya baÅŸladığı ekonomik destek 1979’dan günümüze kadar devam etmektedir.
 
Dünya Bankası verilerine göre 2018 yılında yaklaşık 250 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüÄŸe sahip olan Mısır ekonomisi için çok önemli dört gelir kaleminden bahsedebiliriz; iÅŸçi dövizleri, turizm gelirleri, SüveyÅŸ Kanalı gelirleri ve baÅŸta körfez ülkeleri olmak üzere ülkeye gelen doÄŸrudan yatırımlar/yardımlar.
 
ÇoÄŸu Körfez ülkelerinde çalışan ve sayıları yaklaşık üç milyon civarında olan Mısırlı iÅŸçinin ülkelerine gönderdikleri dövizler Mısır ekonomisinin en önemli gelir kalemlerinden birini teÅŸkil eder. Dönemsel olarak deÄŸiÅŸmekle birlikte iÅŸçi dövizleri 2019 yılında yaklaşık 26 milyar dolar ile ülke milli gelirinin yüzde 10’undan fazlasına karşılık gelmektedir. Ülke ekonomisi için ikinci önemli gelir kalemi turizm gelirleridir. Bölgenin en önemli turizm destinasyonu olan Mısır 2019 yılı itibariyle turizmden 12,6 milyar dolar gelir elde etmiÅŸtir. Mısır ekonomisi için en önemli üçüncü gelir kalemi SüveyÅŸ kanalı geçiÅŸ ücretleridir. Kanal geliri de 2019 yılında 5,8 milyar dolar olarak gerçekleÅŸmiÅŸtir. Ülkeye yönelik büyük oranda petrol zengini Körfez ülkeleri kaynaklı doÄŸrudan finansal yatırımlar/yardımlar ise 2019 yılında 8,5 milyar dolar olarak gerçekleÅŸmiÅŸtir. Sayılan bu dört gelir kalemi toplamda 53 milyar dolar ile ülke milli gelirinin yaklaşık 1/5’ine karşılık gelmektedir.
 
Muhtemel politik sonuçlar
 
2019 yılının son günlerinde Çin’de ortaya çıkan ve küresel bir salgına dönüÅŸen Covid-19 pandemisinin yol açtığı ekonomik daralma tüm dünyayı etkiledi. Ancak bu süreçte Mısır’ın karşı karşıya kaldığı ekonomik güçlükler ülkenin zaten zorda olan ekonomik koÅŸullarını iyice ağırlaÅŸtırdı. Pandemi nedeniyle daralan küresel ekonomi petrol fiyatlarının sert bir ÅŸekilde düÅŸtüÄŸü bir süreci baÅŸlattı. Bu süreçte petrol üreten ülkelerin gelirlerinde yaÅŸanan önemli düÅŸüÅŸler hem Mısır’a gelen doÄŸrudan yatırımlar/yardımlarda hem de iÅŸçi dövizlerinde sert düÅŸüÅŸlere yol açtı. Küresel ekonominin yavaÅŸladığı bu süreçte SüveyÅŸ gelirleri azalırken önemli bir gelir kalemi olan turizm gelirleri bitme noktasına geldi. Tüm bunlara ilaveten Covid-19 salgını sürecinde ülkede 8,5 milyar dolar civarında olduÄŸu tahmin edilen sermaye çıkışı, Mısır ekonomisine kaldıramayacağı bir yük yükledi. Mısır ekonomisinin içinde bulunduÄŸu bu güç koÅŸulların geçmiÅŸte olduÄŸu gibi ülke ulusal çıkarlarının belirlenmesinde ve dış politika uygulamaları üzerinde belirgin bir etkide bulunması kaçınılmaz bir süreçtir. Ülkede askeri darbe ile iktidara gelen Sisi yönetiminin baskıcı politikalarının yol açtığı politik istikrarsızlığa ilaveten Covid-19 pandemisinin yol açtığı ekonomik sorunları Mısır’ın kendi milli kaynakları ile aÅŸması mümkün gözükmemekte. Ülkede devlet sisteminin ayakta kalmasının zaten kırılgan olan ekonomik istikrara ÅŸiddetli bağımlılığı rejiminin istikrarını sürdürmek isteyen Sisi yönetimini dışarıdan kaynak bulmaya mecbur bırakmakta. Körfez ülkeleri ve ABD, Mısır’ın bu süreçte ekonomik zorlukları aÅŸmak için baÅŸvuracağı iki aktör olarak ön plana çıkmaktadır.
 
