Sosyal Medya

Ergün Yıldırım: Bir asırlık meclisimizin kurucu ruhu

Milli Mücadele içinde doğan o görkemli ruhunu yeniden gösterdi. Yüzyıllık Meclisimizin kurucu ruhunu yeniden hatırlayan millet, kaybettiği hafızasıyla yeniden buluşacak. Türkler, bin yıllık millet ruhu anasırı İslam’la kucaklaşarak yeniden kendi tarihsel anlamlarıyla barışacak.



“Anadolu’nun her köÅŸesinden gelen vekillerimizin teÅŸkil ettiÄŸi Büyük Millet Meclisi, olan biteni dinleyip anladıktan sonra millete hakikati söylemeye lüzum gördü. Millet Meclisi halife ve padiÅŸahımızı düÅŸman tazyikinden kurtarmak, Anadolu’nun ÅŸunun bunun elinde parça parça kalmasına mani olmak, payitahtımızı yine anavatana baÄŸlamak için çalışıyor. Biz vekillerimiz Cenab-ı Hakk ve Resul-i Ekrem’i namına yemin ederiz ki, PadiÅŸah’a ve Halife’ye isyan sözü, bir yalandan ibarettir ve bundan maksat, vatanı müdafaa eden kuvvetleri, aldatılan Müslümanların elleriyle mahvetmek ve memleketi sahipsiz ve müdafaasız bırakarak elde etmektir… Ä°zmir’ini, Adana’sını, Urfa ve MaraÅŸ’ını elhasıl vatanın düÅŸman istilasına uÄŸramış kısımlarını müdafaa eden din ve milletlerinin ÅŸerefi için kan döken kardeÅŸlerinizi arkadan size vurdurmak isteyen alçakları dinlemeyin ve onları Milletin Meclisi’nin kararı üzerine cezalandıracak olanlara yardım edin. Ta ki din son yurdunu kaybetmesin. Ta ki milletimiz köle olmasın. Biz birlik oldukça düÅŸman üzerimize gelmeyeceÄŸini resmen ilan etti. Onun candan özlediÄŸi aramızda nifak ve ÅŸikaktır. Allah’ın laneti düÅŸmana yardım eden hainlerin üzerine olsun ve tevfiki, Halife ve PadiÅŸahımızı, millet ve vatanı kurtarmak için çalışanların üzerinden eksik olmasın.” (Aktaran Åžengüler, Mehmet Akif Külliyatı, Cilt 10, 1992:342-343)
 
6 Mayıs 1920 tarihinde, Hamdullah Suphi bu beyannameyi TBMM’de okur. Beyanname kabul edilir ve daha sonra telgraflarla bütün Anadolu’ya yayılır. Millet Meclisi’nin anlamını ve ruhunu yansıtan bir beyannamedir bu. Dini, vatanı ve hilafeti kurtarmak… Temel amaç budur. TBMM’nin açılış tarzı, vekillerin profili ve söylemi de bunu yansıtır. Hacı Bayram Veli Camisi’nden kılınan Cuma namazı sonrasında, tarikat ÅŸeyhi ile beraber sancağı ÅŸerif altında dualar okunarak ve kurban kesilerek açılış yapılır. Meclis’in bismillahıdır bu, yeni siyasi merkezin ruhudur. Siyasi ve manevi liderliÄŸin bütünlüÄŸü vardır. Din ü devlet felsefesi içkindir.
 
Meclis, kurulduÄŸu andan itibaren demokratik bir biçimde çalışıyor. Türkiye’nin siyasal çoÄŸulculuÄŸunu yansıtıyor. Anasır-ı Ä°slam temeline dayalı bir söylemle hareket ediyor. Mustafa Kemal, konuÅŸmalarında bunu yansıtıyor. Anasırı Ä°slamız diyor. Mehmet Akif, Hasan Basri Çantay, Hüseyin Avni UlaÅŸ gibi Ä°slamlaÅŸma hareketinin önemli isimleri bu çatı altındadır. MeÅŸrutiyet temelinde yorumlanan Ä°slam siyasi düÅŸüncesinin büyük etkileri görülür. Åžura üzerinde duran Kur’an ayeti, Meclis kürsüsünün üzerinde asılıdır. Bütün Birinci Meclis boyunca tartışmalar, çoÄŸulculuk, siyasal rekabet varlığını sürdürür. Åžer’iye ve Evkaf Vekaleti kurulur. Ä°slam ve cumhuriyet iliÅŸkileri tartışılır. Bir açıdan dünyada “Ä°slam demokrasisi”nin ilk tecrübesi ortaya konulur. Hilafetin varlığını koruyarak süren bir meÅŸruti yönetimin tecrübesi yansır. Çok önemli bir tecrübe.
 
Meclis, Ä°stiklal Mücadelesi’ni yürütüyor. Vatan toprakları büyük bir iÅŸgal ve taarruz halindeyken bile tartışmalarını sürdürüyor. Kanunlar çıkarıyor. Savaşı yönetiyor. Bunun için Mustafa Kemal’i baÅŸkomutan olarak atıyor. OlaÄŸanüstü bir durumda çalışmaya devam eden bir meÅŸruti/demokratik sistemdir bu. Anayasa yapar. Türkiye’nin sosyolojik ve tarihsel derinliÄŸini kapsayan bir anayasa. Anasırı Ä°slam sosyolojik ufkuna sahip bir anayasa. Milletin katılımına yol veren bir sözleÅŸme.
 
TBMM’nin baÅŸlangıç ruhu ve kuruluÅŸ felsefesi çok ayrıcalıklı, çok tarihi, çok deÄŸerli bir öneme sahip. Bu baÅŸlangıç ruhu ve kuruluÅŸ felsefesi tasfiye edildiÄŸinde, Türkiye yeni bir yola girdi. Ne demokrasi kaldı, ne siyasal rekabet, ne de anasırı Ä°slam’ın çoÄŸulculuÄŸu. Akifler, Hüseyin A. UlaÅŸlar, Çantaylar tasfiye edildiler. Bir “inkılap meclisi”ne geçildi. CHP’nin hâkimiyetine dayalı tek partili rejimi kuruldu. Türkler, neredeyse derilerine kadar deÄŸiÅŸtirilmeye çalışıldı.
 
1945 ile beraber Büyük Meclis, yeniden demokrasiye geçti. Türkiye yeniden kendi sosyolojik renkleriyle temsil edilmeye baÅŸlandı. Dini özgürlüklerin önü açıldı. Tartışma ve siyasal rekabet doÄŸdu. Türk demokrasisinin temsil edildiÄŸi bir çatı oldu. Darbelerle zaman zaman kapısına kilit vuruldu. 15 Temmuz gecesi, bu defa çatısına atılan bombalarla, alçakça yıkılmak istendi. Buna karşı meydan okuyucu bir duruÅŸ sergilendi. Vekiller, Meclis’e gelerek darbeye karşı demokrasinin kapısına kilit vurulamayacağını gösterdiler. Meclisimiz yeniden büyüdü. Milli Mücadele içinde doÄŸan o görkemli ruhunu yeniden gösterdi. Yüzyıllık Meclisimizin kurucu ruhunu yeniden hatırlayan millet, kaybettiÄŸi hafızasıyla yeniden buluÅŸacak. Türkler, bin yıllık millet ruhu anasırı Ä°slam’la kucaklaÅŸarak yeniden kendi tarihsel anlamlarıyla barışacak.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.