Arap Baharı sürecinde kemikleÅŸen BirleÅŸik Arap Emirlikleri (BAE)- Suudi ekseni takip ettiÄŸi iddialı dış politikasında Mısır’ın askeri, kültürel, demografik ve jeopolitik kaynaklarına ÅŸiddetle ihtiyaç duymakta. ÖrneÄŸin beÅŸ yılı aÅŸkın bir süredir devam eden Yemen savaşında BAE-Suudi ekseninin istediÄŸi baÅŸarıları elde edememesi güçlü bir kara ordusuna sahip olamaması ile yakından alakalıdır. Bölgenin en etkili ordusuna sahip olan Mısır bugüne kadar Yemen savaşında aktif bir rol üstlenme konusunda son derece isteksiz davrandı. Benzer ÅŸekilde Suriye ve Libya krizlerinde de Mısır, BAE-Suudi ekseninin kendisinden beklediÄŸi tüm rolleri oynamaktan kaçındı. Önümüzdeki süreçte Mısır’ın kronikleÅŸen ekonomik sorunları Sisi yönetimini bu politikaları gözden geçirmeye sevk edebilir. EÄŸer Körfez kaynaklı fonlar Mısır’a akmaya devam edecek ise Mısır, BAE-Suudi eksenine biraz daha yaklaÅŸacak, Mısır’ın dış politikası Körfez’in statükocu ekseninin hegemonyasına girecektir.
 
Mısır ekonomisi için olası bir kurtuluÅŸ yolu ABD’den ve ABD’nin desteÄŸiyle küresel finans kuruluÅŸlarından (IMF, Dünya Bankası vs.) finansal yardım almaktır. Trump yönetiminin Mısır’a yönelik olası finansal yardımları ise “Yüzyılın Barışı” anlaÅŸmasında Mısır’ın etkili bir rol oynamasına baÄŸlı olacaktır. YaklaÅŸan ABD seçimlerinde Yahudi Lobisinin etkili desteÄŸine ihtiyaç duyan Trump açısından içinde bulunduÄŸumuz dönemde Ä°srail’in güvenliÄŸi daha büyük bir önem arz etmektedir. Bu ÅŸekilde Mısır, Ä°srail’in güvenliÄŸinin temel payandası haline gelmek zorunda kalacaktır. Üstelik Muhammed bin Selman ve Muhammed bin Zayed gibi Körfez’in etkili politik aktörleri de, Ä°ran ve Türkiye ile girdikleri rekabette Ä°srail’i bir dengeleyici olarak gördükleri için tıpkı Trump yönetimi gibi Ä°srail’in güvenliÄŸini önceleyen “Yüzyılın Barışı”nı desteklemektedirler.
 
Kime baÅŸvuracak?
 
Sisi yönetiminin baskıcı politikaları ve Covid-19 sürecinin ortaya çıkardığı ağır ekonomik koÅŸullar rejimin politik istikrarı için ekonomik istikrarın büyük önem arz ettiÄŸi Mısır’da yakın gelecekte önemli politik kırılmaya sebep olabilir. Rejimin mevcut ekonomik zorlukları aÅŸmak için sahip olduÄŸu ABD ve Körfez ülkelerine baÅŸvurmak gibi alternatifler, Mısır ulusal çıkarının ve dış politikasının belirlenmesinde bu ülkelere daha fazla alan açacaktır. Sayılan mevcut alternatifler Mısır’ı hem Ä°srail’in güvenliÄŸinin hem de Körfez ülkelerinin iddialı ve maceracı dış politikalarının temel payandası haline gelecektir.
 
 
Müellif: Dr. Necmettin Acar / Mardin Artuklu Üniversitesi / Kaynak: Star-Açık GörüÅŸ

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.